01 ARALIK 2036….
ANKARA….
ÜMiTKÖY…..

Dünden beri Elmadağ’daki terkedilmiş NATO tesisinde ele geçirdiğimiz adamı konuşturmaya çalışıyorduk….
Adamın söyleyecekleri bize çok şey kazandıracak…
Eğer söylerse tabiki…
Dünden beri olanları yazayım bende vakit boşa geçmesin..
Günlüğe baya bi alıştım aslına bakarsanız…
Ahmet’in dediği gibi kendimi iyi hissetmemi sağlıyor… Gerçi Ali Cem’in getirdiği Ahmet’e ait günlük bildiğiniz defter ben bilgisayar gibi küçük bir şeye yazıyorum
O zamanlarda kalem ve defter çok moda olabilirdi….şimdi değil….
Sabaha kalmadan gecenin yarısı tam saat 00:30 da ekipmanlarımız hazır bir şekilde helikopter pistinde beklemeye başladık.
Bu sefer tek başımıza değil hem ihtiyarlar ve hem de ortak operasyon unsurları ile birlikte yol alacak ve o şekilde hareket edecektik….
Olay farklıydı çünkü….

Ellerinde 10 adet nükleer başlık vardı toplayıcıların…bunları eğer kafalarına göre patlatırlarsa s.çtığımızın resmidir diye düşünüyorum şu an…
Patladıkları yerde neler yaptığını zaten gördük….Akdeniz üzerinde bir tanesini patlattılar…
Zamanında Burak ve Kutay Hayalet timinin bir operasyonunda buna benzer bir şeyi gördüklerini söylemişlerdi…. (bkz: hayalet timi kızıl güneş)ve hiç iyi olmayan bir sonuçla karşılaşmışlardı…SURiYENiN KIYI ŞERiDiNDE NEREDEYSE AYAKTA BiNA KALMAMIŞTI….
Şimdi bu başlıklardan alın ve 10 ile çarpın…..
Tamam belki ortalıkta artık eskisi kadar yaşayan insan yok…ama bu kimsenin yaşamadığı anldıbına gelmiyor…
Bir direnişin içindeyiz……ve direnişin devamı için yaşamamız şart….önümüze ne engel çıkarsada bir şekilde ortadan kaldırmalıyız….
ÖYLE YADA BÖYLE…..
Helikopter pistindeki kişilerinde aklında bu gibi düşünceler olduğuna eminim….zira toplayıcılarla yaşamak daha kolay…etraftaki diğer hayatta kalan insanların silah gücü çok az…onların ürettiklerini alarak veya geçimlerini başkalarının yiyecek ve içeceklerinden sağlamak bizim yaptığımız işten çok daha kolay….
FAKAT OLAY ÖYLE DEĞiL iŞTE….

BURADA YAŞAYAN…HALEN NEFES ALIP VEREBiLEN….BUNU GÜVENLE YAPABiLMELERi BiZiM SAYEMiZDE OLUYOR….BU iNSANLAR BiZE MiNNETTARLAR…BUNU BiLMEK BUNUN FARKINDA OLMAK BiLE iŞiMiZi YAPMAMIZDA KOLAYLIK SAĞLIYOR….
Helikopter pistinde yaklaşık olarak 200 civarı askeri personel tüm teçhizat ve ekipmanı ile bekliyordu….
Pistte duran Land Rover Jipin kaputunun üzerine tam teçhizat ve ekipmanıyla çıkan ALBAY SALiM konuşmaya başladı…..herkes onu o halde görünce sessiz bir şekilde dinlemeye başladılar….

“ Ben şimdi 37 yaşındayım….hastalık ortaya çıktığında henüz 16 yaşında başında kavak yelleri esen bir gençtim….ailemi kaybettim….annem…babam…kardeşim…sevgilim gözlerimin önünde öldüler….neden biliyor musunuz ?... bu yürüyenlerle mücadele kapsamında şehirlere atılan nükleer füzeler sayesinde….hepsi öldü…hepsi….televizyondan yaşadığım şehrin alev topunun arasında kalışını canlı olarak izlemiştim…..şimdi elinde aynı roketlerin olduğunu gösterircesine bazı kişiler bize göz dağı vermek istiyorlar….roketleri sağa sola fırlatarak aynısını bir gün üzerinize atacağız diyerek tehdit ediyorlar….fakat şunu bilmiyorlar ki…tehdit ettikleri kişiler yalnız değil….bu mücadeleye….bu direnişe hayatlarını adamış kişiler….tehdit ettikleri kişiler bir zamanlar TÜRK SiLAHLI KUVVETLERiNiN askerleri….tehdit ettikleri kişiler vatanı tekrar yaşanabilir hale getirmeye çalışan kişiler….VE BU KiŞiLER ÖLSELER BiLE ARKALARINDAN GELECEK YÜZLERCE ÇOCUĞA SAHiP…..BAŞKA iNSANLARIN AiLELERiNE VEDA ETMESiNE iZiN VERMEYECEĞiZ….ANNELERiNiN, BABALARININ, ÇOCUKLARININ GÖZLERiNiN ÖNÜNDE ÖLMELERiNE iZiN VERMEYECEĞiZ TÜRK ASKERiYiZ BiZ…..BiR ÖLÜR….BiN DiRiLiRiZ……BiR ÖLÜR……”
“BiN DiRiLiRiZ……”bu sözü helikopter pistinde bekleyen askerler aynı anda gırtlakları yırtılırcasına söylemişlerdi….

O andaki duygu yoğunluğu ile tek başıma koşarak Elmadağ’a kadar gidebilirim diye düşünüyordum….
ihtiyarlar ile toplanarak operasyondaki bizim üzerimize düşen görevi anlatmaya başladılar….
Kutay çantasından bölgenin detaylı bir haritasını çıkardı….ve konuşmaya başladı….
“Gideceğimiz bölge…Elmadağ’ın biraz açıklarında eskiden NATO’ya ait olan bir FALLOUT SHELTER…yani NATO’nun nükleer savaşta insanların saklanmaları ve sığınmaları için inşa ettiği bir sığınak…çok büyük bir yer burası….çok fazla odası ve koridoru var…füzelerin nerede olduğunu bilmiyoruz içeri girdiğimiz zaman dağılmamız gerekicek…”
Burak devam etti….

“ Operasyon, çok büyük çaplı bir operasyon olacak…genel olarak ikiye ayrılacağız….karadan ve havadan olmak şartıyla iki parça halinde giriş yapılacak….önce helikopterler ile bölgenin açığında çok yüksek bir irtifadan atlayış yapılacak…alçak uçuş işi karmaşık bir hale sokabilir….ses çıkarılmaması lazım çünkü….henüz paraşüt ile atlayış eğitimi almadığınız için bu işi diğer askerler yapacak….biz ikinci dalga olarak yer alacağız…ve HAYALET TiMi VE GÖLGE TiMi OLARAK ASIL ÇATIŞMADA YER ALACAĞIZ…en kısa sürede bölgeyi tamamen temizleyip Başlıkların yerini belirleyeceğiz..”
Sonra Furkan konuştu….
“ Benimle beraber Oğuz karadan ilerleyerek bölgenin dışındaki unsurları uzaktan etkisiz hale getireceğiz… Bu yüzden Oğuz ve Tolga benimle gelecek…Oğuz ve ben hedefleri imha ederken…Tolga yakınlarımızda bulunarak bizi yaklaşmakta olan tehditlere karşı koruyacak….”
Can Tekin ;
“ Furkan ve ekibi dışardakileri temizledikten sonra yakınlarda olan helikopterde ve ilk iniş yapacak grupta Ben, Akrep , Hulusi ve Deniz olacak…..Deniz bu arada sen yanına Tüfek almıyorsun…alacaksan taşımakta zorlanmayacağın bir tüfek alacaksın….geri kalanları ikimiz tabancalarımız ile halledicez…bir istihbarata göre toplayıcıların koruyan çok sayıda Yürüyen var... ”

Hulusi ;
“ Bu sırada Ben ve Akrep görevi devralıyoruz…..ikimizde de mermi gerektirmeyen silahlardan var. Aralarına girerek onları etkisiz hale getirebiliriz….”
Burkay ;
“ Ben ve ipek ilk iniş yapanları havadan korumak için helikopterde olacağız…ortalık muhtemelen çok karışacaktır…bu sırada helikopterlerin içindeki koruma grubunda biz olacak ve zamanı geldiğinde inişimizi yaparak kapıya gelen olursa temizlemek için engel oluşturacağız”
Burak ;
“ Ben ve Kutay ikimiz ilk iniş yapacak olan paraşütlü gruptayız….havadan sessizce inerek kara yolu için gelecek ekiplere yolu temizleyeceğiz…DUMAN’DA BiZiMLE GELECEK….”
“Olmaz tek başınıza gidemezsiniz” Konuşan Tanerdi…
“ tek başınıza gidemezsiniz….Bende sizinle geliyorum”
Burak Taner’e bakarak “ paraşüt eğitimi almadın….ayağımıza engel olma bu kadar işin içinde “ dedi….

“ beni KIZIL TiLKiLER EĞiTTi BURAK…..HERALDE PARAŞÜT EĞiTiMiDE VERMiŞLERDiR DEĞiL Mi ?... ÜSTELiK ORADA SiNiRLERiNE HAKiM OLMADAN BiR ŞEYLER YAPARSIN….BiRiNiN SiZ iKi iHTiYARA MUKAYYET OLMASI GEREKiYOR….SiZiNLE GELiYORUM….iTiRAZINIZ VARSA BANA DEĞiL SALiM ALBAYA ANLATIN.” Dedi.
Tamam dedi Burak Taner bizimle geliyor….
Ahmet ….
“ Doğan ve Ben LiTTLEBiRD HELiKOPTERLERi iLE ani baskın yapan ve UH-60 ‘ların asker indirmesi için gerekli ortamı yapan grupta olacağım….YANIMIZA PUSATI ve MERT’i ALIYORUZ…..” dedi…
“Son olarak” dedi Burak

“ Son olarak….Ali Cem sürekli harekatın haberleşme kısmında kalacak…ve sadece bizim için bilgi paylaşacak….HAYALET TiMi VE GÖLGE TiMi iÇiN ÖZEL BiR KANAL OLUŞTURULACAK…ÇÜNKÜ OPERASYONUN TAM ORTASINDA BiZ OLACAĞIZ….sözünden sakın çıkmayın….dediklerini harfiyen yapmaya çalışın ki gözümüz kulağımız Ali Cem olacak….Dediğim gibi Duman , bizimle olacak….bölgeden çıkışımıza takip eden zamanlarda helikopterler tekrar gelerek önce çevreyi koruyacak…sonra bizi alarak geri dönmemizi sağlayacak….kara yolu ve hava yolu olarak iki grupta geri döneceğiz…” dedi…
Albay Salim tekrar Jipin üzerine çıkarak elindeki kağıdı yanındaki askerlerden birine verdi…konuşmaya başladı….
“ iki ana grup halinde dağılacağız….bunlar alfa ve beta takımları…alfa takımı ilk iniş yapacak olan takım ve HAYALET TiMi VE GÖLGE TiMi bu takımdalar….sonrası beta takımı…bu takım önden girecek olan alfa takımına destek vererek ilerlemelerini sağlayacak….beta takımının bazı elemanları havadan….bazıları karadan ilerleyecekler….anlaşılmayan bir şey varmı ?” diye sordu…bir süre herkese baktıktan sonra
“ HADi GiDELiM “ diye bağırarak jipin başında kaldı….

Helikopterlerin pervaneleri yavaş yavaş dönerek çalışmaya başladı….araçların motor sesleri geliyordu her taraftan.
Bağırışmalar ve seslenmeler arasında ihtiyarlarlar ve biz bir araya geldik….
Ahmet…
“ TAK PARÇA HALiNDE GERi GELMEYE DiKKAT EDiN….VE KiMSEYi GERiDE BIRAKMAYIN “ dedi herkese bakarak…
Ahmet, Doğan , Mert ve Ben bizi hazır bir şekilde bekleyen LiTTLEBiRD helikopterine doğru ilerledik.
Bu sırada Burak’ı gördüm. Duman’ı bir aparat yardımıyla göğsüne sabitlemişti. Köpek durumundan çok memnun gibiydi.
Helikopterin yanlarındaki oturma yerlerine yerleştik ve helikopterin kalkmasını bekledik.

Pilot telsizden ;
“oturduğunuz yerde fazla kıpırdamayın…zaten çok fazla manevra yapmayacağız….ayaklarınızla kızaklardan destek alarak iyice yerleşin…bu sayede yerinizden fazla oynamazsınız…ilk olarak Karaşahinler yüksek irtifadan paraşütle inecekler bırakacaklar….onlar indikleri zaman karayolunu temizleyerek jiplerin girişlerini kolaylaştıracaklar….biz jiplerin yakına girmesini bekleyerek onları koruyacağız…giriş yaptıkları sırada biz havadan bir süre koruyarak inişimizi gerçekleştireceğiz…bizimle beraber bu işlem için 5 helikopter görevlendirildi…mühimmatınızı dengeli harcayın….içeri girdiğiniz zaman ihtiyacınız olacak….”
- Merkez burası MELEK 5…..Tebeşirleri hazır.. kalkış için bekliyoruz.
- Anlaşıldı….
- MELEK 3…Tebeşirler hazır bekliyoruz…
- Burası Melek 1…sistemler hazır bekliyoruz…
- MELEK 2….Tebeşirler hazır…..
- Anlaşıldı….
- MELEK 4…Emirlerinizi bekliyoruz….
- Şahin 6…..tebeşirler hazır….
- Ben Şahin 5…..emirlerinizi bekliyorum….
- Merkez burası Şahin 2….motorlar tam güç…emirlerinizi bekliyoruz….
- Üniforma 1…..bütün tebeşirler araçlarına bindiler….hazır bir şekilde bekliyoruz….
- Şahin 7 tebeşirler hazır……
- Anlaşıldı….
- Şahin 3….telsiz açık…net…emirlerinizi bekliyoruz…
Bir anda telsizlerden bütün birimlere ait bu şekilde telsiz sesleri gelmeye başlamıştı.
En sonunda :
“ Bütün birimler burası KARTAL YUVASI…kalkış için izin verildi…tekrar ediyorum SAVAŞ BALTASI OPERASYONU iÇiN iZiN VERiLDi.”

Helikopterler motorlarına tam güç vererek müthiş bir gürültü ile çalışmaya başladılar….biraz zaman geçince ilk olarak UH-60 lar havalanmaya ardından bizim helikopterlerimiz havalanmaya başladı…
Hafifçe havalandıktan sonra aşağıdaki konvoyunda yola çıktığını gördük.
En az 25 araçlık dev bir konvoy…
Karanlığın içinde yol alırken telsizlerimizden tanıdık bir ses yükseldi…
“ GÖLGE VE HAYALET TiMLERi….BEN ALi CEM….OPERASYONUN SiZiN iÇiN GEREKLi KISMINDA BEN YARDIMCI OLUCAM….7. KANAL SiZLER iÇiN AYARLANDI…”
“ Anlaşıldı ” dedi Burak….
Yaklaşık 10 dakika sonda telsizlerden
“ paraşüt ekibi yerlerini aldı…..atlayış için hazırlar “ denildi…akabinde “ yeşil ışık.. yeşil ışık….paraşüt ekibi atlayışlarını yapabilirler….yeşil ışık “ diyerek işaret verildi….
Havada ilerlerken yerden birden fazla araç aniden farlarını açtılar…..
Ahmet “ tamam konvoy yerlerini belli etti….gece görüşe geçin ve konvoyu korumaya başlayalım” dedi.

Silahlarımızı doldurarak atışa hazır hale getirdik…
Konvoyun her tarafında yaklaşarak etrafını korumaya başladık.
Konvoyun çevresinde dönerek etrafının temiz olduğundan emin olmaya çalışıyorduk.
“15 dakika sonra telsizlerden Paraşüt ekibi kapı çevresini temizledi…tekrar ediyorum kara unsurları için kapı temiz” denildi…Taner, Burak ve ekibi işini halletmişti anlaşılan.
“ anlaşıldı “ dedi yerdeki konvoyun lideri…ve hızlanarak demir kapılara doğru ilerlediler….
Havadan gördüğümüz kadarıyla yerde onlarca vardı.
UH-60 BLACKHAWKLAR sardı bir anda her yeri.
“ Halatları atın “ dedi Telsizden birisi ve aşağıdaki Helikopterlerdeki halatların iki yana doğru atıldığını gördüm. Sonrasında ise boşluk alana helikopterlerden askerler sarkıtılan ipler yardımıyla inmeye başladılar…bir sürü asker boşluk alanı doldurmaya başlamışlardı.
Can Tekin ve Denizi gördüm yukardan iplerle aşağı iniyorlardı sonra Hulusi ve Akrep yürüyenlerin olduğu kısma halatsız atladılar. Onların olduğu taraf biraz daha karanlık olduğu için tam olarak neler olduğunu göremiyordum ama Deniz ve Can Tekin iki ellerindeki tabancalarla etraflarına ateş etmeye başlamışlardı.
Ahmet “ tamam bizim sıramız” dediği zaman LiTTELBiRD alçalmaya başladı….
- inişe geçiyoruz…..5 metre….4 metre….3 metre….2 metre…1 metre….indik..

Helikopter ana girişin hemen üstündeki açıklık araziye inmişti, hemen helikopteri terk ederek önümüzdeki 2 tane toplayıcıyı kafalarından vurduk.
Sonra Ahmet ve Mert sağ tarafı ben ve Doğan sol tarafı alarak iki kanadı temizlemeye başladık.
Onlar daha ne olduğunu anlamadan içeri girmiştik bile.
ilk giren grubun içinde Deniz ve Can Tekin vardı. Bizim grubumuz ise diğer yollardan dışarı çıkanları teker teker temizliyordu….
Saol tarafımızdan 3 tane toplayıcı gelirken Ahmet tabancasını çıkartarak adamları göğsünden vurarak etkisiz hale getirdi.
“ hadi “ dedi Ahmet “bizde girelim artık”
Yerimizi terk ederek açılan kapıdan içeri girdik.
Diğer askerlerde bizimle beraber içeri girmişlerdi. Telsizlerden “ ikinci dalga asker inişe geçti” denildi..
içerde çok fazla koridor ve oda vardı.
Askerler odaları teker teker temizliyor ve içerde birileri varsa etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.

Mert ile bana Ahmet bir odayı göstererek “ içeri bakın gençler “ dedi kendileride bir yandaki odayı kontrol edeceklerdi.
Mert ile kapının iki tarafında durduk… Benim işaretimle aynı anda içeri girdik. Tam karşımızda elinde silah olan bir toplayıcı vardı. Mert ateş ederek adamı tam alnının ortasından vurarak yere serdi.
Etrafı didik didik aradık ama başkasını bulamadık.
Dışarı çıktığımızda Doğan ve Ahmet bir başka odanın kapısının önünde bekliyorlardı. Bizde bir yandaki odanın önünde durduk. Tekrar işaretleşerek aynı anda içeri girdik bu seferki oda bomboştu.
Etraftan sürekli ve yoğun ateş sesleri geliyordu. Telsizler yanıyordu adeta sürekli olarak haberleşme halindeydik.
Ali Cem sürekli olarak emir güncelliyor ve nerelere bakmamız gerektiğini söylüyordu.
Yaklaşık olarak yarım saat boyunca odaları teker teker aradık. Toplayıcıları resmen dağıtmıştık.
Büyükçe bir kapının önünde durduk…
Ahmet burası büyük bir oda gibi duruyor dedi…ancak beraber girersek bir şansımız olabilir.

Doğan ve Ahmet sol tarafta arka arkaya ben ve Mert ise sağ tarafta arka arkaya durarak pozisyonumuzu aldık…
Ahmet kafasıyla onay verdikten sonra kapıya Doğan çok sert bir tekme atarak kırdı sonrasında ben üzerimdeki el bombalarından birisinin pimini çekerek içeri doğru attım 5 saniye sonra bomba içerde patladı ve aynı anda girdik. içerde 15 kişilik bir toplayıcı grubu vardı mert içeri ataş ederek girdi sonrasında en yakınındaki metal masayı devirerek arkasına geçmemi söyledi. Ahmet ve Doğan kapının hemen girişinden durmadan ateş ediyor ve çıkan toplayıcıların etkisiz hale gelmesini sağlıyorduk.
Doğan bir süre sonra kafalarınızı eğin diyerek bağırdı sonrasında tüfeğinin altındaki Launcher mermisini toplayıcıların arasına gönderdi…
Büyük bir patlama olmuş, merminin düştüğü yerdeki toplayıcıların parçalanmış vücutları duvarlara ve tavana sıçramıştı.
Odadan çıkarak askerleri takip etmeye başladık.
Metal bir kapının önünde Burak ve Kutay’ında olduğu büyük bir asker grubu gördük. Burak, Ahmet’i görünce “ başlıklar içerde adamda kendini içeri kitledi…sanırım füzelerin başlıklarını ayarlayan adam bu…çıkmazsa işimiz kötü patlatabilir tüm başlıkları….Kutay’ın ve Taner’in patlayıcıları tükendi…ne yapalım “ dedi Ahmet’e…

Mert o sırada çantasını açarak “ bende yeteri kadar patlayıcı var” dedi….” her zaman yedek parça barındırım”
Kutay Mert’in verdiği patlayıcıları büyük çelik kapını menteşe ve köşelerine kurarak patlamaya hazır hale getirdi. Arkasına dönerek “ hepiniz buradan uzaklaşın….” Diyerek hepimizi bir yere dağıttı…
Kendiside yerini aldıktan sonra elindeki kumandaya basarak kapıyı patlattı..
Patlayıcılar büyük bir gürültü ile patladılar….
içeri hemen girdik ama beyaz önlüklü bir adam elindeki kumandayı göstererek
“ biraz daha yaklaşırsanız….eğer tek bir adım atarsanız….tek bir adım daha….bu düğmeye basarım ve hepimiz cehennemi boylarız….anladımız mı beni….herşey açık mı ?... ”
Burak’ın yanında Kutay onun yanında Ahmet vardı….
Burak biraz geri çekildi…..
Dumanın Kulağına eğilerek bir şeyler söyledi…
Sonra yavaşça ayağa kalktı….
Elinde uzaktan kumanda olan adam Burak’a bakarak
“ ne oldu ihtiyar….köpeğe ölünce nerede buluşacağınızı mı söyledin ?”

“Hayır” dedi Burak….”ONA D.ŞŞAKLARINI KOPARMASINI SÖYLEDiM…..DUMAN SALDIR OĞLUM !!!”
Burak’ın saldır demesiyle Köpek yerinden yıldırım gibi fırladı ve tamda Burak’ın dediği gibi adam testislerine dişlerini geçirdi….
Adam acıyla bağırarak elindeki kumandayı havaya attı…havada uçan kumandayı Deniz yakaladı ve öylece durdu.
Adam acıdan köpeğe vuramıyordu bile….
Öylece kollarını sağa sola vurup duruyordu.
Burak adamın başına gelerek “ DUMAN TAMAM BIRAK OĞLUM “ dediği zaman köpek ısırmayı bıraktı….

“ evet “ dedi Kutay…..” Bu roketleri ne yapacaktınız “
“ G.tüne sokacaktım OR.SPUÇOCUĞU” dedi adam Testislerini tutarak.
“ aaaaaa “ dedi Burak tekrar “ Ne kadar ayıp.. Ne kadar ayıııııppppp….Duman ne yapman gerektiğini biliyorsun oğlum”
Dediği zaman bu sefer Köpek adamın bacağını yalamaya başladı…
“ genelde yaladığı şeyleri yer “ dedi Burak..
“ yalaması için başka yerlerimde var “ dedi yerdeki adam.
“ Öyle olsun” dedi Burak sonra ekledi….” Duman Onu ye oğlum “
Köpek denileni yapmış ve adamın baldırını kocaman ısırmıştı….fakat adam halen bir şey söylemiyordu..
“Bu böyle olmayacak” dedi Deniz…”bence beraberimizde zütürelim….bence bildiği çok fazla şey var….ne söylerse kardır.”
Adamı alarak yanımızda dışarı çıkardık..
Dışarı çıktığımızda Akrep ve Hulusi ile karşılaştık….üstleri başları kan içindeydi ve birbirlerine bakarak gülüyorlardı.

Furkan telsizden neden gülüyorlar bir sorsanıza dedi
Telsizden Furkan’ın dediğini duyan Hulusi. “Aramızdaki fark 1.5” dedi tekrar gülerek….
1.5 nedir dedi Burkay….
Akrep elindeki saçlarından tuttuğu yürüyen kafasını göstererek “ Ben 122,5 tanesini parçaladım… Hulusi 121 de kaldı “ dedi. birbirlerine bakarak tekrar gülmeye başladılar….
Helikopterlere binerek merkeze geldik…
Yanımızda testislerini tutan adamla tabi ki….
Gelir gelmez adamı alarak tek başına bir odaya attık….
Ekipman ve silahlarımızı çıkarttıktan sonra ihtiyarlar bizi alarak adamı sorgulamamız için zütürdüler fakat sorgu odasına sadece Burak ve Taner girdiler…bizde camdan olanları izlemek için ayakta bekliyorduk.
“ EVEEET KONUŞ BAKALIM……O ROKETLERi NE YAPACAKTINIZ” dedi Burak…
“ Bi arkadaş vardı….onun g.tüne sokacaktım ama o gelmemiş” dedi adam…
Taner belindeki silahı çıkardı ve kabzası ile adamın kafasına vurmaya başladı
“ KONUŞ LAN….KONUŞ……LAN SENi ÖLDÜRÜRÜM LAN BURADA KONUŞ ANANI S.KERiM SENiN….KONUŞ…..LAN O ROKETLERLE NE YAPACAKTINIZ…..KONUŞ…..”
Adamın kafasına ve suratına ardı arkasına vuruyordu Taner…