• 2 / 9 / 9 entry
  • 8 başlık
  • 88.85 incipuan

unzaptable78 oybirinci nesil silik

  • 0
    karabüklü var mı d da
    Eskort numarası atanın işi rast gitsin :d
    ···
  • 0
    karıya gidiyorum taktik verin lannnnnnnn
    normal günde günah değil mi amk
    ···
  • 0
    islam dini bu çağda
    Müslümanlar sadece nüfus olarak artabilir .Sosyal refah, ahlak,saygınlık gibi olgular da gelişmeleri için din ve devlet işlerini birbirinden ayırmaları lazım. Dünyanın 7 milyar iinsan var sayalım bunların 6.5 milyarı müslüman olsun ama kalan 500 milyon insan (kafir dedikleri) müslümanları yine yönetir ve çalıştırır.Çünkü itaat içgüdüsü damarlarımıza işlemiştir.Şükretme ve kader anlayışımız(yanlış olan) hak arama isteklerimizi dumura uğratır.Şimdi ki nesil daha düzgün fatiha okumayı bilmiyor ,bırak şimdi ki nesli 2 3 kuşak bile daha Allah'ı basma kalıp cümlelerle tanımlayabilir farklı argüman ve görüşler öne süremez. Yani ne olduğumuzu biz de bilmiyoruz ,Elhamdülillah diyoruz ama altını ne kadar doldurabiliyoruz malum !

    Allah'ın saf dini bozulmuştur. Bunu ne batı ne de kafirler yapmıştır. Müslümanların çeşitli uluhiyet ve tanrının sıfatlarını kendine etiketleme yapma görevine soyunmuş ve yakıştırmış din alimleri ,şeyhler, erbab lar yapmıştır. Mantıklı olan insanın bozulmuş ve deforme olmuş bu dine inanmasını bekleyemessiniz.Bir hurma ile orucunu açan peygamberin , ziyafet sofralarıyla iftar yapan alim ve müridlerinin aynı dinden olduğunu düşünmek komik geliyor. insanlar eşittir takva Allah katındadır Müslümanlar dünyaya bu bakış açısıyla baksaydı Dünya daha yaşanabilir bir yer olurdu.Bir deist olarak Allah'ın varsa hesap gününde beni anlayacağını düşünüyorum.Ama öbür taraf da elinde fenerle bana yaptıklarımın hesabını soracak bir Allah olduğunu düşünmüyorum.
    ···
  • 0
    islama göre çok eşlilik adaletsizlik midirr
    Sizin yaptığınız hata kuranı yaşadığınız çağın toplumsal normlarına ve genel kabullerine göre indiğini sanmanızdır. Her şeye bir kılıf buldun birden fazla eş sahibi olmak nedir ?
    ···
  • -1
    kuran la yüzleşme sadettin merdinn
    - islam; insanlara bir siyasi yönetim biçimi, şekli bırakmadı. Örneğin Kuran'da devlet başkanınından/imam'dan bahseden, ya da bu imamın niteliklerinden, ya da bu imamın nasıl seçileceğinden bahseden tek bir ayet yoktur!
    --- Siz ister krallık, ister demokrasi, ister anayasal monarşi, ister askeri cumhuriyet, v.s. hangi yönetim biçimini seçerseniz seçin. O bunun adıyla ilgilenmez. islam; bu yönetimin niteliklerine bakar. Örneğin; Kanun önünde herkes eşit mi? Hukuk’un üstünlüğü var mı? Temel insan haklarına dayalı adil bir yönetim mi? Din ve vicdan hürriyeti en geniş anlamda uygulanıyor mu? Allah’ın emrettikleri yasaklanmıyorsa, yasakladıkları emredilmiyorsa o devlet meşru bir devlettir. Adına bakılmaz. Nitekim zenciye gülpembe demekle, beyaz olmaz. Kendine islam devleti ismini veren bir ülke, eğer yukarıdaki temel prensiplere uymuyorsa ‘islam Devleti/ya da meşru devlet’ olamaz. Devlet araçtır, amaç değil! Hatta islam'ın kendisi dahi bir araçtır. Amaç insanların huzuru ve saadetidir. Nitekim islam "mal, can, akıl, nesil emniyeti, din ve vicdan hürriyeti gibi" temel hakları/ hukuku güvence altına almak için gönderilmiştir.
    --- Mistiklerin kendi hezeyanlarına binbir numara ile Kuran'dan delil çıkardıkları gibi, bazı siyasi islamcılarda / din-i imanı siyaset olanlar da Kuran'dan bir islam devleti çıkarabiliyorlar! Oysa Kuran ne anayasa kitabıdır, ne de tüzük!. Ne de ilmihaldir!
    --- Öyle ki, bu kimseler bir islam devleti kurma adına ülkeyi bir uçtan diğer uca kan gölüne döndürmeyi; milyonlarca insanın kellesini koparmayı göze alabilmektedirler. iŞiD kafası tam olarak bu kafadır. Bunların ütopyalarındaki islam/Barış gelecek! Lakin barış içinde yaşanacak ne bir ülke kalacak, ne de bu ülkenin barış içinde yaşayan vatandaşları!
    --- Hani hırsız hiç bir şey çalamasa, sağ cebindekini sol cebine aşırırmış, bunlar da kesecek kelle bulamasalar, birbirlerini keserler! Çünkü bu zebanilerin din anlayışı, imha, korkutma üzerinedir. Bunlar tekfirsiz yaşayamazlar. Allah bunların islam anlayışından önce Müslümanları korusun!
    --- Bunlar batının meydan okuması karşısında, ümitsizliğe düşmüş, hiç bir bilgi, teknoloji birikimi olmayan tipik intihar bombacıları.
    Bir an önce dünyayı terketmek ve cennette 70 bin huriye kavuşmayı hayal eden tükenmişler.

    Alıntı
    ···
  • +1
    survivor da açlığa nasıl dayanıyorlar sorunsalı
    az önce izlerken aklımdan geçti,lan dedim hadi erkekler neyse bir şekilde idare eder ama kızlar yarışmaya gidip geliyor ama hala yürüyebiliyorlar ,koşabiliyorlar. Bence bunlara az da olsa yemek verildiğini düşünüyorum..
    ···
  • 0
    tembellikten kurtulmak için 10 öneri
    1. Adım: Harekete Geçin
    Canınız kitap okumak istemese bile, OKUYUN. Canınız bir şeyler yazmak istemese bile YAZIN. Egzersiz yapmak istemeseniz de kalkın ve EGZERSiZ YAPIN. Kısacası, hareket etmek, aksiyon en iyi motivasyondur. Bir görevi yerine getirememekten bizi alıkoyan tek şey onu yapmamamızdır, bu yüzden hemen şimdi yap onu!

    2. Adım: Adım Adım ilerleyin
    Bütün bir yemeği tek bir hamlede yemeniz gerekse ne çok zorlanır ve ne tuhaf hallere girersiniz, değil mi? Neyse ki, yemeğinizden bir lokma alırsınız, bunun tadını çıkarırsınız ve yavaşça diğer lokmalara geçerek yemeğinizi bitirirsiniz. Aynı şekilde, eğer her şeyi bir anda yapmak isterseniz, motivasyonunuzu kaybedersiniz. Önce hangisini yapacağınızı, nereden başlayacağınızı şaşırırsınız ve sonuç itibariyle hiçbir işi tamamlayamamış olursunuz. Bu nedenle, büyük işlerinizi küçük parçalara bölün ve elde etmiş olduğunuz işin sadece o bölünmüş kısmına konsantre olun. Bu sayede çok zor ve asla üstesinden gelemeyeceğinizi düşündüğünüz bir işi, çok daha keyifle ve zevkle tamamlamış olacaksınız.

    3. Adım: Dikkatinizi Dağıtacak Şeyleri Ortamdan Kaldırın
    Tembelliğimiz tuttuğu zamanlarda etrafımızda işimizin dışında bizi meşgul edecek şeyler hemen dikkatimizi çeker ve motivasyonumuz bozulur. Örneğin, bilgisayarın bulunduğu odada herhangi bir işle meşgul oluyorsak ve bilgisayarında internet bağlantısı varsa, ufacık bir iş için internete girmek isteyebilir ve o site senin bu site benim bir anda yapacağımız işi unutup web sayfalarında kaybolabiliriz. Bunun sonucunda da bir türlü kendimizi bilgisayarın başından alamaz ve dikkatimizi tamamen dağıtmış oluruz.

    Bir başka örnek: ‘öğrenciler’ Öğrenciler ders çalışmaları gereken vakitte bir anda gözlerinin televizyona kayması sonucu birbirini takip eden diziler ve programlarda kaybolabiliyorlar. Kolay kolay başından kalkılamayan televizyonun bu etkisiyle beraber dersler ve ödevler uzun süreli ertelenebiliyor. Sonuç itibariyle elimizde kalan, tamamlanmamış işler, görevler ve çalışılmamış dersler, bitirilmemiş ödevler oluyor.

    Dolayısıyla, dikkatimizi dağıtan bu eşyalarımız amacının dışında bize hizmet etmiş olurlar. Dikkatimizi dağıtacak şeyleri ortamdan kaldırırsak, mesela internete bağlanmazsak, televizyonun bulunduğu odayı kilitlersek ya da yapacağımız işe odaklanabilecek, dikkatimizi dağıtabilecek ne varsa onların olmadığı yalın ortamlarda çalışırsak işimize çok daha kolay konsantre oluruz. Dikkatimiz farklı sebeplerden dolayı dağılmış olsa bile, uzun süreli bağlayıcı etkisi olmayan şeylerden uzak durduğumuz için dikkatimizi tekrar kolayca toparlayabiliriz.


    4. Adım: Kendi Kendinizi Motive Edin
    Yaptığınız iş her ne ise, onunla niçin meşgul olduğunuzun farkında mısınız? Zaman içerisinde kişi yaptığı veya o an için meşgul olduğu işin sebebini, maksadını, o işi yaparak ulaşmak istediği hedefleri unutabilir. ‘Ben bu işi neden yapıyorum ki?’ diye düşünebilir. Bu nedenle yaptığınız işin kişisel tatmininiz, hayatınız ve aileniz için ne kadar önemli olduğunu kendinize sık sık hatırlatın. Eğer neyi, ne için yaptığınız sorusuna aldığınız yanıt sizi tatmin etmiyorsa, o işle alakalı hedeflerinizi tekrar gözden geçirin!

    5. Adım: Kendinizi Ödüllendirin
    Disiplinli ve planlı olmak iyi, güzel, hoş da hangimiz robot olmak isteriz ki? Bu, hayli korkunç bir şey! Hiçbirimiz sadece kurallara göre yaşayamayız. Bu, motivasyonumuzu kaybetmemizde ciddi anlamda olumsuz bir etkendir. Sonunda ödül alacağımızı düşünerek yaptığımız her işi tamamlarken hevesli ve son derece coşkulu oluruz. Ödül, bu anlamda olumlu bir pekiştireçtir.

    Tembellikten sürekli şikâyet ederiz. Buna rağmen, işlerimizi saatlerce erteleme huyumuzu da bir türlü terk edemez ve aynen devam ederiz. Erteleme işi bize çok hoş gelir ve bundan kolay kolay kurtulamayız. Halbuki yapacağımız işi planlayarak adım adım ilerlersek, tembellik tıpkı sihirli bir değnek deymiş gibi uçar gider. Sizi motive eden ve oyalayan nedir? işte bu sorunun cevabını bulduğunuzda, bu anlamda var olan birçok probleminizin üstesinden gelmiş olacaksınız.

    Mutluluk ve Beyinde Meydana Gelen Kısa Devre: Tembellik
    Tembellik, beynimizdeki sistemin kısa devre yapmış olması halinde açığa çıkar. Hedeflerimiz için zorlu ve uzun soluklu çalışmak bizi uzun süreli mutlu eder; fakat kısa vadede beynimizin belirli bir kısmı zorlanmadan ve sıkıntılardan ayrılarak mutluluğa adım atmak ister. işte bu noktada, tembellik baş gösterir. Ve kısa süreli bir gel-git yaşarız. Uğraşmak, didinmek bize her zaman için zor gelir. Halbuki ancak çaba sarf ederek, uğrunda uğraş vererek mutluluğa ve doyuma ulaşırız.

    Araştırmalar gösteriyor ki, meşgul olduğumuz aktiviteler bizi mutlu ediyor. USA Today’de yer alan bir makalede insanları neyin mutlu ettiği aktarılıyor. işte insanları mutlu eden sebepler:

    insanlar çalışarak, kendilerini sosyal aktivitelerle meşgul ederek, hayattan tat alır ve tatmin olurlar; çünkü sürekli meşguliyeti olan inanlar, kendilerini, zamanın nasıl geçtiğini, endişelerini ve üzüntülerini unuturlar. “Akıp gitmek, akış” (ingilizce flow) kelimesi Claremont Üniversitesi pgiboloğu Mihaly Cgibszentmihalyi (çiks-sent-mi-hay diye telaffuz edilir) tarafından bu hadiseyi anlatmak için kullanılmıştır.

    “Hayatın akışına kapılan insanlar bir fırtınayla mücadele ediyor, bir beyin ameliyatı yapıyor veya çocuklarıyla birlikle bir yapboz üzerinde çalışıyor ya da bir müzik aleti çalıyor olabilirler.” der Cgibszentmihalyi. Sonuç itibariyle ne ile meşgul olduğumuz değil, ne olursa olsun bir şeylerle ilgileniyor olmak mutlu olmamız için yeterlidir. Hayatın akışında yer alan birçok aktivite, aynı zamanda bizim için tatmin ve mutlu olma sebepleridir. Nitekim bunları yapmak için önemli kişi olmamıza da gerek yoktur; çünkü hayat akıp gidiyor ve biz de bu hayatta bize biçilen rolü oynamaya devam ediyoruz. Hangi rolde olduğumuz önemli değil, önemli olan hayata kıyısından, köşesinden, bir yerinden tutunabilmektir.





    Cgibszentmihalyi der ki: “Şimdiye kadar tanıştığım en mutlu insanlardan biri Chicago’da oturan 64 yaşında bir adamdı. 4 tane üniversite diploması olmasına karşın kaynakçılık yapıyordu. Adam işiyle son derece gurur duyuyor, usta veya kalfa olmayı, sevdiği işi yapmaktan alıkonacağı düşüncesiyle reddediyordu. Taştan yapmış olduğu bahçede süzgeç ve projektör yardımıyla gökkuşağı gibi rengarenk ışık oyunları oluşturuyor ve akşamlarını o görüntüleri izleyerek geçiriyordu.

    Gençler de hayatın akışına kapılırlar. Birçok uğraş ve aktivitelerini “hem çalışmak hem eğlenmek” mantığını göz önünde bulundurarak yaptıkları sürece en mutlu insanlar, gençlerdir. Hayatın içindeki bu akış sonunda yoğun bir tatmin olmuşluk hissi verir. Bu yoğunluk insanı gerer ve bunaltır ama tatlı bir gerilimdir bu, çünkü hiçbir zaman üstesinden gelemeyeceğiniz ve kapasitenizi aşan sorumluluklar yüklenmez bize. “insanların kendilerini en mutlu hissettikleri an, en iyi şekilde yapabildikleri işle meşgul oldukları andır.”

    Tembellik etmek, bizi her zaman geriye zütüren bir haldir. Biyolojik olarak, beynimiz çok az efor sarf ederek zevk almamızı ve sıkıntılardan uzak durmamızı ister. Doyurucu, tatmin edici bir başarı elde etmek için öncelikle beyinde gerçekleşen o kısa devreyi tamir etmek gerekir. Bunun için özel bir efor sarf edip, bir patlama yaşayabiliriz. Fakat ardından çok yoğun bir mutluluk ve haz hissedeceğimiz kesindir. Gördüğünüz gibi hâlâ bir şeyler yapabilirsiniz. Hedeflerinize ulaşmak için yapmanız gereken tek şey, harekete geçmektir.

    Tembellik, ondan zarar görenler için çok kötü bir şeydir. Sabah sıfır motivasyon ve sıfır enerji ile uyandıysanız bu, inanılmaz derecede can sıkıcı bir histir ve bunu aşmak için ne yapılacağını çoğu zaman kestiremeyiz.

    Alıntı
    ···
  • +1
    unzaptable78
    sağol bea :D
    ···
  • 0
    merhaba gençlerrrrrrr
    Yeni üye oldum, beraber eğleniriz umarım
    ···