1. 501.
    +7 -1
    -çıplak yatmamanız faydanıza olur. özellikle ilişki sonrası duş almadan ve çıplak yatarsanız, açık kapı bırakmış olursunuz. the entity filmindeki gibi uçuk şeyler olmayabilir (olabilir de) ama muhakkak sıkıntı çekersiniz. zamanla çevrenizi sararlar ve işleriniz hep ters gider.

    -bir şekilde iletişime geçerseniz sakın küfretmeyin, efendiliğinizden vazgeçmeyin. küfür ve atara karşı ayrı bir nefretleri var. adamın gideceği varsa da gitmez, gitse de başkasını gönderir. işi kişiselleştirir. duanızı okuyun, allah'a sığının ve korkmayın. ama küfretmeyin. "destur bismillah" çekseniz giderler zaten genelde. durduk yere başlarını derde sokmak istemezler. çünkü o alemin de askeri, polisi, yasaları filan var. ama iş kişiselleşirse kanun manun dinlemezler, hiç iyi olmaz.

    -muska olayı genellikle bir bildiri gibidir. yani muskayı yazan hocanın ve bağlı olduğu kavmin bir mesajıdır. "bu şahıs tarafımızca korunmakta. dokunmayın mahvederiz" gibi... yoksa o muskayı açıp, içindeki herşeyi yıldızlar/güneş aynı konumdayken ve aynı ritüelle kendiniz yazsanız hiç bir işe yaramaz, gülerler. hatta cinin biri gelip "hayırdır evlat? sen kimsin?" bile diyebilir.

    -çoğu hocanın hayatı berbattır. çünkü sürekli saldırı altındadır. çünkü bozduğu büyülerle filan hep düşman edinmiştir. hep diken üstünde yaşayanları vardır. ama hepsi öyle değil tabi.

    -hocalar cinleri iki ana gruba ayırırlar. rahmaniler ve sufliler. rahmaniler müslümandırlar ve genellikle şifa kolunda çalışırlar. öyle gönül işleri filan yapmazlar. özgür iradeye müdahele anldıbına gelecek hiç bir işi yapmazlar. tutucudurlar. geri kalanların hepsine sufli denir. bir hoca "sizin gönül işinizi yaparım, şu erkeği/kadını size aşık ederim" diyorsa bilin ki suflilerle çalışıyordur. bu arada hangi hocaya, medyuma sorsanız rahmanilerle çalışmaktadırlar. külliyen yalandır efendim. bu zatların %99'u sufliyatla çalışmakta.

    -bildiğim kadarıyla rahmanilerle çalışan hocalar büyü bozma/muska işlerinde genellikle ya az para alırlar, ya da hiç almazlar. "biz bu işi allah rızası için yapıyoruz" derler. gerçekten de öyledirler.

    -sufli cinlerin hepsi kötü/kötücül değillerdir tabi. aralarında çok karakterli/bilgin olanları da vardır. sizi adam yerine koyarlarsa oturup sohbet edebilirler. zaten çoğu hocaya gerekli yöntemler verenler onlardır. büyü ilminde usta olanları vardır.

    -ifrit dahi olsa zamanında peygamber ve evliyalara çalışmış olanları vardır. (bkz: sultan süleyman) ifrit deyip geçmeyin hani.

    -rüyalarınızda sıklıkla çok güzel hatunlarla/erkeklerle birlikte oluyorsanız ve uyandığınızda bunun fiziksel belirtilerini de görüyorsanız, başınız belada olabilir.

    -hangi türde olursa olsun cin daveti çok tehlikelidir. sen geldiğini anlamazsın ama o sinsice musallat olur ve senelerce süründürür seni. yani davet yapınca "höh!" diye karşınıza dikilmiyorlarsa bu davete icab etmedikleri anldıbına gelmiyor.

    -gece destur demeden dışarıya sıcak su dökmek, ağaç, çalı vs. altına işemek "gel beni döv" anldıbına gelir.

    -bunların bazıları çocukların ruhlarını kaçırıp esir ederler. uykuda astrala çıkmış bir çocuk yanlışlıkla bunlardan birinin bölgesine giderse mahvolur. çocuğun karşılaştığı şey rengarenk ve harika bir dünyadır. kapılıp gider ve geri dönemez. bedeni komada kalır. anlatılana göre grotesk dediğimiz tarz buraların yansımasıdır. (atlıkarınca, palyaço vs.) hatta hansel ve gratel öyküsünün pek de çocuk masalı olmadığından bahsetmişti birisi bana. yine de görevliler vardır tabi. aynı buradaki emniyet birimleri gibi. kaçırılan çocuk kısa sürede kurtarılabilir ve çocuk uyandığında sadece bir kabus gördüğünü düşünür. ama kurtarılamayıp uzun süre komada kalanları da varmış.

    -ayrıca çocukları uyanıkken de çağırırlar. karanlıktan tatlı tatlı ismini seslenirler, özellikle uyku sersemiyken. gitmemek lazımdır. gecenin yarısı su içmeye kalktıktan sonra, "annem beni çağırıyor" diyerek dış kapıya yönelen arkadaşımı zor zaptetmiştim küçükken. "oğlum anne şehir dışında manyak mısın?" desem de zor ikna etmiştim çocuğu. sonra o da şaşırmıştı kendine gelince.

    -666 sayısının şeytanilikle gerçekten de alakası olduğunu söylerler. bazı tılsımların altına ebcedle filan hesaplanarak yazılıyormuş. tamamen kara büyü yani.

    -gelelim fal mevzusuna. fal olayı da tamamen o alemle ilgili. siz fincanı kapattığınızda başınıza üşüşüyorlar zaten. bu yüzden "sık sık fal baktırmayın" derler.

    -falcıların çeşitleri vardır. kimisinin içine doğar. yani bir "bilme" modundadır. kimisiyle konuşurlar "şöyle olacak, böyle olmuş" diye. kimisine de görüntü verirler. bildiğin vizyon. yani televizyon ekranı gibi. kimileri fincanın içinde görür, kimileri duvarda görür, hatta kimileri direk alnınızdan okur. alın yazısı muhabbeti de buymuş. yani "kuş gördüm haber var, at gördüm murat var, kurbağa gördüm vırak var" dan daha fazlası mevcut fal olayında.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster