Plan şöyleydi. Savaş başladıktan sonra Abdülhamid tarafsızlığını ilan edecek, bunlar birbirleriyle uğraşırken devlette ıstıhalatlar yapıp gelişecekti. Savaşın sonlarına doğru kafirler kafirler birbirlerini yiyip güç kaybedecekler. Osmanlı istediği her yeri kendi topraklarına katacak, karşı koyacak hiçbir güç olmayacaktı. Hasta bir devleti savaşa sokmak akıl karı bir iş değildi.
Bu taktiği Japonya devleti uygulamış. Sonuç olarak istediği birkaç stratejik noktayı topraklarına katmıştı. Birçok madeni kendi yönetimine almıştı.Hem de hiç adam kaybetmeden. Savaştan en çok karlı çıkan 3 devletten birisiydi.
Şimdi planı günümüze uygulayalım, tahmin yürütelim.
Doğu bloğu:Çin,Rusya, Kuzey Kore, iran..
Batı bloğu:ABD, ingiltere,Fransa, Almanya..

Şunuda belirtelim;Şu sıralar Rusyayla dost olabileceğimizi düşünen insanlar baya çoğaldı, Ruslarla geçici müttefik olabiliriz ama bu asla uzun bi dostluğa dönüşmez. Rusların Türkiye üzerinde büyük emelleri vardır. Tarihte her 25 yılda bir Rus-Türk savaşı olmuştur.Son asır hariç.E Çine bakıyorsun Türk cumhuriyetleri üzerinde emelleri var. Güney korede dedelerimiz savaştığı için Kuzey kore zaten kıl bize. iran desen mezgep çatışmazlığı. Yani doğu bloğuyla savaşa girsek savaş sonu döner bizi giberler.

Batı bloğunun düşmanlığından bahsetmiyorum bile gözü olan görüyor.

TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR.

Türkiye 3.Dünya savaşı başladığında tarafsızlığını ilan edip Türk birliğini kuracak Savaşın sonlarına doğru bunların nüfusu kim bilir kaçlara inecek. Askeri olarak savaşabilecek askerleri kalır mı kalmaz mı bilmiyorum. Türkiye bu devletlere savaş sırasında sattığı silahlarla büyük gelir elde eder. Savaştan kaçan aydınları ülkeye toplar. Karşınızda bilim teknoloji sanat alanında ilerlemiş. Askeri anlamda dinç ve hırslı 400 milyon Türkün lideri bir ülke var. Neler olur acaba ?

Demem o ki bize bir Abdülhamid lazım siyasi açıdan. Bizim düşmanlarımızın birbirine düşman olmasını kullanabilecek bir Abdülhamid. Osmanlı bunu defalarca kulllandı. Gerileme döneminde ingiltere-Rusya örneği veya denize düşen yılana sarılır politikası... Zekasıyla bizi terazide yön değiştiren ülke konumuna getirebilecek bir Abdülhamid.Bir o kefeye bir bu kefeye ama bir kefede durmayacak. Denge siyasetiyle herkesi kendine muhtaç edebilecek bir Abdülhamid. Bunu kullanarak istediği her şeyi yaptırabilecek. Abdülhamidin yeri geldi tek kurşun atmadan toprakları korudu. Kanla aldığımız toprakları parayla satmadığı için kızıl sultan ilan edildi. Varsın bu Abdülhamid dini bütün olsun varsın olmasın. Vatanı kurtarsında.
Mazlumun ekmeğini zalimin ayaklarının aktından alsın. Kapitalist sisteme kuruş kaptırmasın.

Bence bu iş genç beyinlerin yardımıyla olur.Şu sözlükte bazen öyle fikirler görüyorum ki çoğu siyasinin düşünemeyeceği.Hem bazen dışardan bakmak iyi gelir içindeyken işin göremezsin.

Neyse amk ne diyorum ben saçmaladım nerden nereye geldim yazı yazıcam diye. Bidaki partta çok önemli birkaç bilgi aktaracağım.