• 0 / 8 / 8 entry
  • 13 başlık
  • 559.82 incipuan

madx bayan oybirinci nesil silik

  • 0
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    Pislik şefefsiz
    ···
  • +14 -1
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    internetten okul hakkında bir şeyler okurken, zilin sesiyle kafamı kaldırdım. Bir kaç kişi sınıfan çıkarken diğerleri yine etrafımızda toplanmıştı.

    Ben ne olduğunu anlamadan sınıf bir anda dolmuştu. Ah tabi okuldaki iki kızı merak edenler gelmişti. Ece kulağıma dogru eğildi.

    "Kızım bunlar yiyecek gibi bakıyorlar!" onu kafamla onaylayıp kalabalığa baktım. Hepsi ayrı teldeb çalıyor, kendilerini tanıtıyorlardı. Hiç kız görmemiş gibi davranmaları komikti fakat burda madur olan bizdik.

    "Okulu gezdirelim mi kızlar?" "Sana ne oluyor lan! Ben gezdiririm!"

    "Esmer olan benim gençler! Kenara çekilin!""Bende sarışını alayım! Dokunanı giberim."

    Kendi aralarında bizi bölüşürlerken ben hayretle onlara bakıyordum.Ani hareketle ayağa kalkınca hepsi susmuş ne diyeceğime bakiyorlardı
    ···
  • 0
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    Nick 6 ne
    ···
  • 0
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    Ha? Salakmısın
    ···
  • +8 -2
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    Dinleyen olursa devam edicem
    ···
  • 0
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    1 Kere açtım
    ···
  • +14 -8
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    ~~"Ne demek forma yok ya!" diye çemkirdim mağazacıya.

    "Erkek lisesi olduğu için bayan formamız yok canım ya. Özel olarak dikilmesi lazım." dedi bayan görevli. Eceyle tüm forma satan mağazaları dolaşmıştık. Ama forma yoktu.

    "Ne zaman hazır olur?" dedi Ece benden önce davranarak.

    "Elimizde çok az kumaş var. inşallah yeter. Yarın alın. Eğer kumaş yetmezse birkaç gün sürer."

    Hay ben böyle işin! Hayat bana oynuyordu resmen. Bedenlerimizin ölçülerini verdikten sonra çıktık mağazadan.

    "Ne yapacağız kızım biz ya?" diye sordu Ece çaresiz çıkan sesiyle. Onunda ailesi benimkiler gibi sıkıntılıydı. Yaklaşık 2 yıllık bir arkadaşlığımız vardı Eceyle.

    Çok şükür ki onunla beraber gidiyordum o lanet okula. Yoksa katlanılmazdı.

    "Gideceğiz canım mecburen. Yapacak bir sey yok."

    Okulu az çok araştırmışık. Sürekli kavga edilen , tüm vakaların başını çeken bir okuldu. Çoğu kızlar okuldaki veletlere hayrandı. Nasıl olduklarını bilmiyordum fakat okuldaki çocuklar tipleriyle anılan çocuklardı.

    "O kadar erkeğin içinde çok savunmasızız.!" Ece hala ciyaklamaya devam ediyordu.

    "Bana baksana sen. Sence ben bizi ezdirir miyim? O kadar kursa gittik kızım." deyip egomu konuşturdum. Kavga edebiliyordum evet ama bir erkeğin gücüyle elbette bir olamazdı. Yinede kendimi savunabilirdim.

    "Okuldaki çocuklar çok yakışıklıymış diye duydum." diyen Eceye ters ters bakmaya basladım. Tamam yakışıklı çocuklar candır. Sıkıntı yokta, fazlası zarar be.

    Bir süre daha oyalandıktan sonra evlere dağıldık. Okula biraz geç gidecektik çünkü formamız hazır değildi. Umarım eteği uzun yaparlar diye dua etmeye başladım.
    Eve girer girmez burnuma dolan içki kokusu midemi bulandırdı. Alışamıyordum bir türlü.
    istanbula taşındığımızdan beri babam şaftını dağıtmıştı. Annem desem işten eve gelip yatıyor, uyanıp geri işe gidiyordu.
    Umursamazlıklarına alışmıştım ama yinede içimde kocaman boşluk vardı. Evlatlık muamelesi görüyordum resmen.

