1. 1.
    0
    hikaye dinlemek ister misiniz? sizde gelir katılırsınız hem, zaman zaman bu geçmişime dönük yolculuğa..

    edit: sadece yazdıklarımı okumak için
    http://inci.sozlukspot.co...4%B1ndan/@goben%20breslav
    ···
  2. 2.
    0
    Endişelenme sabret ve bekle bir gün hayatın değişecek. Şuana kadar pek başarısız olmuş olabilirsin yahut keşfedilmemiş ve harcanmış. ilişkilerinde kötü gidebilir, ancak yılmanın ve vazgeçmenin lüzumu yok. Hayatın küçük çıkışlar haricinde hep inişlere sürüklenmiş olabilir. Ancak hatırlamalısın ki yaşam inişli, çıkışlıdır. Kalp atışlarını gösteren makineleri tahayyül et.. hep inişler, çıkışlar vardır, öyle değil mi? Aksi durum neyi gösterirdi, artık nefes almadığını..
    ···
  3. 3.
    0
    inanmaktan vazgeçersen bir an olsun kendine, yaşayacaklarına, az sonra anlatacağım hikayemi anımsa. Güç versin sana, kanına enerji pompalansın, bırak senden büyük olsun senin yüreğin. Ne zaman gözlerin kapalıyken bile güvenebiliyorsan kendine tüm gücünle, o zaman hayat denen oyunu iyi oynamışsın demektir.
    ···
  4. 4.
    0
    Yıllardan 1983 istanbul’a 2 yaşındayken göç eden annem doğurmuş beni. Babam, istanbulluymuş zaten. Harikulade evliliklerini benimle süslemek istemişler. Öyle deli gibi aşık olmasalar bile bir bakışta okurlarmış birbirlerini. Zaten babam, annemle evlenmezden önce böyle derdini tasasını sevincini gözlerinden anlayacak birini aramış hep.. O yüzden az konuştukları beraberliklerinde, çok paylaşmışlar. Hatta onları gören şaşırmış, gece gündüz konuşan çiftler bile imrenmiş durmuş.

    Eh be baba, eh be anne.. pek erken koparıldınız benden, tek sorun buydu değil mi?
    ···
  5. 5.
    0
    işte benim hikayemde böyle başlıyor efendim. 12 aylık bir kız çocuğunun dedesi ve anneannesi tarafından büyütülmek zorunda kalmasıyla.. bakan için ayrı, ufak ben için ayrı bir dert.

    Dert demişken, ailemi katleden insanın annemin en yakın arkadaşı ve babamın çalışanı olan arif bey olduğunu söylemiş miydim?
    ···
  6. 6.
    0
    Eğer hala anlatılan bir fıkraya gülme cesareti gösteriyorsam ben, sende güleceksin arkadaşım! Bırakacaksın kederi, terk edeceksin mutsuzluğunu. Eğer ben bile hala seviyorsam bir insanı, sende seveceksin hem de büyük bir bağ ile. iliklerinde hissedeceksin duyduğun aşkı. Ufak, aptal sebeplerden kederlenmeyecek, her yaşadığın anının senin için en iyisi olduğunu ve kendi benliğin için en doğru olduğunu bileceksin. Kırmayacaksın durduk yere sana değer verenleri. Çünkü dünya üç günlük ve bugün ikinci günündesin.
    ···
  7. 7.
    0
    En çok ne isterdim biliyor musunuz? Arif beyin can çekişmesini yahut çektiğim acıları hissetmesini diyeceğimi sananlar olabilir ancak tek istediğim annemin ve babamın kokusunu hatırlayabilmektir. Sizler biliyorsunuzdur, söylesenize be dostlar, anne nasıl kokar?
    ···
  8. 8.
    0
    @29 en sevdiğim betimlemeyi yaptın. eşimi de seçmem de büyük rol oynayan o kutsal sözcükleri bir kez daha okuduğum için sana minnettarım.
    ···
  9. 9.
    0
    Arif bey, 30 yıl sonra hapishaneden çıkacak. Tahmin edin bakalım ne zamana tekabül ediyor? Tam bir hafta sonra.. bana her şeyi anlattıklarında hapishanede onu görmeye gittim. Beni hemen tanıdı, gözlerime bakamadı, yüzüne tükürdüm ve eve dönüp saatlerce ağladım. Önceleri bende ona ait olan bir şeylere zarar verme hırsıyla yandım tutuştum. Sonra bana defalarca mektup yazdı. ilkini şaşkınlıktan okudum. Gözünün döndüğünü ve kendisinde olmadığını söylüyordu satırları, çok pişman olduğunu ve hayatının geri kalanında sadece kendini bana affettirmek için yaşayacağına dair bir yemin idi mektubu. Sonra atılanları okumadım bile, sadece ateş altına atıp çıkan dumanında ona lanet okudum!
    ···
  10. 10.
    0
    aslında ilk entry'de bunu girmeliydim. anlatacaklarım, bir iki paragraftan oluşmayacak. uzun uzun yazmayı planlıyorum. sonuçta sizlerle bana anlatılanları da, yaşadıklarımı da, gördüklerimi de paylaşmak istiyorum. dileyen okur, istemeyen bakmaz en nihayetinde. bugün yazdıklarımdan sonra bile yorulduğumu ve uykumun geldiğini hissettim. müsaadenizi isteyeceğim anlayacağınız. yalnız gitmeden bir ricam var sizden.

