1. 1.
    +27 -4
    yazdırıyor yine ilham perisi neyse panpalar başlıyorum

    doksanlarda çocuk olmak enteresanlıktır.. pazar akşamları bizimkiler izlemektir.. pazartesinin okul hazırlığı yapılır, sanki pazar değil de pazartesi banyo yapsak olmuyormuş gibi illa pazar günleri banyo yapardık.. çocuk kalbimizle kapıcı Caferi sever, Sabri beye kıl olurduk.. ali desen, bizimle büyüyordu onu gördükçe büyüdüğümüzü hissediyorduk.. geleceğe dönüş televizyon ekranında her görüldüğünde kalpte tuhaf bir çarpıntı hisseder.. dokuz aylık oynarken topun beşikten geçmesi üzerine "off! gitti namus!" derdik.. patlayan şeker ile kolanın bir arada tüketilmesi ile midenin patlayacağına inanır, bayramlarda tanıdık evleri dolaşıp el öpmek, english with me lerle ingilizce öğrenmeye çalışırdık.. biraz da "türkiş kovboylar" şarkısını diline dolamaktır doksanlarda çocuk olmak..

    micheal jackson’ın eski halini görüp hayretlere düşmek, elm sokağında kabus izleyip akşam annenin seninle uyuması için yalvarmak, kanald'nin ilk açıldığı dönemlerde tsubasa izlemek, yerli malı haftasında okula çikita muz getirenleri kınamak çikita yerli değil öğretmenim diyip getireni ispiyonlamak, gazetelerden kupon kesip 14 kupona kocaamaan oyuncak ayı almak, annenin gazetelerden gelen tabak çanak için aynı gazeteden on tane aldığına tanık olmak, bir dönem tüm evlerdeki tabak çanağın "acropal" olması ve misafirliğe gelince tabaklara bakıp sırıtmak, hey corç versene borç şarkısını ezbere bilmek anlam verememek ve tam teçhizatlı kameraman arkadaş cevat kelle'ye sempati beslemektir doksanlarda çocuk olmak..

    yazları, sabah uyanıp susam sokağı seyredip, öğlen, annenin elimize tutuşturduğu nevaleler ile "anneeeeaaa ben mahalle maçına gidiyom" diyip, "ezan okunmadan önce evde ol eşek sıpası" nidaları eşliğinde, koltuk altında bilmem kaç katlı kames top ile ışık hızıyla evden kaçıp soluğu arkadaşlarla birlikte atari salonunda almak, street fighter 'dan sıkılıp, en sıkı arkadaş ile haggar oynamaktı.

    susam sokağı'ndaki Nihat amcayı, Zehra teyzeyi, Tahsin ustayı ve dev yaratık minik kuş'u herkesten iyi bilsen de aslında yıllar sonra fark edilir ki, zihinde kurulanla onların gördüğü çok farklıdır. senin kurabiye canavarının kocaman dişleri vardır örneğin ve kırpık, ayakları görünmeden küfede yaşayan türden bi kahraman değildir. Edi ile büdü 'nin hangisinin uzun ince, hangisinin kısa tombul olduğu arada gider gelir, zira ezber yanıltır seni kimi zaman, ve karıştırıverirsin uysal ve güler yüzlü olanla hırçın ve aksi olanı. şu hep konusu geçen "sev dünyayı açılır her kapı, işte susam sokağı" şarkısını acayip merak edersin ve hiç duymadığın için seslerini, altan erkekli'nin edi'yi seslendiriyor olması en az seni şaşırtır...

    doksanlarda, pazar günleri evlerde genelde misafir olurdu ya da biz misafirliğe giderdik.. bir süre evin içinde oturup da illallah dedirtecek kadar çok şey kırar, argo konuşarak anneyi sinirlendirmeyi başarır, nihayet annelerin başından savma amaçlı izinleriyle sokağa çıkardık.. güçlü olanın kazandığını, yaşı büyük olanın hiyerarşi estirdiğini misket oynarken öğrendik.. son rakdıbına göre, takımına göre, futbolcu kartlarıyla kapışmak, ütmek fiilini ilk bu oyunla öğrenmekti. sen kazanmış olsan bile o dönemde “bin” diye tarif ettiğimiz bir çocuğun futbolcu kartlarını kapıp kaçtığını gözlerimizle gördük, play station bize uzaktı atarilerimizi canımız kadar sever ama önce arkadaş derdik.. parkta yeterince yorulup, 9 taş da kazanmadan, üstümüz yeterince kirlenmeden ya da annemiz bizi eve çağırmadan, ev denen şeyin varlığı aklımızda yoktu..