    Odama geçip pijamamı giydim. Yarın büyük gün.
    .
    .
    "Bu ne be!" diye bağırdım.

    "Ne bağırıyosun be! Kulağımın içine ettin." diyen Ece ye ölümcül bakışlarımı fırlatıyordum. Ece erkenden gitmiş, formalarımızı almış evime gelmişti.

    "Kumaşlarının az olduğunu söyledi kadın. Bir kaç gün bunları giyeceğiz." deyip elindeki mini olan okul eteğini salladı.

    "Kızım bunlarla bizi ayakta zütürürler manyak mısın?" diye sitem ettim.

    "Başka bir fikrin var mı Derin? Çirkefleşmeyi bırakta giyin hadi. Geç kaldık zaten."
    Üstünü çıkarıp formaları giymeye başladı. Bende ayağa kalkıp söylenerek formayı üstüme geçirdim.
    Kalçalarımın biraz altında biten etek beni fazlasıyla rahatsız etmişti. Siyah beyaz kareli etek üstüne beyaz bir gömlek. Ah birde siyah gravatı vardı. Ne hoş!

    "Lan, altına tayt falan mı giysek." doye bir fikir sundum ortaya. Ve bir adet gözlerini deviren Ece ile karşılaştım.

    "Yuh. Penye bir sort işimizi görür bence. Firikik vermeyelim bide." onu onaylayıp saçımı yapmaya başladım. Belime gelen siyah saclarımın aksine Ecenin saçları omuzlarının biraz aşagısında bitiyordu ve sarıydı.

    Saçlarımı düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yapıp Eceye döndüm.
    ikimizde hazır olunca evden çıkıp otobüs durağına yürümeye başladık.
    Hadi hayırlısı.

    "Burası olduğuna emin misin Ece?" deyip önümdeki harabe olan okula bakmaya devam ettim. Eski olan duvarlarının boyası eskimişti.

    "Ulan burası bizim okuldan taha çok tehlikeli. Her an yıkılabilir." dedi Ece.
    Derin bir nefes alıp okulun bahçesine girdik. Pencereden bir kaç çocuk bizi görmüş kafalarını dışarı çıkarmışlardı.
    Atılan laflar eşliğinde okulun kapısından girdik. Ders saati olduğundan koridorda kimsecikler yoktu.
    Kısa bir arayıştan sonra müdürün odasını bulduk. Eceye kısa bir bakış atıp kapıyı tıklattım.
    "Gel" sesiyle kapıyı açıp içeriye girdik.
    Masasınsa oturan yaşlı kel müdüre gülümseyip "merhaba" dedim.

    "Hoşgeldiniz kızlar. Geleceğinizden haberim vardı. 11C sınıfındasınız. Dikkatli olun." dedi hemencicik. Odadan çıkıp sınıfı aramaya başladık bu seferde.

    "Derin, çok heyecanlıyım ben ya." diyerek kolumu tuttu. Bende heyecanlıyım ama çaktırmıyorum dimi be! Sınıfı bulduğumuzda önünde durduk.

    "Hazır mısın sarışın." deyip sırıttım. Kafasını salladığında kapıyı tıklatıp içeri girdik.
    Ben sessiz bir sınıf beklerken tam tersiyle karşılaşmış olmam tabi ki şaşırtmıştı beni.
    Masasında oturup gazete okuyan bir öğretmen vardı. Sınıfsa kendi alemindeydi.
    Bizim girmemiz ile sınıf sessizliğe bürünmüştü.

    "Oha kız mı lan onlar?!" diye böğürdü aralarından biri."Of afetlere bak be." hepsi ayrı ağızdan yorum yaparken hocaya doğru ilerlemeye başladık. Hoca kafasını gazetesinden kaldırıp bizi süzdü. Bari sen yapma be hoca!

    "Hoşgeldiniz. Tanıtın bakalım kendinizi." diyerek ayağa kalktı. Tüm sınıf susmuş bize bakıyordu. ilk Ece konuşmaya başladı.

    "ismim Ece. Ve arkadaşım Derin." eliyle beni gösterdi.

    "Sormak istediğiniz bir şey varmı cocuklar" diye sordu hoca sınıfa. Tüm sınıf büyük gürültüyle ellerini kaldırdı.

    "Sevgiliniz var mı? Yoksa ben olabilirim?" dedi esmer bir çocuk.

    "Seni ilgilendirmez." diye soguk bir yanıt verdim. Sınıftan "oo" sesleri çıkınca baska biri konusmaya başladı.
    "Göğüs bedenin kaç?" dediğinde şaşkınlıkla ağzımı açtım.
    Onu diyen sarışının yanına gidip çantayı kafasına geçirdim. Tüm sınıf gülerken o kendini savunmaya çalışıyordu.

    "Sapık bin! Kuduruk!" diyerek vurmaya devam ettim.

    "Hey sadece şakaydı. Özür dilerim." dediğinde ölümcül bakıslarımı atarak en arkadaki boş sıraya oturdum.
    Ecede yanıma yerleştikten sonra bana dönüm gülmeye başladı.
    Hoca yine kendi aleminde takılmaya başladığında tüm sınıf başımıza üşüştü.
    Hepsi ayrı bir taraftan yavşarken ben ne yapacağımı düşünüyordum. işon sinir eden tarafı hepsi birbirlerinden tatlıydı.

    "Oturun lan yerlerinize!" diye biri böğürdüğünde sesin geldiği tarafa baktım.
    Esmer saçları incin olan çocuk fazlasıyla karizmatikti.
    Abartısız aralarındaki en çekici çocuktu. 'Ben tehlikeliyim' imajı veren gözleri fazlasıyla sert bakıyordu.

    Herkes yerlerine giderken ben hala çocuğu süzüyordum. Bana dönüm göz kırptıktan sonra önüne döndü.

    BANA GÖZ KIRPTI
    ···
  • +34 -26
    4 ayım erkeklere ayrıldı
    Okulun tadilatından dolayı grup grup başka liselere gönderilmişti ancak ece ile ben bir erkek lisesine gönderilcektik. "Bu da ne demek oluyor?!" diyerek müdüre hanımın üstüne yürümeye başladım. Uzun koridorda sesim yankı yaparken, karşımdaki müdür kendini savunmaya çalışıyordu.


    "Yapabileceğim bir şey yok canım. Diğer okullarda kontejyan dolmuş. Sadece birkaç ay." diyerek geri geri gitmeye başladı.


    Müdür'e saldırmamak için zor tutuyordum kedimi.


    "Ulan erkek lisesi orası! Sadece ben mi abartıyorum bunu!"


    Ece duvara yaslanmış, sessizce bizi izliyordu. Benim aksime sakin olması sinirlerimi daha fazla bozuyordu.


    "Derin'cim. Sakin ol lütfen. Milli eğitim böyle istedi. Okuldaki tadilat bitene kadar sabredin.". Müdürün korkak ve mahcup çıkan sesine karşı derin bir nefes aldım. Ellerimi saçlarımdan geçirip arkamı döndüm.


    "Ne kadar sürecek bi tadilat." dedim müdüre bakmadan.


    "4 ay kadar."


    Okulun depreme dayanıksız olduğunu söyleyip, tadilet ettireceklerdi. Bu süre zarfında tüm okul çevredeki okullara dağıtılmıştı. Fazla kalabalık olmayan okulumuzdaki diğer öğrenciler, normal okula giderken Ece ile ben bir erkek lisesine kalmıştık.


    Sinirlenmemin sebebi erkekler ile dolu bir okula gitmem değildi. Okul hakkında fazla dedikodular vardı. Bir sürü olayı olan bu okulda iki kız ne yapabilir?


    "gibeyim." diye fısıldadım sessiz kolidorda. Herkes dersteydi ve yarın dağılıyorduk.


    Eceye baktım. Oldukça üzgün görünüyordu.
    Ailemin umrunda bile olmacaktı. Babam içlerinden ayrılıp kızıyla ilgilenmiyordu zaten. Annem desek konuşmazdi bile benimle.
    Onlar bile bana yardım edemezken yapabileceğim bir şey yoktu.


    Bekle beni Erkek Lisesi
    ···