• 1 / 1 / 2742 entry
  • 336 başlık
  • 1 trend
  • 2,779.39 incipuan

haaya dötüncü nesil normal

  • +1 -2
    4 nesil 2 çocuk babası 36 lık abiniz geri döndü
    hepinizin dıbına koyayım, ne hale gelmiş lan burası.
    sirkaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan. sirkan.
    ···
  • +1 -5
    çanakkale savaşındaki troll türk askeri
    Çanakkale Savaş sırasında Mustafa Kemal’in Anafartalar Grubu Komutanı oluğu yıllarda yaşanan bu olayı yakın arkadaşı rahmetli Rikneddin Nissanoğlu şöyle anlatıyor ;

    25 nisan sabahıydı, Arıburnu bölgesinden top sesleri duyulmaya başlanmıştı. Bu sırada alınan bir raporda bölgeye bir tabur sevk edilmesi öneriliyordu. Olayı çok önemli gören kemal paşa hazır olan 57’nci Piyade Alayını bir top bataryası ve bir Süvari bölüğü ile takviye ederek Arıburnuna sevk etmiş, kendisi de maiyeti ile birlikte hareket etmişti.

    Paşa Kocaçimen tepesine çıktığı zaman bir grup askerin mevzilerini terk ettiğini, çalılıkların arasından gizlice savaş alanından uzaklaştığını görmüştü, harp zamanında oldukça cılız kalan kemal paşa kıvrak hareketler ile kestirmeden askerlerin önüne çıkmıştı.
    Paşa oldukça sinirliydi, masmavi gözleri bir anda kıpkırmızı olmuştu , Kemal paşa sinirli bir ses tonu ile ;

    -Bre gafiller, utanmaz mısınız korkaklar gibi kaçmaktan, derhal açıklayın bana bu durumu !
    Der ve askerlerin söyledikleri Devlet-i Osmaniye’nin ne durumda olduğunu gözler önüne serer ;
    -Paşam atacak tek bir kurşunumuz kaldı, savaşamayız… hepimizi ya esir alırlar ya öldürürler.

    Kemal paşa masmavi gözleri ile yunan adalarını baştan aşağı süzer ve o tarihi sözleri söyler ;

    -O halde ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum !

    Ata karşısında heyecanlanan Yozgatlı, çarık Ahmet’in oğlu Kınalı Avni kalan tek kurşununu emredersiniz kumandanım ! der ve kafasına sıkar, şaşkına dönen Kemal paşa hemen arkasında duran Kâzım Karabekir’e döner, fes’i ile ağzını kapatarak bıyık altından kıkırdamaya başlar.

    Müthiş rol yeteneğine sahip olan Kemal paşa tekrar yerde yatan askere döner ve şaşkın bir yüz ifadesiyle ;

    -Papapapapa ! inanmıyorum ! alekos , nikos, kaldırın derhal cesseti. Sonra da doğru cepheye.

    Der ve gizleyemediği yunan şivesiyle kendini bir nebze ifşa eder , ardından karargahına doğru yola çıkar .

    Kınalı Avni’nin ismi ise şanlı Türk tarihinin gümüş sayfalarına Devlet-i Osmaniye’nin ilk ve son troll askeri olarak kazınır.

    Kaynakça ;
    Türk tarih vakfı yayınları.
    ···
  • +2
    inci sözlü burası mı oluyor
    zira yolumu kaybetmiş gibiyim
    kaç sene önce girdim buraya hatırlamıyorum bile.
    eskiden google'a inci yazınca direkt burası çıkardı, şimdi inci ayakkabı çıkıyor,

    arabesk filmindeki müjde ar'ın "beyler, ağalar, istanbul ne tarafta?" dediği sahnenin başrolü gibi hissediyorum kendimi.
    ne olmuş lan buraya. inci burası mı ?

    sol tarafta bakiye makiye var, ne işe yarıyo o , kontür mü yükleniyo oraya
    entrylere video ekleme falan gelmiş, vay anasını

    siiirkaaaaaaaaaaaaaaaannn sirrrkaann.
    ···
  • +1
    merhaba inci sözlük burası mı
    zira yolumu kaybetmiş gibiyim, en son 3 sene önce girmişim sözlüğe.
    arabesk filmindeki müjde ar'ın "beyler, ağalar, istanbul ne tarafta?" dediği sahnenin başrolü gibi hissediyorum kendimi.
    ne olmuş lan buraya. inci burası mı ?

    sol tarafta bakiye makiye var, ne işe yarıyo o , kontür mü yükleniyo oraya
    entrylere video ekleme falan gelmiş, vay anasını

    siiirkaaaaaaaaaaaaaaaannn sirrrkaann.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    suratımda inanılmaz bir sıcaklık vardı.
    bir süre yerde yarı baygın şekilde kaldım, parmaklarımı dahi kıpırdatacak halim olmasa da her sesi her hareketi duyuyor, görüyordum. birkaç dakika gardiyanlar içeri girip beni yerden kaldırdılar.

    kanlar içerisinde dışarı çıktım
    alnımda kocaman bir yarık vardı, akan kan üzerimdeki yağmurluktan süzülüp adım attıkça önüme damlıyordu, panik halinde hem küfrediyor hem de yanımdakilere bir şey oldu mu mu diye sorarak revire doğru yürüyordum.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Kendimi birkaç adımla avluya atmaya çalıştım, en azından nöbetçiler sesimizi duyup ayırırdı, avluya çıkacakken üzerimdeki ince yağmurluğun yırtılma sesiyle arkamı dönüp ben de bir kaç yumruk savurmaya başladım.

    koğuşun içerisinde delici kesici alet bulundurmak kesinlikle yasak çok da ağır cezaları vardı, ankara’da aramalarıyla meşhur olan bir yer olduğu için kimsenin cebinde belinde çok şükür böyle bir şey yoktu, kim olduğunu göremediğim biri plastik sandalyeyi kafamda parçaladı, ardından demir kapıya çarpıp yere düştüm, sonrasını ben de hatırlamıyorum.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Aldım yatırılan parayı yönetimden, koğuşa geçtim.

    akşam saat 6 gibi efrat ve yanında bir kişi daha gelip koğuş içerisinde yardım topladıklarını, diğer koğuşlardaki durumu olmayan mahkumlara yardım edeceklerini söyleyip bir miktar para istediler.

    verecek gücüm yok deyince ısrar etmeye başladılar, müebbet cezası olan kişi sandalyeden kalkıp ne diye sesini yükseltiyorsun, adamlar sana insan gibi izah ediyorlar dedi, sen neden karışıyorsun dedim, daha sonra itişme kakışma başladı zaten…

    valizimi elimden alıp sırtımı sıvazlayan adam elini kaldırmış, yumruklar savurmaya çalışıyordu.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    2. haftanın sonunda annem ufak bir miktar para gönderdi.

    Babam zaten konuşmayı tamamen kesmişti
    gönderilen parayı idareden teslim alıyorsunuz… zarf içerisinde, pantolon cebinde para gönderme gibi bir durum kesinlikle yok, o tür bir para gönderildi ise o para size asla ulaşmaz, genelde bir şekilde kaybolur…

    infaz memurları da bunun zaten yasak olduğunu belirterek unut sen onu kardeşim der uygun bir dille.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Cezaevi içerisinde belirli aktivitelere katılabiliyordunuz ancak cezaevi yönetiminin uygun görmediği kimse bu imkanlardan kolay kolay faydalanamıyor, güzel bir kütüphanesi vardı ankara’nın, çoğu türde kitap bulabiliyorsunuz, okumayı ister sevin ister sevmeyin, zaman geçirmek için birebir, pgibolog ile belirli günlerde görüşme imkanınız oluyor ancak onun için de yönetime talepte bulunmanız, uygun görülmeniz gerekiyor, sağ olsunlar bu tür şeylerde sorun yaratmadılar.

    Boncuk yapıp resim çizmekten tutun bir çok hobi ile uğraşmanıza olanak sağlayabiliyorlar.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Siyasi suçlardan dolayı ceza yatan çoğu kişi daha rahattı bana nazaran
    avukatlarıyla daha sık görüşebiliyor, avukatları aracılığıyla doğrudan idareye teleplerini bildirebiliyor, çoğu şeye daha rahat ulaşabiliyorlardı.

    onlar koğuşlarında yemek yapabiliyordu mesela.

    Biz birkaç defa yemek yapabildik

    yediğim en güzel yemek de kettle içinde yaptığımız menemen olmuştu.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Koğuşta 4 ranza vardı
    hepsinin arasında üçer adım kadar mesafe bulunuyordu

    bir köşede demir dolaplar, bir köşede de mutfak için ayrılmış alan vardı ancak orayı kullandırmıyorlardı

    bazı koğuşlarda radyo-televizyon bulunuyordu ama bizde yoktu bu tür şeyler…
    kapitalizmin olmadığı hiçbir yer yokmuş, bunu da ankara’da anladım
    paranız yoksa zütünüzün altına serecek yedek çarşaf dahi bulamıyorsunuz.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Gerçi daha sonra istemeye istemeye deneyimlemiş oldum.

