1. 126.
    0
    üniversite hayatımın ilk günü. eylül ayı. ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi.

    heyecanlıyım. ayrı bölümlerin ayrı binaları olduğuna inanacak kadar malım, toyum. siyasalın en dışındaki merdivenlerinden çıktım. ön bahçede en az yüz öğrenci vardı. garip bir şekilde çok sessiz duruyorlardı.

    bir kız konuşmaya başladı. "yoldaşlar. üniversite yönetimi akademik açılışa bizi almadı. sorunlarımızı dinlemediler. ezildik. biz de kendi alternatif açılışımızı yapıyoruz. faşist fakülte yönetimine karşı omuz omuza mücadele edeceğiz."

    bir pankart açıldı, açanlar pankartı çivilerle duvara sabitlemeye çalışıyorlardı.

    sonra...

    bir anda ortalık karıştı. sivil giyimli üç beş polis önce pankartı indirdi, sonra pankartı tutanlara copla girişti. konuşmayı yapan kız saçından tutulup yerlerde sürüklendi. sonra rastgele coplamaya başladılar. herkes sol tarafa doğru okulun içine doğru kaçtı. panikledim.

    ben salaktım. bir tek ben sağa doğru kaçtım. siyasalla hukuk arasından geçen caddeye doğru. caddeye çıktım karşıya geçmem gerek. hukuğun binasına doğru gitmeliyim. tam önümden elinde sopasıyla yüzü maskeli bir çocuk geçti. az daha çarpışıyorduk. sonra sağıma baktım, caddeden bir sivil polis daha geliyor, çocuğun peşinde . aynen film şeridi gibi. polis ceketini açtı, turuncu kabzasından silahını çıkarttı, çocuğa doğrulttu. ama tam arada ben varım. polis tetiği çekti.

    kurşunun rüzgarı olduğunu ve kulağın bile duyabileceği garip vızıltısını o an öğrendim. yirmi santimle yırtmıştım. manyak polis de bu arada isabet kaydetmiş çocuk belinden vurulmuştu.

    korkumdan hukuğu da geçip koleje kadar koşmuşum. sonraki bir hafta da okula gidemedim.

    amk malı. sağa doğru değil sola koşacaktın.
    ···
   tümünü göster