1. 51.
    0
    aşağı indiğimizde andrea'nın kulağına tekrar yaklaştım ve sigara kullanıyor musun diye sordum. kullanıyorum dedi. mekan girişinin önünde sigarasını yakarken buldum kendimi. bir tane de kendime çıkarıp yaktım ve ardından sessizliği bozmaya karar verdim

    ben: içeride eğleniyor musun? (bu tip yerlerde çok eğlenmezdim ama uyum sağlamaya çalışırdım)
    andrea: evet eğleniyorum. sen eğlenmiyor musun?
    ben: hayır (gülümsedim)
    andrea: aptalsın (bunu lafı bana söylemeyi alışkanlık haline getirecekti)
    ben: gerçekten öyle mi düşünüyorsun?
    andrea: hayır (biraz bekleyerek söylemişti ardından tekrar gülümsedi) hadi içeri girip shot yapalım

    dedi ve içeri girdik beraber. içerideki curcuna iyice tavan yapmıştı. insanlar çılgınca dansediyordu. andrea'yla beraber bara ulaşmıştık. kulağına doğru bağırarak tekila içmemiz gerektiğini söyledim. oysa ki salaklıktı bu, çünkü kendi ülkesinde tekilanın babasını içiyordu. bana burada satılan tekilaların zehir olduğunu anlatmaya çalışsa da, ona sadece daha çok sarhoş olmamız gerektiğini söyledim ve ikna ettim. bu dakikadan sonra resmen kendimde değildim. sadece ikimizin de çok sarhoş olduğunu anlayabiliyordum. dans etmeye çoktan başlamıştık bile. deli gibi. sadece göz gözeydik ve olduğumuz yerde birbirimizi çevirerek halkalar çiziyorduk. sonsuza kadar sürecek bu heralde diye düşündüğüm bir anda arkamdan birisi dürteledi. kemal'di bunu yapan. bana artık gitmemiz gerektiğini, diğer kızların çoktan dışarı çıktığını ve bizi beklediklerini söyledi. saat çok geç olmuştu ama farkında bile değildik ikimiz de, arkasına bakmadan yürüyen dostum kemal'i takip ettik çıkışa doğru
    ···
   tümünü göster