Şu anda 21 yaşındayım ve 10 yıl sonra nasıl bir hayat yaşayacağımın hayalini yazıyorum... Sizden Ricam hayal ederek okuyun...

Pencereden yüzüme vuran Sabah güneşinin ilk ışıkları beni yarı uykulu bir vaziyette bırakır. Daha sonra da yanağımda bir dudağın serinletici bir ıslaklıklığını hissederim. Bu serinliğin ardından bedenime sarılan bir çift el ... sonra "Aşkım hadi uyan , kahvaltı yapalım." sesini duyarım ve gözlerimi açar karımın gülümseyerek bana baktığını görürüm. Bir anda benim de yüzüm gülmeye başlar. Bir anda kalkarım , yatakta yanımda oturan biricik eşime sarılırım. Boynuna bir öpücük kondurduktan sonra ona "Ben de dişlerimi fırçalayıp , simit ve poğaça almaya çıkim. Bu sürede Benim aşkım da kahvaltı masasını hazırlar, demi hayatım." derim ve biricik karıma tekrardan sarılır kokusunu içime çekerim. Eşim de bana "Tamam aşkım , hadi ama kahvaltı yapacaz. Sen git , simiti poğaçayı al gel ." de ve gözlerime bakar ve gülümser...

Eşim kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gider bende dişlerimi fırçalayıp , dışarı simit ve poğaça almaya çıkarım...

yazmaya devam ediyorum..

Edit: sabaha kadar yazdı . Değer görmedi..

bu da burada kalsın ne yapim ... yazdıklarım değer görmüyor bu aralar..

Edit2: Çaylak yediğim için hayallerime devam edemiyorum..

Poğaça ve simit almak için evden çıkarım. Apartmanın asansörüne biner aşağı inerim. Poğaça ve simit almak için pastahanenin yolunu tutarım. Poğaça ve simidi aldıktan sonra hızlı adımlarla evimin yolunu tutarım. Bu u esnada tanıdığım mahalle sakinlerine selam verir ayak üstü hal hatır sorarım.

Apartmandan içeri girip adımlarımı asansöre doğru atarım. Asansöre binerim.

Ellerimdeki simit ve poğaçalar ile asansörden çıkar dairemin kapısını çalarım. Eşim O muhteşem zerafeti ve ay gibi parlak çehresi , güler yüzü ile kapıyı açar . "Aşkımmm" der. Bende içeri girip kapıyı kapattıktan sonra bir anda biricik karıma sarılırım. Boynundan teninin konusunu çektikten sonra biricik karıma "Aşkım kahvaltıyı hazırlamış mı bakalı ." der ve

O KOCAMAN KAHVERENGi GÖZLERiNE

dalıp giderim. Biricik karım "Hazırladım bitanem , sadece yumurtalar kaldı ... " der. Daha sonra ise beraber mutfağa gideriz.

Ben içinde simit ve poğaça olan poşeti kahvaltı masasına koyar daha sonra ise poğaça ve simitleri masaya servis yaparım. Bu sırada biricik eşim ocağın başında yumurta pişirir. O esnada arkasından beline sarılırım , uzun dalgalı koyu kumral saçları ile oynar o yumurta pişirirken bende boynundan teninin nefesini çekerim. Boynuna bir öpücük kondururum.

Devam ediyor...

Devam edecem.. Bir sigara eşliğinde WC pls...

Biricik eşim yumurtaları pişirdikten sonra yumurtayı kahvaltı masasına servis eder. Bende kahvaltı masasına otururum ve eşimi kucağıma oturtup ona "Aşkım bu gün uslu bir çocuk olucam , kahvaltımı sen yedir bana ... " derim. Biricik eşim gülerek bana "Uslu bir çocuk olmaya söz verirsen neden olmasın ... " der. Biricik eşimin beline sarılırım. O bana elleri ile kahvaltımı yedirir. Eşim kucağımda iken , simidi reçele bandırır bana gülerek "Geliyorrrrr, aç bakalım ağızını , uslu bir çocuk ol ve hammm yap bakalım... " der ve elleri ile kucağımda kahvaltımı yaptırır...

Saat ilerlerken artık işe gitme vaktimiz gelmiştir... "Ben öğretmen olacağım için hayalimde de doğal olarak öğretmen oluyorum... Eşim ise Hemşire... "

Ben takım elbisemi giyerim. Biricik eşim ise o bembeyaz hemşire kıyafetini giyer .. Arabam ile ilk önce biricik eşimi çalıştığı hastahaneye bırakırım. Biricik eşimi bıraktıktan sonra bende öğrencilerime kavuşmak için okulun yolunu tutarım. Sınıfa girer ve ders anlatmaya , insan yetiştirmeye başlarım...

Devam ediyor...

Bir yemek yiyip devam edeceğim.. Sabaha kadar yazacam.. Bu arada okuyan kendisini belli etsin. Sabrinin vurduğu top misali boşa gitmesin yazdıklarım...

Lan kimse mi olmaz la ... Bir kaç kişi gelir sandım ama yalnız kaldık yine... Neyse amk ben devam ediyorum...

Okuldaki dersleri anlatıp öğrencilerimi evlerine gönderdikten sonra bende eve giderim. Biliyorum ki biricik eşim biraz geç gelecek. O gelmeden , biricik eşimle yiyeceğimiz akşam yemeğini ben yapmaya başlarım. Yemeği yapar , ekmek almak için dışarı çıkarım. Marketten ekmek aldıktan sonra eve gelirim. Aşkım, herşeyim, sultanım , biricik eşimin eve gelme saati yaklaştığında yemek masasını hazırlarım ve servisi yaparım.
içimde öyle bir aşk var ki. Onu o kadar çok seviyorum ki...

Ulan harbi harbi yaşıyorum , hayalini kurarken..

Devam...

Yemeği , yemek masasına servis ettikten sonra biricik eşimi beklemeye koyulurum. Onu aşkla ve sevgiyle beklerken kapının zili çalar. Biliyorum ki biricik eşim geldi. Kapıya doğru adımlarımı atarım evimizin kapısını açarım. Biricik eşim o muhteşem görüntüsü, ay gibi parlak çehresi , koyu kumral uzun dalgalı saçları ve kocaman kahverengi gözleri ile karşımda. Tebessüm ederek bana bakıyor. Sonra içeri giriyor. Ben de kapıyı kapatıp , biricik eşime sarılıyorum ve kucağıma alıp, boynundan müptelası olduğum o teninin konusunu içime çekip. "Aşkım günün nasıl geçti bakalı." diyorum ...

Eşim , kocaman kahverengi gözleri ile gözlerime bakıp "Biraz yorucu ama , hayatımdaki bir insanın varlığı beni gün boyu mutlu ediyordu... " diyor.

Ben gülümseyerek. "Kimmiş bakalım o insan." diyorum.

Eşim "O muhteşem, benim için herşeyi yapabilen , yeri geldimi süper kahraman olup aynı filmlerdeki gibi beni kurtaran, ona sarıldığım zaman saatlerce öyle kalabileceğim bir insan." diyor ve biricik eşim ile gülüşmeye başlıyoruz...

Devam ediyorrr...

Eşim ile gülüşürken ona "Sana bugün çok güzel bir süprizim var." derim.
Kocaman kahverengi gözleri olan , biricik eşim "Aşkımmmmm" der ve ekler "Nasıl bir süprizmiş bu acaba?" der ben de "Süpriz bir tanem.." derim ve eşim yatak odasına üzerini değiştirmek için gider. Üzerini değiştirdikten sonra onun gözlerini ellerim ile kapatırım ve mutfağa doğru gideriz. Sonra elimi gözlerinden çekerim ve eşim yemek masasını görünce çok mutlu olup, o ay gibi parlak çehresi , güzel sureti , kocaman kahverengi gözleri ile bana döner ve boynuma sarılıp "Hamarat Aşkım bana yemek te hazırlarmış " diyip boynumdan tenimin kokusunu içine çeker.