    Aklım almıyordu, nasıl bir anda böyle bir duruma sürüklendim
    nasıl bu kadar büyük hataları peş peşe yapabildim
    hala bir oyun gibi geliyordu.

    Cezaevi şartlarından da bahsedeyim biraz.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    ilk haftalar ne efrat ne de diğerleri ile hiçbir sorun yaşamadım, zaten hepsi içerisinde bulunduğum durumu ya da yüzümü okumayı başarmış olacaklar ki uyuşturucudan girdiğim için herhangi bir ekstra kötü muamelede bulunmadılar ancak anlaşmak zordu.

    hem yaşça benden büyük hem de birbirlerini her daim kolluyorlardı.
    cezaevi yönetimi ise fazlasıyla sıkıydı, kavga gürültü durumlarında koğuşları dağıtıyor, disiplin cezası vermekten çekinmiyorlardı.

    şu pgibolojide istediğim son şeydi bunlar
    ne tek başına kalmaya takatim ne de üç beş pgibopatın koğuşuna düşebilme olasılığıma karşılık kumar oynama niyetim vardı.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    ilk günler kimseyle bir sorun yaşamadım
    yapılacak pek bir iş yoktu, koğuş temizliği haftanın 1 günü dönüşümlü olarak yapılıyordu.

    zaten bulunduğumuz alan oldukça küçük olduğu için pek sorun olmuyordu…
    küçük derken, cezaevinin en büyük koğuşlarından biriydi aslında, 1 ya da 3-4 kişilik koğuşlar da vardı ancak oralarda sadece ağır suçlular, ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar, tecrit edilenler ve sürgün edilen mahkumlar barınıyordu.

    zaten hemen hemen 10 günde bir o koğuşlara baskın yapılır tüm cezaevi çığlıklar içerisinde kalırdı.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Adının efrat olduğunu öğrendim sonralarda, koğuşta yatanların hepsi birbiriyle fazlasıyla iyi anlaşıyordu, muhtemelen örgütlü suçlardan girmişlerdi içeri, sormadım gerçi hiçbirine neden burada olduklarını, benimki sadece tahmin, sadece bir tanesinin müebbet cezası olduğunu öğrendim o gün.

    yemek saatini kaçırmış olacağım ki kimse yemek getirip zütürmedi
    bol bol sigara içtim o akşam

    ağlamak istersiniz… ama ağlayamazsınız, kendinizi sıkar durursunuz gözünüzden bir damla yaş süzülmesin diye, kaslarınız ağrımaya başlar bir süre sonra... mosmor oldum sabaha kadar, ağlarsam üzerime gelirler mi, bana bir şey yaparlar mı, biriyle takışırsam beni öldürürler mi diye düşünmekten sabaha kadar sadece oturdum

    insanın aklına öyle şeyler geliyor ki.

    askerlikte geçirdiğiniz ilk geceye benzemiyor ya da okul yurdunda tanımadığınız insanlarla geçirdiğiniz ilk gece ile uzaktan yakından alakası yok

    altınızda biri yatıyor... ama kim.
    ailesini mi doğradı, dağdan inip teslim mi oldu, üzerinde bomba ile mi yakalandı, hiçbir fikrinizin olmadığını düşünün, zaten yatak denilen şey de uyunacak gibi değildi.

    Bol bol oturdum.

    Evinizin balkonu değil ki çıkıp avluda sigara içesiniz, ya uyuyacak ya da sabahı bekleyeceksiniz.
    ···
  • +1
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    8 kişi vardı benim girdiğim koğuşta.

    Kapı açıldı
    içeriye adım atamadım birkaç saniye, infaz memuru ayakkabısının ucuyla topuklarıma 2 defa dokununca içeri doğru yürüyebildim, 40’lı yaşlarda biri aldı çantamı elimden... hoş geldin geç otur kalma ayakta dedi, oturdum bir köşeye.

    neden geldiğimi sormadı kimse, ne ceza, ne mahkeme… hiçbiri konuşulmadı, herkes elindeki işini yapmaya , sohbetini sürdürmeye devam etti

    çantamı alan arkadaş yatak olmadığını, bugünlük ranza demirine yorgan serip üzerinde yatmam gerektiğini ancak 1 2 gün içerisinde bir çaresine bakılacağını söyledi.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Önce cezaevinin kabul alanına zütürüldüm

    Daha sonra bir personel gelip sohbet etmeye başladı, nerelisin, nereden geldin, yaşın kaç, uyuşturucu ya da alkol bağımlılığın var mı destek olabiliriz dedi, olmadığını, herhangi bir yardım istemediğimi belirttim.

    Ring’in kapısından inerken çoktan bitirmiştim, bir daha asla elimi sürmeyecektim.

    Cezaevinde herhangi bir düşmanın var mı, herhangi bir gruba üye misin dediler, yok abim benim ne işim olur, mal olduğum için buradayım dedim, gülüştük.

    Arama yapılırken pek gülmüyordu yüzüm, evet, o şekilde arıyorlar ne yazık ki… şehir efsanesi sanardım ben, değilmiş.

    Yanımda bulunan telefon, şarj aleti, demir çakmak gibi eşyalarıma tutanak ile el koyup parmak izimi aldıktan sonra koğuşa doğru zütürdüler.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Yaşanılan atmosferi pek anlatmak istemiyorum
    hala hatırladıkça keyfim kaçar... sultan’ın cehennem sıcağı kabininde yolculuk yapıp, koridorda kolunuzda jandarma ile yürürken o kadar çok şeyi sorguluyorsunuz ki.

    F tipini duyunca zaten neye uğradığımı şaşırdım.

    terör örgütü üyesi miyim ben
    çete lideri miyim, ne alaka f tipi cezaevi, ne alaka ankara.

    Yaklaşık 7 saatlik yolculuğun sonunda ulaştık.

    Araç kapıda birkaç dakika bekledi, camdan dışarıya bakmak istedim, jandarma izin vermedi, otur yerine, zaten dışarıyı seyredecek çok zamanın olacak dedi, eğdim kafamı oturdum.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Varsa Ispartalı olan, bilir…
    eskiden Barcelona isminde bir kulüp vardı, tam merkezde. bilmiyorum şimdilerde duruyor mu

    çıkışta dahil olduğum bir kavga ile yakalandım.
    Hem kanımda uyuşturucu maddeye rastlandığı hem de yaralama olayına dahil olduğum için hızlıca nöbetçi mahkemeye sevk edilip daha önce hakkımda açılan kamu davasının da etkisiyle Sincan 2 no’lu f tipi cezaevine gönderildim.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Tekrar içtim.

    Aynı gece ısparta’ya otobüs bileti aldım... ilk aklıma gelen yer orası olmuştu, okul bittikten sonra orada yaşamaya devam eden arkadaşlarım da vardı, pek sorun yaşamazdım tekrar yerleşme konusunda.

    afyon’da anneme mesaj atıp ben bir süre kafa dinleyeceğim, yedek anahtarı ev sahibinden isteyip lütfen eve sahip çık deyip kapattım telefonumu.

    Testlere gitmez, infaz süresince devlet babanın dediklerini yapmazsanız gözünüzün yaşına bakılmaz… durum savcılığa rapor edilir, kamu davası açılır, en kral avukat dahi gelse artık zütünüzü kurtaramaz. verilmesi planlanan cezayı elbet alırsınız.

    Öyle de oldu.
    ···
  • +3
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Haftanın belirli günleri pgibologla görüşüyor, evime dönüyor, hayatımı bu şekilde sürdürmeye devam ediyordum

    aklım gene ona takıldı

    önce linkedin profiline tekrar girdim...
    benden sonra sakarya’da 2 yıl üniversite okumuş
    yeni soyadı ile tüm sosyal medya profillerine ulaştım, bir kızı vardı
    pek fazla kurcalamadan çıktım.

    Canım istiyordu, ama yapamazdım, çıkardı testte, onu görmek istiyordum, ama yapamazdım, düzenini bozamaz, aklını kurcalayamazdım, evlendi, bir yuvası var, sen kendine bak lan bir de…
    ne hale düştün, çoluk çocuğun ağzına meze oldun.

    Ya onu görecek, ya da kafamı dağıtacaktım.
    çok ihtiyacım vardı.
    ···
  • +3
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    11 ay ceza aldım, haftanın belirli günleri pgiboloğa ve teste gidecektim artık.

    serbest kalmış olsam da sevinemedim pek... ailemle aram açıldı, içerisine istemeden sürüklendiğim durum tüm şirket içerisinde duyuldu, daha fazla dayanamadım, istifa ettim.

    Kenarda duran param ile birkaç aylık kiramı ödedim
    en azından başımı soktuğum evden olmayacaktım…
    adli sicil kaydım bozulduğu için yeniden iş bulmam neredeyse imkansızdı.

    Bu devletin üniversitesinde okumuş, mezun olmuştum, ne amelelik ne çaycılık, hiçbirini yapamazdım, benim işim belliydi.

