rez alın yeni yazı geliyor

nerden biliyon lan çalıntı olduğunu

babamla eve gittik. akşam yemeğinde hiç konuşmadık. zaten diğer iki kardeşim çok küçüklerdi. sofrada sadece ben babam ve annem vardık. size hiç annemden bahsetmedim. annem tam bir ev kadınıydı. 1.60 boyunda zayıfça ortaokul mezunu bir kadındı ama asla cahil ya da ezik değildi. normal bir kadındı. bizim için sürekli didinir dururdu. pimpirikli de bir kadındı. yani her hafta en az 2 kere evi temizlerdi. günde 3 makine çamaşır yıkar. 1 bardağı 3 kere yıkardı. böyle de pgibopat bir tarafı vardı.

son zamanlarda annem ve babamın arasındaki soğukluğu kavrayabilmiştim. bu soğuklukta merve ablanın payının olduğunu tahmin ediyordum fakat bundan annemin haberinin olmadığını da çok iyi biliyordum. babam anneme karşı çok ilgisizdi. akşamları doğru düzgün sohbet bile etmiyorlardı ki zaten çoğu akşam babam eve geç saatlerde gelirdi ve koltukta uyurdu.

size biraz babamdan da bahsetmek istiyorum. Rahmetli inanılmaz zeki bir adamdı. sol tarafa doğru çapraz taradığı saçları gür ve simsiyahtı. sakallı 1.86 boyunda dalyan dedikleri cinstendi. birçok kadının ilgisini çekebilecek türde bir adamdı fakat güzel, zeki ve başarılı bir üniversite öğrencisi babamı sadece bu özellikleri dolayısıyla mı sevmişti.

o gün yaklaşık 4 saat sonra babamla merve abla çıkageldiler. inanılmaz sıkılmış ve acıkmıştım. babam hadi oğlum gidelim dedi. yerimden kalktım ama o kalkarken geçen 2 saniyede merve ablayı komple süzmüştüm. inanılmaz iyi gözlem gücümün olduğunu o zamanlar farkında bile değildim.

merve ablanın ruju değişmişti. klagib ince bir kırmızı ruj yerine şimdi vişne çürüğüne yakın mat bir kırmızı ruj sürmüştü. çorabının ayak bileğindeki kısmı çok hafif kaçmış ve saçlarından gelen yoğun şampuan kokusu yeni duş aldığını açıkça gösteriyordu.

Merve ablayla da ta o zamanlar tanıştık. Beni ne zaman görse büyük şişman yanaklarımdan öper küçük aşkım derdi. büyük aşkı da kimdi? ya da var mıydı? yoksa neden ben küçük oluyordum? yoksa sadece yşaımdan dolayı mı küçük diyecekti? yaşım büyüyünce de büyük aşkım diyecek miydi yoksa küçük aşkı olarak mı kalacaktım? belki de büyüdüğümde artık aşkı olmayacaktım.

dalga geçtiğimi falan sanmayın. bu düşünceler o zamanlar 9 yaşında daha erinliğe bile girmemiş bir sabi sübyanın saniyeler içinde kafasından geçen düşüncelerdi.

hacı rez suku atarsanız devam edicem hikaye çok güzel

2001 yılıydı. o zamanlar bilgisayarlar her evde yoktu hatta çok az yerde vardı ve babam sırf bu makineye alışıp ilerde kariyerimi bilgisayar üzerine yapayım diye daha çocuk yaşta beni ofisine zütürür bilgisayarla haşır neşir olmamı sağlardı. babam ileri görüşlü ve zeki bir adamdı. daha o zamanlar söylemişti "bak oğlum ilerde tüm dünyayı bunlar yönetecek o yüzden şimdiden alıştır kendini" diye. fakat benim tek yaptığım tüm gün volfied oynamaktı.

Doktor kontrolünde annemin yanına girdim ellerini sıkıp öptüm iyileştiğin de normalinden daha güçlü ve sağlıklı olucaksın dedim böyle konuşmalara devam ederken içeriye babam girdi ben de onları yalnız bırakmak için dışarı çıktım.

Dışarı çıktığım da hastanede gördüğüm kızı gördüm aklımdan onun ile ilgili kötü şeyler düşünmüyordum sanırsam ya burda çalışıyordu ya da ailesinden biri hastaydı...
Çok geçmeden yanına doğru hareket ederken yüzünün kötü olduğunu fark ettim ve yanına oturdum selam verdikden sonra neyin var gibi sorular ile konuya girmeye başladım

Be neyin var ?
Kız boş ver
Be söyle belki yardımcı olabileceğim bir durum vardır ?
Kız sanmıyorum
Be söyle yinede
Kız annem çok kötü ve babamın işleri iyi değil
Be üzüldüm
Kız sen niye burdasın ?
Ben annem hasta
Kız anladım iyileşir umarım
Ben inş senin de ki de iyileşir
Kız inş

Öyle dedikden sonra annemin yanına doğru hareket etmeye başladım camdan baktığım da uyuyordu ve yanın da babam vardı biraz yüzü kötü durumdaydı acaba yüzünü kötü eden bir şey mi vardı yoksa daha başka şeyler mi ? ...

Eve geldiğim de annem çok kötü öksürüyordu hemen hastaneye züttürmemiz gerekiyordu altda ki taksi durağından taksi çağırdım. Hastaneye doğru yola çıktık yolda giderken babamı aradım hemen ... hastaneye gel dedim. Çok geçmeden hastanenin acil bölümüne girdik orda biraz bekleyip boş olan odaya aldılar annemi dinlenmesi için yatırdılar.. Ben de doktor ile annemin iyileşip iyileşmeyeceğini sordum doktor henüz herşey için çook erken olduğunu söyleyince biraz hayal kırıklığına kapılmıştım...
Çok geçmeden babam geldi hastaneye onu gördüğüm de gözlerim dolmaya başlamıştı babam ağlama sakın falan desede onun da gözleri dolmuştu ona sımsıkı sarılmıştım...

Yüzümü yıkamaya giderken yolda çarpıştığım kızı fark ettim(içimden her yerde karşıma çıkıyorsun dedim) ve wcnin yolununu tuttum...
Yüzümü yıkayınca kendime geldim sonra çay almak için kantin e indim 2 çay alıp babamın yanına döndüm...
Babam a annem çok iyi olucak bak görüceksin diyip onu da teselli etmeye çalışıyordum..

Mert e mesaj attıp evden çıktım her zaman buluştuğumuz olan ormanlık alan a doğru yola koyuldum.

Yolda giderken annemi acaba nasıl iyileştire bilirim diye düşünürken dalgınlığıma gelip kızla çarpıştım kıza pardon affedersin falan derken geçiştirmeye çalıştım tek düşündüğüm annemi nasıl iyileştirceğim olmuştu.

Çok geçmeden olmak istediğim yerde olmuştum biraz etrafı göz gezdirirken çok beklemeden mert geldi...

Me ne oldu kanka niye çağırdın beni
Be kanka çok önemli bir mesele var onu halledicez
Me ne o mesele ?
Be annem çok hasta tedavi olması lazım kanka
Me ne lazım ?
Be para lazım kanka çok para lazım iş bulmamız lazım
Me benim bildiğim bir kaç yer falan var
Be kanka oralar ile konuş.. diyip ayrıldım eve hızlı hızlı giderken ne mert ile buluşmaya giderken kızla yine çarpıştım kız yere düşmüştü kız ı yerden kaldırıp özür diledim dalgın olduğumu falan söyledim kız da biraz terslemişti pek önemsememiştim çünkü ondan daha önemli düşünmem gereken şeyler vardı...

Mertle güle eylene oynarken telefonum çalmaya başladı arayan babamdı...

