1. 1.
    +12 -3
    evet panpalar bu başlıkta kendi bilgime ve yorumuma dayanarak tanrı olmadan da evrenin nasıl oluşmuş olabileceğini anlatmaya çalışıyorum. anlattıklarım, bilime ve kanıtlara dayanmasına rağmen, bu kanıtlar tanrının olmadığını elbette ki göstermez. o kısmı tamamen kendi yorumumdur. elbette yaptığım şey evrenin başlangıcının bilimsel kurallarla açıklanabileceğinin mümkün olduğunu göstermek. bu sayede, evrenin başlangıç kararının bir tanrıya başvurularak açıklanmasının gereksizliği ortaya çıkar. bu bir tanrının olmadığını kanıtlamaz, sadece tanrıya bir ihtiyaç olmadığını gösterir. elbette ki herkesin soruları olabilir ve sorulara açığım. fakat 'amk beyinsiz ateist cehennemde göreceğiz seni' cinsinden yorumlardan hoşlanmıyorum. sorusu olan panpam varsa usulünce sorar.
    başlıyorum.

    1. bölüm : evrenin oluşumu

    olaya evrende 3 'şey' olduğunu söyleyerek başlayacağım : boşluk, enerji ve madde
    bildiğiniz gibi albert einstein e=mc^2 formülüyle bilimde devrim yarattı. fakat bu denklemin manası nedir onu bilmek lazım. e -> enerji , m -> kütle ve c -> ışık hızı. ışık hızı bir sabit olduğuna göre, bu denklem, maddenin enerjiye, enerjinin maddeye dönüşebilleceğini ortaya koydu. bu kullanılarak da, minicik maddelerden (mesela uranyumdan) korkunç enerjiler elde edildi (atom bombası). öyleyse madde enerjiye dönüşebiliyorsa, evrende iki şey olduğunu söyleyebiliriz. enerji ve boşluk.
    20 ve 21. yylarda evrenle ilgili en önde gelen teori elbette big bang(büyük patlama) teorisidir. bu teoriye göre evren, en başta çok küçük hacimli fakat çok büyük kütleli, sonsuz yoğunluklu bir noktacıktı. daha sonra bu noktacık patladı. stephen hawkingin kara deliklerle(yıldızların kendi içlerine çökmesiyle küçük hacim büyük kütle olan yerler tıpkı noktacık gibi) ilgili teorisine göre, kara delik içinde her şey durur. ışık bile. zamanın ışık hızına bağlı olduğunu görelilik teorisiyle bildiğimize göre, bu kara delik içinde zamanın duracağını söyleyebiliriz. yani bir kara deliğe saat atsak, saat kara deliğin içinde durur. öyleyse herkesin söylediği 'bu noktacık nerden geldi o zaman' sorusu anlamsızdır. çünkü zaman algısının olmadığı yerde, nereden geldi diye sorulmaz. bu noktacığın patlamasıyla da, enerji maddeye dönüşerek bildiğimiz evreni oluşturdu.

    2. bölüm : abiyogenez (canlılığın cansızlıktan oluşumu)

    abiyogenezin 4 hipotezi vardır:
    1. amino asit ve nükleotitler gibi küçük organik moleküllerin abiyotik ortamda sentezlenmesi,
    2. küçük moleküllerin (monomerler) birleşerek, protein ve nükleik asitler gibi polimerlere dönüşmesi,
    3. tüm bu moleküllerin “protobiont” adı verilen zarla sarılmış, iç kimyası dışından farklı olan damlacıklar haline gelmesi,
    4. kalıtılmayı mümkün kılan kalıtsal materyalin oluşması.
    dünya oluştuktan sonra, dünya üzerinde su ve atmosferde oksijen kükürt vb maddeler vardı. ozon tabakası henüz oluşmadığından, güneş ışınları filtrelenmeden dünya üzerine geliyordu. miller-urey deneyi, ilkin dünyada ( yani şu anki gibi ozon tabakası olmayan, dünyanın ilk hali), 1. maddenin oluşabildiğini kanıtlamıştır. bu deneye göre güneş ışınları, atmosferdeki maddelerin suya tutunmasına neden olmuş, bu da ilk amino asitlerin oluşmasını sağlamıştır. geriye kalan 3 madde, 1. maddenin doğal sonucudur. yani eğer monomerleri elde edebildiyseniz, bu monomerler zaten polimeri oluşturacaklardır.
    ···
   tümünü göster