1. 1.
    +16 -17
    3 temmuz 2011. o melun günler. fenerbahçe, ts ve bjk başkan ve yöneticileri suçlanıyor. polisler evlere baskın yapıyor. henüz hukuki süreç başlamamış. yalnızca emniyet devrede. suçlanan kişiler savcının karşısına çıkmadan önce sağlık kontrolüne zütürülecekler. ts başkan ve yöneticileri hastaneye kendi özel araçları ile gidiyorlar. gazetecilere "olay bizimle ilgili değil, biz ts olarak rahatız" diyorlar neşe içinde. sanki mizanseni biliyorlar gibi. ama fenerbahçe başkanınının kolunu kıvırarak zorla bindiriyorlar polis aracına. şaçlarından bastırarak zorla bindiriyorlar ambulansa. daha dakka bir gol bir. eşitsizlik burda başlıyor. ve bu görüntüler ısrarla servis ediliyor basına. "bu aziz yıldırım amma da pislikler yapmış baksana şuna" algısı yaratılmaya başlıyor. itibarsızlaştırma süreci başlıyor. peki nerde hukuk, nerde eşitlik? bu biz fenerbahçeliler'in vicdanını kanatmadı mı? siz olsanız ne yapardınız?
    ···
  2. 2.
    +3 -6
    okumayan bi haber kalır beyler. varsa adam gıbı vercek cevabı olan tartısalım sorularla.
    ···
  3. 3.
    +3 -5
    antı fenerlıler- fenerli kardeşlerim herkez oksusun
    ···
  4. 4.
    +3 -8
    hastanede polisler sağlık kontrolü yapılırkena aziz başkan'ın adresini yazarken "metris cezaevi" yazıyorlar. dalga geçer gibi. keyif alır gibi. daha savcı yok, hakim yok, karar yok. mizansen devam ediyor, senaryo uygulanıyor.
    ···
  5. 5.
    +2 -3
    @4 kısa kısa zaten dıbına koyım 3 cumle okuyamıcaksan sıktırgıt
    ···
  6. 6.
    +3 -5
    ertesi gün linç kampanyası daha da sistematik olarak devam ediyor. basında aziz başkan'ın eşkal fotoğraflarını yayınlıyorlar oklohoma bombacısı gibi. itibarsızlaştırma kampanyası devam ediyor bütün hızıyla. saddam'ın saklandığı mağaradan yakalanma görüntülerini hatırlayın. nasıl özenle servis edildi. 50 yıl geçse de öyle hatırlanacak. amerika bunu çok özenle ve bilinçli yaptı. aziz başkan'a yapılan da buydu. insanlarda nefret hissi uyandırmak ve itibarsızlaştırmak. dikkat edin henüz hukuk mekanizması işlemeye başlamadan oluyor bütün bunlar. emniyet yapıyor. ve bugün fenerbahçe'ye verilen ceza bu polis tutanaklarına göre hukuki hiç bir temeli olmayan sözde "delil"lere göre yapılıyor. filmlerde bile "kadını ve parayı takip et" diye bir motto var. peki bu şike parası nerde? kim aldı? devletin valisi bile "çantada para değil bilet vardı" diyor. ama sen hala "maç bağlanmış paralar verilmiş" diyorsun. nasıl olacak ki bu iş?
    ···
  7. 7.
    +3 -1
    emınım okuyanlar olacaktır bır kısıde okusa amacımıza ulasırız. her entrye tek tek cevap verebılırsınız
    ···
  8. 8.
    +2 -2
    bir sonraki gün. daha önce sporla ilgisi olduğunu ve böyle bir donanımları olduğunu hiç bilmediğimiz ve biryerlere gönül bağı olduğunu bildiğimiz insanlar tv'lere çıkıp kamuoyunu sözde bilinçlendirme adına yönlendirmeye başlıyorlar. "kıbrıs'a kaçacaklarmış", "emenike para sayarken yakalanmış", "savcı 90'a çakmış" vs. ipe sapa gelmez şeyler ve yargısız infaz. bir an biz fenerbahçeliler'de bile "acaba" sorusu uyanıyor kafamızda. ama dikkat edin hukuk yok, fezleke yok, savcı yok, hakim yok. emniyet yapıyor bütün bunları.
    ···
  9. 9.
    +2 -1
    aklı basında mantıklı yorumları olan panpalarımız varsa buyursun
    ···
  10. 10.
    +2 -2
    kamuoyundan nefret hissi uyandırıldı, tarafsız olanlar bile taraf odu. birinci aşama tamam. ikinci aşama. tff fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'nden men etti. peki ya beşiktaş? onlar da suçlanıyordu. onları nasıl gönderdiniz diye soran yok. çifte standart devam ediyor. trabzonspor da suçlanıyordu keza. hukuki bir karar verilmemişti. yargılama bile başlamamıştı. peki fenerbahçe'ye kılıç kalkanla saldırırken diğerlerini niye korumaya alıyordunuz? bunu da soran yok. çifte standart yok değil mi bütün bunlarda?
    ···
  11. 11.
    +1 -3
    hukuki aşama. cmuk der ki: kovuşturmada görev alan hakim bir üst mahkemede görev alamaz der. yani "verdiğin kararın temyiz aşamasında söz söyleyemezsin" demek. çok normal. aynı maddenin bir alt bendi ise "soruşturmada görev alan hakim, kovuşturmada görev alamaz" der. peki şimdi soruyorum. soruşturma evresinde savcının talebi sonrası aziz başkan'ın tutuklama kararını veren hakim kim? mehmet ekinci. peki ya 16. ağır ceza mahkemesi (öym) başkanı olarak hükmü veren kim? o da mehmet ekinci. ama bu usule aykırı. kanun maddesinin açıkça hilafında. hani usul esastan önce geliyordu hukukta? nasıl olacak bu? fenerbahçe'ye gelince reva değil mi? bir de savcının "2-3 ayda unutulur sanmıştık" ve "fenerbahçe şampiyon olmasa bu davayı açmayacaktık" demesi var. buna söyleyecek söz bulamıyorum ben.
    ···
  12. 12.
    +2
    okuyanlar var evet lutfen sevıyelı yorumlar
    ···
  13. 13.
    -1
    @17 asıl sız bırakın. oku. daha bu degıl yıgınla ıbnelıkler var bu operasyonun ıcınde. bu sevda bıtmez bu kavga bıtmez. bende senı severım.
    ···
  14. 14.
    +2 -2
    bu öym'lerin hukuki altyapılarının yetersizliği herkesçe eleştirildi. ab bile bu konuda bildiri yayınladı. ve öym'ler kaldırıldı. ama bugün ergenekon, balyoz, engin alan vs. davalarında öym'lerin tarafsızlığından şikayet edenler "yandaş yargı, sahibinin sesi" diyenler, sıra fenerbahçe'yi linç davasına gelince bir anda "yaşasın türk adaleti, bağımsız yargı" diye güzellemeler yapıyor. peki ya samimiyet nerde kaldı. çifte standart mı dediniz?
    ···
  15. 15.
    +2 -1
    devam edelim... 16, ağır ceza karar verdi değil mi? şike değil de "gevşek örgüt" diye karar verdi. buna istinaden fb'yi suçlu ilan ettin. linç ettin. peki ama yargılama süreci devam ediyor. fb temyize gitti. bin tane hukuki hata var. ya bu karar yargıtay'dan dönerse. daha da vahimi savcı da trabzonspor'un beraat kararı aleyhine temyize gitti. yani ts hakkında ceza istedi. yani ts hakkında da süreç devam ediyor. yargıtay'ın fb hakkındaki kararı bozması, ts hakkında da savcının talebini uygun görüp ceza istemesi pratik olarak mümkün mü? evet. o halde nerde kaldı sizin vicdan ve eşitlik anlayışınız? hukuka saygınız?
    ···
  16. 16.
    +1
    iddianameyi ve gerekçeli kararı satır satır okudum ben. "aziz yıldırım'ın korkutucu gücü" diye bir tabir var. allahaşkına bir hukuki metinde böyle bir ifade nasıl olabilir? bu hukuki bir karar değil, açıkça kişisel düşüncelerin ve önyargının tezahürü ve ifşa edilmesidir. "masumiyet karinesi" ilkesini geçtim. o ilk günlerde emniyet tarafından yerle bir edildi. ama ya "objetif iyiniyet" ilkesi nerde? "kanunsuz suç olmaz ilkesi" nerde? bunlar evrensel hukuk prensipleri. "korkutucu güç olmak" diye bir suç mu var ceza hukukumuzda? bu ne iştir diyen de yok.
    ···
  17. 17.
    -1
    ünal aysal 1 ay önce "fb ve başkanı ceza alacak" dedi. peki 5 yıl ceza istenen steau bükreş tertemiz çıktı uefa'dan. fb hakkında da böyle bir olasılık yok muydu? teorik olarak vardı. peki nasıl bu kadar kesin konuştu ve nasıl sonuç da böyle olabildi? şimdi biz fenerbahçeliler herşeyi "olması gerektiği gibi oluyor ve biz bütün bunları hakettik" diye yorumlayalım öyle mi? herşey hukuki ve adilane yürüyor diyelim öyle mi? siz olsanız öyle mi yapardınız?
    ···
  18. 18.
    +1 -1
    peki 3 temmuz günlerinde mantar gibi türeyen ve nereye gönül bağı olduğunu bildiğimiz adamlar uefa tahkim kararı sonrası birden bire boy boy ekranlarda görünmeye başladılar. bir anda. yine kamuoyunu onlar bilgilendirdi. yine sizlerin nefret hislerinizi onlar tetikledi. karardan yarım saat sonra ellerinde dosyaları hazırdı. peki nasıl oluyordu ki bütün bunlar? kim bunların ipini koyverip bizim üstümüze salıyorlardı? var mı bir cevabınız ben de bileyim.
    ···
  19. 19.
    -1
    @17 bak kardeşim sende akp karsıtısın anladıgım kadarıyla cemaatıde sevmezsın. bu adamların bu ulkede neler yaptıgını bılıyosundur dıye dusunuyorum. o ergenekon balyoz davaları. o özel yetkılı mahkemelerde hukuka tecavuz edıldıgınıde bılıyor olman lazım. o davaların savcısı hakımı polısı aynı ısımler şike davasını baslatıyor dıkkat!
    ···
  20. 20.
    -1
    bakın ben işim gereği onlarca, yüzlerce inceleme, teftiş ve soruşturma vs yaptım. bazen polisten öyle evraklar deliller vs. gelir ki. bunları biz hukuki olarak değerlendirip rapor yazıyoruz. raporumuz emredici hüküm. polis delilleri torbaya koymuş mühürlemiş ve bize bir üst yazıyla teslim ediyor. ilk başta baksan "aman bu adam ülkeyi satacakmış, hazineyi soyup soğana çevirecekmiş, şuna haddini bildireyim" dersin. işin içine girdikçe delil diye gönderilen şeylerin hukuki bir geçerliliğinin olmadığını adamın kendi not defterine yazdığı rakamların "kaçırılan vergi, gizlenen hasılat" diye bize sunulduğunu görüyoruz. şimdi düşün bakalım "inşaat, tarla vs." konularını. bu işin bir de "balık" boyutu var. onu da açıklayacağım.
    ···