1. 1.
    +1 -1
    hangi birini sayacağımı bilmediğim anılar silsilesi.

    ama biri var ki hiç unutmam. beni 13-14 yaşlarında karabasanla tanıştıran bir anı.

    ortaokuldayım, beden eğitimi dersi için okuldan eşofman takımı satın alma zorunluluğu doğdu. sınıfta bu takımı almayan son bir iki kişiden biriyim. bizimkilerde para yok. anne diyorum - babam çalışmıyor o zaman, zaten ne ara çalışıp emekli oldu hiç bilmiyorum- beden eğitimi öğretmeni son gün olduğunu söyledi, herkes aldı bir tek ben kaldım almayan, ertesi gün beden dersi var. bir önceki hafta da öyle sert bir şekilde uyardı ki; utandım mı, kızdım mı hatırlamıyorum bile. korktum sadece. söyle öğretmenine haftaya alırız, diyor annem. öyle bir öğretmen ki bu; duruma, şartlara, yaşa, ortama bakmadan sınıfın ortasında insanı aşağılayan, kompleksli, aşırı sinirli bir tip. pazar akşamı artık, yapacak bir şey yok, para yok, alamayacağım eşofmanı. yatmaya gidiyorum. uyuyorum güya. korkunç bir rüya görüyorum ki rüya denmez buna. gece 12 buçuk, kalkıp salonda annemlerle oturuyorum gözümden uyku akıyor. bir kelime dahi edemiyorum neden uyuyamadığımla ilgili, uykum kaçtı deyip bir köşede oturuyorum, belli etmemeye çalışıyorum. etsem de işe yaramayacak biliyorum. ertesi günü düşünüyorum, ne diyeceğim ben öğretmene, ne diyeceğim!!! ne dersem diyeyim beni küçük düşürecek herkesin içinde biliyorum, son gün artık.

    oturduğum yerde uyuyup uyuyup uyanıyorum.

    neyse ertesi gün gelip çatıyor nihayet. öğretmenim diyorum, böyle böyle. annem haftaya alabileceğimi söyledi. tamam diyor, önemli değil, üzerindekilerle idare et.

    herkes okulun armalı eşofmanlarıyla koşarken ben hatırlamadığım bir kıyafetle onlara eşlik ediyorum. buna rağmen seviniyorum, 'oh be herkesin içinde bağırıp çağırmadı' diye.
    ···
   tümünü göster