aog buluşmaları , bozbaykuşlar bunlardan haberi yok heralde

Ya beyler z serisinden bahsetmiyorum yukarıya yazdığım sorunu yaşıyorum yok mu bi konuya hakim arkadaş ?

panpalar xperia ion lt28i aldım beni deli etti bi yardım edin. yüzde yüz şarj ediyorum bi buçuk saate bitiyor. yüzde 50 şarjla bırakıyorum sabah yüzde 20 ye inmiş buluyorum. şimdi sistemini güncelleyip fabrika ayarına geri döndürdüm az da olsa fark etti ama böyle giderse geri göndercem telefonu internetteki bazı yorumları okudum 1,5 - 2 gün gidiyo diyenler de var anlayanınız varsa bi yardımcı olun.

lan puşt ben de halkla ilişkiler kazandım , bu oğlanlar yavşak diye niye bölüme laf sallıyon

Panpa gel sen beni dinle. Geçen yaz bi alet aldım Iron Gym adında.Bu bir çok fonksiyonlu kapı barfiksi.ilk aydan itibaren beni gören herkes olm nabtın baya geliştirmişin falan demeye başlamıştı.Tam bir yıl oldu ara vermeden barfiks çektim hep. düzenli veya düzensi önemli değil.35 liraya internetten almıştım.sen de kullan öteki ay bana teşekkür ediceksin bak gör.

Çok sağol panpa tuttum seni

panpa bana da atar mısın chrome kullanıyorum yandex gerekiyor galiba açamadım bi türlü.

Gönder bana da panpa

Bana da yollar mısın ?

Ellerinin değdiği her yer yanıyor be panpa. Ondan gelen mutsuzluğa bile razıydım. Silemiyorum , atamıyorum içimden.

Uzun süredir tanıdığım ve son zamanlarda konuşmaya başlayıp aşık olduğum bir kız arkadaşım vardı.Çok sık sevgilisi olan birisi değilim ama olduğu zaman karşımdakine en samimi duygularımla yaklaşırım.

Dün kız arkadaşımla buluştuk ve sinemaya gittik. Film boyunca elimi hiç bırakmadı, başını göğsümden hiç kaldırmadı. Gözlerine bakmaya bile kıyamıyordum. Artık bir şeyleri rayına koyduğumu ve benim de güzel şeyler yaşayabileceğimi düşünmeye başlamıştım. Tarifsiz bir duyguydu.

Birkaç gün önce bana bir arkadaşıyla Kadıköy'e gideceğini söylemişti. Arkadaşının kız olduğunu düşünüp pek üzerinde durmadım.Ama buluştuğumuzda arkadaşının (benim de tanıdığım) bir erkek olduğunu öğrendim. Bozulduğumu anlamıştı.

Eve dönmek için ayrıldığımızda eve varınca bana mesaj atmasını istedim. Mesaj gelmişti.Ona ben evde otururken kendisinin başka bir erkekle istanbul'un diğer tarafına gitmesinin bana yaşatacağı duyguları anlamasını söyledim.Ona karşı olan duygularımdan dolayı kıskandığımı anlattım.

Bana "beni ailemin bile kısıtlamasına izin vermezken sana hiç izin veremem , ben sana senin bana beslediğin gibi yoğun duygular beslemiyorum , sanırım arkadaş kalmamız daha doğru , ama ben hep senin yanındayım" gibi şeyler söyledi. Bunu hak etmemiştim.

Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Aşkımın karşılığı bu olmamalıydı.Zor zamanlarda sığındığım tek liman olan hayallerimi benden çalmıştı.Onu telefonla aradım.Bir saat boyunca ağlayarak , bana yaşattığı duyguları ve hala bir şeyleri değiştirme şansımızın olduğunu söyledim.Ama o kararını vermişti.