    ayrıca doksanlarda çocuk olmak televizyondaki haber bültenlerinde Bosna hersek’teki katliam görüntülerini büyük bir dehşetle izlemek, savaşın ne kadar berbat bir şey olduğunu anlamak ve niçin savaş olduğunu sorgulamaktır. katliam görüntülerini izlerken gözyaşlarını tutamamaktır. ayrıca her gün '*** yine şu kadar askerimizi şehit etti' , '*** bir otobüsü durdurdu ve içindekileri taradı' türünden haberleri duymak ve terörden nefret etmektir.

    biz tarkanı kendi ellerimizle büyütmüştük.. dişlerinin ayrık olduğu günleri bilirdik. divalığının nerden geldiğini anlayamadığımız bir ajda pekkan vardı, bebeto burak kut vardı mesela bizim için bişey ifade etmese de ablamın odasındaki
    posterini hala hatırlarım, şimdi zar zor hatırladığım ortada kuyu var yandan geç ozan, arabası olup da ruhu olmayan mustafa sandal çıktığında biz çocuktuk.. yonca evcimik aboneydi o zamanlar, nedendir bilinmez 9.15 vapurunu beklerdi.. sezen hep sezendi..

    biz 90ların çocukları ne 80ler gibi siyasi bir karmaşanın ortasındaydık, ne de milenyum çocukları gibi teknolojinin içine doğmuştuk. hem atari hem bilgisayar kullandık, hem rock hem arabesk dinledik, trt nin tek kanal günlerini görmemiş olsak dahi az kanal nedir bilirizbiz hem erkan yolaç' a, hem cem yılmaz' a güldük, cem özer' in laf lafı açıyorla türkiye’nin ilahı olduğu günleri de hatırlarız.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +2
    moruk nicklerimiz benziyor takipteyim hareketlerine dikkat et.şaka maka ben telefonu "alo ne koyim" diye açıyordum tokat yiyordum hep amk sonra bıraktım.
    ···
  3. 3.
    +1
    bizde 90 larda yasadık kıme neyi anlatıyon amk
    ···
  4. 4.
    +1
    atari salonlarında mustafa oynayan varmıydı lan
    ···
  5. 5.
    +1
    onu bunu bırakın da en iyisi ne biliyor musunuz?
    3310u olanın taşşaklı demek olduğu zamanları gördük amk.
    ···
  6. 6.
    +1
    hepsini okudum, okudumda ağladım, canımsın panpa verdim şukunu.
    ···
  7. 7.
    +1
    bu tayfa mavi doritosta yemiştir, bi ayrıydı o ya
    ···
  8. 8.
    0
    @68 cool original yazan paket panpa ah amk ah
    ···
  9. 9.
    0
    up up upsenth
    ···
  10. 10.
    0
    @97 90 lıyım abi
    @60 okuman 3 dk sürmez panpık
    @61 arada hatırlamak her zaman güzeldir panpacım
    ···
  11. 11.
    0
    ulan bu 90 lar muhabbeti artık sıktı diye düşünsem de süper yazmışsın bin harbi duygulandım..

    salı ve perşembe günleri show tv de kemal sunal filmlerini doyasıya izlemek..

    turbo sakızlarından çıkan araba resimlerini biriktirmek..

    reno manager arabasına bakıp ulan ne süper araba demek..o zamanlar çok lükstü hatırlarsın bin.. gerçi benim favorim mazdaydı.

    euro 96 futbolcu kartlarını kim unutabilr ki..karel poborsky çıkmıodu kimseye elemanın birine çıktıydı da zorla el koymuştum..

    geleceğe dönüş filmine hayran olmak ki hala favorimdir..

