/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1401.
    +1
    Bekliyoruz komutanım bu arada yine bu taraf ölü gibi unuttunuz mu panpalar
    ···
    1. 1.
      +1
      hoş geldin paşam
      ···
  2. 1402.
    +6
    https://www.youtube.com/watch?v=CaHrMQJhWhA

    Yeni gelenler ile özel olarak tanıştıkdan sonra,
    ben tekrardan odama geçip günlük işlerin ve değişim olacağı için
    tim hakkında bilgileri yazdım.

    Geri kalan zamanı yazmamak daha doğrusu vakit kaybetmemek için atlıyorum

    Akşam ben ve Yılmaz Ütğm. ile oturmuş kahvelerimizi yudumlarken
    muhabbet ediyoruz.

    Bir ara kahveler bitmiş ve 10 dk sonra
    isteyeceğimiz çaydan önce ki zamanda hafif bir tebessüm ile
    B:Ben Y:Yılmaz Ütğm.

    B:Komutanım sizin taburun değişim yeri belli oldu mu?
    Y: Belli oldu aslanım fakat biz tabur değişimine değilde operasyona
    katılmaya gideceğiz.
    B:Nereye komutanım?
    Y:Tunceli
    B:Operasyon dediğiniz komutanım belli bir şey mi?
    Y:Ya operasyon dediğim aslındaTunceli'de bulunan Munzur Dağı
    bölgesinde arama-tarama faaliyeti fakat terör unsurlarının varlığı bilindiği için
    bizi takviye olarak değil de direk öncü grup olarak gideceğiz.
    B:Allah yardımcınız olsun komutanım dedim.

    Hemen MUNZUR DAĞ'ının bir kaç fotoğrafını atayım;
    Dağımızın fotoğrafı:
    - http://www.imgim.com/munzur-dagi.jpg
    - http://www.imgim.com/483881.jpg
    Yüksekliği 3000 metre civarındadır daha fazla da olabilir.

    Çayımız gelmişti. Varya öyle böyle değil DAVŞAN GANI bir çay.
    Her yudumunda bambaşka bir tat ve zevk alıyordum.

    Bunu iler ki bölümlerde de yazacağım inanın askerde içilen,yiyilen ve yapılan
    her şey batıda yapmak ile doğuda yapmak arasında fark vardı.

    Batıda ki herhangi bir asker;
    "Yarın çay güzel olur mu?"
    "Yarın hangi yemek çıkacak? "
    "Yarın nöbet var mı?"
    gibi sorular sorarken,

    Doğuda ki herhangi bir asker(o dönemlerde);
    "Yarın çay içebilecekmiyiz?"
    "Yarın yemek yiyebilecek miyiz?"
    "Yarın nöbet tutabilecek miyiz?"
    gibi ölümü hissederek yaşıyorlardı.
    ···
  3. 1403.
    +8
    https://www.youtube.com/watch?v=AW5ovALxFOo

    Beyler sabah yarın için hazırlık yaptım.
    Beklediğim günün gelmesine az kalmıştı.

    Evet 2 gün sonra gidiyorduk yuvadan bambaşka bir yuvaya
    gidiyorduk daha doğrusu gidecektik.

    Bilmediğimiz ve daha önce hiç bilmediğimiz bir yere.
    Timde ki askerlerin hepsi gariban ve has anadolu çocuğuydu.
    Timin içinde Diyarbakır'dan tut,istanbu'la kadar her memleketten yiğit vardı.

    Dedim ya garibanlık diz boyu bu çocuklarda. Belki paraları yoktu,
    okumamış ya da okuyamamış olabilirlerdi fakat bunlarda bambaşka bir şey
    olan YÜREK vardı.

    Timde ki bir askeri al zütür Çoruma ve burası Ankara'de vallahi inanırlar.
    Daha önce bu gençler baba ocağından başka yere sadece askerde çıkmışlar.

    Konuyu dağıtmadan bize 2 günlük izin verildi.
    Sadece subaylara değil değişime gidecek bütün askerlere.
    Hem hazırlanmak için hem de moral vermek için.

    Zaten askerlere gitmeden 4 gün önceden sırayla çarşı izinleri verilmiş
    ve bugün son olan askerleri göndermişti çarşıya.

    Nasipse gidiyorduk Bingöl'e. Tugay merkezde diye hatırlıyorum.
    Biz ilk önce 4 saatlik bir yolculukla Malatya'ya oradan da koruma eşliğinde
    yaklaşık 3.5 saat yolculukla Bingöle gidecektik.

    Tugaydan hareket saatimiz öğleden önce olacak ve
    hemen hemen akşamüstü Bingöl'de olacaktık.
    ···
  4. 1404.
    +7
    Yaklaşık 5 otobüs Tugay'dan giriş yapmış ve
    tugayın giriş yerinde ki yolların kenarına nizami bir şekilde
    bizi bekliyorlardı.

    Biz ise kahvaltı yapmak üzere ve uğurlama törenini yaptıktan sonra
    otobüslere binecek ve yolculuğa başlayacaktık.

    Kahvaltıy tugay, tabur,bölük ve tim komutanları tam kadro
    katılmış. Gidecek olan taburun askerleri de yine aynı şekilde
    yemekhanedeydi.

    ilk önce askeri olan yemek duası okundu ardından yemeğe başlandı.
    Tugay ve tabur komutanımız bizim oturduğumuz masadaydı ki zaten
    tek bir masa birleştirilmiş ve bütün rütbeliler aynı masaya oturmuştu.

    Askerler ise kendi timlerine bölünmüş ve başlarında kimisinin
    astsubay kimisine çavuş oturmuştu.

    Güzel bir yemek ve sohbetten sonra tabur binasında son kez tekmil verildi
    fakat asıl amaç moral ve uğurlama konuşmasıydı.

    Ardından marş söyleyerek askeri kıyafetlerle değil de sivil kıyafetlerle
    otobüslere doğru gittik.

    Otobüs yavaştan hareket etmeye ve nizamiye kapısına gitmeye başladı.
    Kapıya varmış ve önde ki otobüslerin çıkmasını bekliyorduk.

    Oradan geçen 10-20 kişilik bir asker grubu selam duruyordu tabura.
    Yavaştan çıktık tugaydan... Yuvadan ayrılış ve başka bir yuvaya gidiş...

    Kim bilir neler olacak?
    kimler gidecekti aramızdan?
    kimler kalacaktı aramızda?

    Bunları bir kez olsun düşünmemek elde değildi.
    ···
  5. 1405.
    +5
    26 NiSAN ŞEHiTLERiMiZiN iSiMLERi;

    J.Çvş. Tuncay Yıldırım 26.04.1987/Eruh-Siirt
    J.Tğm. Sedat Özdemir 26.04.1994/Çaldıran-Van
    Tnk.Onb. E.Sabri Hacıcaferoğlu 26.04.1996/Cizre-Şırnak
    P.Er. irfan Yalnızoğlu 26.04.1996/Şırnak
    J.Onb. Halil Kaya 26.04.1997/Tokat
    J.Uzm.Onb. Orhan Gülter 26.04.1997/Eruh-Siirt
    J.Onb. Şahin Çavuş 26.04.2006/Tunceli
    J.Asb. Kıd.Bçvş. Ahmet Eryılmaz 26.04.2010/Dereli-Giresun

    RUHLARINIZ ŞAD,MEKANLARINIZ CENNET MAKAMLARINIZ ŞEHiT OLSUN iNŞALLAH.
    ···
  6. 1406.
    +4
    Akşam saat 21.00 da görüşmez üzere paşalar.

    Bu parçayı ve bilgiyi burada bırakayım..

    https://www.youtube.com/watch?v=QabsUx8X7sk

    Fotoğrafta ki yiğitlerin hepsi devre ve hepsi Mardin-Nusaybin'de şehit oldular.

    http://www.imgim.com/heps...t-oldu-8389550_1841_m.jpg

    Sanırsam;
    En önden itibaren Aycan Özdil,Mehmet Polat ,Süleyman Kul ve Bekir Kelleci.

    Son olarak devrelerinden en son şehit olan Süleyman Kul şehit olmadan 3 hafta önce şehit olan devre arkadaşı Bekir Kelleci'nin cenazesine katılmış ve tabut üzerinde uzaklara dalmıştı.işte içimizi yakacak görüntü;

    http://www.imgim.com/gall...46786_26xme6p642nm4q0.jpg

    RUHLARINIZ ŞAD,MEKANINIZ CENNET VE MAKAMINIZ ŞEHiT OLSUN iNŞALLAH
    ···
  7. 1407.
    +6
    Selâmün aleyküm

    30 dakikaya atıyorum ki zaten 3 bölüm *
    ···
  8. 1408.
    +8
    Evet beyler bugün fotoğrafta atarak yazının gerçekliğine gerçeklik katmak istiyorum.
    Buyrun fotoğraf;
    --> http://www.imgim.com/a21d...f8-9dce-0esad91d62135.png
    Sol tarafta olan kişi benim.
    Fırsat buldukça fotoğraf atmayı düşünüyorum.

    BiRAZ GEÇ OLDU FAKAT KUSURUMA BAKMAYIN

    https://www.youtube.com/watch?v=GkqctVvi7_8

    Malatya'nın giriş köylerinden çıkıyorduk galiba,
    biz Malatya'da büyük ihtimal 1 gün kalacaktık fakat
    direk gidebilirdik de. Bizim için önemli olan varmaktı.
    Aslında bakarsanız benim düşüncem direk gitmekti.

    Evet beyler tugaydan çıktıktan sonra geçen süre zarfı hemen hemen
    4.5 saatti.

    Malatya-Merkez'e varmış ve bize eşlik edecek olan zırhlı araçların
    bulunduğu 2.Orduya ait iNÖNÜ KIŞLASINA gidiyorduk.

    Yaklaşık 10 dk sonra otobüs kışladan içeriye giriş yaptı.
    Öğle yemeği vakti çoktan geçsede bizim için yemek hazırlatılmıştı.

    Büyük ihtimal yemeklerimizi yedikten sonra direk bingöle geçiş yapacaktık.
    otobüsten indik ve yemekhaneye herkes kendi bölüğüyle gitti.

    Yemekten sonra 1 saatlik bir dinlenme süresi verildi.
    Bu arada konvoyda bulunan araçlar düzenli bir şekilde sıraya girdi.

    1 saat sonra tekrar otobüslere binip zırhlı araçlarla birlikte
    memleketim Elaziz'e doğru hareket etmeye başladık.
    ···
    1. 1.
      +1
      Afiyet olsun komutanım (:
      ···
    2. 2.
      0
      Hahha eyvallah paşam
      ···
  9. 1409.
    +7
    https://www.youtube.com/watch?v=70EkuNnGVJs

    Cidden bizim gönlümüz dağlardaydı.
    Bizim gönlümüz intikam almaktaydı.
    Bizim gönlümüz gazilerimizdeydi.
    Bizim gönlümüz şehitlerimizdeydi.
    Bizim gönlümüz VATANdaydı.

    Özlem bizi ara sıra yoklayıp, çekilmez hale gelsede
    aklımıza yaptığımız işin vatan uğruna olduğunu getirdiğimizde ise
    özlem yerini bambaşka bir duyguya bırakıyordu.

    Hemen hemen 1.5 saatlik bir yolculuk beklyirdu bizi.
    Ben ise biraz heyecanlıydım, memleketten geçeceğim için.

    Heyecanlanacak bir şey mi var? derseniz "evet"derim.
    belkide son bir kez geçiyorsunuz memleketinizden ve bir daha nasip olmayacak
    bilemeyiz ki operasyona gidiş var ama dönüş olmaya bilir.

    Askeler ise mutlu tabi. Sırf mutlu değil aynı zamanda heyecanlılar.
    Hemen yazayım dediğim gibi timde belli başlı değişiklikler olmuştu.

    5 ten fazla çatışmaya giren asker sayısı 6-7 taneydi.
    Geri kalan askerlerden en fazla çatışmaya girme sayısı 1 bakınız 1...

    Bazısı hiç girmemişti çatışmaya bu sebeple habersizlerdi
    ortamdan.
    Yüzleri gülüyor,kolay sanıyorlardı bu gençler.

    Fakat az değil bir kaç gün sonra çatışma çıkarsa anlayacaklardı
    endişe nedir? kıymet bilmek nedir? özlem nedir? sevgi nedir?
    hepsini anlayacaklardı.
    ···
  10. 1410.
    +9
    https://www.youtube.com/watch?v=JvgThaKmkk8

    "HANKENDi" beldesine giriş yapmıştık.
    Hafiften hava soğuk birazda kar yağmış ama çok az.

    Görüntü muazzam... Keşke dedim direk geçmesekde biraz
    keyfini çıkarsak şu memleketin.

    Ben bi evi ziyaret etsem ardından Harput Kalesine çıksam
    ayaklarımın altında Elazığ olsa ne güzel olur diye düşündüm.

    Yavaştan ilerliyoruz ve her dakika görüntü güzelleşiyor
    kalbim mutluluk doluyor.

    Merkez ile 30 dk uzaklıkta işte.

    Zorunlu olarak merkezden geçiş yapıyoruz.
    Tabi inanın özlem ve sevgi insana her şeyi yaptırır ya
    ben camdan bir ümit belki annemi veya babamı görürüm diye
    gözlerimi dört açmış etrafı inceliyorum.

    Yavaştan uzaklaşıyor ve uzaklaştıkça heyecan yerini
    merak duygusuna bırakıyor.

    Elazığ-Bingöl yolundan devam ediyoruz...
    Beyler bilirsiniz ki tarihler 24 Mayıs 1993 yılını gösterdiğinde
    33 Er kalleşçe şehit edilmişti.

    Bizi biraz korku sanmıştı.Biliyorduk 3 yıl önceki olayı.
    Manşetlere bomba gibi düşmüş ülkede büyük bir yankı duymuştu.

    Gerçekten oradan geçerken bi garip hissettik.
    içimizi hem huzur hem de telaş sardı.

    Beyler Bingöl'ün girişlerinde yavaştan kontrol noktaları çıkmaya başladı.
    Biz sivil otobüslerle gittiğimiz için durdulurduk fakat önümüzde ve arkamızda
    bulunan zırhlı araçlardan askeri personel olduğumuzu anladıkları için hiç durmadık.

    Fakat her 5 veya 10 km mesafede bir kontrol noktası vardı.
    işte batı ile doğu arasında ki farklardan birisiydi.

    Evet artık BiNGÖL-MERKEZ'deydik.
    Halk dışarda normal bir şekilde hayatalrını devam ettiriyordu ki
    bizi çok mutlu etmişti bu durum.

    Ölü şehir değildi BiNGÖL.

    Hatta zırhlı araçları gören bazı çocuklar asker selamı veriyordu.
    Bizde arada sırada bu selama otobüs kornasıyla cevap vermeye çalışıyorduk.

    Uzaktan Tugay'ın giriş kısmı görünüyordu.
    Artık BiNGÖL'de uzak zamanda değil çok yakın zamanda
    haftalar sonra terör avına çıkacaktık.
    Sadece EMiR bekliyorduk...
    ···
  11. 1411.
    +7
    27 NiSAN ŞEHiTLERi;

    P.Ütğm. Halil Durmaz 27.04.1987/Şemdinli-Hakkâri
    J.Ütğm.Ömer Özdemir 27.04.1989/?
    J.Er. Doğan Koca 24.04.1993/Bitlis
    P.Uz.Onb. Uğur Birinci 27.04.1994/Genç-Bingöl
    P.Uz.Çvş. Musa Atık 27.04.1994//Genç-Bingöl
    P.Er.Deniz Doğan 27.04.1994/Genç-Bingöl
    P.Er. A.Naci Tuncel 27.04.1994/Diyadin-Ağrı
    P.Asb. çvş.Özgür Öncel 27.04.1995/K.Irak
    J.Çvş.Ömer Gedek 27.04.1995/Yücebağ-Batman
    J.Er. Sedat Atasever 27.04.1996/Oltu-Erzurum
    P.Er. Semih Balaban 27.04.1997/Eruh-Siirt
    P.Er.Abdulkadir Esmer 27.04.1998/Genç-Bingöl
    P.Er. Aliyar Yurtsever 27.04.1998/Genç-Bingöl
    J.Onb. Bayram Gökmen 27.04.1998/Dörtyol-Hatay
    J.Er. Şeyho Özpolat 27.04.2007/Doğubeyazıt-Ağrı
    P.Er. Hasan Şahin 27.04.2008/Genç-Bingöl
    P.Er.Mustafa Turgut 27.04.2008/Genç-Bingöl
    RUHLARINIZ ŞAD OLSUN...

    HAYIRLI GECELER
    ···
  12. 1412.
    +1
    Rezzzzz

    Hayırlı Geceler...

    Sessizce nöbetteyiz
    ···
  13. 1413.
    +1
    Abi piyade ile jandarma arasındaki fark ne?
    ···
    1. 1.
      +2
      Paşam pek fark yok aslında. Fakat en önemli farklı günümüzde Jandarma savaşta TSK barışta iç işleri Bakanlığına bağlı
      ···
  14. 1414.
    +5
    Saat tam 21.00'da takip eden paşalarım burada olsun...
    Bugün 7 bölüm hazır...

    Bekletmeden her bölüm arasında 3 dakika olacak şekilde atacağım.
    Yaklaşık 21.00-21.30 arası biter diye düşünüyorum.

    Ardından ister muhabbet olur/ister sessizlik fark etmez...
    Bekleyen herkese teşekkür ederim ve kendilerinden bir isteğim var yorumlarınızı ve sorularınızı ekgib etmeyin.

    Şunu da şurada bırakayım dinleyen olur belki;

    https://www.youtube.com/watch?v=Wjky2_B8bkc

    Hadi paşalar akşama görüşmek üzere şimdilik hoşça kalın...
    ···
  15. 1415.
    +2
    Oo maşallah bölümler atılmış takipteyiz abi ne kadar işimizde olsa *
    ···
    1. 1.
      +2
      Eyvallah Pasam
      ···
  16. 1416.
    +9
    Şöyle güzel bir parça ile hikayeye başlayayım diyorum...
    Bugün size güzel bir şey yazayayım.
    Bugün 7 bölüm atayım diyorum .
    Bu arada şuana kadar hikayeyi sesli,sessiz takip eden herkese teşekkür ediyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=2m6po9CCruw

    Bingöl'de ilk günümüzdü.
    Hemen hemen aylardan aralık gibiydi.

    Dedim ya 1997 yılına 1 ay hatta daha az kalmıştı.
    Hava soğuktu.Merkez'de kar yağmamış fakat büyük ihtimal
    rakımı büyük olan yerler azda olsa kardan nasibini almıştır diye düşündüm.

    Bizim tabura verilen binaya doğru gittik otobüslerle.
    Tabur binasının hemen 5 dk ilerisinde ise taburda ki er ve erbaşların
    yatacağı koğuşlar ve yemekhane vardı.
    Yemekhane çadırdan yapılmıştı çünkü ek bina yapmak imkansızdı.

    Otobüslerden indik ve bize geçici olarak
    tahsis edilen odalara doğru gittik.

    Her odada 4 subay kalıyordu.
    Tabur komutanı tek kalacaktı.
    Bölük komutanlarımız ise ikişer ikişer kalacaktı.

    Odalarımıza çekilip,eşyalarımızı koyduk ardından
    izinli sayıldığımız için akşam yemeğine kadar yattık.
    Daha doğrusu ben yattım.

    Fakat askerlerin naptı? derseniz
    inanın hepsi direk yatağa gömüldü.

    Evet beyler saat akşam yemeğine bir kaç saat
    kala Hamit Üsteğmenin beni "MEHMET KALK ASLANIM YEMEĞE GiDECEĞiZ"
    demesiyle tatlı ve rahat bir uykudan uyandırıldım.

    Çok seviyordum Hamit Üsteğmeni.
    Gerçekten nasip olursa ileri ki bölümlerde
    Hamit Üsteğmenle yaşadığım ve asla unutmayacağım
    bir kaç anıyı yazacağım.

    Hamit Üsteğmen'e noldu derseniz benden sonra
    2000 ya da 2001 yılında operasyonda mayına basarak
    ağır yaralandı ve zorunlu emekli oldu.
    Bildiğim kadarıyla ayaklarını kaybetti.

    Yataktan kalktım ve odada tuvalet olmadığı için
    koridorda bulunan tuvalete gittim.

    Yüzümü yıkadım ardından odaya tekrar döndüm.
    Üstüme düzgün bir şeyler giyinip
    subay ve astsubayların yemek yiyeceği yemek çadırına
    odada bulunan komutanlarımla gittim.
    ···
  17. 1417.
    +9
    https://www.youtube.com/watch?v=trdAeJpV1hs

    Dışarısı soğuk olmasına rağmen
    çadırın içi bizi rahatsız edecek kadar soğuk değildi.
    Mis gibi yemek kokuyordu.

    Beyler çadırdada mükemmel bir sohbet dönüyor.
    Çadır baya büyük yani rahat 70 kişi alır ki zaten
    bizim taburda toplam rütbeli sayısı astsubaylarla birlikte 60 civarında.

    Fakat askerler için kurulan yemek çadırı baya büyük ve
    120 kişilik kapasitesi vardır diye düşünüyorum.
    iki tane kurmuşlar bu çadırdan.

    Beyler biz çadırda kendi bölüğümüzde bulunan
    tim komutanları ile tim komutan yardımcılarıyla
    oturmuş hem yemek hem de muhabbet ile ilgileniyoruz.

    Vakit ilerledikçe çadırda ki eleman sayısı
    azalıyor.
    Bitiren odasına çekiliyor.

    Yemekler bittikten sonra biz odaya geçtik.
    Beyler kimsenin uykusu yok.
    Muhabbet ediyoruz ama ne muhabbet.

    Odada en kıdemsiz subay benim.
    Odada 3 tane üsteğmen var.
    Ben ise teğmen.

    Fakat ben bu durumu avantaj olarak görüyorum
    çünkü onlar benden tecrübeli ve bende onlardan
    bir şeyler kapmaya ve tavsiye dinlemeye çalışıyorum.

    Odada asker ve sivil hayattan muhabbet dönüyor.
    işte odada bulunan Yakup isimli bir Üsteğmenimiz vardı.
    (ismi ya Yakup ya da Yasin'di tam hatırlamıyorum biz Yakup diyelim)
    ···
  18. 1418.
    +10
    EDiP AKBAYRAM'ın sesiyle şu metrisin önü;
    https://www.youtube.com/watch?v=WMoe5aGRP-U

    Odada asker ve sivil hayattan muhabbet dönüyor.
    işte odada bulunan Yakup isimli bir Üsteğmenimiz vardı.
    (ismi ya Yakup ya da Yasin'di tam hatırlamıyorum biz Yakup diyelim)

    Daha yeni nişanlanmış ya da sözlenmişti.
    Muhabbet nasıl oldu bu konudan açıldı.

    Biz tabi bekar adamlarız.
    Bekarlığı bırak bizi bekleyen bir yar da yok.
    Hamit Ütğm. odada ki en kıdemli subay.
    Yanlış hatırlamıyorsam Üsteğmen rütbesiyle 4.yılında.

    Yakup Üsteğmenim 2.yılını daha doldurmamıştı.
    Odada bir de fazla yakın olmadığım fakat
    sevdiğim bir komutanım olan Hasan Ali Üsteğmenim vardı.

    Kendisi 1996 yılının Ağustos ayında Üsteğmen rütbesini takmıştı.
    Hatta kendisiyle Harp Okulun'da bir kaç kez sohbet etmişliğimiz vardı.

    Konuya aksatmadan en son nerde kaldık;
    Biz bekar adamlarız işte bekleyen bir bayanda yok.
    Odada bir tek Yakup Üsteğmenimiz çapkın çıkmıştı : )

    Konu birden açıldı.
    işte Yakup Üsteğmen'e biraz kızmış gibi yaptık.
    "Bize davetiye göndermezsen ayıp olur " gibi esprili şeyler söylüyoruz.

    Beyler yine aklıma şimşek hızıyla Hatice geldi.
    Bilmiyorum neden aklıma geldi ama ben
    arkamdan ağıt yakılmasından hoşlanmam.

    Sonuçta insan ölümü bilerek yaşar.
    Arada sırada aklımıza gelir ölüm.
    Allah aşkına içinizden birisi hiç diyor mu ölüm nedir diye.

    insanlar doğduktan sonra belli bir yaşa gelip
    aklıyla anlamaya başlayınca her şeyden önce ÖLÜMÜ tanır.
    ···
  19. 1419.
    +9
    https://www.youtube.com/watch?v=RQnowWGxQv0

    Kıısadan hisse; ÖLÜM TEK GERÇEKTiR.
    Bu sebeple arkamda gözü yaşlı insanlar bırakmak istemem.

    Zaten annem ve babama yük oluyordum bu konuda
    başkalarını da bu yükü yüklemek istemiyordum.

    ilerleyen saatlerde yorgunluk ve
    uyku bizi tekrar esir aldı.

    Muhabbet yavaştan kapandı ve odada ki ışık sönünce
    sessizlik zirveye çıktı.

    Sessizlik zaten bizim en büyük
    dostumuz aynı zamanda düşmanımızdı.

    Gece tatlı bir uykudan sonra
    gündüz çok mutlu bi şekilde uyandım.

    ilk defa böyle uyanmışım gibiydi.
    Sanki yıllardır böyle uyumamışım ve uyanmamışım gibi.

    Beyler ilk gün soğuk havada bölük ile birlikte spor yaptık.
    Ardından herkes kendi timiyle farklı farklı eğitimler yaptı.

    Örnek olarak bizim tim manevra eğitimi yaparken
    Hamit Ütğm. timi harita da konum tayin etme eğitimi yapıyordu.

    Eğitimden sonra kar üstünde en az 60 tane şınav çekilecekti.
    Beyler abartma falan değil inanın 100 tane şınav çeken askerler de vardı.
    60 yapamayan tekrardan başlayacaktı.

    Ardından harita üzerinde yer tayin etme ve çatışma esnasında
    yer tayin etme eğitimlerini yaptık.

    Ardından bilen bilir 2-3 dk koşma ve ardından atış yapma eğitimi vardır.
    Nefes kontrolu diyede bilinen bu eğitimden sonrada
    askerleri serbest bıraktım.
    ···
  20. 1420.
    +8
    https://www.youtube.com/watch?v=flYLXFMwiSc

    Eğitimin bitişiyle askerlerle birlikte bizler
    akşam yemeği saatine kadar istirahatı görülüyorduk.

    Sırayla duşlara girecektik.
    Duşlarda su sıkıntısı vardı diyeyim.
    Yani su ısınıyor fakat arada bir soğuklaşıyordu.

    Allah'a şükür güzel bir duş aldıktan sonra
    odaya geçip hastalanmamak için başımın kurumasını
    bekledim.

    O arada diğer komutanlarımda odaya girdi.
    Eğitim muhabbeti yaptık.
    Ardından ise bahçede çay içelim dedik.

    Soğuk havada güzel gider çay.
    Hem tadıyla hem de içinizi ısıtmasıyla
    ayrı bir zevktir soğukta çay içmek *

    Beyler ilk iki gün güzel geçti.
    Olaysız ve dertsiz bir şekilde.
    ···