21 aralıkta marduk gelecek ama gezegen değil

dinleyin ulan develer;

marduk diye bir gezegen yoktur. o gezegenin adı nibiru dur ve sümerce de geçiş gezegeni demektir.

marduk, dünya dışından altın arama görevi ile gelen iki kardeşten enki nin oğludur.

nibiru gezegenindeki bozulmaları altın ile iyileştirmeye çalışan ama gezegenlerinde bu cevherden çok olmadığı için dünya ya altın arama görevi ile gelen annunaki grubu zor çalışma şartları yüzünden isyan edince dünya üzerindeki primatlar ile kendi dna larını sentezleyerek bugünkü bildiğimiz insanı yarattılar.

"tanrı insanı kendi suretinde yaratmıştır"

21 aralıkta marduk dünya ya dönecek ve hakkı olanı almak için harekete geçecektir.

mısır mitolojisindeki ra marduktur.

allah kelimesinin kökeni ibranice elohim den gelir ve elohim gökten gelenler demektir.

sümer sisteminde güneş sistemi 12 gezegendir

güneş - merkür - venüs - ay - dünya - mars - jüpiter - satürn - uranüs - neptün - plüton - nibiru

kuran gök 7 katlıdır ve rab 7. katta oturur der. sayın bakalım dünya dan nibiru ya kadar.

kuran da allah ve yaradan farklı sıfatlarla çağrılır. herşeyin mutlak sahibi tek rab "o" sıfatı ile çağrılırken allah/elohim çoğul olarak "biz" der hep

düşünün bunların üzerine dünya ya 21 aralıkta bişi çarpmayacak ama bişiler o gün başlayacak.

özet geçtim. düşünün bunlar üzerine.

nuh tufanı nibiru nun periyodik yaklaşımlarından bir tanesi sonucunda olmuştur.

büyük tanrı enki nuh peygambere bir denizaltı yapmasını ve toplayabildiği her canlıdan dna örnekleri alıp bu gemiye yerleştirmesini emretti.

tufan sonrasında dünya üzerinde hayat toplanan dna örnekleri üzerinden yeniden diriltildi.

havva adem in kaburgasından değil kemik iliğinden alınan dna örnekleri ile yaratılmıştır.

klagib cennetten kovulma hikayesini bildiğinizi farzedip geçiyorum.

şimdi olayın aslı:

ortada yılan ve elma yoktur.

basra körfezi civarında üretilen insanlar güney afrikada madenlerde çalışmaya yollanıyorlardı. enlil kardeşi enki den bir grup insan ister kendisi için ama enki bunu reddeder. bunun üzerine enlil bir çif insanı mezapotamya daki üssüne kaçırır ve onları yarattığı cennet e koyar.

bunun üzerine enki (ibranice nhş diye geçer çünkü sami dillerde sesli harf yoktur ve şifreleri çözen demektir/aynı zamanda yılan anldıbına da gelir) adem ve havvaya bilgelik elmasından tattırır. insanlar o dönemde kendi kendilerine üreyemiyorlardı. buradaki elma üremenin sembolü. enki nin onlar üzerindeki modifikasyonları üzerine adem ve havva birbirlerini bilirler. bilmek burada üremek anlamında geçer kitapta.

bu olay üzerine çok öfkelenen enlil adem ve havva yı cennetten kovar ve insanoğlu mezapotamyada çoğalmaya başlar.

bilim insan kökenini afrikaya zütürür/semavi dinlerde insanlığın ortaya çıkışı mezapotamyadır

bugün kullandığımız tıp biliminin sembolü birbirine sarılan (çift dna sarmalı) yılandır(dna şifreleri üzerinde oynama bilgisine sahip enki)

bunun üzerine düşünün.

sümer tabletlerini okuyun.

Buradan itibaren yazılacaklar özet geçtiğim olayların Marduk un babası enki nin ağzından kaleme alınmıştır

bunlar enki nin seçtiği bir insan yazıcısına yazdırdığı yaratılış destanıdır. (özet geçicem)

güneş sistemi eskiden bugünkünden biraz daha farklıydı. dünya yoktu

bugünkü güneş sistemi:

güneş - merkür - venüs - ay - dünya - mars - göktaşı kuşağı(önemli bu) - jüpiter - satürn - uranüs - neptün -plüton - nibiru

eskisi:

güneş - merkür - venüs - mars - ay - tiamat - jüpiter -satürn(plüton satürn ün ayı burada) - uranüs - neptün

evrende serbest dolaşan bir gezegen vardı. sonraları üzerinde yaşayanlar ona nibiru(geçiş gezegeni) dediler. bu gezegen bizim sistemimizin yakınından geçerken önce dış halka gezegenlerinin etkisine kapılarak sistemin içine çekilmeye başlandı en sonunda jüpiter in devasa kütle çekimi gezegeni sistemin içerisine yolladı.

bu arada nibiru satürn ün yakınından geçerken plüton u ondan ayırıp kendisine has dengesiz bir yörüngede güneş çevresinde bağımsız bir gezegen olarak turlamasına neden oldu

gezegen kazandığı merkez kaç kuvveti ile sisteme dalarken uydularından bir tanesi mars ile jüpiter arasındaki tiamat gezegenine bindirdi ve gezegeni iki parçaya ayırdı

parçalardan bir kısmı bugün mars ve jüpiter arasındaki göktaşı kuşağını oluşturdu kalanları ise bugünkü dünya gezegenini

ay ise yeni doğan gezegenin yörüngesine yerleşti.

nibiru güneşin çevresinde kendine has bir yörüngeye oturdu.(bizim hesabımızla 3600 yıl civarı birşey)

ve onun üzerinde yaşam filizlendi (dünya hala travmayı atlatmaya çalışıyor o ara amk)

uygarlıklar oluştu nibiru nun üzerinde. nibiru volkanik atmosferli bir gezegendi. gezegendi durmadan patlayan yanardağlar ve akan lav nehirleri vardır. atmosferin yoğunluğu onu güneşten uzak olduğu zamanlarda soğuktan, güneşe yaklaştığında ise sıcaktan koruyordu.

(nibiruda yaşanan karışıklıkları geçmek istiyorum ilgilenmeyeni sıkar bu ama bir özet lazım)

alalu diye birini kral ilan eder nibirulular sonra taht çekişmeleri sonucunda alalu ve anu diye iki rakip karşı karşıya gelirler anu alalu yu yener ve kral olur.

bu arada nibiru atmosferi incelmeye, delinmeye başlamıştır. çareler aranır. yanardağları nükleer silahlar ile vurmayı denerler hareketlendirmek için ama işe yaramaz.

en sonunda toz haline getirilen altın ın atmosfere salınmasının atmosferdeki gediği kapattığı keşfedilir ama altın çok azdır bu gezegende.

alalu yenilginin utancı ile gezegenin kurtarıcısı olarak gezegene yeniden kral olma hayalleri eşliğinde gemisine atlar ve güneş sistemine doğru yola çıkar. dövülmüş bileziği(göktaşı kuşağı) geçer ve dünya ya ulaşır.

atmosferin solunabilir olduğunu görür ve sularda altın tespit eder.

alalu nibiru ya mesaj gönderir kurtuluş dünya dadır ama bunun karşılığında tahtı geri istiyorum diye.

konsey toplanır ve üzerine düşünür. kurtuluş orada mı?

son karar olarak anu alalu ya ona tahtı vermeyeceğini ama dedikleri doğruysa yeni bir güreş hakkı tanıyacağını iletir.(ilk taht mücadelesinde de güreşmişlerdi)

nibiru dan dünya ya gitmek üzere bir ekip toplanır ekibin başına anu nun bir cariyeden olma en büyük oğlu enki atanır. enki ayrılmadan önce herkes ile vedalaşır üvey kardeşi, anu nun eşinden olan enlil ile sarılır ve ekip yola çıkar. dünya ya önce denizden inerler(alalu da ilk denize inmişti) ve alalu nun yanına giderler alalu onlar ile keşiflerini paylaşır gerçekten de altın vardır burada.

bundan sonrası gerekli mining facility operasyonlarını başlatmak için tesis kurmakla geçer

6 gün içerisinde yiyecekleri, altını arıtacakları ve barınacakları tesisleri hazırlanır ve arkasından enki buyurur

- bundan sonra her 6 gün sonunda 7. günde çalışılmayacak tatil yapılacak. (pazar günümüz mü bu acaba?)

nibiruda bu haberler sevinçle karşılanır. sular arıtılıyor altınlar ayrıştırılıyor ve taşıması en kolay şekil olan külçelere çevrilip depolanıyorlardı.

bu arada taşıma işini hızlandırmak için lahmu ya(mars gezegeni) bir ara istasyon kurulması gündeme gelir. böylece nibiru ya olacak uzun yolculuk marstan başlayacak dünya mars arasında hızlı bir kargo ağı kurulacaktı

sistem kurulmuştur ama çıkan altın miktarı tatmin edici olmamaktır ama genede ulaşan altınlar nibiru atmosferini azda olsa iyileştirmektedir

anu dünya yı bizzat görmek ve verdiği sözü tutmak için dünya ya gitmeye karar verir.

bu arada nibiru dan daha fazla madenlerde çalışacak kişi dünya ya gönderilmektedir. anu dünya ya indiğinde yapılan çalışmaları denetler ve rakibi alalu ya verdiği söz sonrasında onunla güreşir ve onu gene yener. anu alalu nun üzerine ayağını basmışken alalu yenilgiyi hazmedemez ve anu nun testislerine saldırıp ısırır ve bir tanesini yutar. anu kanlar içerisinde yere yığılır. alalu yakalanıp yargıçlar karşısına çıkarılır. cezası idamdır ama bir süreliğini bile krallık yapmış olması onu bu cezadan alıkoyar. bu arada yuttuğu yumurta midesinde kaynamakta ve onu hasta etmektedir. ağzından köpükler çıkmaktadır. yargıçlar en sonunda alalu nun mars ta ölene kadar sürgünde kalmasına karar kılarlar.

anu nibiru ya döner ve öbür oğlu enlil i dünya ya yollar. enlil operasyonun başına geçecektir(bu arada bahsettiğimiz bölge mezapotamya burada) enki ise yeni altın madenleri tespit edilmiş olan abzu ya(güney afrika) gidip orada toprak madenciliğine başlayacaktır.

çıkarılan altınlar nibiru ya ulaştırılmakta, yetmemekte, dünyaya inen nibirulular it gibi çalışmaktadırlar. nibiru nun 3-4 turu kadar(şar diyoruz buna bir şar ortalama 3600 yıl) çalıştıktan sonra yeter lan yeraltında kazma salladığımız diyip enki nin kapısına dayanıyorlar(bildiğiniz isyan amk). durum nibiru ya bildiriliyor konsey toplanıyor (bu arada anu nun kızı inanna da artık dünyadadır, kendisi tıp uzmanıdır) bu arada enki, enlil, inanna da dünyadan onlara katılmaktadır. herkes buna çare ararken enki çok radikal bir öneri ortaya atar.

gelin bir işçi yaratalım işimizi sırtlanacak, bizi hafifletecek der.

herkes şok olur daha önce dillendirilmemiş birşeydir bu. çoğu kişi buna herşeyi yaratan göksel baba nın işine karışmak olduğunu, küfür olduğunu söyler ama enki der ki böyle bir varlık yaratmayacağız böyle bir varlık zaten mevcut biz o varlığa sadece kendi suretimizi basacağız der.

(enki bu dönemde hayranlık ile dünyadaki yaşamı incelemiş ama özellikle ilkel aletler kullanabilen, ellerini kullanabilen maymunları incelemiş ve maymunlar ile nibirulular arasındaki benzerliklere dikkat çekmiştir)

maymunlar yakalanır kafeslere kapatılır ve dna yapıları incelenir. (burada suretten kastedilen şey yüz)

(buralar deneyin ve ortaya çıkan başarısız sonuçları anlatıyor uzun ve ilgilenmeyene sıkıcı biraz)

dişi maymundan alınan yumurta ile erkek bir nibiruludan alınan spermden oluşturulan zigot bir annunaki nin rahmine yerleştirilir ve ilk insan doğar.

ilk insandan alınan dna örnekleri ile dişi yaratılır(kuran havva adem in kaburgasından yaratıldı der. burada kastedilen kaburga kemik iliğidir)

ilk insandan alınan dnalar ile yeni zigotlar yaratılır ve bunlar yeni nibirulu kadınlara yerleştirilir.

ve böyleyece işçi sayısı artılır (insanlar üreyemiyor bu sırada)

adem ve havva(bilindik isimlerinden gidiyorum) mezapotamyada oluşturulan aden bahçesine yerleştirilir. deneyin ilk olumlu sonuçları olduklarından zarar görmemeli mümkün olan en iyi derecede muhafaza edilmelidirler.

bundan sonra adem ve havva nın cennetten kovulma hikayesidir.

insanlar üretilip afrikaya maden yataklarında çalışmaya gönderilmektedirler(kutsal kitaplar insan cennetten mezapotamyada kovulup dünyaya bırakıldı der ama bilim modern insan kökünü afrikaya kadar sürüyor orasını çıkış noktası alıyor aynı zamanda yapılan son araştırmalar insanlığın tek bir anneden çoğaldığını genetik olarak ispat ediyor isteyen araştırsın. burada anlatılan dinde anlatılan gerçeğin bilimin keşfettiği doğru ile birleşmesidir)

(kutsal kitaba göre adem-havva cennette(aden bahçesi) özgürce dolaşacak istediğini yiyecek ama sadece bilme ağacının meyvası olan elmayı yemeyecektir. ama yılan gelir onlara elmayı yedirir ve çiftimiz birbirini bilir utanır giyinir ve sonunda cennetten kovulur değil mi?)

