/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 201.
    +2
    Ya bu Y. Benim kriterlerimde efsanevi bir kadın. Hayatımda bir şeyler yaşayıp da en beğendiğim 3 kadından biridir diyebilirim. Her şeyiyle bana uygun biri o. Fiziği, bakışı, duruşu, yataktaki halleri, konuşması, gülüşü… Eğer aşık olabiliyor olsaydım, kesinlikle kara sevdaya tutulurdum. Öylesine benlik… Tabii dediğim gibi bu tamamen öznel bir yorum. Belki sen görsen “hadi lan, bu muymuş?” diyebilirsin. Ama benim için, ilk andan son ana kadar tapılası bir kadın var karşımda…
    ···
  2. 202.
    +4
    Benim “istekli utangaçlık” diye tabir ettiğim bir durum var kadınlarda. Hem seni istediği belli hem de bunun utangaçlığı içinde. Hem seninle her şeyi yaşayacak kadar tutkulu hem de sevişme sonrası minik bir kediye dönüşecek kadar masum. Hem seninle gülüp eğlenebilecek hem de bedeninde kaybolabilecek biri. Hem yan yana olduğunda gözlerinin içine bakarken kızarıp yüzünü boynuna gömecek kadar şirin hem de boynunu morartacak kadar vahşi. Hem tatlı hem ciksi. Gerçek bir kadın. Seni hem arşa hem de mahva zütürebilecek bir afet. Uğruna dünyayı dize getirebileceğin ya da bu yolda öleceğin bir varlık. Benim için, bu sahtelikte saklanan gerçek bir inci tanesi. Bir Tanrıçayı nasıl kendinize bağlarsınız? Ona her an Tanrıça olduğunu hissettirerek. Ben de öyle yaptım…
    ···
  3. 203.
    +2
    Bahsettiğim gibi, Y ile Connected.me adlı sitede tanıştık. Dalgasına açtığım bu hesaba, kendi seslendirdiğim düzyazılar, şiirler, kısa öyküler vs. koyuyor, gelen isteklere göre yenilerini kaydedip isteyenlere yolluyordum (Devam ediyorum). Bu günlerin birinde, Ankara’da öğrenci olan biri yazdı bana:
    -Burada gördüğüm en güzel hesap!
    +Teşekkür ederim. istediğin bir şey varsa, sana okuyabilirim.
    -Şu anda Ankara’ya dönüş yolundayım. Sen seçsene bir şeyler?
    +Tamam, birazdan gönderiyorum.
    ···
  4. 204.
    +4
    Dedim ve aklıma ansızın Didem Madak gelmişti. Açtım, çok sevdiğim “’Ah’lar Ağacı” adlı şiirini kaydedip gönderdim. Baya bir süre geçip cevap gelmeyince beğenmediğini düşündüm. Çok içten ve duygulanarak okuduğum için biraz buruldum beğenmemesine ve neyse diyip dizi izlemeye koyuldum. Diziyi açtıktan 2-3 dakika sonra, Connected.me’den mesaj geldi.
    ···
  5. 205.
    +4
    Nedendir bilinmez, daha mesaj görmeden heyecanlanmıştım. “O” olduğunu umarak, mesajı açtım: “Beni ağlattığın için teşekkür ederim, çok yardımcı oldun” yazmıştı. Bir garip oldum; hem kaydı beğenmesinden ve etkilenmesinden dolayı mutlu olmuştum hem de onu üzdüğüm için kötü hissetmiştim. Kendimi, hiç tanımadığım bir insanı düşünürken bulmuştum. Tuhaf bir duygunun içindeydim ve neden olduğunu anlayamıyordum. Bu hislerle, cevap verdim:
    ···
  6. 206.
    +3
    -Pişman oldum şu an, seni üzmek istemezdim.
    +Ama beni tanımıyorsun bile...
    -insan kimseyi üzmek istemiyor zaten de hele tanımadığı bir insanı üzmeyi hiç istemiyor ya.
    +Keşke herkes senin kadar hassas olsa. Zaten üzülmeye yer arıyordum ya, ağlamak iyi geldi aslında.
    -En azından olumlu tarafından bakabiliyorsun, bu da bi şeydir.
    +Tabii ya, ne demezsin. Didem Madak’ı çok severim bu arada, güzel bir seçim olmuş teşekkürler.
    -Ne demek. Aslında pek şiir okumak tarzım değildir ama nedense ansızın o geldi aklıma ve anlık olarak okudum.
    +Benim dönüp dönüp okuduğum bir şiir ya, çok güzel denk gelmiş.
    ···
  7. 207.
    +2
    Muhabbet akıcı bir şekilde ilerliyordu. Genelde böyle internet platformlarında, güzel bir sohbet de etseniz, arka arkaya bir dünya mesaj da yazsanız, birbirinize sürekli fotoğraf da atsanız, insanlar anında kaybolabiliyor. Bunu çok yaşadığım için, muhabbeti devam ettiriyor ama çok da bağ kurmak istemiyordum. Sonuçta anonim olarak yazan bir insandı, bir mesaj sonrası sonsuza dek yok olabilirdi. Bunu engellemek için, bir şeyler yapmalıydım.
    ···
  8. 208.
    +2
    Normalde sapık gibi görünmemek ve öyle hissetmemek için, kendileri teklif etmedikçe insanlardan pek iletişim bilgisi istemiyorum ama nedense bu kişiden istemem gerekirmiş gibi geldi. Sanki sormazsam, onu bir daha göremeyecekmişim ve buna çok pişman olacakmışım gibi hissediyordum. O yüzden, fikrimi değiştirmeden önce yazdım:
    ···
  9. 209.
