Yarışma bitmiş Mahmut uzman 4 te 5 yapmış ben 2 de 5.
Mahmut uzman kendi skorunda değil benim skorumda!
Fırça atıyor, lan olum nişan alamıyorsan yarağı yemişsin demektir
Ben sesimi çıkaramıyorum, zaten herkesin içinde iyi gömüyor beni.

Ama darılma gibi bir şey yok gerçekten sadece utandım bide anlık bi öfke oluştu.
Yoksa dediği her şeyde yüzde yüz haklı.
Zaten ondan sonra bölük komutanı ile konuştu.
Bundan sonra her hafta 1 gün 2 grup halinde nişan alacağız.
Düzene bak.

5 el sıkma hakkımız var ve hepsinde hedefe(tahta) vurmak zorunda
hedef dışı olursa her biri için 50 şınav ceza var.
Artık herkes nişan alırken işin dalgasında değil ciddi boyutunda.
Ben ilk şeyde 3 te 5 yaptıım.
100 şınav çekmemi istedi.

Çekmedim! dermişim neye çekmiyorum amk ya seve seve çekerim ya da
gibile gibile ben de mecbur seve seve çektim.
Daha doğrusu çekemedim,bir anda 100 yapamadım sağ olsun komtanımız
bu konuda hoş davrandı ve taksit taksit çekme imkanı verdi ama bakınız ama
taksit taksit çekilecek olan şınav 2 katı kadar olacak mesela ben 100 şınav çekeceğim ya
bir anda çekmez isem 200 tane şınavı 4 grup halinde 50 şer tane 10 dk aralıklarla çekeceğim.

Bak abartmıyorum zaman akıp gidiyor bu kuralın 3 üncü haftasında en aşağı yapan
4 onun haricinde herkes 5 te 5 yapıyor.Ben bile 5 te 5 yaptım siz düşünün.
Bak olaya bak (: bu eğitimin bitmesinden sonra ki hafta Mahmut uzman yine
"zütü yiyen gelsin" dedi

Herkes istiyor birisini seçecek benim çıkma olasılığım çok az.
Bir adım öne çıktım "komutanım iddia ya bile varım"dedim.
Bizimkiler ooo çekiyor.(ciddi ciddi)

"Neymiş lan"dedi"
Eğer ben yenersem 2 hafta nöbet yazmayacaklar ama kaybedersem
şınav artı 1 hafta boyunca 05. - 07. nöbetlerini ben tutacağım"

Mahmut uzman güldü ilk önce sonra "sen olmuşsun be olum, güzel teklif tabi azda pekekent değilsin tamam gel bakalım"dedi.
Fena mı lan işte moralimiz yükseldi, mutlu oldum zaman zevkli geçiyor.

Geçtik nişan yerlerine,bu sefer ayakta değil yere uzandık.
40 metre ya 10 metre daha ileriye taşıdılar hedefleri.
Bu sefer cam şişe değil ne bulduysak koyduk;pet şişe, kağıt bardak vb.

ilk o sıktı taak pet şişe yerde, sonra ben sıktım taak bardak yerde.
Bu böyle 4 ele kadar gitti.
Yine sıra ona geçti nişan aldı ve tetiğe hafif yüklendi kulakları giben ses ve
cam şişenin patlama sesi.
Herkes bana bakıyor, vurursam uzatmalara gidecek, alnımdan su dökülüyor amk.
Son ele kadar zütüm havaydı şimdi pişman oldum.

Neyse ilk gün oldu tuttuk ikinci gün oldu tuttuk.
Asıl olay üçüncü gün oldu.
Yine nöbetin bitmesine 30 dk kalmış, yanımda benden 1 üst dönem eleman var.
Arada bi muhabbet ediyoruz, üşümeyelim diye çay içiyoruz.

Lan neyse, patikadan bize doğru gelen bir eleman var.
Ben tabi hemen emniyeti açtım, diğer elemanda açtı.
Baktık hala koşarak geliyor,iki el uyarı atışı yaptık.
Gerçi niye uyarı yapıyoruz orası da başka bir durum.

Zaten sıkmamız ile üs bölgesinde ki karınca bile
emniyete geçti. içeriden silahları falan getirdiler bu arada adam hala bize doğru koşuyor.
Biz artık "gelme, yaklaşma,dur yok ateş ederiz" diye bağırıyoruz.
Elini havaya kaldırdı, elinde silah var, silah ile birlikte ellerini havaya kaldırmış geliyor.

Lan ilk defa böyle bir şey yaşıyorum ne yapacağım?
işte herkes nişan almış ani bir hareket yapmasını bekliyor.
Yavaşça yaklaşıyor bu puşt.

işte geliyor baktım Mahmut uzman ayağa kalktı bağırdı
"lan huur çocuğu soyun giberim vücudunu!"
Baktık yerinde durdu donuna kadar ne varsa çıkardı.
Ayakkabısını bile çıkardı, silahın şarjörünü çıkardı sol eline aldı
sağ elinde silah olduğu halde elini kaldırarak geldi.

• *
Mahmut uzman teslim olan teröristin ensesine bi şaplak attı
"Amk sen insan mısın? Ne gerek var lan dağda hayat sürmeye?
Ne veriyorlar olum size?Ne diye çıkıyorsun bize sıkıyorsun?"

Konuşurken tabi bölük komutanı falan da var, Furkan astsubay var,
bir tekme attı bu puşta "huur çocuğu"diye haykırdı.
Ben bi de bi eleman bu puştu tutuyoruz bölük komutanı soru falan soruyor.

Bölük komutanı tugaya haber verdi, helikopter ile gelip alacaklarmış
oradan sorguya zütüreceklermiş.

Bak diyalog böyle Mahmut uzman ve puşt
"Gerçek adın ve kod adın ne sayın huur çocuğu?"
"ğomtanım beni öldürmeyin?"
"Hayda, olum ben ne diyorum bu nediyor?kod adın ve ismin ne?"
"Botanlı Apo"
"Lan ismini gibeyim, çocuğa söylesem korkar ağlar, nereden gittin?"
"Şırnağ tan geldim, beni kandırdılar"
"Ha gibtir oradan, kandırmışlar buna kim inanır huur çocuğu 90 larda olsak tamam diyeceğim de
2010'u geçtik şerefsiz puşt ne dediler gel sana yarak vereceği dağa gel mi dediler?"

Bu puşt sustu,
"Peki var mı planları?"
"vallaho bilmiyorum"
Mahmut uzman, Kürşat uzmana döndü
"La bu konuşmayı biliyor en azından"
Sonra bize baktı
"bunu alın zütürün yoksa fena gibecem"

Biz bunu aldık helikopterin ineceği yere gittik.
ister istemez su falan verdik,bu hala yalvarıyor
"Noğlur beni öldürmeyin"
Buna yemin ediyorum silahın dipçiği ile bir tane karın bölgesine vurdum
"Bi sus huur çocuğu ne öldürmesi şimdi sen hapishaneye gidecen pişmanlık yasasından
faydalanacaksın oo sonra çıkacaksın hiç bir şey olmamış gibi hayatını devam ettireceksin lan huur çocuğu
aldığınız hayaller ne olacak? Elimde olsa seni şuracıkta köpeklere gibtiririm şimdi kes sesini"

Kasım'ın ikinci haftası, öğlen vakti.
Oturmuş yemek yiyoruz, ortamda neşe var muhabbet var.
Deli Mahmut ile sohbet ediyoruz.

Tam bahçeye, nöbet yerine bir havan mermisi düşüyor.
Ardından yoğun bir karşı ateş yapılıyor bize.
Ben ve diğer elemanlar kendimizi yere attık sürünerek dışarıya çıktık.
içeriden silahları alan dışarıya çıkıyor ki içeriye girenler
iki üç tane silah alıyor ki süreklli içeri girilmesin ve zaman kaybedilmesin.

Bölük komutanı emir veriyor, başınızı göstermeyin dikkat edin.
Biz yine kum torbalardan olan mevziye yapışmış vaziyetteyiz.
Belli bir süre sonra silah seslerine alışıyorsun.
Tabi artık nereden atış var biliyoruz o tarafa doğru bizde atıyoruz.

Ben g3 ile atış yaparken dedemin bi sözü aklıma geldi.
Keklik avına gittiğimizde bana hep şey derdi;
"Öyle uzun süre nişan almana gerek yok,ilk anda hedefi(kekliği) gördüğünde vurma olasılığı daha fazla"

Hoop 3.nöbet kulübesinin sol tarafından sızma yapmaya çalışan domuz sürüsü.
"Ceyhun!!! solda"
"Komtanım 3.kulübe solunda sızma var!

Orada olanlara işaret ve bağırarak bildiren bölüm komutanımız tekrardan sipere
yapıştı,o tarafta ki grup ful o tarafa yaylım ateşi var.
Lan ben Ceyhun'a bakıyorum yok,en son kulübe...

Düşmana doğru değil arkamda ki kulübeye bakıyorum,
içeriye isabet etmiş havan topunun etkisiyle çökmüş ve dumanlı.
içeride birisi var mı bilmiyorum ama aklıma gelince hatta düşünmesi bile çok kötü ediyor insanı.
Benim bulunduğum mevzinin 20 metre sol tarafına roketatar geliyor ve patlama sesi.
Kulağım çınlıyor, elimden silah düşüyor yere yatıyorum.

Komutan bana bağırıyor ama kulaklarım çınladığı için pek bir şey anlamıyorum.
Bu arada içeriden Harun diye bi arkadaş çıkıyor.
Ona bakıyorum gözümü açıp kapattığım anda yere düşüyor.
Bağırıyor vuruldum diye, sıhhiye oraya doğru sürünerek gidiyor.

Kusmak istiyorum, bağırmak istiyorum ama nafile,en ufak bir görüntü verirsem
ölmem söz konusu, zaten Mahmut uzman beni görünce yanıma geldi.
Su şişesini üstüme boşalttı kendime geldim.

"Oğlum hadi bakma ateş gücünün ekgib olması karşı tarafa güven verir!"
Yerde ki g3'ü aldım ve tekrardan sıkmaya başladım.
Harun'a bakıyorum, sıhhiyenin yanında ki adamlar onu mevziye kadar çekmişler.
Bulunduğu yere bakıyorum, hafiften kan akıyor.

"Harun iyisin iyi "diye bağırıyor bölük komutanı
Derken bize doğru koşan bir terörist gördüm, zaten baktıktan 10 saniye sonra falan
vurulup yere düştü 2 saniye sonra falan da patlama meydana geldi.
Asıl amacı mevziden içeriye dalıp içimizde patlatmak vurulunca bari
dikkat dağıtayım diyerek patlattı.

Allah'tan bölük komutanı "işinize bakın"diye bağrınca herkes kendine geldi
çatışma devam ediyor ama karşı tarafın yaptığı atışın çoğu bixi gibi.
Arada bi roketatar atıyorlar ama isabet ettiremiyorlar.