bunları düzeltecek bir muhalefette yokki

Boncuk Ömer'in hikayesini ilk yazmaya başladığında okumaya başladım ama başlardayken duygusal olarak hazır olmadığım için okuma işini erteledim anca bu zamana kadar.. Keşke o zaman okusaydım dedim hikayenin sonunda. ismen gördüğüm bazı yazarlarla omuz omuza okuma fırsatını kaçırdığım için..

Hikaye her ne kadar kurgu olduğunu öğrensem de tulumda tatlısını gördüğümde Boncuk Ömer'in ablası gelecek aklıma.. Kıyamam sana'yı duyduğumda aklıma hastanedeyken Eylül'ün Boncuk Ömer'e söylediği an gelecek. Birçok yazar belki kendisini gördü belki bir yakınını belki de kendisinde eksiği gördü hikayede. Bundan dolayı yazarı tebrik ediyorum. Bu kadar insanı bir araya toplayıp duygusal olarak bağlayabilmesi gerçekten çok zor bir iş. Ama yazar hikayeyi yazma konusunda başarılı olduğu kadar bir o kadar da final ve sonrasında başarısızdı..

Kimse burada mutlu son olsun diye tutturmadı.. illaki Boncuk Ömer ile Eylül beraber olmasını ister ama bitmiyorsa da bitmez ne yapalım yani.. Zaten yazar hikayenin bir çok yerinde ilerisi için ipuçları vermişti.. Eylül'ün son yalanı sonrasında Ömer'in gidip dönmeyeceği belliydi.. Hikayeyi Ömer ile yazıp sonrasında Eylül olarak bitirmesi ve insanlara adam akıllı açıklama yapmayıp gibtiredip gitmesi sonrasında gelip aslında ben Ömerdim demesi sıvamaktan öte gitmemişti.. Keşke Ömerle final yapıp bir süre sonrasında da Prensesin Günlüğü ile Eylülü özellikle de Ömer öncesini bize anlatabilseydi tadından yenmezdi..

Buradan kavun ile jüpitere selamlar.. Hikaye şarkıları ile çok güzeldi...