am ne güzel şey ya

kendisine ne kadar iltifat yağdırsam, şiirler yazsam, külliyatlar döktürsem yine az, yine az.

tadı, kokusu, sıcaklığı, tipi, şekli, şemâli mükemmel... mükemmel. sanmıyorum ki bir organ bundan daha güzel olabilsindi.

her farklı bakış açısıyla birlikte çekiciliği, azdırıcılığı değişebilen kutsal değer. her farklı gibiş pozisyonunda yarrağa apayrı tatlar bahşeden kusursuz, eşi benzeri olmayan bir nimet.

hiçbir şey yapmadan yalnızca melül melül bakması ayrı bir zevk, öpmesi ayrı bir zevk, yalaması ayrı bir zevk, emmesi ayrı bir zevk, ellemesi, okşaması, dokunması, koklaması apayrı bir zevk... gibmeyi belirtmiyorum bile zaten.

hani ekmeğimi suyumu verseler, bir şekilde yaşamsal faaliyetlerimin sağlıklı bir halde devam edeceğini bilsem kıyamete kadar kafamı gömüp zerre şikayet etmeden uyuyabilirim oracıkta... içine girip ebediyete kadar yaşayabilirim. dünyada cennetin tadına varır başka da hiçbir şey niyaz etmem allah (c.c.)'ımdan.

nasıl bir şeysin sen? nasıl da kavuruyorsun içine giren yannanı öyle? ne biçim sıkıyor, kavrıyorsun, kerpeten gibi kıstırıyorsun öyle? yalandığın vakit nasıl da kabarıyor, şişiyor, ıslanıveriyorsun? klitorisini yalarken içine koyup çıkardığım parmaklarımın çevresinde kasılışlarının her ânını tatmak öyle güzel ki. gibimi kökünece soktuğum vakit sıcacık am dudaklarını kasığımda hissetmek öyle güzel ki.

hiçbir etken iğrenç kılamaz seni benim nazarımda. idrar kokun, terli-acı tadın ya da kan ağlarken pelte pelte dökülen kan taneciklerin yalnızca daha da kızıştırabilir beni.

bir bilsen sana olan sevdamı; vallahi dile gelir de koalanın ağaca yapıştığı gibi sarılırdın bacağıma, gitme! diye ağlardın. ağlaşırdık.

ölürüm sana. ben vallahi sana ölürüm.

onurum, gururum, karakterim, kişiliğim, param, pulum, malım, mülküm... hepsi de yannanım için birer yaşam destek ünitesi, başka bir şey değil.