Babam (Ba) Ben (Be)

Ba oğlum nerdesin
Be mertleyiz baba takılıyoruz
Ba çabuk eve gel annen rahatsızlandı
Be ne oldu baba... derken telefon yüzüme kapandı. Mert e acil gitmem gerektiğini bunu daha sonra tekrardan yaparız diye söz verip ayrıldım.

Eve koşa koşa giderken yoldan geçen minibüs e binip eve daha hızlı gitmeye başladım.
Eve geldiğim de annemin çok kötü öksürüğünü fark ettim babamın telaşesi de gözümden kaçmıyordu. Hemen annemin ellerini tuttum iyi olacaksın diye onu teselli etmeye çalıştım babamın ben böyle konuşurken gözlerinin doluğunu fark ettim. Herşey daha güzel olacak diyip babam a annemin neyi olduğunu sordum.
Babam annemin iyi nefes alamadığını ve ciğerlerinin iyi çalışmadığını söyledi. tamam diyip yanından ayrıldım...

Anlatağım hikaye tamamen gerçek yazağım hikayedeki kişilerin isimlerini değiştiricem şimdiden iyi okumalar

Herşey 2011 yaz tatilin de başladı tabi o zamanlar herşey güzeldi benim için okullun bitmişliği ve sabah erken kalkma telaşesi yoktu artık rahat hissediyordum kendimi. sürekli bilgisayar başında geçirecek olmam da ayrı mutlu etmiyor değildi. Artık yiyip içip yatıp oyun oynayıp gezicektim artık fazla rahattım.

Okuldan ve mahalleden en yakın arkadaşım mert e meydan önün deki ps3 e gidelim diye mesaj attım mert de tamam kanka diyip geri döndü.

Aradan bir saat 1 kadar geçtikden sonra mert ile meydanın önündeki ps3 de buluştuk...

link atın bana da :D

Beyler anlatağım hikaye tamamen gerçektir neyse anlatmaya başlıyorum

Sene 2015 yaz mevsimi aylardan temmuz yaz okuluna gidiyorum gittiğim okul öyle zengin bi okulu değil normal sıradan bir okul neyse okul da gizem ismin de bir kız var adı gibi biri kimseyle konuşmaz etmez neyse öğlen arası saat 13:50 gibi öğlen yemeğine kantin e indim gizem de ordaydı tanışmak için yanına gittim adın ne Gizem senin umursamazbin1 memnun oldum gizem Ben de oldum nasılsın gizem ? iyiyim falan derken yemeğim masama geldi tesadüf olacak ki en sevdiğim yemekler vardı masada gizem pek sevmedi menüyü... yemeği yiyene kadar konuştuk sonra biri aradı açtım arayan kişi kuzenim can dı biraz konuşup kapattım sonra gizem ile olan konuşmaya döndüm döndüğüm de giriş ziline 5 dakika kaldığını öğrendim sonra onun sınıfına kadar eşlik edip kendi sınıfıma gittim...

Hikayenin devamı baya güzel şimdiden teşekkürler

Babam Ba Ben Be

Ba iyi misin oğlum kendi kendine konuşuyorsun
Be iyiyim dalmışım öyle
Ba neye daldın anlat hele
Be bir şey yok öyle dersleri düşünüyordum bu sınavları nasıl geçiceğimi falan
Ba dikkat et kendine
derken gitti biraz bekledikden sonra ders çalışmaya geçtim kendimi pek veremesem de bişiler için çabaladım aradan yaklaşık 2 saat geçtikden sonra Serap dan tekrardan bir mesaj vardı nabıyon gibisinden ders çalıştım dinleniyorum falan dedim tamam falan dedi ben yine bişi yazmadım buna
Serap Se Ben Be

