1. 876.
    +55 -2
    4 şubat 1215: bu sabah güvercinle mesaj geldi town center'a. britonlar elçi göndereceklermiş. skirmishlerini bozguna uğrattığımız kavim. iyi gelsin dedim hamdi çavuş'a. deli ibrağam'a haber saldım orman tarafındaki tahta duvarın ardına yenicelinin kulesi gibi iki daş kule daha yapsın.

    6 şubat 1215: market işleri iyiye gidiyor. hunlarla ticaret yapıyoruz. atlı araba bir onların markete gidiyor, bir bizim markete geliyor. town center'daki has odada altın tepecikleri oluşmaya başladı.

    8 şubat 1215: geçen ay sefer sebebiyle köylü yeteri kadar tarlada çalışamadı. ihtiyar heyetini topladım çare bulmak için. "yemiş yesinler, yapmadıkları şey mi" dedim. yemiş de yok dediler. "nasıl olmaz?" diye çıkıştım, karaborsaya düşmüş yemiş.

    10 şubat 1215: yanıma dört man in arms alıp markete gittim. yemişleri tepe tepe yapmışlar, altın karşılığı satıyorlar. odun, daş, et ne ararsan var. "en çok yemiş hangi tüccarda var, tez buluna" diye emir buyurdum. yarın town center'da buluşacağım.

    11 şubat 1215: öğle namazı çıkışında haber saldılar, tüccarı bulmuşlar. david elah isimli biri, ikindi çayında görüştüm kendisiyle. "sen hangi millettensin?" dedim, "benim milletim bu oyunda yazmaz" dedi. anlayamadım. "uzatmayalım, yemiş alacağız senden" dedim. küfesi çeyrek altına anlaştık.

    12 şubat 1215: köylüyü daştan ve odundan kestim, herkesi tarlalara saldım. sabah akşam demeden ekin ekiyoruz. ustalara bir de yel değirmeni yaptırıyorum. idris reyisin amca oğlu ekmek yapmak için daş fırın kurmak istiyor, icazet verdim.

    16 şubat 1215: tüccar haber salmış, yemişin küfesi 2 altın oldu diye.. çaresiz kabul ettik.

    18 şubat 1215: tüm akıncıları geyiğe saldım. Allah'ın izni ve inayetiyle yemek sorununu çözeceğiz.

    20 şubat 1215: yemişin küfesi 4 altın oldu. nasıl market anlayışı bu, biz yemiş aldıkça fiyatlar tavan yapıyor.

    21 şubat 1215: akıncılar döndüler, geyik, hindi, koyun ne varsa avlamışlar. tütsüleyip kaldırdık. yemiş siparişlerini kestim ama nafile tüccar hazinenin yarısını aldı neredeyse. içim yanıyor içim.

    22 şubat 1215: briton kafilesi geliyor diye haber verdiler deli ibrağam'ın diktiği kulelerden. briton kralı bizzat gelmiş. kalabalık bir güruh dediler, atlılar, okçular, piyadeler. hayırdır inşAllah diyerek tahta duvara gidip karşıladım.

    23 şubat 1215: town center'da kralın onuruna ziyafet verdirdim, geyikler heba oldu ona yanarım. koca orduyla gelmiş adam, göz dağı veriyor pekekent.

    24 şubat 1215: briton kralı ile görüşmelere çekildik. skirmishler için yanlış anlaşılma oldu dedik karşılıklı. seviyeli ve soylu iki kral olarak "geçmişte yaşanan talihsiz vakıalar ilişkilere zarar vermesin" dileklerinde bulunduk. derken, briton kralı "süvarilerimizin karşısında hiç bir duvar dayanamaz" dedi, laf soktu şerefsiz. altta kalmamak için "kadınlarınız çok güzel etli bilav pişiriyorlar, bir hafta afiyetle yedik" dedim. yüzü allak bullak oldu. "azizim çok sağlıklısınız, kış vakti düşman saldıracak diye duvarda dört gece geçirmeye her kalp dayanamaz" şeklinde cevap verdi, ben de "sağlık hususunda sizin milletle yarışamayız, skirmishleriniz kaçarken çok iyi koşuyor" dedim, o bir nükte yapıyor, ben bir nükte yapıyorum. içimden "söyleyeyim çağ atlatan gençler tarih yıllıklarına bu atışmayı da yazsınlar, çok soylu bir gün oldu" diye geçiriyordum ki alkolün de etkisi ile kral coştukça coştu, susmak bilmedi. yarım saat sonra verecek cevap bulamayınca "o lafları atlatırım... " deyiverdim. hamdi çavuş "nassıl laf soktu oooff" diye bağırınca gaza geldi gavur briton kralı. bana bakıp "o laflar yokkuş aşşa" dedi, bu sefer bunun askerler "o lafın altında kalacağına gel benim kısrağın altında.." diye bağrıştılar. o esnada bende kayış koptu. gerisini hatırlamıyorum.

    25 şubat 1215: dün gece briton kralı maiyetini toplayıp ayrıldı. çok ayıp ettik adama. beyefendi kral imajımdan çıkmış ağız burun dalmışım briton'a, hatırlamıyorum. kesin savaş ilan eder yakında. bu diyara geldik geleli başımız dertten kurtulmaz oldu. "oracıkta boğduracaktınız aslında" diyor hamdi çavuş. iyice tiksiniyorum bu köyün insanından daşından toprağından.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster