Ama ne olursa olsun alışacaktım. Babamı kaybedeli 2 sene olmuştu, annemle kalmıştım, annem ilkokul öğretmeniydi, ve tayini çıkmıştı, zaten yıllardır ordan oraya süreklenip durdum, şimdi bi rüzgar alıp beni ankaraya atmıştı, ilk geldiğim zaman çok sıkıcı olduğunu düşünmüştüm, 6 dan sonra hayat bitiyor derlerdi, öyle gözüksede gerçek olmadığını sonradan anladım tabi, çokta varoş olmayan orta halli bir semte taşınmıştık, 2+1 annemede banada yetecek bir ev tutmuştuk, eşyaları taşıma işlemi sil süpür işi bitti salonda soluklanayım derken, kapı çaldı. Gelen karşı komşumuzdu...

Kapıyı açtım karşımda öyle 90-60-90 efsane güzellikte aynı ferrelardaki milfler gibi gibilmek için bekleyen amı arabistan çölü gibi yanan biri yoktu, klagib bir bluz ve pantolon giymiş orta yaşlı bi bayandı necla teyze, ve yanında 165 boylarında hafif kumral dalgalı saçları, kahverengi gözleriyle bana bakan bi kız vardı, adı Leylaydı, her erkeğin görür görmez etkileneceği, bir kızdı leyla. N.T : bi hayırlı olsuna gelelim dedik oğlum annen evde mi?
B : evde teyzeciğim buyur gel geç...
içeri davet ettikten sonra tanışma faslı derken anne ben içeri geçiyorum deyip odama geçtim, kendimi anlatayım dostlarım 176 boyunda sarışın yakışıklı denebilecek biriyim. Kızlarla çok haşır neşir olmayı sevmezdim, beni sevdiğini söyleyen çoğu kız ya popüler olmak için, ya da farklı yannan tatmak için gelen kızlardı, arada çıtlattığımız oldu tabi, ama gelen her kaşarada ekmek olmadım...

Okulların açılmasına 1 hafta vardı daha biraz mahalleyi gezmek için dışarı çıktım, dolaştım her yeri, büfeye uğrayıp 1-2 bira aldım, paket sigaramı aldım çıktım, bina kapısından içeri girdim tam asansöre yönelecekken Leylayı gördüm, ağlıyordu, yanına oturdum neyin var, neden ağlıyosun dedim, önce sallamadı, sonra yaşlarla dolmuş olan o güzel gözleriyle bana baktı, ve sarıldı, sıkı sıkı sarıldı, uzun bi süre öyle durduk, sonra hadi gel ben seni evine çıkarayım dedim ses etmedi asansöre bindik, o sadece ağlıyordu, kapının önüne geldik, içeri gir ve ağlamayı kes artık, sana hiç yakışmıyor dedim, her şey için teşşekkür ederim sonra konuşuruz diyip içeri girdi, 1-2 saniye kapıya bakakaldım, sonra elimde poşet napıyorum ya ben burda dedikten sonra eve çıktım, içeri girdim annem yoktu komşulardadır herhalde dedim, odama geçtim, açtım dizimi, biramı yudumlaya yudumlaya izlerken, telefonum çaldı...

S:Bak sonportakal durumu biliyorum, leyla çok kötü, hilal de bir o kadar üzgün, her şeyi detayına kadar biliyorum..
B:Eee?
S:Sonportakal metine dikkat et bu saatten sonra daha fazla sorun çıkartabilir..
B:Tamam merak etme ben hallederim bir şekilde, bir şey içer misin?
S:Bira varsa bir bira iyi gelir..
B:Rakı var olur mu?
S: Olur o da olur da...
B:Kimse gelmez merak etme annemin işi vardır sıkıntı olmaz...
S: Olur tamam..
B:Sen balkona geç otur oraya kuralım sofrayı...
S:Tamam ben meze hazırlamana yardım edeyim bari..
B:Tamam gel...
Hazırladık haydarimizi diğer mezeleri, geçtik balkona oturduk, içtik içtik içtik, kendimizi hissetmeyecek kadar içtik, neler oldu hatırlamıyordum, uyandığımda odamdaydım, çıplaktım, ve yanımda sıla yatıyordu, o da bir süre sonra uyandı..
S:Günaydın
B:Günaydın
S:Noldu dün gece hatırlıyor musun?
B:Hayırda napıcaz şimdi?
S:Bir şey yapmayacağız ben eve gideyim, sen de napacaksan yap..
B:Nasıl yani hiç bir şey olmamış gibi devam mı edeceğiz hayata..
S: pişman mısın?
B:Hayır da bilmiyorum garip bir durum..
S:Ayıkken yaşamak ister miydin aynısını..
B:Yani bel..
Dememe kalmadan dudaklarıma yapıştı sıla, müthiş bir şekilde öpüyordu, adeta sömürüyor, yiyordu lan dudağımı, uzun bir süre seviştikten sonra, soktum benimkini, dıbına git gel yaptım, uzun süre devam etti bu durum, terden bitiyordum adeta, boşaldıktan sonra bir sigara yaktım, üstüme hafifçe yattı..
S:Kahvaltı yapalım mı?
B: Acıktım valla..
S:Ben hazırlarım şimdi... Kalktı giyecek bir şeyler aradı..
Gömleğimi giymişti.. Noluyordu dıbına koyim, bir yanda leylam bir yanda hilal şimdide sıla, ne ara bu hale gelmişti olaylar, kalktım yüzümü yıkadım sonra, sofraya oturdum, annem yoktu ortalarda, kahvaltı etmeye başladık, sonra kapı çaldı, kapıya yöneldim direk açtım, üstümde sadece boxer vardı, gelen kişi...

Bunu düşünürken uyuya kalmışım salonda, uyandığımda annem kahvaltıyı hazırlıyordu
B : Ben A: Annem
B:Günaydın.
A:Günaydın oğlum niye odanda yatmadın bir yerlerin tutulcak şimdi..
B:Uyuyup kalmışım işte. Kaçta geldin dün?
A: 12 gibi falan ne o hesap mı soruyorsun?
B: Hesap sormak için değil merak ettim...
A : Hadi hadi çok konuşma evimin direği elini yüzünü yıkada masaya otur, sucuklu yumurta yaptım soğutma...
B: Tamam anne geliyorum şimdi...
Aynada yüzüme baktım, sakallarım iyice uzamıştı, pek alışık olmadığım için kaşındırıyordu, dağılmış gibiydim, bi yenilik şart gibiydi, elimi yüzümü yıkadım masaya geçtim...
A:Bugün ne yapmayı düşünüyorsun oğlum?
B: Biraz dolaşırım mahallede... Peki ya sen anne ne zaman bana açıklamayı düşünüyorsun?
A :N.. Neyi oğlum?
B: Dün kiminle yemekteydin sen?
A: Hadi sen soğutma yumurtanı ye sonra konuşuruz bunları...
B: Ne sonrası anne, sen nasıl başka bir adamla evlenmeyi düşünürsün, hadi ölmüş kocana saygın sevgin yok banada mı yok?
A: Oğlum sana söyleyecektim...
B:Hala söyleyecektim diyosun anne, ne yaparsan yap, bil ki o imzayı attığın gün ben yokum senin için...
Dedim kapıyı çektim çıktım, büfeden yine 2-3 bira kaptım bi parka geçip oturdum, o sırada yanıma yaklaşan biri oldu...

benide gib amk yalancısı

B : Ben L:Leyla
L: Yıllar önce bi trafik kazasında kaybettim babamı, ondan sonra hiç bir erkeği hayatıma sokmadım, mantıksız gelebilir ama, babam gibi koruyacak kollayacak hiç kimse olmadı, annem yıllardır yalnız yaşıyor, ama artık bu durumdan rahatsız galiba, evlenmek istediğini söyledi, vurdum kapıyı çıktım, içim parçalandı sonportakal beni en iyi sen anlarsın...
B: Nasıl yani?
L: Annenle annem konuşurken duydum sen de babanı kaybetmişsin, zaten annem annenle konuştuktan sonra...
B: Konuştuktan sonra eee yani?
L:Anneninde hayatında galiba birisi var sonportakal sana bunu benim söylemem yanlış olur ama konuşurlarken duydum, annemde annenle konuştuktan sonra bana açıkladı belkide annen cesaretlendirdi bilmiyorum... neyse ben gideyim eve geç oldu...
B:Gel geçireyim seni...
Afallamıştım acaba annem o adamla mı yemekteydi? Bilmiyordum annem son derece dinine bağlı bir insandı farklı şeyler düşünmem yanlıştı, ama göz göre göre başka bi adamla evlenmesine izin veremezdim...

Sabah oldu, aynı okula gideceğimizi biliyorduk, sabah kalkar kalkmaz bana mesaj attı önce, bir kafede kahvaltı yapalım dedim, kabul etti, okul öncesi son günü beraber geçirecektik, kahvaltıya gittik o yiyordu ben de onu izliyordum, gülüşü bakışı, her hareketi, her şeyiyle benimdi... sen niye yemiyorsun diye sitem etti...
L:Sen niye yemiyorsun?
B:Seni izliyorum
L:Beni izleme aç kalırsın yoksa... Dedi ve gülümsedi, ekmeğin üzerine yağ ve bal sürdü ve..
L: Al şundan bir ısırık...
L:Afferin benim aşkıma...
B: Dalga geçme küçük çocuk muyum ben?
L: Küçük bir çocuk gibi ellerimle besleyeceğim seni ilgi manyağı yapıcam ki başka kızlarla ilgilenme tamam mı?
B: Tamam tamam. Hadi yeter artık bu kadar kahvaltı seni bir yere zütüreceğim.. Dedim ve hesabı istedim onun yanında çok mutluydum, hayatımda tek sevdiğim kızdı, okul başlamadan önceki son ve en güzel gündü, son olacağını bilmeye bilmeye yaşadık her anını...

Beraber yemek yedikten sonra onu eve bıraktım, eve gittiğimde saat 8 civarıydı hava güzel olduğundan balkonda sigara içmeye çıktım, çayla beraber sigaramı yudumlarken, pardon sigaramla beraber çayımı yudumlarken, telefonum çaldı, kayıtlı değildi, açtığımda o konuşma başladı...
H : Sonportakal
B:Evet benim de çıkaramadım...
H:Benim hilal...
B:Dinliyorum hilal...
H:Nasılsın?
B: iyiyim sen nasılsın?
H:Iyiyim ben de..
B:Bunun için mi aradın hilal beni?
H:Hayır sen eniştem sayılırsın işte bu yüzden aslında şey..
B:Hilal geveleyip durma ağızında söyle noldu?
H:Bu metin sana geldi bugün ne söyledi..
B:Senden uzak durmamı falan söyledi niye ki?
H:Okulda çok fazla konuşmayalım diyecektim...
B:Neden sevgilin mi o senin?
H:Hayır ama şey işte..
B:Bak hilal metin bini gram umrumda değil, ayrıca bana hiç bişede yapamaz, istediği kadar parasına arkasına güvensin, bana bir şey olmaz, ayrıca daha okulun ilk günü bu ne acele, yanlış bir şey yapmadım sıkıntıda yaratmadım nasıl bir takıntı bu? Neyse ben kapatıyorum iyi geceler..
H:iyi geceler...
Kapattım bir iki saat daha oturdum, arkadan yükseklen Neşet baba viran oldu evim yurdum, ne söylesem boşa leylam sözleri, birazda huzur, derken annem sonunda eve teşrif etti, yanıma balkona geldi...

Arayan annemdi, geç geleceğini, eski bir arkadaşıyla karşılaştığını onunla yemek yiyeceğini söyledi, ben 1-2 bölüm izledikten sonra balkona çıkıp bir sigara yaktım, o sırada kapının çaldığını duyup kapıya koştum, açtığımda o güzel kahverengi gözleriyle bana bakan huri mi desem yoksa başka bişi mi bilemedim, leylaydı yani, her gördüğüm an dahada etkileniyordum ondan, annemi sordu yok dedim içeri davet ettim, balkona çıktık, biramdan bi iki yudum aldı, sonra sigara istedi verdim, daha önce içmediği çok belli oluyordu, öksürmeler, içine çekememeler falan, noldu neden ağladın diye sordum başladı anlatmaya...

A:Çok içiyorsun şunu azalt biraz..
B:Çok içtiğim falan yok..
A:Neden böyle yapıyorsun oğlum, yıllardır beraber yaşıyoruz, yalnızım oğlum yıllardır babansız evi çekip çeviriyorum, yanıma bir yoldaş, sanada bir baba olacak biri... Sözünü kestim
B:Ne babalığından bahsediyorsun sen anne, şurda kalmış bir yılım hem okur hem çalışırım, sana yük oluyorsam şu kapıdan gibtir olup giderim sıkıntı değil, ama sen böyle bahanelerle gelip, babamın anısına saygısızlık yapıcam veya sana babalık edicek birini bulmam lazım gibi şeyler söyleme, yıllardır babasız büyümüşüm, elin adamın yapacağı babalıkta yerin dibine batsın, ayrıca ne babalığı kaç yaşına gelmiş adamım ben , allah aşkına sus anne git bir önce ne yapmak istediğini iyice düşün sonra karar ver, bana gelip saçma sapan cümleler kurup yumuşatmayı deneme, ben yatıyorum...
A: Peki oğlum...
Odama çekilip ağladım sessizce, güneş doğana kadar gözyaşlarımla sulandı, yastığım, bir fotoğrafa sarıldım, ufak bir çocuk ve bir adam, işte bir fotoğraf karesiydi benim hayatım, büyüdükçe yükler artıyor, yaşayacaklarımız yaşananlarla beraber harmanlanıp, yaşayamadıklarımıza dost oluyor, işte ben bu yükün altında duran, bunları taşımaya çalışan, her ademoğlundan biriyim.. Sabah 6 olunca direk okula gittim, beklemedim leylayı ilk ders başladı, tenefüs oldu, sınıf kapısından içeri giren o ydu...

Herkese iyi geceler dostlar bugünlük benden bu kadar sabah görüşmek üzere...

Geldim beyler hikaye 3 partta bitecek.. Haberiniz ola yerlerinizi hazırlayın...

O gece o bankta yattım sabah kalktığımda saat 6dı, hemen eve gidip üstümü değiştirdim, duş aldım, sevdiğim, belkide hayatta tek sevdiğim kızın evine, taziye için gittim, biraz durdum sonra dayanamadım çıktım, parka gittim, cenaze saatini bildiğim için, çok oturmadım, öğlen namazından sonra toprağa karıştı sevdiğimin her zerresi, üstüne toprak attım, herkes gitti saatlerce mezarının başında bekledim, uyumayı bile düşündüm, yanında uyumayı istedim, bırakmadı sılayla hilal zorla zütürdüler, günlerce konuşmadım, yemedim içmedim, tam 12 kilo verdim, özür dilerim sevgilim, özür dilerim, seni üzdüğüm her an için özür dilerim, mezar taşına söyledim bin defa umarım duyabiliyorsundur, şimdi sana sarılmak kokunu içime çekmek, ciğerlerimi kokunla doldurmak, ellerini tutmak, seni hissetmek vardı, bizim kavuşmamız mahşere kaldı... iyi geceler dostlarım yüreğinize azda olsa dokunabildiysem ne mutlu bana..

Simaen 2-3 kez asansöre falan binerken görmüştüm ama tanışmamıştık, aynı apartmanda oturuyorduk adı Erendi iyi çocuktu sessiz sakin, bira ikram ettim aldı, tanıştık sohbet ettik, hem arkadaş edinmek, hemde boş vakitlerimde takılacak birisi olması iyidi, numara alışverişi olayları bittikten sonra 9 gibi ayrıldım parktan, apartman bahçesine girer girmez arkadan o güzel sesiyle bağırdı leyla...
L:Sonportakal dur bekle...
B: Tamam bekliyorum sakin...
L: Eve mi geçeceksin?
B:Evet niye ki?
L:Vaktin varsa bir şeyler içelim mi? Dedi ve elindeki poşeti gösterdi...
B:Olur.. Dedim apartmanın arka bahçesine gittik çok uğrak bir yer değil burası ufak bi çardak var arada bizim gibi gençler takılır...
içtikçe içtik.. Ben çok içmedim ama leyla zil zurna sarhoştu, geç olduğu için eve çıkarmam gerektiğini düşündüm, yürüyecek hali yoktu, kucağıma aldım, kapısının önüne kadar getirdim, zili çaldım açan yoktu, leyla ooo burda yoookk ki diye bağırdı bağırma desemde bağırmaya devam etti, cebinden anahtarı aldım açtım salonda koltuğa oturtturdum...
L:Ya sen nereye gidiyosun gel buraya...
B:Leyla iyi değilsin bi kahve yapayım ayılırsın hem...
L:Olmaz boşver kahveyi yanımda dur lütfen...
B:Leyla bir kahv...
Demeden dudağını dudağımda hissettim geri çekilmedimde, her hareketiyle beni etkileyen o kızın dudaklarını hissediyordum, sonra bıraktı bir anda, ayağa kalktım tam gidecekken tuttu bir kez daha dudaklarını dudaklarımla kavuşturdu ayaklarını belime doladı, kucağımdaydı, dudakları dudaklarımda, girdik onun odasına, yatağa yavaşça bıraktım, hayvanlığın lüzumu yoktu, önce t shirtini çıkardım siyah bir südyen giymişti çıkardım, kemerimi çözdü, ve direk ağzında git gel yapmaya başladı, belliydi ilk defa sakso çektiği, dişleri acıtıyordu gibimi, altındaki siyah taytı çıkardım, içine verdim gibimi, bir iki git gelden sonra, anladım olayı, bakireydi, önce etrafı hallettikten sonra devam ettik, onun bedenini hissettiğim her an huzur buldum, belkide ilk defa bir kızı seviyordum...

Annesi gelmeden evden gittim, eve varır varmazda mesaj yazdım, uyanınca beni ara diye, balkona çıkıp bir sigara yaktım, tabureyi çekip bir türkü açtım, arkadan Neşet baba burnu fındık ağızı kayfe fincanı diye çığırırken türküyü ben daldım gittim yine o anlara, seviyordum basbaya, ama kendimi ne ara bu kadar kaptırdım bilmiyorum, yalnızca bir haftada değişen hayatım, bambaşka sorunlarım, ve bir sevgilim vardı, Ankara beni değiştirmişti hem de çok değiştirmişti...

Önce lunaparka gittik, yaşı olgunluğu bir kenara bırakıp, çocuklar gibi eğlenmiştik, belkide güzel geçmesi gereken çocukluk yıllarının acısını çıkarmıştık, çok yorulmuştuk, apartmana girdik beraber asansöre bindik, elleri ellerimdeydi, ellerindeki ter, ellerimdeki tere karışmıştı, onun ev kapısının önüne gelmiştik, önce alnından sonra dudaklarından öptüm, anahtarı çıkarıp içeri geçti, ağladığı gün ki gibi içeri girdikten sonra biraz kapıya bakakaldım, sonra evime çıktım, annem uyumuştu, odama geçtim, başımı yastığa koydum, onu düşünmeye başladım, ve sabahı, acaba nasıl bir okuldu, leylanın anlattığına göre fena bir ortamı yoktu, ama içimde tarifsiz bir his vardı... sabahı düşünürken uykuya daldım...

Kafayı vurup yattım, kalktığımda saat 11di ve 6 cevapsız arama 3 mesaj vardı, hepsi leyladandı sonra cevap veririm diye sallamadım, annem çoktan çıkmıştır diye düşündüm, çay yapıp balkona çıktım, sigaramı yaktım her zaman ki gibi oturuyordum, düşünüyordum, napacaktım, leylaya söylemeli miydim, ya da leylanın bu durumdan haberi var mı diye düşünürken, telefonum çaldı, kayıtlı değildi ama bu numarayı görmüştüm, açtım arayan hilaldi...
H:Sonportakal...
B:Efendim
H:Konuşmamız lazım...
B:Dinliyorum...
H:Burdan olmaz yüz yüze..
B:Okulda değil misin sen?
H:Hayır ... parkına gel.
B:Tamam geliyorum..
Ulan niye çağırdı ki bu beni diye düşünürken, buldum parkı bir bankta oturuyordu, yanına oturdum..
B:Beni neden çağırdın?
H: Dün metin gelip sana ne söyledi?
B: Sen daha iyi bilirsin...
H:Sonportakal ben...
B:Sen ne yıllardır arkadaşım dediğin kızın sevgilisini seviyorsun bi de utanmadan seni seven çocukla bana haber yolluyorsun. Diyelim ki senin peşini bıraksın diye yaptın söyledin bi halt edip, düşünmüyor musun leyla bu duruma ne der diye nasıl bir rahatlık bu ya?...
H:Sonportakal ben seni...
B:Gerisini sakın getirm...
Dudaklarını tattırmıştı bana, tarif edemediğim duygularla ben de kısa bir süre de olsa karşılık vermiştim onun dudaklarına, güzel kızdı hilal, ama benim için şu hayatta tek bir kadın vardı o da leylaydı, bütün bunlar hilali öperken aklımdan geçiyordu... 2-3 belkide daha fazla süren öpüşmenin ardından bıraktık dudaklarımızı... Pişman olmuştum...
H:Sonportakal ben seni seviyorum...
B:Bir daha asla ve asla yanıma yaklaşma, gözüme gözükme çevremde olma, kimsenin bundan haberi olmayacak anladın mı beni?
H:Çok geç artık...
B:Nasıl yani? Ne diyosun lan sen?
Evet korktuğum başıma gelmişti, arkamdaydı, leylam, her şeyim, hayatımda sevdiğim tek kadın...
Beni en yakın arkadaşıyla görmüştü...