insanlar üretiliyor ama sayı yeteli gelmiyordu bir türlü. bunun üzerine enki (yılan tevratta nahaş diye geçer ama sami dillerde sesli harf olmadığından nhş olarak yazılır. buradaki nhş nin gerçek anlamı şifreleri çözen demektir. ama nhş nin içi nahaş olarak doldurulunca elimize yılan geliyor) insiyatifi alıp onlara bilgelik ağacının meyvasını yedirdi ve bilmeyi bahşetti.(burada kimse kimseye elma yedirmiyor enki adem ve havva üzerinde genetik modifikasyonlarda bulunup onları üreyebilen insanlar haline getiriyor)

bilme: çiftleşme sümer metinlerinde.

adem ve havva birbirlerini bilirler ve sonrasında utanıp üreme organlarını örterler. aden bahçesi enlil in gündüz vakti gezmeyi çok sevdiği bir yerdir ve orada dolaşırken bir hışırtı duyar ve adem olduğunu düşünüp ona seslenir adem çekinerek yanına gelir enlil ona neden örtündüğünü sorar ve adem in cevabı enlil i çok kızdırır. insanlar bilmeyi öğrenmişti!

enki ile çok ciddi bir tartışmaya girerler insanlar bilmeyi öğrendi peki sırada ne var? bizim bilgeliğimize mi erişecekler?

tartışmalar sonunda enlil adem ve havva yı aden den kovar ve onlar mezapotamyada üremeye ilk evlatlarını dünyaya getirmeye başlarlar.

işte bu insanın cennetten kovuluşunun sümercesidir.

(bu arada enki nin kutsal kitaplarda yılan olarak resmedildiğinden bahsettik, tıp uzmanı olan bir yılan, dna sarmalını-şifresini çözebilecek bir yılan. işte bakın bugün dna yı sembolize ettiğimiz birbirine sarılan 2 yılan: http://tinyurl.com/d5bnnon )

@33 bi yerden kopyalamıyorum vaktim olunca devam edeceğim

@35 bilmeden fikir sahibi olan cahil. Bak bakalım 21 aralıkta bisi olacak desmis miyim

@40 sümer tabletleri-tevrat-incil-kuran-mısır tarihi

Kaynakca toparlayayim paylaşıcam

@45 allah ve her şeyi yaratan rab aynı şey degil 50 kere üstünden geçtim orada

Onlari kimin yarattıgi ahiret inancına girer orada herkesin inancı kendine. Ben şahsen tek bir yaradan olduğuna inanıyorum

@47 o filmi duydum ama izlemedim. Şahsen hiçbir şey olmayacağını düşünüyorun. mayaların kullandıkları takvim sisteminde periyodik bir atlamadan ibaret 21 aralık. Eğer nibiru nun olası bir geçişi ön görülseydi bundan söz ederlerdi bence

@53 boyut değiştirme paranolmal bir aktivite ve pozitif bilim söz konusu ise hurafedir bence. Sümer medeniyetinin bir anda ortaya çıkması, avcı toplayici toplum düzeni mevcut iken güneş sisteminde 1930larda keşfedilen plüton milattan önce binlerce yıl önceden sümerler tarafından keşfediliyorsa burada dış destek aramalıyız bence.

21 aralıkta birşey olmayacak bence ama nibiru ile yeni buluşmamızda yaratıcılarımız büyük ihtimal bilgeliklerinden bir parça daha paylaşacaklar bizimle

@62 dünyanın öbür ucunda durduk yere bir medeniyetin patlaması amerika kıtası icin şaşırtıcı bir durum bence

O bölgedeki altın kaynaklarını değerlendirmek için orada koloni kurulmuş olabilir ama nibiru nun hareketlerini hesaplarken nuh tufanini basangic almaya kalkarsak maya takvimi nibiru hareketlerini açıklamada yetersiz kalır çünkü mayalarda bilinen küresel bir tufan kaydı yok

@63 milattan eski tabletleri olan medeniyet dedenin doğdudu zaman anca keşfedilen gezegeni-pluto- taniyordu. Bir düşün derim

@59 tufan sonrasinda enlil insanlari ortadan kaldırmanin bir hata olduğunu anlıyor ve aralarında geçen tartışmada yarattıklari insanlarin onların robotlari degil özgür bir halk olduklarina, onları yaratarak tek tanrınin planını tecelli ettirmede figüran olduklarina karar verip bizimle ilgilenmeye başlıyorlar

Vaktim olduğunda bu kısmı açacağım

@75 evet