    Hem Kim sabıkası olan bir beyaz yakalı çalışan gördü şimdiye kadar, hele ki böyle bir sabıka ile…

    Aracımı internete koyup 3 4 gün içerisinde sattım, en azından beri 1 sene boyunca idare edebilecek param vardı artık

    fazlalık olan, gereksiz görüp para ödediğim her şeyden kurtuldum

    netflix üyeliği, televizyon, faturalı hat... Aklınıza gelen bu gibi ufak şeylere ne kadar büyük paralar ödediğimi o zaman anladım.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Sabaha kadar nezarette beklettiler
    saat 9 gibi de savcılığa sevk edip ikinci bir ifade aldılar.

    Karakol polisleri her ne kadar nöbetlerini bitirip evlerine gitmenin derdinde olsalar da var olsun devletimin savcısı asla öyle değildi.

    Adliye kapısından içeri girerken bir yandan da yeni avukatı kesip ulan ben bunun parasını nasıl ödeyeceğim diye düşünüyordum, bir gecede kafayı nasıl sıyırmışsam… hala neyin derdindeyim.

    Çok uzun sürmedi savcının aldığı ifade…

    -Uzatmayalım hiç, sen bunları belli ki satıyorsun, siparişin çoğunu dağıttın, kalanını da kadıköy'e zütürürken ekiplere rastladın, doğru, değil mi ?

    x bey, yemin ederim… derken, ne beyi, sayın savcım diyeceksin diye sözümü kesti.

    -sayın savcım, kendim için aldım, kimseye bir şey dağıtmadım bakın kartım bu, bu işi yapıyorum, burada çalışıyorum, kötü şeyler yaşadım, biraz rahatlamak istedim sadece

    - oğlum, hadi diğerini geçtim 100 gramı bir günde içecek ciğer var mı sende kimi kandırıyorsun ?

    -bir günde içeceğim demedim sayın savcım, birkaç ayda içecektim…

    Her ne kadar Mahkeme tarihine kadar tutuklu yargılanmamı istese de savcı, tutmadılar... bu kısımları açıkça anlatmam doğru değil ancak sonuç olarak yakalanan şey kabul edilemeyecek düzeyde olsa da satıcı değil içici statüsünde yargılanmış, Kamu davası açılmasının ertelenmesi kararı ile Denetimli serbestliğe tabi tutulmuştum.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    Sandalyeye oturur oturmaz memur ‘neden kaçıyordun lan yavşak nereye yetişecektin’ diye bağırmaya başlayınca kendime gelmiş olacağım ki avukatımı çağırın ifade falan veremem bu şekilde diyerek çıkıştım.

    halbuki ne avukatım var ne de saçma sapan blöf yapacak takatim.

    Çalıştığım şirketin genel müdürünü aradım.
    hiçbir sebebi yok, aklıma sadece o geldi.
    her ne kadar sesindeki öfkeyi hissetsem de büyüklük yaptı, çevirmedi geri... şirket avukatı ile görüştürdü o saatte, sağ olsun adamcağız da çıktı geldi, birkaç dakika yalnız konuştuk

    konuyu hızlıca anlattım, onun tembihlediği şekilde ifademi verdim, ilk ifadenin kritik olabileceği için kendisi sağ olsun bir çok arkadaşından destek alarak yardım etti.

    avukat darp raporu almamı istese de reddettim, belki bu şekilde ben onları zorlamayacağım için onlar da beni çok zorlamazdı diye düşündüm ama pek işe yaramadı, yediğimiz telsizle kaldık.
    ···
  • +2
    uygun bir başlık ismi bulamadım
    yedik bir tak. Ne yaparsam yapayım hayat sinemam baştan çekilmeye çoktan başlamıştı bile.

    pek hatırlamıyorum ama, öleyim mi alın zütürün diye bir şeyler geveledim sanırım

    memur 'giberim senin ağzının ortasını' deyince sesimi kesip ekip arabasına bindim.

    Hayatım boyunca karakol kapısından içeri sadece 18’i doldurduğum zaman ehliyetimi almaya çalışırken parmak izimi vermek için girmiştim, ne yapacağım ne konuşacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu, hoş ya… muamele de pek iyi olmadığından olacak ki mantıklı düşünmeyi bile beceremiyordum.

    Karakol kapısından içeri ters kelepçeli vaziyette girerken başımdan aşağı kelimenin tam anlamıyla kaynar su dökülmüştü.

    Hızlı hızlı merdivenleri çıktık, boş bir odaya oturttular, bir süre bekledikten sonra ifade vermek için aşağı indirdiler.
    ···
  • daha çok