Leyla geldi yanıma oturdu, ona bakmıyordum camdan dışarıyı izliyordum, bir şey demedim, bir şey demedi, sadece sarıldı, bütün tenefüs boyunca öylece beraber dışarıyı izledik, sonra zil çaldı gideceği zaman, çıkışta bari bekle beni dedi, tamam dedim zoraki bir gülümsemeyle, görüşürüz dedi gitti, gün bitti, beraber yürümeye başladık, parka oturdum, cebimden paketimi çıkarıp sigara yakacaktım ki...
L:Lütfen içme sonportakal...
B:iyi değilim yapma şimdi bunu bana...
L:Ben yanındayım işte nolursun sigara yakma..
B: Peki sevgilim nasıl istersen...
L:Meti...
B:Ne?
L:Metini gördüm sanki de neyse yanlış gördüm galiba...
B:Metinin ne işi var burda yanlış görmüşsündür...
Beraber 1-2 saat daha oturduktan sonra onu eve bıraktım... Eve geçtim...
Annem yoktu kapı çaldı, annem anahtarı evde unuttu herhalde diye düşündüm, kim o diye sormadan veya delikten bakmadan açtım kapıyı, karşımda metin vardı..
B:Hayırdır?
M:Seninle bir şey konuşmaya geldim efendi gibi oturup konuşucaz...
B:Iyi geç içeri...
M:Bak kardeş ben hilalide sılayıda leylayıda 3 senedir tanıyorum, aynı okulda okuduk...
B:Eee
M:Eesi sen benim 3 senede yapamadığımı 3 günde yaptın...
B:Nasıl yani?
M:Hilal seni...
B:Beni?
M:Hilal seni seviyor lan işte neyi anlamadın...
B:Bak birader benim yapabileceğim bişi yok geldin söyledin, ben Leylaylayım onu seviyorum gerisi beni alakadar etmez, hilalmiş sılaymış, falanmış filanmış hiç önemli değil, sevgilimin arkadaşı olmaktan öte geçmezler durum bu anladın mı?
M:Anladım eyvallah...
Kapıyı çarpıp çıktı evden, nasıl olur anlam veremiyorum, ne ara bu hale geldi olaylar. kafam iyice allak bullak olmuştu...

Sabah uyandım t shirt pantolon falan biraz serbest takıldım ne de olsa son seneydi fazla ses etmezler diye düşündüm, kapıya çıktım, sigaramı yaktım, leylayı beklemeye başladım, 5-10 derken dakikalar hızla tükenmişti, elim telefona gitti tam onu arayacakken asansör kapısında gözüktü, Günaydın dedi, yanağıma bir öpücük kondurdu, Günaydın birtanem dedim, koluma girdi, okuldaki hocaları bazı insanları anlattı yol boyunca, okula geldik, herkes sırasına girmişti, ben de leylanın yanında sıraya girdim, sonra millet sınıflara dağıldı, ben de müdür yardımcının odasına gidip sınıfımı öğrendim, girdim sınıfa, en arkanın bir önü boştu, oraya geçtim, dersi dinlemiş gibi yapmaya başladım, ders bitti, tenefüs oldu derken, leyla arkadaşlarıyla sınıfa geldi, hilal (sarışın), sıla(esmer) çok sevmiştim düzgün kızlardı, fakat bu tanışmadan rahatsız olan bi arkadaş olacak ki diğer tenefüs yanıma gelip o sarışın kızla (hilal) ne işin vardı birader ondan uzak dur diyen biri çıktı, ilk günden sıkıntı çıkarmamak adına sadece ben leylayla beraberim hilalle falan alakam yok birader diyerek geçiştirdim, çocuğun adı metinmiş sonradan öğrendim, zengin binin önde gideniymiş, derken dakikalar dakikaları kovaladı, koca gün bitti, çıktım leylayı bekliyordum, leyla okul kapısından çıkmış bahçe kapısına doğru gelirken yanına bir dallama yanaştı...