nasıl kaldırdım anlatıyorum beyler rez alın başlayalım.

Kendi hakkımda kısa bilgi:
bini meşhur olan memleket izmirden az biraz yakışıklı bir panpanızım.
Ekonomik açıdan hiç yüzü gülmemiş üst düzey bir memur babanın oğluyum.
Üst düzey memur oğlunun yüzü gülmez mi demeyin panpalarım insanın babası karaktersiz olmasın.
Unutmayın ki o da bir jenerasyon öncesinin izmir bini.

Olay tamamen gerçektir beğenmeyen gibtirip gitmekte özgürdür beyler kimseyi zorla tutmuyorum.
Anancılık yapanın sülalesinin bütün dişi bireylerinin dıbını bütün izmir binleri giberken parçalasın.

13 yaşından itibaren kendi harçlığını gerekirse taştan çıkaran bahtı herdaim kapalı olan bir panpanızım.
Ve o yaşlarda okul ile birlikte çalışma hayatına restaurantlarda atıldım.
Piyasadaki ölü gibici patronlara rağmen tutumlu biri sayıldığım için iyi kötü harçlığımı her şartta çıkarırım beyler.
Neden restaurant derseniz malum o yaşta başka bi gib yiyemiceğim için bu kulvarda atıldım hayata.
Ve en önemli etken müşteri yalama potansiyelim yüksek olduğu için kazancımın tavan yapabileceği tek sektör buydu.

Gel zaman git zaman üniversite çağına ulaştım ve güzel izmiri mi terketmek zorunda kaldım.
izmire fazla uzak olmayan bir şehirde okuluma kaydımı yaptırdım.
Şehir önemli turistik yerleri olan insanının burdaki anancı o.ç lardan çok daha kahpe olan bir şehir olduğunu anlatmadan geçemeyeceğim.

Okulun ilk döneminin sonuna doğru derslerimin yannan gibi olmasından ve babanın sana para mı yeter amk evladı isyanlarından kaynaklı iş hayatına kaldığım yerden devam etme kararı aldım ve okuluma yaklaşık 30 km ilerde tatlı şirin bir kasabada turistik bir restaurantta haftasonları çalışmaya başladım.

Restaurant gayet geniş bir ailenin 2 kuşaktır işlettiği bir restauranttı.
Ve patronun biri benden 2 yaş büyük biri de 4 yaş küçük bir kızı vardı.
Başlarda paranın peşinde olduğumdan kızlar işletme vs hiç ilgimi çekmiyordu.
Zaten kızların ikiside birbirinden havalı tiplerdi. Ee kolay değil babalarında taşşak 8 kilo.

Herneyse günlük hesabı çalışıp akşdıbına paramı sıcacık cebime koyduğum için 3 hafta sonra zütü biraz doğrultup ekonomik durumu istikrara nihayet kavuşturdum.
izmirli olmanın verdiği özgüven ile ikili ilişkilerim gayet kuvvetlidir ve her türlü ortamda her türlü insana kendimi hemen sevdirebilirim panpalar.
Sempatik ve sevecen tavırlarımla patronun hanımının dikkatini çekmiş 7 kişilik servis personeli arasında hanımın gözünde iyi bir itibar kazanmıştım.

Aşk hayatımda okulda tanıdığım karabüklü bir huurdan yediğim tekmeyle kendi yaşıtım olan karılardan tiksinmeye nefret beslemeye başlamıştım. Patronun hanımı kendini ağırdan satan sonradan görme ve gezme tozma vs gibi işleri seven bir tipti. Kadının bu yaşantısı benim dikkatimi çekmişti.
Acaba bu rahatlıkla usulsüz işler yapıyor mudur merakı tüm bedenimi sarmıştı.
Eğer bir açığını yakalarsam şantaja bile başvurup kolay yoldan para kazanma hedefime bir adım daha yaklaşmış olacaktım.

Bir süre sonra gelen giden müşteriyi tanımaya, nabza göre şerbet vermek diye tabir edilen modda çalışmaya başlamıştım.
Bu çalışma bana günlük kazandığım paranın en az 3 ortalama 4-5 katını kazandırıyordu ki birden paranın büyüsüne kendimi kaptırıp okulu felan gibtiredip kendimi tamamen restauranta adamıştım.

Gözlemlerim sonucu patronun hanımının her gün şartlar ne olursa olsun öğlen saat 1 de dükkanda olduğu ve 1 ile 1 buçuk arası sade kahvesini restaurantın eşsiz manzarasına karşı yudumladığı analizimi yapmıştım. Tabi ki bu tarz yerlerde ekgib olmayan işletme sahibini yalayan tiplerden bizim restaurantta da vardı ve patronun hanımını harikulade bir şekilde yalıyordu.

Mevzubahis yalaka garsonun lakabı mahoni benden 6-7 yaş büyük.
Adam bütün performansını itibar sahibi birilierini daha iyi yalamak için kullanmış bu yaşa kadar.
Aynı zamanda bulaşıkçının yaman huur kızını çatır çatır personel koğuşunda giberken bana basıldığı için benimle bir türlü yıldızı barışmayan kahpe karı evladının biri.

Haftaiçi sabahtan patronun hanımının mekanda olmadığı sakin sessiz birgün.
Mahoni her zamanki gibi patron ve hanımından 15 dakika önce restauranta gelmiş mekanın veliahtıymışçasına sütlü nescafesini yudumlarken patron, hanımı ve kızları dış kapıdan içeri girdi.
Mahoni ilk yalamaları yaparken pusuda bekleyen bir sırtlan gibi kahve deskinin oraya gidip 2 bol köpüklü sade Türk kahvesi yapıp ciksi bir sunumla patronun masasına servisimi yaptım.

Patronun küçük kızı genelde okul saatleri dışında restaurantta olur fakat büyük kızı şehir dışında üniversite okuduğu ve okuduğu yerin uzak olması sebebiyle pek ortalıkta görünmez.
Küçük kız asla çay kahve içmez ice tea mango manyağı liseli ergenin teki.
Ona da bi ice tea verdikten sonra birden büyük kızın üstten bakışlarına maruz kaldım.
Bizi insandan saymıyormusun fsociety bey diyerek aşağılarcasına konuşmasını sineye çekmiş farkındaysanız masadaki kimse benden bişey istemeden servis yaptım bunlar rutin şeyler hakkınızda pek bir bilgiye sahip değilim ne içmek istersiniz diyerek küstahça cevabı yapıştırmıştım.

Hıı o zaman bende bi ice tea şeftali alırım dediğinde ricanız benim için emirdir diyerek ve sen kim oluyorsun yarrraaam bakışımı atarak sırıtarak gidip o tadı bi gibe benzemeyen ice tea zımbırtısından getirip masaya bıraktım.
Bu esnada arka köşeden mahoninin beni kestiğini ve orda kuduz bir köpek edasıyla köpürdüğünü gördüm.
Ukala tavırlar sergileyerek mahoni sana da yapayım mı bir kahve dedim ve eyvallah diyip gibtir olup gitmesini zevkle izledim.

Bilenler bilir Türk kahvesinin içine çay kaşığının ucuyla cep sodası koyarak mükemmel köpüklü bir kahve elde edilebilir.
Kahvelerde bu taktiği uygulamıştım ki yengenin ayaklanıp yanıma sırıtarak gelmesi taktiğin işe yaradığını gösteriyordu.

Geldi yanıma elini omzuma koyarak hayatımda içtiğim en güzel kahveydi bundan sonra kahvemi senin elinden içmek istiyorum fsociety diyerek içimdeki zafer kutlamalarını başlattı.
Ben de tabi yenge hanım seve seve yaparım fakat buna alınanlar olabilir diyince bırak o mahoni yalakasını bundan sonra sen yapıyorsun kahvemi diyerek masaya geri döndü.

Günler bu şekilde geçerken artık mahoniyle kanlı bıçaklı düşman olmuş fakat diğer taraftan da yenge sayesinde patronunda gözüne girmiş bulunuyordum. Mahoni birkaç hafta sonra artık eskisi gibi yalayamadığı için işi bırakıp yerel bir hipermarkette gibindirik bir kasiyer oldu.
Bir gün yengenin patron yanında yokken restauranta erken geldi ve yap bakalım şu meşhur kahvenden ama kendine de yap diyerek terastaki bir masaya oturdu. ilk defa karşısına oturacaktım yenge hanımın ve bu hain planlarımı yürürlüğe sokmamın en önemli adımıydı.

Kahveleri yaptım getirip masaya yenge hanımınkini bıraktım.
Hemen oltaya gelmek istemediğim için kendi kahvem elimde ayakta bekliyorum yenge hanımın ee otursana demesiyle cart diye karşısındaki saldalyeye kurulmam bir oldu.

Yenge ee fsociety anlat bakalım nesin, nerelisin, nereden geldin, nereye gidiyorsun, hayattaki amaçların hedeflerin vs sormaya başladı. Bir taraftan içimden amk adaletine bak karı adamla evlenip buldu parayı kalkmış konuşmayı bilmeden misyonumu vizyonumu sorguluyor diye isyan ederken diğer taraftan mantıklı cevaplar vermeye çalışıyorum. Mantıklı değil de yenge hanımın dikkatini çekecek alengirli tarzdan konuşmak için çabalıyorum.
iyi bir gözlemci olduğumdan dolayı neyi sevip neyi sevmediğini yüzündeki mimiklerden tartarak konuşurken, yengenin gezmeye tozmaya olan düşkünlüğünü kullanarak buraların yabancısıyım perşembe izin günümde size eşlik edebilir miyim diye yapıştırdım soruyu. Ama kıçımdan ecel terleri süzülüyor birden muhabbetin rengi değişebilir sen kendini ne sanıyorsun len yarraam diye kadın şaha kalkabilir diye.