En yakın arkadaşlarımla paylaştım bu durumu. Tavsiyelerini dinledim.Ve şu anda belki de gerçek hayatta hiç karşılaşmayacağım siz "panpalarımın" bana vereceği her bir teselli ve tavsiyeye ihtiyacım var. Hala gözlerim nemliyken belki de ayağa kalkmama yardımcı olabilirsiniz. Bekliyor olacağım.

Not: Sizi ciddiye alabilmem için lütfen bana veya kız arkadaşıma küfür etmeyin.

Uzun süredir tanıdığım ve son zamanlarda konuşmaya başlayıp aşık olduğum bir kız arkadaşım vardı.Çok sık sevgilisi olan birisi değilim ama olduğu zaman karşımdakine en samimi duygularımla yaklaşırım.

Dün kız arkadaşımla buluştuk ve sinemaya gittik. Film boyunca elimi hiç bırakmadı, başını göğsümden hiç kaldırmadı. Gözlerine bakmaya bile kıyamıyordum. Artık bir şeyleri rayına koyduğumu ve benim de güzel şeyler yaşayabileceğimi düşünmeye başlamıştım. Tarifsiz bir duyguydu.

Birkaç gün önce bana bir arkadaşıyla Kadıköy'e gideceğini söylemişti. Arkadaşının kız olduğunu düşünüp pek üzerinde durmadım.Ama buluştuğumuzda arkadaşının (benim de tanıdığım) bir erkek olduğunu öğrendim. Bozulduğumu anlamıştı.

Eve dönmek için ayrıldığımızda eve varınca bana mesaj atmasını istedim. Mesaj gelmişti.Ona ben evde otururken kendisinin başka bir erkekle istanbul'un diğer tarafına gitmesinin bana yaşatacağı duyguları anlamasını söyledim.Ona karşı olan duygularımdan dolayı kıskandığımı anlattım.

Bana "beni ailemin bile kısıtlamasına izin vermezken sana hiç izin veremem , ben sana senin bana beslediğin gibi yoğun duygular beslemiyorum , sanırım arkadaş kalmamız daha doğru , ama ben hep senin yanındayım" gibi şeyler söyledi. Bunu hak etmemiştim.

Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Aşkımın karşılığı bu olmamalıydı.Zor zamanlarda sığındığım tek liman olan hayallerimi benden çalmıştı.Onu telefonla aradım.Bir saat boyunca ağlayarak , bana yaşattığı duyguları ve hala bir şeyleri değiştirme şansımızın olduğunu söyledim.Ama o kararını vermişti.

En yakın arkadaşlarımla paylaştım bu durumu. Tavsiyelerini dinledim.Ve şu anda belki de gerçek hayatta hiç karşılaşmayacağım siz "panpalarımın" bana vereceği her bir teselli ve tavsiyeye ihtiyacım var. Hala gözlerim nemliyken belki de ayağa kalkmama yardımcı olabilirsiniz. Bekliyor olacağım.

Not: Sizi ciddiye alabilmem için lütfen bana veya kız arkadaşıma küfür etmeyin.

Küçücük çocuğun Küçücük çocuğun bile elinden şekerini alsan gelip senden geri istiyor. Madem ki biz sizin topraklarınızı işgal ettik sizi gibe gibe , sen de adamsan gelip benden geri alırsın.Ama o kıllı anana söyle g3 mermisi beynine girdiği zaman var vara diye ağlamasın.

sonra uyandın mı yoksa hala rüya görmeye devam mı ediyorsun annesiz bin. Führer'i çağırırım bacını giber bak.

-Bizim insanımızın bir kısmının karakteri gevşektir. Disiplini kaldıramaz.Bu durum askerde de karşımıza çıkar.iki kişi giderler nöbete.Üst devre yatar uyur.O kalkınca alt devresi yatar. Hatta komutanlar bile uyur bazen. Hatta bu gevşekler nöbetteyken yapması gereken en son şeyi yapıp sigara içerler.O gecenin zifiri karanlığında ampul gibi parlar kafaları. Yani bu " ben buradayım gel benim beynime mermiyi bas" demektir. Doğu'da böyle şehit olan çok asker vardır.

-amerika ' da mantık şudur: Asker , kışlada rahat ederse dışarıda iyi savaşır.Bu yüzden koğuşların bazısında playstation bazısında bilgisayar... Bizdeki komutanlar da "kışlada askeri gibelim ki o da düşmanı gibsin" mantığıyla hareket ediyor olacaklar ki ; gezete kağıdı ile cam sildirirler , izmarit toplattırırlar , patlıcan soydururlar ,kendileri fırında köfte yerken askere konserve pilaki yedirirler, hatta yeri gelir evlerini boyatırlar askerlere. Askerin işi midir bunlar ?Vatan ve millet sevgisiyle askere gelen gençler vatana millete söve söve askerlik yapıyor. Kışlaların içi desen yüzde altmışının tadilata ve yeni demirbaşlara ihtiyacı var.

Kardeşim bir adama silahı sadece düşmana doğrultması gerektiğini öğrettiğin zaman sıkıntı yok.hem bu adam istese yasadışı yollardan silah edinir , onu kullanmayı öğrenir. biraz da macera arıyorsa ülke o zaman teksas'a döner.ama eğitimi sağlamsa iyi yetişmişse silahı masuma çevirmez.

-zorunlu askerliğin bir diğer sıkıntılı yanı ise şudur : antalya'da doğup büyümüş , hayatında hiç soğuk veya zorluk yüzü görmemiş 20 yaşında bir genci alıyorsunuz , bir aylık yetersiz bir eğitimden sonra silah söküp takmayı bile bilmezken hakkaride -20 derece soğukta saatlerce nöbet tutturuyorsunuz. terörist de o bölgenin adamı. bölgenin iklimini koklamış suyunu içmiş. terörist olmanın pgibolojisiyle insanlıktan çıkmış. sonra gelmiş bizim antalyalı vatan evladını şehit etmiş. bize de üzülmek kalıyor.

Sebeplerini başlıklar halinde sıralayacağım.

-20 yaşını doldurmuş her erkeğin askere alınması demek devlete bayağı bir külfet demektir.bu her alanda askere yansır. şöyle ki ; akşam yemeğinde tavuk sote çıkarmak yerine taze fasulye çıkartırsınız. silahlandırılmış bir askere 8 şarjör vereceğinize 5 şarjör verirsiniz ki bu da çatışma anında mermisi fazla olana üstünlük verir.

-askere giden vatansever gençlerin yanında hırsız , hapçı , pkk'lı ne kadar bin varsa bunlar da askere gitmek zorunda.bu binler askere geldikleri zaman da dolaplardan para çalar , çarşı izninde haplanıp sorun çıkarırlar.

-çok asker = çok teçhizat olduğundan dolayı çok fazla askere çok iyi teçhizat sağlayamazsınız. hepiniz amerikan filmi izlemişsinizdir. adamlardaki şık askeri kıyafetler , silahlarına taktıkları aksesuarlar , kullanışlı hücum yelekleri vs. hepsi askerlerin işini kolaylaştırır. bizim askerimizin yüreği sağlamdır ama malzemeleri ne yazık ki sivil tasarımcılar tarafından tasarlanmıştır(özel kuvvetler hariç) ve askerin ihtiyaçlarına cevap vermez.

gelen yorumlara göre devam edeceğim yerinizi ayırtın.

Lan sen burda da mı buldun beni pekekent.

Ayakta alkışladım panpa daha iyi bi ayar verilemezdi

küfür ederken iyi miydi pekekent o bana verdiğin alet çantasının da senin de aq

panpa yanında 10 kilo alet çantası matkap falan var otobüse binene kadar gittiği yol ona yetmiştir.

inancımıza saldırıyolar puştlar

ben mi dedim beni işe sok diye aq küfür etmeselerdi o zaman

bulursa yapar panpa daha dükkanın önünden bile geçmiyom xd