1. 1.
    0
    Bir tarafta Suriye içinde demokrasi mücadelesi veren halklar, bir tarafta ise bu karışıklıktan ağızlarının suyu akan emperyalist devletler. Ulusların kendi kaderlerini kendileri tayin etmesi gereken yerde "biz onlar için kaderlerini tayin ederiz" tavrıyla Suriye'nin iç işlerine burnunu sokan leş kargaları. içerde ve dışarda sıfır sorundan bahseden bir başbakan.

    Demokrasi zütürücüsü, demokrasinin amelesi, demokrasi anlayışında sorunların olduğu gerçeğini her defasında dünya halklarına kanıtlamış bir devlet olan ABD ve her fırsatta ABD sözcülüğü yapan Erdoğan hükumeti, Suriye'de Esad yönetimine karşı oluşacak muhalif güce destek verdiğini açıkladı. ikincisinin Türkiye'de yapıldığı "Suriye'nin Dostları" konferansında Esad yönetimine sert mesajlar verildi. Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın verdiği ateşkes için belirlenen süre sona erdi ve Suriye yönetimi silah seslerinin sustuğunu belirtti. Fakat muhaliflerin olası saldırısına karşı tekrar çatışma başlayacağını belirten Suriye Savunma Bakanlığı gözdağı vermekten de geri çekilmedi. Bu süreçte Almanya Başbakanı Merkel ve ABD Başkanı Barack Obama Suriye ve iran hakkında konuştular ve Beyaz Saray’ın sitesinden Esat’a güvenmediklerini duyurdular. Merkel’de şiddetin devam etmesi durumunda daha sert adımlar atacaklarını belirttiler. Dışardan bakıldığında bir demokrasi, özgürlük arayışı içinde göründüklerini sanan bu emperyalist devletlerin halk düşmanı sömürgeciler olduğunu biliyoruz. ABD'nin niyetinin barış ve demokrasi olmadığı gerçeğiyle beraber peki emperyalistlerin Suriye'de ki karışıklıktan çıkarları neler?

    Esad yönetimine karşı oluşacak muhalefet eğer Suriye halklarının kendi iradeleri sonucu oluşacak örgütlü bir güç olarak Esad yönetimini devirirse ABD ve işbirlikçileri Suriye'de kaybedecek demektir. Emperyalistlerin kaybederken dahi kazanmak için uğraşları muhalefete müdahale edip iradelerini kendi iradelerine dönüştürmek istemeleridir. Esad yönetimiyle düne kadar can ciğer kuzu sarması olan emperyalistler çıkarlarının çatışması neticesinde yeni bir iktidar arayışındadır ve demokrasi ve özgürlük mücadelesi için halkın kendi iradesi sonucu oluşacak bir iktidara tahammül etmeyeceklerdir.

    içeride ve dışarıda sıfır sorundan bahseden Erdoğan hükumeti, içeride Kürt halkına karşı savaş politikaları geliştirmesi kendi halkını katlediyor olması dışarıda nasıl bir strateji yürüteceğinin de göstergesidir. Açılımdan bahsedip kendi halkına uçak kaldırıp onlarca insanı gözler önünde öldüren, binlerce kişiyi tutuklayıp içeri atan, çocuk, kadın, işçi, öğrenci, öğretmen demeden gazıyla copuyla saldıran Erdoğan hükumeti içeride sıfır sorundan bahsetmektedir. Dışarıda da sıfır sorundan bahseden Erdoğan hükumeti Suriye, iran, Ermenistan, Yunanistan gibi komşu devletlere sürekli diş bilemektedir.

    Erdoğan, Suriye'de olası bir sorunda müdahale edeceklerini gösteren tavırları aslında ABD ne zaman isterse o zaman müdahale edeceğinin tavırlarıdır. Son yaptığı açıklamada “Sınır ihlali var” diyen Başbakan sınırları içerisinde bir emperyalist işgalin farkında olup bunun destekçisidir. Suriye ile çıkacak olası bir savaşta kendini aklamak için bahaneler uydurmaya şimdiden başlayan Başbakan NATO’nun Türkiye ile ilgili sorumlulukları var diyerek 5. Maddeyi işaret etti.
    Bu kadar ciddi sorunlar içerisinde Başbakan ve diğer burjuva siyasetçilerin çatışma alanına giderek hendeklere çömelip poz verip “geldik, gördük, gidiyoruz” tavrını daha Türkiye unutmamışken pozun aynısı vermek için Suriye’ye gidip çadırların arasında fotoğraf çektireceğinin belirtti.

    Çözüm arayışında gibi görünen emperyalistler, onların Türkiye’de ki ve Suriye’de ki işbirlikçileri bu karışıklıktan yararlanma ve Suriye’ye işgal planları kurmaktadırlar. Suriye içerisindeki muhalif iradeyi baltalamaya yönelik Suriye halklarının kaderlerini tayin etme noktasında onların önünde bir engel oluşturmak istemektedirler. Halk iradesini baltalamaya yönelik planlar yapan emperyalistler bu kanlı planlarına emekçi halkların çocuklarını alet etmek istemektedirler.

    Bu savaş emekçilerin savaşı değil patronların pay kapma savaşıdır. Emperyalistler Suriye'den elini çekmelidir. Suriye halkı kendi kaderini kendi tayin edecektir. Olası bir Suriye - Türkiye savaşının bedelini emekçi halkların evlatlarının ödemesi istenecektir fakat bu savaş bizim değildir. Patronlar için emperyalistler için ölmeyecek, öldürmeyeceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği.
    ···
   tümünü göster