Se Hangi bölümü okuyorsun sen
Be makina tasarım
Se ben de bilişim okuyorum
Be güzelmiş
Se çok sıkıcı ya dersler geçmek bilmiyor
Be yapacak bir şey yok
Se haklısın... derken saatin geç olduğunu fark ettim benim gitmem gerekiyor diyip kapattım o da iyi geceler yazıp bıraktı. Biraz düşündükden sonra bu iş de var diyip uyudum.
Sabah olduğun da babamın mis gibi sucuklu yumurta kokusu ile uyandım babam ilk defa bu kadar neşeli görüyordum acaba bir şey mi oldu falan diye içimden geçirirken çay koyayım mı dedi koy falan derken tekrardan Serapdan mesaj gelmişti günaydın diye buna geri dönüş olarak günaydın yazdım sonra babam ile kahvaltımızı yapıp dışarı çıktık metroya bindiğim de herkesin sanki bir şey varmış gibi yüzleri gülüyordu içimden garip garip şeyler geçirirken tekrardan Serapdan mesaj geldi öğlen arası musait olur musun falan yazdı ben de geri dönüş olarak arkadaşlarıma söz verdim başka zaman falan dedim o da tamam ile kapattı.. Okula geldiğim de bizimkiler de bi gariplik vardı...

Okuyan varsa biraz canlansın rez falan alın yeterli

Buraya nasıl başlasam bilmiyorum ama bir yerden başlamam lazım aylardan mart sıcak ile soğuk arası bir gün sıkıcı bir günün eve gelmesi ile güzelleşen mutlu ve bir o kadar da çirkinleşen hayatım.
Eve geldiğim de biraz yemek yiyip biraz evdekiler ile vakit geçirdikden sonra biraz oyun oynamak için pcyi açtım o sırada telefon da takılıyorum bir kaç sosyal medya hesaplarıma baktıktan sonra bir den telefonuma bildirim geldi Serap ... isimli şahış sizi eklemek istiyor diye... ilk başta pek şey etmedim bizim arkadaşlar dalga geçiyordur falan diye umursamadım daha sonradan Serap mesaj attı... Selam falan diye yine bişi yazmadım içim de bir süphe vardı o zaman daha sonra Serap tekrardan cevap vermiyicek misin diyince geri dönmek zorun da kaldım Aleyküm selam diyip yanıtladım nasılsın naber şeyleri derken ders çalışmam gerektiğini söyledim... sonra görüşürüz yazıp bıraktım. Derslerimin başına geçtiğim de ulan gerçekten bu kız mı yoksa sadece bir şaka falan derken dalmışım kendi kendime konuşurken kapıdan babamın vurması ile irkildim nabıyorsun falan derken hiç bir şekilde cevap veremedim...

Hikayenin ilerleri baya güzel şimdiden okuyanlara teşekkürler

Gittiğim yerde hiç bilmediğim insanlar garip garip tipler v.s vardı. Arkadaşı arayıp nerede olduğunu sordum o da kafenin içindeyiz diyip kapattı.
Yanlarına gidip selam verdim oturdum garsondan bir kahve istedim ve masaya yöneldim nabıyonuz falan derken yan masadaki kızın gülümsediğini fark ettim(gerçekten baya güzel gülüyordu) neyse aldırış etmeyip devam ettim bizimkiler bu gün için birer plan yapalım gibisinden şeyler konuşuyorlardı... biraz zaman geçirip benim okula gitmem gerekiyor diyip yanlarından kalktım yan masada ki kız da kalktı

Ilıman bir eylül ayıydı birer heycan için de yatakdan kalktım bir kaç mesaj attıkdan sonra üstümü giyip dışarı çıktım. Metroya doğru ilerlerken telefonum çaldı... arayan arkadaşımdı -Nerdesin oğlum + metroya binicem sonra ordayım -Tamam diyip kapattı..
Metordaki yerime doğru ilerlerken bir amca geldi oturdu biraz klagib sorular sormaya başladı Amca -A Ben -B

A Nerde okuyorsun evlat
B ... Ünisi Öğretmenlik
A Çok iyi
B Sessiz kaldım bir süre
A Kendine iyi bak evlat
B sizde amcacım dedim ve telefonuma mesaj geldi...
Kanka adres değişti oraya gel... Dedikleri adrese doğru giderken yanıma kızıl saçlı mavi gözlü bir kız oturdu bir süre onu izledim son ses metal müzik dinliyordu gideceğim yere kadar sabır ettim...

Soğuk bir istanbul günüydü üstümü deniştirdim sonra ailem ile masaya oturdum yerken aklıma odam daki kağıt aklıma geldi gidip aldım daha sonra ailem ile kaldığım yerden yemek yemeye devam ediyoruz babam ne aldın odandan diye sordu ben de hiç bir şey diyip geçiştirdim. Daha sonra saat geç oldu size afiyet olsun diyip masadan kalktım.
Evden çıktım metroya doğru gidiyorum giderken de elime aldığım kağıt a bakıyorum... derken kıza çarptım Kız -k Ben -b
K Oha yuh dikkat etsene ayağımı kırdın
B Görmedim kusura bakmayın dalmışım...
K Az önüne bak ya ayağımı incittin
B Çok özür dilerim dalmışım.
K Bundan sonra daha dikkatli yürü lütfen..

Kız ile baya tartışdıkdan sonra metroya bindim giderken tekrardan o kağıdı inceliyor düşünüyordum bu adres e nasıl giderim diye...
Derken en sonuncu durağa gelmiştim Artık inmem gerekiyordu indiğim de herkes bir yere toplanmış yerde ağlayan kız a bakıyordu... Ne oluyor diye sorduğum da...

Rezzzzz

Anlatacağım şey sadece başımdan geçen bir olay Neyse sizi daha fazla oylamadan anlatayım.
Güzel bir mart ayıydı sıcak soğuk ılık geçen günleri ve bütün güzelliği geçen günleri ve sıcak ortamların güzel muhabbetleri olan bir ayda karşıma çıkan bir kız. Adı S

Karışlaşmamız pek tesadüf gibi olsa da güzeldi güzel olmaması için hiç bir sebeb yoktu hafif sıcak hava hafif esen sıcak rüzgar hafif kumral saçları pürüssüz beyaz teni kahverengi gözleri ve yürürken dalgalanan saçları mühteşemdi Yürürken adeta insanları kör edecek kadar güzelliği alıp zütürüyordu Ona dalmış giderken ne olduğunu anlamadan çarptım o özür diledikden sonra önüne baksana be dedi bende affedersiniz diyip ayrılırken içinden mırıldanışını duydum önüne bakmıyor dediğini duymuştum hiç bir şey demedim ondan sonra çünki haklıydı ona dalıp gitmiştim sanki büyülemişti beni çok güzeldi lan.

Devamı şuku ve rez ile devam edecektir şimdiden teşekkürler trend olursak seri seri yazarım

Kardeş yaz artık da okuyalım bekle bekle nereye kadar

Esrayı alıp okuldan çıktık onu bir yerlere züttürüekken o beni bir yerlere züttürecekti daha doğrusu öyle anlaşmıştık.. Esra ilk başta bir kafe gibi yere gitmek istediğini söyledi ve züttürdü.
Mekan a geldiğimiz de kenarda bir masa seçmişti...

Garson gelip siparişleri aldı
(es) öncelik ile sana gerçekten çok teşekkür ederim dün beni dinlediğin için
(b) önemli değil her zaman
(es) sana bir soru sormak istiyorum
(b) tabi
(es) sevgilin varmı ya da hoşlandığın birisi falan
(b) bir süre sessiz kaldığım da durumu anlamıştı sanırım ya da ben öyle zannediyordum
(es) anladım sanırım
(b) senin varmı ? hoşlandığın falan
(es) var ama ona biraz daha zaman tanımak istiyorum...
(b) anladım diyip...
o an içimden bir burukluk oldu bunu böyle devam ettirmemeliydim çünki sevgilisi vardı.

Başka konulara girip konuştuk gelecekte ki hayallerini v.s gibi konulardan... Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık ve saat geç oldu diyip kalktık kasiyere doğru giderken hesapı ben ödüyücem diye tutturdu ben ne kadar hayır olmaz diyip verdim parayı kasiyere.

(Es) neden böyle bir şey yaptın.
(b) sana hesap ödetemem
(es) bir daha ki sefere ben ödüyücem hesabı.
(b) sen o işi unut

böyle böyle devam ederken evine geldiğimizi fark ettik... Biraz durup tekrardan teşekkür edip sarılmıştı yanağımdan bir öpücük kondurup gitmişti..
Yine kafamda bir sürü hikaye dönüyordu...

devdıbını rez aldığınız taktirde gelecektir şimdiden teşekkürler

Ertesi gün okula gittiğim de yanm da Esra oturuyordu Oğuz bir sıra öne geçmiş garip garip bana bakıyordu yerime oturduğum da günaydın diyip konuşmaya girdim
(e) günaydın
(b) nasılsın
(e) iyiyim seni sormalı
(b) iyiyim
(e) okul çıkışı bir yere zütürücem seni (bir yandan da gülüyordu
(b) tamam... tenefüs de bizimkilerin yanına gittim. Nabıyonuz lan dedim hepsi ayrı bir kafadan ayrı ayrı kafadan iyi falan demeye başladılar... başım da bir bela bar sanırım bizimkiler ne oldu falan derken ben son iki üç gündür aynı şekilde tehdit mesajları alıyorum dedim ve dün Esra'yı evine bırakmaya giderken birini fark ettim dedim.. tamam kanka bişi olursa haber ver bize derken tamam diyip Esra'nın yanına gittim..

Devdıbını rez ve şukularınız ile devam edicem şimdiden teşekkürler

Telefonuma gelen mesaj da o kızın peşini bırakıcaksın yazıyordu pek umursamadım çünki esrayı gerçekten seviyordum tanıya bileceğim en iyi kızlardan biriydi diye bilirim yeni tanışmış olsak da.
Eve geldiğim de babamın nerelerdesin oğul demesi garibim e gitmişti çünki babam bana ilk defa böyle bir şey de bulunmuştu. Yemeği yedikden sonra televizyonun karşısın da uyuya kalan kardeşimi kaldırıp yatağına gitmesini söyledim. Daha sonra babama iyi geceler diyip yanından ayrıldım. Telefonuma esradan mesaj gelmişti.
(e) nabıyorsun
(b) pc başına geçmiştim tam bişilere falan bakıcaktım
(e) anladım yarın bişi sorucaktım sana ama
(b) tabi buyur sorabillirsin
(e) yarın bir işin varmı ?
(b) hayır ?
(e) şey ben sana teşekkür etmek için bir yerlere gideriz diye düşünmüştüm bir mahsuru varmı ?
(b) hayır tabi ki gidebiliriz
(e) tamam o zaman iyi geceler sana o zaman(konuşma sonun da bir öpücük vardı)
(b) iyi geceler... dediğim de garip olmuştum kafam da bir sürü hikaye düşünmeye başlamıştım acaba kız benden hoşlanıyor muydu ? ya da ben öylesine böyle bir düşünceye mi kapılmıştım durum tamamen karmaşık bir hal almıştı..
O sıra facebook adresime bir mesaj geldiğini fark ettim senin ile sonra görüşücez diyordu...
Bu geçen gün dövdüğümüz çocuk muydu yoksa daha farklı biri miydi ? olay tamamen farklı yerlere gidiyordu...

Devdıbını rez veya şukularınız ile devam edicem biraz belli edin kendinizi şimdiden teşşekürler