    kalkın gidin uyuyor olsalar bile anne, babanıza sarılın hemen! bunu istemeseniz bile bir kez olsun yapın. ayrı evlerdeyseniz eğer arayın onları ve ne denli sevdiğinizi haykırın! bu saatte rahatsız olurlar diye düşünmeyin, çünkü arayabileceğim bir ailem olsa bir saniye dahi kaybetmeyeceğimi anlayın. sevgilerimle.
    ···
  11. 11.
    0
    Artık insanlar bütün ilişkilerinde çıkar arar olmuş. Gözlemliyorum da etrafımda yaşananları bir kez olsun koşulsuz, karşılıksız bir iyilik görmedim. Çünkü en büyük ekgibliğimiz olan sevgiyi kaybetmişiz. Sevgi en güçlü ve kullansak sonsuz olabilecek duygumuz olmasına rağmen en çok unuttuğumuz. Severken bile karşılık beklemelerimiz bu sebepten değil midir he? Seni seviyorum dedikten sonra beklenti içinde olmamız bu yüzden değil midir? Gerçek sevgi hiç karşılık bekler mi? Gerçek sevgi hiç biter mi?

    Sevgiden bahsettiğim zaman direk aklıma anne gelir. Çünkü hep duyduğuma göre, hayatta bir tek anne koşulsuz şartsız karşılıksız severmiş. Eh doğruda.. bir haber görmüştüm. Dün gibi hatırlarım bak. Katil bir insanın annesi, kendisine uzatılan mikrofona, eh ne yapayım evladım o benim oğlum, ben yine de onu sevmekten, korumaktan vazgeçemiyorum ki, demişti. Anneanneciğim her ne kadar sevgi duysa da bana, bir anne yüreğinin sıcaklığını ne yazık ki hayatımda hiçbir zaman hissedemedim.
    ···
  12. 12.
    0
    sizden bir isteğim ve beklentim var. sevin! neyi seviyorsanız, sevin. bir taşda olsa, bir hayvanda olsa, bir insanda olsa sevin. karşılık beklemeden sevin. en çok da sizi sevmeyeni sevin. inadına siz hergün daha da fazla sevin hemde! sevgi her yolu değiştirir, iyileştirir. sevgi sizi asıl siz yapandır. sevgi, korkuları unutturur, geçmişi affeder. sevgi büyüktür ve bir kere yakalarsanız o ahengi her zaman daha da fazla olmak şartıyla seversiniz, herşeyi!
    ···