    mahalle maçlarından önce ki kale son, aldım verdim ritüelleri...

    anne izlediğin için yalan rüzgarı müdavimi olmak napayım amk ben de izlemek zorunda kalıodum..bi durusela vardı ya la..

    doğum günü partileri düzenlemek kitap alanlara içinden sövmek.. kalmadı bunlar be gülüm..

    her gün şehit haberleri, çeçenistan savaşı, bosna savaşı bunlara sen de değinmişsin tebrik ederim.. hele o pazarı bombalamıştı ya sırplar vay amk..

    bi rüstem batum vardı hatırlar mısınız gençler..

    saklambaç, donateş,zındır zımba offf ağlıyorm şu an...

    bi kızla konuştuğun zaman ooooooo anlayalım muhabbetleri...

    aklıma geldikçe editlerim..
    ···
  12. 12.
    0
    upupup uppiah
    ···
  13. 13.
    0
    ya özet geçiyorum amk

    90larda çocuk olmayanlar 99999 oyunlu atari kasetlerini bilmezler

    not: içinde bitane oyun vardı dıbına koydum yalancıları
    ···
  14. 14.
    0
    evet hayır yarısması vardı
    aksamları balkonlarda herkes annesıyle yanyana cekırdek yerdı...
    sabah 8 de dısarı cıkardık oglen okula gıdene kadar 9 aylık oynardık...
    tang o zamanlar daha yenı cıkmıstı amk yuzyılın ıcadı gıbıydı ılk defa surahıye koyup yaptıgımızda sasırmıstık...
    wolkmen baslı basına mucızeydı sankı abımınkını yurute bılırsem yurutur sureklı bıseyler dınlemeye calısırdım...
    televızyonumuz kumandasızdı sureklı uzerındekı zımbırtılarla oynar yıne gostermesse yumruklardık...
    horoz sekerlerı falan vardı sokaktan gecerlerdı eskı ayakkabılarımızı verır o sekerlerden alırdık...
    sinek ilacı sıkan arabalar eskıden harbiden beyaz bı duman atıyodu goz gozu gormuyodu o dumanın ıcınde arabanın arkasından kosar arkasına takılırdık...
    agaca dalan vaar dıye bagırırdık...
    ıncır agacından serumdan olan sapanlarımız ve hortumların ıcıne yaptıgımız oklar bılımum sılahlarımızdı boncuklu bı zamanlar yoktu..
    mahalle macları yapardık abılerın yaptıgı mahalle maclarında taraftar olurduk...
    sut almak ıcın ınegı olan evlere gıder sabahları oralardan ınekten sut sagarlar onu alırdık...
    fransa 98 ın horozu gıbı bısey vardı super maclar falan mac seyreder sonra sokaga cıkar mac yapardık...
    torpıl atardık yapardık bıseyler sımdının cocukları hıc bı tak yapmıyo cok otıstık olmuslar yokluk cogu zaman daha eglencelıydı..
    ···
  15. 15.
    0
    @66 özlemeyen yok ki panpa izel-çelik-ercanı bile özledim :/
    ···
  16. 16.
    0
    hbb diye bi kanal vardı ispanya ligi maçları verirdi.. brezilyalı orjinal ronaldoyu ilk orda izledim
    ···
  17. 17.
    0
    reserved
    ···
  18. 18.
    0
    doğru panpa bir de eve misafir gelince yoğurtlu makarna ve yağlı ekmek filan yapılırdı bizim evde çayla.hep yerdik beraber sonra oyun oynarken misafirin çocuğuyla sürekli kavga ederdik.bir de gece bize oturmaya gelen misafirlerimizle oyunun en tatlı yerinde atari taso top oyuncak hepsi dahil babalarımız kapıyı çalar hadi kahveden geldik herkes evine derdi. kim misafirse kabarık paltomuzu şalımızı sarınıp evimizin yolunu tutardık
    ···
  19. 19.
    0
    olm bu yeni jenerasyon çok boş yaşıyor lan. biz misketlerle futbol oynardık evde. sandalye ayaklarından kale, oyuncak ayıdan kaleci yapardık
    ···
  20. 20.
    0
    süper baba bücür cadı izlerdik lan biz
    ···