Olaya geçmeden önce bir giriş yapalım.

flamelion1 denilince kimisinin aklına güzel hikayeler, güzel yorumlar, güzel dertleşmeler geliyor .

  Pek çok genç arkadaşıma elimden geldikçe yardımcı olmaya çalıştım.

Ve adımı duyunca tir titreyen, tüyleri diken diken olanlarda vardır . Ha sen onlardansan emin ol ki  huur çocuğunun tekisindir. Bunda bir anlaşalım.

---

Neyi anlatıyor bu adam ; Hayata şansız doğan , tek şansı Türk olmak olan bir abiniz , kardeşinizim. Basari hikayemde var , aptallık hikâyelerim de. Gücümüz yettikçe anlatmaya çalışıcaz bu gecede. Daima geceleri yazarım, karanlıkta aklıma gelir yaşanılanlar.

Bir kadını  12 sene sevdim de , bir kadın tarafından terkedildim de , vücuduma kurşunları yedimde . Ama pes etmedim.

---

Istanbul da doğdum .  Semtim esenlerdi . Kiracıydık , babam hurdacılık yapardı . Ev hanımı idi annem.

Bense 7 yaşında okula yeni giden birisiydim. Babamdan öyle korkardım ki ; bana bağırdığı zaman bile altıma kaçırırdım.  Gözlerim dolardı . Asla sevgi görmedim . 

Babam ; Babalar sevgisini belli etmez . Düşüncesinin bir kölesi oldu.

5 yaşında iken bana bağırdığını ve altıma işediğim anları net hatırlıyorum, pgiboljik olarak etkilendiğim için aklımdan çıkmıyor.

7 yaşındaydım, okula yeni başlamıştım .  Sınıfımız 90 kişi idi. Ve öğretmen , 1 hafta içinde düz çizgi cekemeyenler seneye gelsin demiş velilere.

Tabikide annem bunu duyunca , aldı defteri kalemi eline . Çizgi çektirmeye çalışıyor bana.

Kendim beceremedim , taşırdım defterin kendi çizgisinden. 

Elimi tuttu ve çizdirdi bana .

Deli oldum lan o an . Kaldırdım defteri attım yere. Bir halta yaramıyordum .  Şu anda bile 27 yaşındayken ,20 sene üstüne sinirleniyorum kendime.

Daha sonra babam geldi.

Bana öyle bir tokat attı ki , etrafımda 270 derece tur attım ve yere düştüm.

Ben daha 7 yaşındayken , vücudumun onlarca katındaki kuvvetle tokat yemiştim .

Bu 2. Tokatımdı. 1.incisi Hayattan yemiştim zaten.

2. Sınıfa geçtim , Babam taksi şoförlüğü yapıyordu . Alkol kullanmazdı. 

Aslında sevdiği zaman çok iyiydi .Ama hemen kızardı.  O ne derse o olacaktı .

Tahta masaya , demir mi dedi. Demirdir o masa.

Şu anda bu satırları okurken sana kurgu gelebilir , ama bir düşünsene gerçek olduğunu, babalarınız arkadaş gibi davranıyor pek çoğunuza.

Ellerinizdeki telefonlar binlerce tl değerinde ,  

Ben okula giderken bime giderdim ve 150 bin liraya kek alırdım. kakolu fındıklıydı bir de süt. 

Ama sade süt ha , kakaolu çilekli, muzlu vardı aslında  da 250 bin lira fark vardı arada.

Hep onu almak istemişimdir, ama asla param yetmedi. Ve ben 17 yaşıma kadar babamdan para isteyemedim .

8 yaşındaysanız hayat gerçekten çok zordur .

Sıra arkadaşım emrecan vardı . Annesi hep öğle araları gelirdi, beslenme çantasında hep muz olurdu yada portakal .

Benim de 2 tane kek ve bir sütüm.  Annesi gidip ülker süt alırdı ona . Hemde kakaolu içerdi .  Kahverengi kutulusundan .

Banada muz verirdi annesi  , portakal verirdi. Asla aldığımı hatırlamıyorum .

Canım çekmişti ama almazdım asla.

Beden derslerimiz olurdu . Kimisinin naylon eşofmanı olurdu . Bense giyinmemiş olduğum 2. Pijamami giyerdim.

Top oynayamazdım çünkü ayakkabılarımın patlamaması gerekirdi. Durumumuz yoktu .

Babam biraz para biriktirmiş meğersem.  Eski kasa bir kamyonet almak için . Birazda borç bulduk.  ( ben bunları büyüdüğüm zaman öğrendim tabi borç alındığını)

Babam tanış olan  birisinden almış arabayı.  Aslan adamın adı . Fiyatta anlaşmışlar, parayı vermiş babam.

Ama ruhsat devri için paramız kalmamış.  Tanıdık oldukları için güvenmiş .  Araba eski puskubir sey.

Hala hatırımda. Kontağı çalıştırmak çok zordu. Iyi şoför olmak gerekirdi.

Arabayı aldık, halden kavun aldı babam. Bende arabanın kasada duruyorum .satmaya giderken patlamasınlar diye koyduğumuz çubuğu tutuyorum .

;KAVUN BAL BAKLAVA KAVUUNNNN.

KAVUNYE BAL 'YE, KAVUN YE BAL YE.

Diye bağırıyorum . Tartma işi yoktu . Standartlarda zaten , fiyatını unuttum veriyorduk düz hesap iste. 2 tane 3 tane .

5 -6 ay böyle gitti. Ben yazları babamla

Gidiyordum.  Ve yaz ortasına denk geldi bu olayda . Bir sabah erkenden çıktık , arabamiz evimizin 10 mt ilersinde .

5 -6 adım attık ki . Iki tane adam geldi , gençler 25 filan varlardı .

Babamin kollarına girdiler , ben anlayamadım . Yürü yürü diye çekiştirdiler .

Babam:Murat eve git

Dedi, hiçbir şey yapamadım . Son hız kapıya koştum apartmana daldım.  Kapıyı çaldım.  Annem açtı,

; oğlum neden babanla gitmedin?

Dedi ve hiç cevap vermeden holé koştum.  Masanın üstündeki telefonu aldım.  155i aradım .

Annem geldi , kimi arıyorsun dedi .

Bi dakka anne dedim .

Sakindim , polis telfonu açtı .

;polis , buyrun

Ben ; alo , babamı kaçırdılaarr .

; ismin nedir ? Nerde ?

Diye sordu, ben hüngür hüngür ağlamaya başladım , ağlamaktan konuşamadım . Annem aldı telefonu ve evimizin adresini verdi .

Polis geldi , plakayı bilmiyorduk biz . 2 -3 saat sonra babam eve döndü.

Arabaya bindirip kontağı çalıştırtmışlar. Bir otoparka sürdürmüşler, babamı orda indirip arabayı alıp kaçmışlar .

Güvenip ruhsatsız almıştık , ilerde paramız olunca üzerimize alacaktık .

Fakat oğulları arabayı kaçırdılar .  10 milyar filandı araba .

Ruhsatsız iş olur mu diyorsunuz ama paramız yokmuş be kardeşim . Saf adamdı babam , inanır dostuna .

Mahkeme filan olay uzadı ama yasalara göre tamamen haksızdık. Kanıt yoktu.

Babamin pgibolojisi bozuldu .Önce bütün mali mahalleye bedavaya dağıttırdı bana. Ben evlere gidip tek tek verdim poset poset. Ama çoğu para verdi .

Babam neden aldın diye kızdı bile . Ulan öyle bir insandı babam. iyiyken ondan iyisi yoktu .

Araba gideli 2 gün olmuş , adama para verdim .neden aldın dedi.

Artık  sokakta duramıyordum.  Babam çalışmıyordu, olay tazeydi .

; çocuklara bir şey yapacaklar .  Kaçırırlar

Diye anneme söylüyordu duyuyordum.1 hafta
evden çıkamadım . Ama artık dayanamadım ve o çıktığı zaman bende kaçardım sokağa.  1 saatde dönerdim .

Çapraz binamızda amcam otururdu. O da okullara servis çekerdi .  Yan apartmanının çatısından aşağıya bir tente mi ne düşmüştü .  Arabanın tavana , ezmişti .  Babam yine kendini kaybetmişti; Onlar yaptı onlar yaptı .

Diye .

Ben , o gün polis olmaya karar verdim. Ilk babamı aldıkları gün.  Büyümeyi bekledim, Allah'ım onlarla karşılaşmadan benim canımı alma diye dua ettim.

Lise 3den sonra taşındık oradan , Trabzonda iken telefon geldi .

Arayan amcamdı; Arabayı bize satan aslan felç olmuş.  Annem de sürünür inşallah demişti .

Benim kaderim onun yüzünden değişmişti .

Aslan geberdi gitti. Oğulları ta 45 lerine geldiler .

 Soyismini öğrendim onların ve her 2 senede bir istanbula geliyordum.  Aile dostları ordaydı .

Lise 3 'ün yazında çalışmaya başladım, fındık günlüğüne gittim trabzonda . Paramı biriktirmeye çalıştım . Silah alabilmek için bekletmeye karar verdim .

Seneye uniye gidemezsem. Istanbula çalışmaya gidecektim ve üstüne katıl silah alacaktım.

Ama polisliğe hak kazandım. Allah nasip etti ve mesleğimiz oldu çok şükür .

Fakat içimdeki kini değil polislik, peygamber efendimiz çıksa gelse; Hakkını helal et dese .belki görmezden gelebilirdim .

Bu yazdıklarımın her yılı , 365 gün 6 saat olarak yaşandı ve benim hayatım değişti .

23 yaşındaydım , sene 2013dü.

Emniyetten gerekli adreslerini buldum ve artık karar verdiğim şeyi yapmaya hazırdım

Yazcam arkadaşlar . Beklemede kalın kusuruma bakmayın . (bkz: flamelion1) girip , önceki hikayelerimi okuyabilirsiniz . Bitmiş olanları bitirin , buda akşama sona erer.

Geldim arkadaşlar
Yazıyorum

Adresleri aynıydı , bir tek büyük olan 2. Kattaydı ötekisi 3 de .

Belliki babaları giderdikten sonra miras kalmıştı .

Evlerine doğru giderken , taksiciden bizim mahallenin ordan geçmesini istedim .

2 sene önce gelmiştim yaz tatilinde en son . Epey değişmişti yine , dört yol zaten trafiğe kapanmış . Alttan tünel filan yapmışlar .

Neyse , bizim sokaktan geçerken evimize baktım . O kapıya nasıl koştuğumu nasıl gözlerimin dolduğu geldi aklıma .

Elimdeki adrese gittik , günlerden salı , saat 15.30 lardı.

Abi kardeş yanyana değil ayrı ayrı yakalayacaktım. Ikisi birbirini tetikleyip kendi ölümlerine neden olabilirdi.

Asla acımam , bugüne kadar geberttigim tek bir terörist için sorgulamadım kendimi .

Bunlar da teröristten farksız gözümde.

Büyük olan musanın zilini çaldım .

Otomatik açıldı , camdan ya da balkondan bakmamış oluşu ilginçti . Sonuçta burası istanbul ve ben bir polis olduğum için dikkatimi çekmemiz değildi .

Demekki birisini bekliyordu evdekiler ya da çocuklar açtı . Belkide kadın açtı , eşi evde olduğu için rahattı .

2. Kata kadar çıktım , baktım ki erkek ayakkabıları var evde. Kardeşi de evdeydi demekki.

3. Kata çıktım , evin kapısı ağzına değin açık duruyordu öylece .

; Bakar mısınız ?

Diye seslendim .

Bir bayan geldi hızlıca , buyrun kimsiniz ?

;Musa beyi aradım ben.

Kadın ; eşim olur kendisi fakat şu anda evde yok .

elimle ceketimi araladım ve polis rozetini gösterdim .

Kadın ; ne oldu memur bey ? Eşim ne yapmış ?

; sakin olun hanımefendi , siz eşi mısınız

Kadın ;evet.

Adam 45 yaşındaydı , eşi ise genç birisine benziyordu . Ailesini incelememiştim.

; kendisi ne zaman eve gelir ?

Kadın : okula kadar gitti , çocuğu alıp gelicek.

; yakın mı?

Kadın ; evet evet , siz ne olduğunu söyler mısınız ?

; ben çok eski bir dostunun ogluyum. Kendisini görmeye geldim.

Kadın  ; buyrun içerde bekleyin lütfen .

Beni salona aldı , birde annesi vardı sanırsam . Yaşlı bir teyze. Musanın annesi , aslanın karısı .

Çay ikram etmek istedi , istemedim. Kahve ikram etti içmedim. Yemek yedirmek istedi , yemedim.