Ankaralıyım.

Dün Kızılay Meydanına (yeni adıyla 15 Temmuz Şehitleri Meydanı) indim. Yürürken üç polis memurunun yanından geçtim. Oturmuş sohbet ediyorlardı.

Aralarından biri, bir karış sakalıyla memura hiç benzemeyen bir memur, hırçın bir sesle şöyle diyordu:

- Yavuz Sultan Selim ben oraya islamı zütürüyorum demiş, şeyhülislam itiraz edebilmiş mi? Edememiş!

Durup kulak kesildim. Adamlar basbayağı, hükumetin emriyle katliam yapmak şeriata uygun mudur değil midir, diye tartışıyordu.

işte AKP Türkiyesi. Ve işte AKP'nin polis yaptığı insanlar.
Polisin silahları var. Gerekli gördüklerinde, bizi vurup öldürme yetkisi var.

O silahlar ve yetki, kim bilir hangi tarikatın müridi olan bu dangalaklara emanet edilmiş.

Ben yıllarca Atatürk'ü çok eleştirdim. "Bütün tarikatları, cemaatleri ezmişler. Tüm medreseleri kapatmışlar. Gerekli miydi yani bu kadar önlem almak?" dedim.
işte itiraf ediyorum:
Ben bir salakmışım. Atatürk'ün zekasını taktir edemeyen bir aptalmışım.

Adam az bile yapmış! Keşke biraz daha ezseydi o tarikatçıları. Ezseydi de, şimdi o tarikatçıların torunları bellerinde tabancayla, bizi öldürmenin şeriata uygun olup olmadığını tartışıyor olmasalardı!