1. 26.
    0
    dışarı çıktığımda görünürden kaybolmuştu samur bıyıklı. midemde ise acı bir yanma. yediğim son kaşıktı o anki düşmanım. kökeni olsa olsa esen rüzgarlarla manipur köylüsü indulananın kavruk tenini yalayan buğday taneleri olurdu bu irmiğin. başka irmik de yakamazdı zaten hassas midemi bu denli. bulutlar giderek yerini boy boy ayılara bırakıyordu. büyük olanın parlatmaya başladığı caddede yürümeye başladım cüviyk cüviyk. arnavut kaldırımı yolda yaklaşık 314.159 kaldırım taşını geride bırakmıştım. eski bir saatçi dükkanını geçince duvarın dibinde indian pipe tüttüren saçı sakalı birbirine girmiş bir adam oturuyordu. üzerindeki paçavradan bozma paltosu, akakievich görse üzerindekini çıkarıp verebilecek nitelikteydi. beresinin ve uzun saçlarının yanında eski ama büyükçe bir kulaklık kaplıyordu kulaklarını.
    dışarıya belli belirsiz bu melodi yayılıyordu
    http://www.youtube.com/watch?v=ylAPAENu84Y
    ···
   tümünü göster