1. 1.
    +3
    amerika'da radyo, dinleyicilerinden herhangi bir ücret talep etmez. bu sayede çıkar gütmüyormuş gibi aldatıcı bir biçim, partiler üstüymüş gibi bir otorite kazanır; bu da faşizm için bulunmaz nimettir. faşizmde radyo führer'in evrensel çenesine dönüşür; sokak hoparlörlerinden duyulan sesi,, modern propagandadan ayırt edilmesi zaten güç olan ve panik yaratan siren sesleriyle birleşir. nasyonal sosyalistler radyo yayının kendi davalarına, matbaanın reform hareketine yaptığı gibi biçim kazandırdığını biliyorlardı.

    führer'in din sosyolojisi tarafından icat edilen o metafizik karizmasının radyo konuşmlarının her yerde duyulabilirliğinden ibaret olduğu anlaşıldı; bu da tanrısal tinin her yerde var olmasının şeytanca bir parodisidir. sözün her yere nüfuz etmesi gibi muazzam oldu içeriğin yerini alır; tıpkı radyo toscanini çaldığında içeriğin, yani senfoninin yerini bu yapıtı çalmayı mümkün kılan iyilik severliğin alması gibi. führer'in konuşması zaten bir yalanken, hiç bir dinleyici o senfoninin ger.ek bağldıbını artık anlayamaz.

    insan sözünün mutlak olarak konumlandırılması, yani sahte emir radyonun içki eğilimidir. tavsiye buyruğa dönüşür. hepsi aynı olan metaların farklı marka adları altında övülmesi, la traviata ile rienzi uvertürleri arasında sunucunun, pürüzsüz sesiyle bilimsel verilere dayanarak müshil ilacına övgüler düzmesi sırf aptallığı nedeniyle sürdürülemez oldu. nihayet bir gün üretimin tercih olanağı yanılsamasıyla perdelenen diktası, yani özgül reklam führer'in aleni komutuna dönüşebilir.

    sosyal üretimden halkların asgari gereksinimleri için ne kadar ayrılacağını kendi aralarında kararlaştıran faşist büyük çetecilerin toplumunda, insanları belli marka bir toz deterjanı kullanmaya davet etmek anakronist bir davranış olurdu.bu nedenle führer daha modern yoldan, yani lafı fazla gevelemeden döküntü malların tedarik edilmesini de kurbanlarının kıyımı gibi doğrudan emreder.


    aydınlanmanın diyalektiği
    ···
   tümünü göster