/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +7 -4
    kezzap içerek temizlemek istiyor musunuz yılların pisliğiyle dolmuş gırtlağınızı?
    Başlığıma eşlik de edebilirsiniz. Aklınıza geldikçe yazın.

    kimseye anlatmadığım bir pisliğimi anlatayım sizlere. dokuz yaşındayken yavru bir kediyi sopayla döverek öldürmüştüm.o kedi yıllardan beri beynimi tırmalayıp duruyor.hem öldürmüş hem de kahrolmuştum.ama o an çok zevkliydi.o yaşta içime bu kadar iğrençliği kim yerleştirmişti oldum olası merak ederim.ben artık bir yetişkinim.o nedenle sokakta gördüğüm yardıma muhtaç ne kadar kedi varsa beslemek için cebimde daima kedi maması taşırım.ama ne yazık ki ne zaman besleyecek bir kedi bulsam konserveyi açtığımda içinin boş olduğunu görüyorum. cinayete kurban gitmiş yavru bir kedi yiyor onu.o gün bu gün hiç sevap kazanamadım sırf bu sebeple.ne dersiniz, sizce yedi tane cami mi yaptırmam lazım?

    japon balığıma gizli gizli viski veriyorum.her gün suyuna damlatıyorum. çünkü hayvanları seviyorum.

    her gün bir avuç uyku hapıyla uyuyorum.iki liralık ve adi olanlardan. bir arkadaşımın kedisine uçak yolculuğu sırasında vermiştik aynılarından. içinden şeytan çıkartıyorlarmış gibi bağırıp elimi tırmalamıştı huur çocuğu.bu arada hala karanlıktan korkuyorum. aklıma ölüm geliyor. toprağın altı geliyor. oraya gidenin yolu çıkmaz sokak. orda kalıyorsun.bir takım şeyler uyduruyorlar. insanlar inanıyor. çünkü inanmak istiyorlar. beni tek rahatsız eden çürüdüğümü hissetmek. acaba beni bırakıp gidenler hissediyor mu kalplerini yiyen kurtları?bu sebeple mediamarkttan bir gece lambası aldım. kelebek şeklinde ve üç renkli. neşe içinde uykuya dalıyorum.

    çocukken bir arabadaydım, hatırlamıyorum şimdi kimin arabasıydı ve nereye gidiyordum. arabaya bindiğim pek nadirdi ama hatırlamıyorum işte. yalnız bir ara arabayı parkedip beni de içinde bıraktılar. o zaman ben arka koltukta ayağa kalktım, boyum züt kadardı yapabiliyordum bunu. donumu indirip cinsel organımı tuttum ve camda durdum öyle bir müddet.bir şeylere sinirliydim ve bu şekilde hıncımı alıyordum.onu herkes görsün istiyordum. daha o yaşta 'gibebileceğimi' öğrenmiş bulunuyordum. gibmek istiyordum elime ne geçerse. elime geçen şey bir ferrero çikolata oldu. nerden nasıl geldiyse amk. benim ufak hazinem.onu elimde sıkıp çatır çutur kırdım ve çikolatayı parmaklarımdan yaladım. ellerim leş gibiydi ve tuzluydu parmaklarım. çikolatanın o güzelim tadını gibip atmıştım.ama daha zevkliydi
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2
    bazı kadınlar ilk tanışıldığı an bir melekten farksızdır. neşelidir, hayat doludur, espirili ve anlayışlıdır.onu arabanızla eve bırakırsınız, 'minibüsle giderdik' der. trainspotting izler,the notebook değil. onunla pes oynayabilirsiniz. sevişirken daha önce farkına varmadığınız yerlerinize dokunur. kışın renkli, komik görünüşlü bereler takar ve makyajsızdır. tekilaları ardı ardına zütürür ve bardağı masaya çarpar. sarhoş olup kahkahalara boğulursunuz. aşık olursunuz. aradan aylar geçer. aynı kız, artık okul çıkışı onu almaya arabayla değil, otobüsle gitmenize surat yapıyordur. seviştikten sonra üstü kapalı olarak ne zaman evleneceğinizi sormaktadır. içki midesine dokunuyordur,siz de içmemelisinizdir.ne zaman kız kıza eğlenmeye çıksa makyaj yaptığını farkedersiniz. olur olmaz yerde, özellikle topluluk içinde sizi ezmeye çalışır. kontrolün onda olduğunu göstermek istemektedir. kolayca kurtulamazsınız çünkü ayrılık lafı eder etmez ağlamaya ve onu kullandığınızı ima etmeye başlar. şeytan kendini mükemmel biçimde gizler. sizi tatlı diliyle kandırırır.ben gerçek bir melek tanımıştım. sonrası mı? hayat bana gösterdi ama vermedi ne yazık ki. Modlar bu başlık şahsıma zimmetlidir karışmayın 10 ay biriktirdim ben bunları defterden yazıyorum mk.
    ···
  3. 3.
    0
    bu güne kadar çok az dua ettim ve kimse beni duymadı.
    ···
  4. 4.
    +1
    ilkokuldayken bir bine annesi 'beslenme teneffüsü' nde mcdonaldstan hamburger falan getirirdi. genelde bende yiyecek pek bir şey olmazdı. çok çok bayat ekmek arası peynir falan.onu da kendim hazırlardım zaten. beslenme örtüm buruş buruş ve leş gibi olduğu için yemekten sonra dışarı çıkmayıp defterime yüz kere 'beslenme çantamı temiz ve düzenli tutmalıyım' gibisinden şeyler yazmayı alışkanlık haline getirmiştim. neyse,bu binin annesi ne zaman sınıftan içeri adım atsa içim cız ederdi. çünkü bu,birazdan o hamburgerin dayanılmaz kokusunu alacağım anldıbına gelirdi. kadının elinde bej renkli ve sarı-kırmızı logolu kese kağıdını görünce içim daralırdı. işte saçları amerikan traşı kesilmiş bininin yanına gidiyor, işte abartılı tavırlarla öpüp seviyor, işte beslenme örtüsünü oğlu için seriyor ve işte o mükemmel, pofuduk, yusyuvarlak hamburger orda. üstelik de yanında kola var. üstelik de tatlı olarak donut var.ben hiç donut yememiştim o zamanlar.bir iki kere hamburger yemiştim ama nasıl olduysa. yerden para bulmuştum sanırım bir defa.. neyse. işte bin hamburgerden koca bir ısırık alıyor.o hamburger benim olsa onu ufak ufak ısırırdım, böylece çabuk bitmezdi. bazı insanlar gerçekten kadir kıymet bilmiyor.
    ···
    1. 1.
      0
      Üzdü artık almışşındır umarım
      ···
  5. 5.
    +2
    @4 benim küçük pgibiyatrım.

    bir kız arkadaşım var. sevgilim değil, sadece kız arkadaş. üniversitede bir oda arkadaşı varmış. tarabyada mı öyle bir yerde villada oturuyormuş. saçları yumurta sarısı olan şu tikilerdenmiş kız.iki bin liralık çantayla gidermiş okula. misler gibi parfüm kokarmış.ama bir sorunu varmış kızın. kapı açık sıçmaktan hoşlanıyormuş. çünkü sıçarken sohbet etmeyi ve müzik dinlemeyi severmiş. üstelik kendi burnu koku almıyormuş çocukken geçirdiği bir hastalık yüzünden ama züt kadar yurt odası yaşanmaz hale geliyormuş kokudan. kız bundan zerre rahatsızlık duymuyormuş. çatır çatır, osurarak sıçıyormuş. üstelik sıçtıktan sonra zütünü sildiği taklu tuvalet kağıtlarını klozete değil, çöpe atıyormuş görülecek şekilde.ah şu üst tabaka. onları hep sevmişimdir. züt kadar dünyamızda kapı açık sıçar,her yeri kokutururlar. güzel ve zarif görünürler, bakımlı görünürler ve prada parfüm kullanırlar. bizse durmadan kokarız. onları rahatsız eder ve iğrendiririz medeni bin kuruları.
    ···
  6. 6.
    +2
    bir kuş besliyordum. ufacık bir şeydi. hint bülbülü diyorlar ya ondan. sesi berbattı ama bana çok güzel gelirdi. bigiblet kornası gibi öter dururdu. arada elime alırdım. avucumun ortasında sıcacık bir top gibiydi. varla yok arasıydı. tüylerini yolsan geriye ne kadarcık bir şey kalırdı bilmiyorum. çok seviyordum onu. öyle seviyordum ki eve geldiğimde sesini duyunca her şeyi, bütün taktanlıkları unutuverirdim. ufaktı ama benimdi.bir bacağı sakattı üstelik.ama yine de dünyanın en güzel kuşuydu. okuldayken, işteyken, ondan ayrı olduğum her zaman özlerdim kuşumu. öyle küçüktü ki bir şey olacak diye içten içe hep korkardım. kuşum beni terkedecek diye korkardım. sonra onu benden daha iyi bakacak birilerine bırakmaya karar verdim.bu korkuyla yaşamayıyordum.hem ben çoğunlukla dışardaydım ve o yalnız kalıyordu. yalnız kalmak küçük kuşlar için çok üzücü olabiliyor.her daim onlarla ilgilenmelisiniz. yoksa neşeyle ötmezler. tortop olur, tüylerini kabartır ve bir köşede öylece dururlar. onlarla konuşmalısınız yoksa bir sabah onları kafesin dibinde kaskatı ve cansız bulmanız işten değildir. bana öyle oldu mesela. kuşumu elime aldığımda artık buz gibiydi ve sertti. minicik kanatları kasılıp kalmıştı. gözleri acıyla kısılmış gibiydi sanki.ne yapacağımı bilemedim onu orda öyle gördüğümde. soğuk ve pis kokulu toprağa gömecek değildim.ben de alıp kalbime koydum onu.ama öyle soğuk ki,bir gün beni de öldürecek sanırım soğuktan.yaz kış titreyip duruyorum o gün bu gündür.

    geçen gün evde çok mutlu olduğum zamanlarda geceleri giymiş olduğum bir tişört buldum. nasıl olduysa,ne alakaysa eski bir bavulun içine sıkışıp kalmış.onu oradan çekince geride kalmış düşleri sürükleyiverdi peşinden. odanın içi ölü kelebeklerle doldu. mordu bunların rengi. öksürük krizine girdim, camı açmak zorunda kaldım.bu sefer düşler küle döndü,toz oldu. telaşla camı kapadım ve onları yerden toplamaya çalıştım.ne var ki ellerime sıvanıp kaldılar. ellerim kapkara oldu.bir kısmı da burnumdan içeri girdi. beni hapşırttı.o kadar çok hapşırdım ki ardı ardına,hay aksi ne zaman bu kadar çok hapşırsam içimden ağlamak gelir.ben de küle dönmüş anıların üstüne yere oturup ağladım.bir daha o kadar hapşırmayacağım. yitip gitmiş hayallerinizi bavuldan çıkarmadan önce maske takmayı unutmayın.

    Anıların benimle işi bitiyor en nihayetinde. kalbimdeki ölü kuş kafesinden çıkıyor. evimde uçuyor. kör olmuş. sağa sola çarpıyor.onu yakalamam imkansız çünkü paniklemiş durumda. geri yerine koymam gerek, fakat öncelikle ona ölü olduğunu hatırlatmam gerek. ağzıma geleni sayıyorum.'kendine bir bak' diyorum ona.'çürümüşsün.' bunun üzerine başını çeviriyor, boş göz yuvalarını bana çevirmiş. Diyor ki 'sana ölü olduğunu hatırlatmam gerek'.ve düşüyor. hareketsiz.ve cansız... :'(
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Üzdü
      ···
  7. 7.
    +1
    evet binler bu başlığı sevdim okuyan olsun ya da olmasın gibimde değil. Ama dertleşecek adamlar her daim entr girebilirler.
    ···
    1. 1.
      +1
      Yaz buraya sardı
      ···
  8. 8.
    0
    Bu gün kan aldırdım. zütümden değil kolumdan.amk karısı sanki kanımı değil ruhumu çekti şırıngaya.ne zaman kan aldırsam böyle oluyor. parmak uçlarım uyuşuyor gözüm kararıyor. kireç gibi suratımı gören hemşire 'bakma' diyor.o öyle deyince daha da bakasım geliyor. bakıyorum ve görüyorum anamın dıbını. kopkoyu, nerdeyse siyah dolduruyor kanım tüpü. sonra hemşire onu etiketlerken şöyle bir çalkalanıyor kıvamlı ve iğrenç. çok iğreniyorum kanımdan. Kolumu kesseler o kadar tiksinmem herhalde. Bu arada cahil bir bin kurusuyum itiraf etmeye bayılıyorum bebeğim.
    ···
  9. 9.
    0
    4 yıl önce bademciklerimi aldırdım. ameliyata gitmeden önce bir iğne vurdular. yaşadığım en güzel kafaydı. birden çok neşelendim. sonrasında olanları benimle beraber gelen kankam olacak binin telefonundaki videodan izledim. bana iğneyi vuruyorlar. sonra o kıçı açık kostümden verip soyun diyor hemşire. Ben bir süre mal mal bakıyorum, daha sonra hande yenerden romeoyu söyleyerek striptize başlıyorum. yalanım varsa en adi huur çocuğuyum. nerden de biliyorsam sözleri amk..en son donumu çıkarırken hemşire ya da hastabakıcı neyse işte o herif dehşetle kapıyı kontrol ediyor aralık kalmış mı diye. videomu çeken amcık(burdan selamlarımı yolluyorum) yarılıyor durmadan.
    sonra donu da çıkarıp daldaşşak kalıyorum. hastabakıcı gayet pro,o yeşil kostümü giydiriyor hiç gibime bakmadan.ben donumu kameraya fırlatıp şarkıya devam ediyorum. içimdeki ılık ortaya çıkıyor amk. sonra beni sedyeye yatırıyorlar, koridorun sonunda kaybolana dek romeoyu söylüyorum. yanımdan gelip geçenlerin daşşak konusu oluyorum.
    ameliyattan çıktığım anın da videosu var.o nedense neşeli degil. durmadan karı gibi ağlıyorum ve kısılmış sesimle bir isim söylüyorum. beni öbür dünyaya geri gönderin diyorum. hastabakıcılar acıyarak bakıyor. videoyu çeken açıklıyor olan biteni. daha da acıyorlar, sonra video kesliliyor.
    Kendime geldikten sonra bir ara hastabakıcı uğrayıp bir şey bıraktı yanıma. gazlı bez. açıp baktım, emektar bademciklerim duruyordu bezin içinde. banyodaki çöpe attım.o gün bu gün düşünürüm bunun sebebini.ne yapmamı umuyorlardı ki bademciklerle? zütüme mi sokacaktım amk .
    sanırım cennete giriş biletimi yanlışlıkla çöpe attım.
    ···
  10. 10.
    +1
    lisedeyken bir arı yakalamıştım. üstüne çay bardağı kapatıp hapsettim onu. daha sonra içeri biraz kolonya sıktım. arı sersemledi. artık hazırdı. elime bulaşık eldivenlerini geçirdim. arıyı sol elimin işaret ve baş parmağıyla tuttum. çırpınmaya mecali yoktu. diğer elimde de jilet vardı.
    önce kanatlarını kestim, artık masanın üstünde yürüyordu. sıradan bir böcekten farksızdı. yürümesi sinirime dokundu. bacaklarını kestim.
    iğnesini kestim. sonra sıkıldım ve dilimledim onu.
    Her eylemimizin bedelini ödüyoruz bir yerde. sanki irili ufaklı yediğimiz bütün takların hesabı soruluyor. uzun bir ceza gibi.hep başımı öne eğmeliyim.hep suçluyum. suçlu hissetmediğim zamanlar suçlu hissediyorum.
    ···
  11. 11.
    +1
    Asıldıktan sonra gibimi kopartıp atmak istiyorum. düşünebilmeme rağmen, okuduklarıma rağmen, sevmiş ve sevilmiş olmama rağmen, kaybetmiş olmama rağmen, hatta ölesiye kaybetmiş olmama rağmen, toplum içindeki yerime rağmen, sınıfıma rağmen, cebimdeki parama rağmen, iteklenmiş olmama rağmen, ötekileştirilmiş olmama rağmen... yine de kendimi sağıp boşaltmam gerekiyor. yine de bundan zevk alıyorum. öyleyse ben bir hayvanım. insan osbir çekebilen bir hayvandır.
    Şu an zihin osbiri çekiyorum. Siz de bilinçaltınızda ne varsa buraya boşaltıp gidebilirsiniz. beleş bir huur gibi düşün bu başlığı
    ···
  12. 12.
    +2
    Evinden sıkılırsan evini değiştirirsin, giysilerinden sıkılırsan giysilerini. sağlam bir huur çocuğuysan sevdiğinden sıkılırsın, sevgilini değiştirirsin. çevrenden sıkılırsan muhitini değiştirirsin.ama kendinden sıkılırsan ne yazık ki yapılacak bir şey yok. eskiyene kadar idare edeceksin. seneye de giyeceksin. Düşünebilme yeteneği bizim cezamızdı bence.bu yüzden başka bir cehenneme lüzum yok.


    Şu an yeni yapılan gökdelenler var ya hani. yükseldikçe yükseliyorlar.iki tane de benim oturduğum yerde var bunlardan. devasa yannanlar gibi, dimdik duruyorlar. pırıl pırıl parlıyorlar.ne kadar parlak ve ne kadar büyük olursa o kadar iyi, yoksa gözler 'aşağıdakilere' kayabilir. Aslında şehrin o kadar da şatafatlı,o kadar da modern olmadığını algılayabilir gözler.ab grubunun hayatını anlatan o gibko filmler gibi, bu binalar da 'zengin göstermek' için bir numara bence. Sadece onlar fark edilirse, zavallı 'ötekiler' yok olur gider bir anlamda. itelenir. algıda seçicilik. hangimiz daha iyi, daha 'düzgün'olanı görmek istemeyiz ki? Yükseliyorlar, sokaktaki pisliklere basmamak için topuklu ayakkabı giyen fransız kadınları gibi git gide yükselip uçarak kaçıyorlar pisliklerden.o binaların en üst katından yalnızca deniz görünüyor. masmavi rengiyle silip atıyor kıyılarındaki milyonlarca çirkinliği.ab grubu gözler,hep en iyisini. Hakeder. metin yazarı mı olsam sizce?
    ···
  13. 13.
    0
    Sanırım artık bu başlıkta bana eşlik edecek bir pislik var teşekkürler alpaxuagain
    ···
  14. 14.
    +1
    bir de fakirleri ele alalım.ama dehşetli fakirlerden söz ediyorum, yiyecek ekmek zor bulan, hatta hiç bulamayanlardan.git güzel kardeşim bunların yaşadığı mahallelere. açık konuşmak gerekirse buralar lağımdan daha 'kirlidir'.hani sokakta dilenen çocuk tinerciler vardır, boyunlarını yana eğip 'abi bir ekmek parası be,bozuğun yoksa bari şuradan bir döner al. açım abi be' diyenleri kastediyorum.bu çocukların ayakları çıplak, boyunları incecik, gözleri her ne hikmetse kocamandır. öyle mazlum bir sesle yalvarırken orta sınıfın yüreğinin bam teline dokunu dokunuverirler. bunlar dilenirken o sırada oralardan geçmekte olan az buçuk paralı bir kızın 'ay canım yhaaa çok shekeeer baksana yaa. canım benim gel bakayım buraya.al bir lira(bu sırada başını okşuyor).okula gidiyo musun bakiim?(arkadaşına dönüyor)bak pelinsu bunlara aslında para vermek çözüm değil, okutmak lazım.ama devletimiz çok hedehödö rerörerö.. okumak istiyosun dimiii?(çocuk iştahla kafa sallıyor).ah canım yhaa,al şu bi lirayı da,kendine kalem(zütüne mi sokacak kalemi amk?)alırsın.' dediğini duymanız ve akabinde çakal sürüsü misali veledin klonlarının kızın etrafını sardığını görmeniz işten değildir. üstelik o küçük, zavallı, çaresiz 'şey'in yediği bol miktarda hormonlu ve kanserojen gıdanın da etkisiyle henüz 11-12 yaşındayken gibi kalkmaya başlamış ve akşam olunca öğlen ona para vermiş olan pelinsu ve alarayı düşünüp ölümüne asılıyor olması (gündüz hafızaya attığı para vermek için sırt çantasına eğilme eylemi esnasında görünen meme çatalının da yardımıyla)da ihtimaller arasındadır elbette.o minik tatlı 'şey', belki yüz lira için değil sizi, anasını bile gözünü kırpamadan kıtır kıtır kesecek gözükaralığa muhtemelen henüz beş yaşındayken erişmiştir ve cebinde bir kelebekle geziyordur. pelinsunun verdiği bir liralar sigara ve bilimum sentetik tutkal olarak geri dönüştürülüyordur bu mükemmel işleyen 'fabrika'da.velhasıl, ekmeği olmayanın vicdanı nasıl olsun? diyor ve bu'kısa' yazıyı noktalıyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Vay amk bu yazı güzeldi
      ···
  15. 15.
    +3
    o değil de sezaryenle doğanlara imreniyorum amk. normal doğumla doğanlar.. anamızın amı yüzümüze gözümüze değerek doğuyoruz.'ananın dıbını görürsün' dedikleri bu olsa gerek. anasının dıbını görmüş olanlar klubu kurmak istiyorum. belki de tek sorun budur aslında..
    ···
    1. 1.
      +1
      puahahahahahahha bu çok iyiydi, hiç böyle düşünmemiştim aq
      ···
  16. 16.
    +1
    bir gün denizin ortasındayken, kayığımda yapayalnızken bir ses duydum. öyle tatlı, öyle yumuşak bir sesti ki,adeta kulaklarımı okşuyordu. benim küfür ve ağıt duymaya alışkın kaba kulaklarıma dolamaması gereken bir sesti. adeta bir an önce gibtir olup gitmem konusunda beni uyarıyordu. kendime hakim olamadım. sesin geldiği yöne başımı çevirdim. ipek saçlarıyla bir denizkızı şarkı söylüyordu. eğer okumayı bilseydim, denizkızlarına asla yaklaşmamam gerektiğini de bilirdim.ama bilmiyordum. kör cahildim. yaklaştım. gözlerimin içine bakıyor,tam olarak bana söylüyordu şarkısını. cahil ve kaba saba bir balıkçı ne yaparsa onu yaptım. aşık oldum.ah şu okumayı bilseydim.. denizkızlarının balıkçıları sadece ilginç,ve onlardan farklı olduklarından dolayı çekici bulduklarını, babalarının kristal sarayı dışına çıkmak ve gerçek dünyayı görebilmek için onları kullandıklarını bilirdim okumayı bilseydim. bilmiyordum, bilmiyordum.. onunla seviştim. artık benim için çok geçti. suya atlayıp giderken bir şey diyemedim. elimi uzattım, tutamadım. ipekten bir kuyruk okşadı avucumu,o kadar. zehrimle suyun ortasında kalakaldım.o günden sonra hep onu aradım.tam umudu kesmişken, deniz kıyısında altın saçlı bir bebek gördüm. hayal değildi. bebek babası olduğumu idda ediyordu.'benden olamayacak kadar güzelsin' dedim ona.'annemin sihrinden' dedi. elini tutmak istedim, suya atladı o da.sonsuza kadar yok olup gitmişlerdi. hayal görmediğime dair bir kanıtım var:göğsümün ortasındaki kocaman boşluk. elimi içine sokuyorum, arka taraftan çıkıyor elim. insanlar boşluğuma kafalarını sokup fotoğraf çektiriyorlar.
    ···
    1. 1.
      0
      o delik dötün olmasın
      ···
    2. 2.
      0
      puahhahahahxd
      ···
    3. 3.
      0
      Sonda bozdu
      ···
    4. diğerleri 1
  17. 17.
    +1 -1
    harbiden yaratıcı yok haa. üçümüze üçümüz bayram etsin çükümüz şeklinde takılıyoruz zaten genelde. ıssız buralar yazar kalmamış...
    ···
    1. 1.
      0
      Habibi itiraf edene kadar gözüm üstünde diyodun neyi itiraf
      ···
      1. 1.
        +1
        Tamam panpa sende karaladınbirşeyler sıkıntı kalmadı. Yaz anlamında söyledim.
        ···
      2. 2.
        0
        Tamam pnp
        ···
  18. 18.
    +2
    güzide ülkemizde yarım yamalak bir şeyler yapıp da tapılan onlarca züt var. kimi çıkar arabesk güfteye dayar rak bestesini, show tv de güldürgüldür show diye gibik bir program var bilmem aranızda ona gülen var mıdır. Varsada dıbına koyayım. ergenler ağlaşır konserlerinde. kimi 'türk insanının kendine has özellikleri ve güzellikleri- ne de orjinal ve güzeldir benim insanım, işte böyle de adamdır türk insanı-am züt meme vs.' konuları etrafında yıllardır dönüp duran 'mizah'ıyla 'milyonları kırar geçiririr'.bir diğeri harlemden sanki dün çıkıp gelmiştir, 'turkish rap rules yeeaaahh' diyerekten, o asi duruşuyla indirir cukkaları acımasızca(elbette ki bunca yıldır çektiği acıların karşılığını almalıdır bir yerde, acı çekmek zor zanaat).beriki daha dün karpatların yamaçlarından inip gelmiştir, slovak aksanlı türkçesi ve arasından karayolları geçebilecek kadar ayrık iki ön dişiyle 'güzelliği ve şıklığıyla göz kamaştırmaktan' geri durmaz. merak ederim, acaba kalaydı oralarda borç çorbası içip arada turist herifleri yolmaktan başka ne yapabilirdi? dikkati çeker miydi güzeller arasında, güzeller içinden bir o seçilir miydi? biri yıllardır 'istanbul,ne de çok acı var istanbulda, hayat kadınları ve ciks ama hep ciks, belki biraz daha karanlık ama illa de ille istanbul' içerikli (bestesi çakma) şarkılarıyla musluktan para akıtmaktan o kadar bıkmıştı ki,neyse ki vazgeçti bu işten.her an geri dönebilir korkusuyla yaşayamıyorum. biri daha, yıllar boyu 'üç beş ünlü konuk, yuvarlak bir masa veya yan yana koltuklara oturt bunları, espirileri patlat ardı ardına, arada masadakilerden biri çıkıp şarkı söylesin' temalı, doksanlı yılların en büyük getirisi olan talk showvari programıyla yıllar boyu milyona para demedi, şimdi 'büyüdü' ama pek bir şey farketmedi, artık ünlülerin yanısıra proflar ve travestiler de çıkabiliyor progrdıbına.ama hala doksanlı yıllara olan özlemimizi tatmine kendini adamış bir talk showcumuz daha var ve onun o espiri saçan diline zeval gelmediği müddetçe daha aynı programın değişik konuklu versiyonunu bir on onbeş sene daha izlemeye ve eğlenceye doymaya devam edeceiğiz, umarım. bunlar ve bunlar gibi onlarcası. yıllardır sepia yaşlı adam ve fakir çocuk fotoğrafı çeken fotoğrafçılarımız,bir ortaçağ hanında içki servisi yapabilecek denli balık etli ve gudubet modellerimiz, çalıntı tezleriyle yönetim katına kadar çıkmayı başarabilmiş saygıdeğer proflarımız, hastanın omurgasında kesici cisim 'unutan' doktorlarımız, çok tutan ne kadar holywood filmi varsa hepsini en ince ayrıntısınakadar çakozlayan, hiç bir detayı kaçırmayan yönetmenlerimiz.. daha neler neler.biz 'gelişmekte olan' bir ülkeyiz. gelişmekte olan insanlarız da diyebiliriz öyleyse. daha tamamlanamadık yani, hala gelişiyoruz. öyelyse kimsenin bir şey demeye hakkı yok. homo sapienste sonsuza kadar takılıp kalsak bile..
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +2
    erkeklerin aklı gibindedir şeklinde bir önyargısı vardır ki kadınların,o ön yargıyla savaşmaktansa yel değirmenleriyle savaş, uzun vadede sonuç alınabilecek bir iş yapmış olursun en azından. burdan amlı panpalarıma sesleniyorum: "siz 'tüm' erkeklerin aklının gibinde olduğunu söylüyorsunuz. eyvallah.ama size, sizin bize davrandığınızdan daha merhametli davranıyorum ve 'bazı' kadınların aklı amındadır, daima." diyorum. ve ekliyorum "bazı kadınların aklı amındadır ama ne yazık ki çoğu kadının aklı da amıyla sahip olabileceklerindedir ve emin olun bu devamlı gibiş düşünmekten bin beterdir."
    ···
    1. 1.
      +1
      Doğru tespit
      ···
  20. 20.
    +3
    beyler, size az önce yaşadığım ilginç bir olayı anlatmak istiyorum., ismi lazım değil,bir kezban entrylerimi okumuş ve beğenmiş. kezban bana mesaj atmış. kendi kendine espiri falan mı yapmaya çalışmış selam mı vermeye çalışmış, anlamadım. cevap verdim normal bir şekilde. olay da şu, hatun bilmemne üniverstesinden mezun olmuş, master yapacakmış, operaya gidermiş bilmemne yaparmış,(kısacası çok eğitimli ve üst seviye olduğunu ima ediyor)hiç birinize bakmam üff snne be slk modunda; pek giblemeyince bu bana 'nope' dedi beyler.ben de o ne amk ergen lafları falan diye dalga geçtim.'nope' ingilizcede hayır anlamındadır dedi.ve ben o an kezbanın engin denizler misali bilgisine hayran oluverdim. Lanet olsun çok bilgili değil mi xd. zaten az çok bilirsiniz beyler, kendini bir tak sanan insanoğullarına karşı nasıl hisler beslediğimi. ufaktan laf sokmaya başladım,ama kız olduğu için kaba olmamaya çalışıyorum. kibarca bu tarz lafların itici olduğunu anlatmaya çalıştım. anlamadı. sonra dedim bak güzel kardeşim,sen peşin yargılara varmışsın burdaki herkes hayvan,ben süperim, eğitimliyim vs. diye ama biliyor musun bizim ne tak olduğumuzu?ne dedi biliyor musunuz beyler? az çok tahmin edersiniz.'sana vermeyeceğim'.beyler:( neden hepsi aynı amk? biri bana açıklasın. bunları bize sayıyla mı veriyorlar? fabrikada mı üretiyorlar bunları? bunları yaratan sosyo-ekonomik koşullar neler? daha bitmedi beyler.bu noktadan sonra zaten bende kayış koptu kendi kendime gülüyorum amk. yüzünü görmediğim hatundan istiyormuşum vay amk.. biraz daha uğraştım. gaysin sanırım dedi. beyler, kesinlikle hepsini aynı yapan bir kezban geni olmalı. bunların okumuşu böyleyse amk gerisini düşünemiyorum
    ···