    +2
    -Ne zaman varacaksın Ankara’ya?
    +Sabaha karşı ya 6 gibi filan.
    -Ya ne bileyim, saçma biraz da ama garip bir bağ hissettim seninle. Sabah kahvaltıya gelsene bana.
    +Daha adın bilmiyorum, adresini bilmiyorum, sen beni bilmiyorsun, nasıl olacak?
    -Onlar halledilir bir şekilde ya. insan istesin yeter.
    +Doğru diyorsun ama sabah eve gitmem lazım. Teklifini uygun bir zamanda kahveyle değiştirebiliriz istersen tabii hala geçerli olursa.
    -Olmaz mı, sen gel yeter...
    ···
  10. 210.
    +4
    En azından kahve sözünü almıştım, bu da bir şeydi. O gece, biraz daha konuştuktan sonra Connected.me’deki profilini öğrenmiştim. Kendi fotoğrafı yoktu ama kendisini tanıttığı bölümde, bir şiirden dizeler vardı; “’Ah’lar Ağacı”nın dizeleri… Muhabbetimizden sonra mı yazmıştı bunu yoksa önceden var mıydı bilmiyordum ama bildiğim tek şey, bu tesadüfün beni heyecanlandırdığıydı… Bir şeyler olacaktı ve bu kadın kaybolmayacaktı. Ben de kaybetmeyecektim onu…
    ···
  11. 211.
    +3
    Yarın devam edeceğiz...
    ···
  12. 212.
    +1
    90 a raxez
    ···
  13. 213.
    +2
    Reserved bayım.😀
    ···
  14. 214.
    +2
    Devam...
    ···
  15. 215.
    +3
    Bu konuşmayı takip eden birkaç gün içinde, Y. ile pek konuşmadık. Bazen o meşguldü bazen de ben. O ara başka görüştüğüm insanlar da vardı, muhakkak onun da olmuştur. Ama onu bir an olsun aklımdan çıkartamıyordum, garip bir bağ gelişmişti sanki aramızda. Hiç görmediğim bir insanla görüşmeyi istiyordum sürekli. Sanki görüşsek, unutulmaz olacakmış gibi hissediyordum. Hislerimde pek de yanılmadığımı, 1 hafta sonra anladım.
    ···
  16. 216.
    +2
    Bir gün, Y. Connected.me’den bir mesaj yazdı:
    -Kahve teklifin hala geçerli mi?
    +Elbette! Ne zaman istersen.
    -Bu akşam istiyorum, müsait misin?
    +Ben sana her zaman müsaitim, o ne demek.
    -Ahahah çok şımartma beni sıkıntı olur sonra. Evden kovalayamazsın.
    +Sen bi gel de kim kimi kovalayacak göreceğiz.
    -Peki madem. 20.30 gibi gelirim sana da uyarsa.
    +Tamam ben de işten 18’de çıkıyorum zaten, haberleşiriz.
    ···
  17. 217.
    +1
    Ömrümde bu konuşmanın ardından hissettiğim kadar heyecan yaşadığım anların sayısı azdır. iş çıkışını beklemek, her zamankinden daha büyük bir ızdıraba dönüşmüştü, dakikalar geçmek bilmiyordu resmen. Kendimi oyalamak için saçma sapan işler yaptıktan sonra, nihayet çıkış saati gelmişti. Koştur koştur hemen servise bindim ve evin oralarda indikten sonra, Tchibo’ya uğrayıp sevdiğim kahve çeşitlerinden bir karışım yaptırdım.
    ···
  18. 218.
    +1
    Dışarda aceleyle bir şeyler atıştırdım ve eve giderek Y.yi beklemeye başladım. Tabii bu esnada biraz ortalığı topladım ve duş alıp bir şeyler izledim. Yine dakikalar geçmiyordu. Neyse ki, çok geçmeden kapı çaldı. Y.’ye direkt taksiye binmesini söyleyip konum attığım için, gelmesi uzun sürmemişti. Kapıyı açtım ve onu gördüm…
    ···
  19. 219.
    +1
    Ben hayatımda çıplak gözle bu kadar beğendiğim başka bir kadın görmemiştim! 1.65 boylarında, siyah uzun saç, küçük ve muhteşem bir yüz, orantılı bir vücut, küçücük eller ve ayaklar, içi parlayan gözler… Hele o ten, bembeyaz… Hani şu Yahşi Cazibe’de oynayan bir kadın var ya, Aslıhan Gürbüz olması lazım, onun az biraz daha zayıf olanını düşünün… Ki o kadın benim bu televizyon sektöründe gördüğüm en “alımlı” kadındır, ona benzeyen birini görünce resmen dibim düştü…
    ···
  20. 220.
    +2
    Dediğim gibi, “alımlı” olmak… Burada bahsettiğim şey güzellik, incelik, zarafet, bakımlılık vs. değil; kadının gülüşüne, gözlerine, bakışına, duruşuna yansıyan bir hal, kelimelerle ifade edilemeyecek ama yalnızca hissedilecek bir durum. Ömründe bir kez de olsa herhangi bir kadın hakkında bu hissi duymuş olanlar, ne kadar anlatmaya çalışırsam çalışayım anlatamayacağım bu hissi eminim hemen anlamış ve hatırlamışlardır…
    ···