Sultanım , hayatımın anlamı , dünyanın en güzel insanı, meleğim , birtanem ,herşeyim biricik eşim ile yemeğimizi yemeye başlarız. Yemeğimizi yerken eşim ile günümüzün nasıl geçtiğini birbirimize anlatırız. Yemeğimizi yedikten sonra , kirlenmiş olan yemek tabaklarını falan bulaşık makinasına yerleştiririz. Daha sonra bir çay demleriz ve salona geçeriz.

Çayımız demlendikten sonra eşim çayları salona getirir . Salonun ortasındaki masaya koyar ve çay bardaklarına çayları koyar. Bende televizyona bir filim koyarım . Sonrada koltuğa geçer eşime bir elimle sarılıp diğer elim ile de çayımı yudumlayıp eşim , birtanem , meleğim biricik karım ile filmimizi izleriz. Çay içmeyi bitirdikten sonra eşim bize bir Türk kahvesi yapar ve çayıp üzerine , Türk kahvemizi içeriz. Sonrada koltukta yatar bir vaziyette eşime sarılıp filmi izlemeye devam ederiz. izlerken de filim ile ilgili yorumlarda bulunuruz..

Ulan hayali bile çok güzel lan.. Devammmm.

Biricik eşim ile koltukta yatar bir vaziyette filmimizi izlerken yarın hafta sonu olduğu için yarın ne yapacağımızıda konuşuruz. Neler yapabileceğimizi düşünürken eşim ile genç sevgililer gibi canlı müzik yapılan bir kafeye gitmeye karar veririz.
Yarın ne yapacağımızın kararını aldıktan sonra filmimizi izlemeye devam ederiz. Ben eşime daha çok sarılır ve kenetlenirim . arada boynundan müptelası olduğum o teninin konusunu içime çekerim.

Gece ilerlediğinde ve filmimiz bittiğinde , ben televizyonu kapatırım. Eşimle yatak odamıza gideriz...

...
...
...
...
...

Biricik eşim ile sabah uyanırız. Uyandığımızda biricik aşkım, bir tanem ile dişlerimizi fırçalamak için beraber lavaboya gideriz. Dişlerimizi fırçalafıktan sonra eşime sarılıp boynundan müptelası olduğum o teninin konusunu içime çekerim. Daha sonra eşim ile mutfağa gideriz. Eşim ile kahvaltı masasını hazırlamaya başlarız. Ben dolaptan kahvaltılık malzemeleri masaya koyarım, bu arada biricik eşimde ocağın başında bize yumurta pişirir. Biricik eşim yumurta pişirirken bende dün aldığım ve yiyemediğimiz simit ve poğaçayı ısıtmak için onları mikrodalga fırına koyarım. Bu arada eşim yumurtayı pişirir ve bende mikro dalga fırından simit ve poğaçayı masaya servis yaparım...

Yemeği aynı dün yaptığımız gibi. Biricik eşimi kucağıma alıp öyle yaparız. Eşim o narin ellleri ile aynı dünkü gibi bana kahvaltımı yaptırır. Bende sol elim ile eşimin beline sarılırım, sağ elim ile eşime nutellaya bandığım ekmeği eşime yediririm... Bu muhteşem kahvaltımızı yaptıktan sonra eşim ile kahvaltı masasını toplar , kirli olan bardak , çatal vs. Leri bulaşık makinasına atarız...

Sonra ...

.. Şurada anlattıklarımın verdiği zevki size dünyanın en kral vajinası bile veremez...

Sonra sultanım ile salona geçersiz. Ben salona geçmeden apartmanın kapısından günlük gelen gazeteyi alırım. Sonra yukarı evime çıkarım. Eşim salonda koltukta oturmuş TV izlerken bende bir yandan gazetedeki haberleri okurum. Gazeteyi okurken sultanıma haberlerin özetini geçerim. Haberler üzerine genel muhabbet ederiz. Gazete okumayı bitirdikten sonra eşim ile evin ekgiblerinin listesini yaparız. Listeyi yaparız ve ben ekgibleri almak için alışverişe çıkarım biricik eşim de evimizin temizliğini yapar.

Alışverişi bitirip faturaları ödedikten sonra eve döndüğümde hamarat sultanım temizliği bitirmiş olur. Sonra eşim ile beraber almış olduğum malzemeleri dolaba v.s yerlere yerleştiririz.

