1. 1326.
    +6
    tanım: mütekebbir

    okuyordur buraları.

    kibir konusuna gelelim. hani bazen kalem elindeyken kalem ararsın ya, ulan nereye girdi, kalemim yok ayağına. sonra farkedersin bütün zaman boyunca kalem elinle beraber seni takip etmiş. aptallığına kızarsın sonra. küfredersin kendine.

    işte kendisi o farkındalığı yaşayacak mı bunu çok merak ediyorum. assumptionları çok fazla. ne kadar çok assumption, gerçek sistemden o kadar çok uzaklaşmak demek. mühendisliğin birinci kuralı.**
    ortada fol yok, yumurta yokken ciddi anlamda saplanabiliyor. bu önyargı durumundan dolayı birazda. yenebilse iyi olacak.

    elindeki kalemi gör artık amk. benim düşündüğüm gibi düşünmeyen herkes maldır kafasında gitme. bu tavırda durduktan sonra millete kibirli demen seni küçük düşürüyor. ekşicinin yaptığı kibrin makyajsızı seninki. düşün bu dediğimi.

    genç yaşta babanı kaybetmek seni çok etkilemiş elbette. daha bu yaşta dine, ölüm sonrasına bu kadar kafa takmak için evvelinde ciddi travmalar geçirmek gerekiyor. bunu gözlemledim ben. bende de aynısı oldu çünkü.

    kibre dönelim. kaç kişi yorum yapmış bu gerizekalıya tarzı bir şey yazıyordu mesela blogunda. ergenliğin bu kadarı. umumi ortamda kendine küfretmek, kendini aşağılamak tevazu değildir gibko. tam tersi bu noktada bazıları tarafından kibir yoksunluğu, benliğin önemsenmemesi olarak görülse de karşındakileri aşağılamaktır. onları adam yerine koymamaktır. düşün biraz. boşuna dememişler fazla tevazu kibirdendir diye.

    kibir-tevazu ekseninde değil de, doğru yanlış ekseninde yürümek önemli. düşün mesela hastanede teşhis konulamayan bir hasta var. doktorlardan birisi çıkıp zekası ve bilgisiyle teşhisi koyuyor. şimdi bu adamla ben meslektaş olsam ve adam çıkıp "yok canım, bir şey değil bu. kim olsa yapardı bunu." minvalinde konuşsa kendini çoktan diğerlerinden farklı bir yere koyduğunu gösterir bu. aşağılanmış hissederim. çünkü ben değil, o yapmıştır ve herkes bunun farkındadır.

    sosyal/toplumsal ilişkilerde hepimiz kendimizi karşımızdakinden üstün görmeye meyilliyizdir. bu kanıtlı olarak, kontrollü deneylerle gösterilmiştir. sadece benim tespitim değil yani. işte tevazu bu noktada bir otokontrol uygulamasıdır. karşımızdakilerle aramızdaki farkı onlara hissettirmemeye, onların hislerini korumaya çalışırız. yani onlardan üstün olduğumuz kafamıza yatmıştır çoktan. kabullenmişizdir bunu. ve onların üstünde onları koruyan, kollayan biri olarak düşünürüz kendimizi.

    kibre sahip olmayan, benliğini önemsemeyen, bilimum felsefede benliği eritmek, ölmeden önce ölmekten kastedilen şey hep aynıdır. benliğini eritmiş, kibirsiz insan 3. bakış açısından yaşayabilir hayatı. eğer kendisi alanında türkiyede en bilgili, en yetke kişi ise açıkça bunu ortaya koyar, söylemekten gocunmaz. basit bir gözlemdir çünkü yapılan. ayanın beyanıdır bu, kibir denemez.

    belki bu noktada insan kibir, ego gibi kavramlarla anlatılan şeyin aslında herkeste her zaman var olacağını anlar. farkındalıktır önemli olan. boşuna mı homo sapiens demişler. anlayan/kavrayan adam demektir homo sapiens. hepimiz yalancı, kibirli, ikiyüzlü insanlarız. çünkü insan olmanın koşulu bunlar. ancak bilge adam yani homo sapiens bu özelliklerinin de farkında olan adamdır işte. tabi ki dereceleri de var bu yalancılığın, kibrin. kimisinde azdır, kimisinde çok. kiminin boyu uzundur, kiminin kısa. aynı hesap.

    ayık olacaksın, adam olacaksın. kibirli olmak ekşicilere mahsus değil. kendi kibrini göremiyorsun. az buz değil, haberin olsun.

    kibir farklı da yorumlanabiliyor ya. aynı kavram. kibir kavramı. müslümanın ateiste getirdiği eleştiri (tanrının varlığını kabul edemiyor, kulluğu kabul edemiyor kibirinden) ateist tarafından müslümana da yedirilebilir (bütün evrenin varlık nedeninin kendisi olduğunu düşünüyor, bütün evrenin varlık nedenini sınava bağlıyor). bu nokta da önemli.

    cioran'ın çürümenin kitabı adlı eserinden bir alıntı yapıp bırakalım. zira uykum var ve yazının bütünlüğünden emin değilim. daha da taka sarmasın. ufak bir ekleme kibrin belirtisi kendine güvendir aslında. şüpheci adam, sürekli yolda olan adamdır. kibri en az olan adamdır. bırak kibrini de adam gibi adamdır. karşına alıp konuşabileceğin biridir. fanatik birinin fikri değişmez. o saplanmıştır. sen de saplanma diye yazıyorum.

    -düşüş, bir doğrunun peşine takılma ve onu bulmuş olmaktan emin olma değilse; bir dogma için duyulan tutku, bir dogmanın içine yerleşme değilse nedir?-

    kitabı da okuyun derim. muazzam. gereğinden fazla pesimist ve tekrarcı olsa da kafanıza çakıyor fikirleri. çok sağlam kitaptır. özellikle giriş ve sonuç bölümleri.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster