1. 1.
    +96 -5
    edit: hikayeyi anlatıyorum beyler. meraklısına;

    (bkz: ulan içine sıçılmış bir hayatın öyküsü)

    ilk kez 16 ekim 2009′da tanıştık onla. karşıma geçip ”yaa sen nasıl x yaşta olursun inanmam kimliğini göster!” demişti. ”hayhay..” dedim ve uzattım. evet, ilk kez bir melek görmüştüm.

    güzelliği, bir bakışta mest etmişti beni. o kadar etkilenmiştim ki, 3 gün sonra ona ”seni seviyorum” cesaretini gösterebilmiştim. elbette artık ona olan sevgimden gözüm dönmüş olacak ki acıdı bana, ”peki..” dedi. beni mutlu etmeye yetmişti.



    ilk başlarda sadece beraber kısa çaplı gezintiler yapıyor, birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. dünyanın en güzel şeyini veriyordu bana her gezinti sonunda, yanağıma ıslak bir öpücük. sırf onun için yüzümü yıkamazdım dostum. böyle de pislik bir adamım işte. neyse..

    biraz zaman geçtikten sonra eli elime değdi, kalbi yüreğimde atıyordu sanki. gözlerim, artık yorgun düşmüştü gözlerinden bir saniye bile ayrılmamaya. ayaklarım isyan ediyordu o’na doğru gitmeye.

    4-5 ay sonra dudaklarım o’nun dudaklarına kavuştu. evin içinde 21438 tane barfiks, 1231 tane mekik, 23123114125 tane takla ve zibiryar kadar gülücük saçmama neden olan tek şey, o’nun dudağıydı.

    ailem ile tanışması gerekirdi. iş ciddiydi, bizim kızımız olacaktı.. yasemin.

    hamile değildi hocam, yanlış anlama hemen. biz hayal kurardık hep. kır düğünü isterdi o, ”böyle rahatça göbek atalım mistik” derdi gözlerime bakarak. kıramazdım onu, belki o olamayacak ama düğünüm kır düğünü olacak. ve ben göbek atarken gözyaşlarımı onun kalbine akıtacağım.

    ailemi çok sevmiş olması gerek ki, ”mistik hayatımdan defol” dediğinde ”ailemin hatırına” demiştim. ” onları bu işe karıştırma onlar gözümde hala değerli. ” dedi. şimdi gidip bir telefon açsın anneme ve ”anne” desin. benim annem o’na ”kızım, yavrum” derdi. şimdi bir telefon açıp sorsun beni, ”o nasıl annecim?” desin, ”kötü yavrum” der. benim annemi bilir, o’na başka bir sıfat yakıştıramaz çünkü. koskoca mistik, hayatında ilk kez bir kızı annesinin, ablasının, abisinin, yeğeninin, teyzesinin, kuzeninin, yeğeninin karşısına geçirip ” annecim, o benim her şeyim. ” diyecek ve kızın elini tutup oturacak ha salonun ortasına. ordan anla işte usta, kalbimdi o benim. (yalan söylüyorum. ordaki -di eki gereksiz..)

    bana sevmeyi öğretti. terketmeyi de ondan öğrendim. kızdığımda sakinleşmem gerektiğini de, ama kızgınken çok tatlı olduğumu da söyledi. hiç inanmadım. yalancıydı o. biricik, yalancı’mdı.

    -seviyor musun? derdi, kalbimin her bir hücresiyle derdim. hafiften gözü dolardı, kıyamaz öperdim gözlerini. belki ondandır zamansız gitmesi. eskiler derdi hep, gözden öpmek hasrettir. askere giden öpülür gözden derlerdi hep. ama karşımda böyle ıslak gözlerle oturmasına da izin veremezdim ya?

    ve birinci yılımız geldi çattı. özet geçiyorum: ağlamak insanı rahatlatır deyimini o gün öğrendim.

    devam etti böyle süreler. gezdik, eğlendik, seviştik. mutluyduk. ondan gelen bir öpücüğü zafer saymıştım kendime.

    fakat kavgalar başladı. kıskançlıklar, ilgiler donuklaştı. bakışlar kaçtı birer birer. eller, ellerden kayar oldu. yürek, tek başına ayazda direnmeye çalıştı. zordu, zor. sanırım, şu an gözümden dökülen şeyler o anda da bana ziyarete gelmişlerdi. çok kalmadan toprakla buluştular.

    1-2-3 ve artık haddi hesabı kalmamıştı. en sonunda da, en başta kazanılan şeyi kaybettik: saygı’yı. ünlü şairin de dediği gibi ” aşk’ın eli yetişmeye bilir yaralı bir kalbe… saygı, ona köprü olur. ”

    tek istediğim ona sıkıca sarılıp, derin bir rüyaya dalmaktı.

    2 yıl olacaktı 2 ay sonra. 2 yılı, 2 dakikada bitirdi. asla kızmıyorum o’na. benim gibi adama katlanmak g*t ister abi. derdim çoktur, verebildiğim tek şey ise bir kuru sevgi’ydi.

    o gün geldi çattı,

    verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
    eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
    yerlerinden
    bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
    sipariş edildi yeniden.

    ”gitme” diyebildim sadece, dudaklarım güçsüzdü. yorgundum biraz da, kalbim de yeterince ağırdı. sırtımda da kocaman bir ayrılık yükü vardı.

    gitme…
    -hayatımın en güzel yıllarını böyle geçiremem.

    bizim kızımız olacaktı abi,
    yasemin.


    seni seviyorum..
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2 -1
    @2 oku bir de öyle konuş
    ···
  3. 3.
    0
    @6 eyv. kardeşim
    ···
  4. 4.
    0
    @7 yok panpa oku bir sonra o capse bak
    ···
  5. 5.
    0
    @9 2 yılımı istersen yaprak giben kelebek gibi 2321323 sayfada anlatayım? it herif okumuyorsan gibtir git. 2 yıl amk 2 yıl! okuma lan sen
    ···
  6. 6.
    0
    @13 yok panpa 2 yıl dayanabildi
    ···
  7. 7.
    0
    @15 bir de bana sor be kardeşim
    ···
  8. 8.
    0
    @16 nick'ini ara sonra hayvan barınağında yer açsınlar sana
    ···
  9. 9.
    0
    @17 eyv. panpa
    ···
  10. 10.
    0
    @19 evet abi zaten kimsem kalmadığı için inciye yazıyorum da bazı muallakler rüya müya diyor dalgamı bozuyor zaten iy ideğilim..
    ···
  11. 11.
    0
    @21 bir de bana sor abi, ağlamaktan usandım usandım artık..
    ···
  12. 12.
    0
    @23 doğrudur panpa, sen de benim gibi aşk yorgunusun.
    ···
  13. 13.
    0
    @28 bu mu desten abi? blogumu vericem birazdan onu okuyun bir de destan görün..
    ···
  14. 14.
    0
    @29 benim blogumdur o amk bekle vercem şimdi.
    ···
  15. 15.
    0
    http://mistikherif.websitem.info/ beyler blog'um bu, bundaki yazıyı kopyaladım gece saat 6 da yazmıştım bu yazıyı. yarakonda'nın isteği üzerine.
    ···
  16. 16.
    0
    @32 az biraz abi. sevişme diyelim...
    ···
  17. 17.
    0
    @34 sağol panpa..
    ···
  18. 18.
    0
    @37 baktığım her yerde ondan bir parça görüyorum abi nasık unutayım..
    ···
  19. 19.
    0
    @39 eyv. kardeşim
    ···
  20. 20.
    0
    @41 ilk sen okuyacaksın heralde abi...
    ···