Bu koşuşturmacanın ardından eşim bir Türk kahvesi yapar ve beraber salonda kahvemizi içeriz, koşuşturmacanın yorgunluğunu üzerimizden atarız.

Saatler ilerler ve akşam olur...

ARAYA ATTiLA iLHAN IN ŞiiRiNDEN BiR BÖLÜM...

ATTiLA iLHAN – Ben seni neden mi sevdim?

Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düsünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle, konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını
Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim
Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın
Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun
Ve rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı
Kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda
O ıslak dudaklarınla beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda
Kayıp zamanlarımızda, seni arayıp bulamadığım
Çaresizlik içinde olduğum, içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da,
Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa
Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan ateşin ile
Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı göreceğim anları beklerken
Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda
Gelip o bu ateşi alevlendirerek
Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim

Eşim ile dünden yaptığımız planı uygulamaya geçiyoruz. ikimizde şık bir vaziyette hazırlanıyoruz. Ben üzerime mavi bir gömlek , bir kot pantolon giyiyorum. Biricik eşim ise üzerine bembeyaz bir elbise giyiyor. O ay gibi parlak çehresi , kocaman kahverengi gözleri, koyu kumral uzun dalgalı saçları ile karşımda bir melek EDA'sı ile evden çıkıyoruz. Apartmandan çıkar ve arabaya biniyoruz.

Araba ile yola koyulurken Sultanıma iltifatlarda bulunuyorum. O da bana aynı şekilde iltifatlarda bulunuyor.

Araba ile canlı müziğin yapılacağı kafenin önüne park ediyorum...

Arabadan eşim ile iniyoruz. Eşim koluma giriyor . O kadar cool bir çiftiz ki. Bu şekilde kafeye giriyoruz. Bu esnada kafedeki herkes bize bakıyor ve imreniyor. Biz kafeye giriş yaptığımız esnada kafeinin şef garsonu bizim yanımıza geliyor ve "Hoşgeldiniz efendim." diyor bizde "hoşbulduk" diyoruz ve ben ekliyorum "dün bir masa rezarvasyonu yapmıştım." diyorum . tabi bu arada kafenin %80 bizi kesiyor ve imrenmiş gözlerle bize bakıyor. Şef "Evet hocam hoş geldiniz sizin masanız şurası" diyip . masamızın yerini eli ile gösteriyor. Bizde masaya doğru gidip oturuyoruz. Biz oturduktan sonra şef siparişlerimizi alıyor . Daha sonra canlı müzik keyfi eşliğinde çok güzel bir akşam geçiriyoruz.

Bu güzel vakitleri geçirirken şef garsonu masaya çağırıp biricik sevgilim ile Aşkımızın tarifini yapan şarkıyı istek parça olarak canlı müzik ekibine iletmesini istiyoruz.

Ve bizim şarkımızı çalıyorlar.

O kadar güzel bir gece geçiriyoruz ki...

Gecenin ilerleyen saatlerinde Eve gitmek için yola koyuluyoruz...

Araba ile eve giderken bir tekel bayinin önünde durup kırmızı şarap alıyorum... Daha sonra evimize gidiyoruz. Beraber dairemize giriyoruz. Ben elimdeki şarabı daha da soğuması için dolaba koyuyorum. Bu esnada biricik eşim yatak odasında üzerini değiştiriyor. Şarabı dolaba koyduktan sonra bende yatak odasına geçip üzerimi değiştiriyorum.

Daha sonra meleğim ile salona geçiyoruz. Ben dolaptan şarap ve 2 kadeh alıyorum salona geçiyorum. Salonun orta masasına şarabı ve kadehleri koyuyorum. Daha sonra ise şarabı kadehlere boşaltıyorum.
Meleğimi kucağıma alıp , ona sol elim ile sarılırken sağ elim ile şarabı yudumluyorum. Bu arada meleğimin O KOCAMAN KAHVERENGi GÖZLERiN de kaybolup gidiyorum. Yanağına bir öpücük kondurup ona sımsıkı , kaburgalarım kırılırcasına sarılıyorum.

Daha sonra Meleğimi kucağımda yatak odasına zütürüyorum...