1. 1.
    +2 -4
    ben şu an 24 yaşındayım. Başıma yaklaşık 6 sene önce gelen ve süregelen bir aşk hikayesini anlatacağım sizlere.

    - daha önce okuyanlar vardır, tekrardan paylaşıyorum, çalıntı olarak algılayanlar, istedikleri gibi takılabilirler. ben bu hikayeyi herkesin okumasını istiyorum.-

    sadece benim yazdıklarım için:

    http://ccc.incisozluk.cc/...ayan-adam/@sapanlavurbeni

    lise son sınıfa geçmiştim. her liseli gibi bizimde abazanlıklarımız vardı. her gün servisle okula giderken, benim yaklaşık 10 metre ilerimde de bir başka servis bekleyen bi kız vardı. bu benim sürekli dikkatimi çekiyordu. güzel kızdı ve gizliden gizliye hep ona bakıyordum servisler gelip bizleri alana kadar.

    belli bir zaman geçtikten sonra, artık iyiden iyiye platoniğe bağlamıştım ben. sürekli onu düşünüyor ve her sabah erkenden dışarı çıkıp onun aşağı inmesini ve ona bakmayı arzuluyordum. ilk günkü sapıkça bakışlar yerini, duygusallığa bırakmıştı. aradan yaklaşık 4 ay geçmişti ve ben daha kıza bakmaktan başka hiçbir şey yapamamıştım

    kızlara karşı biraz çekingen bir yapıda olduğum söylenebilirdi o zamanlar. her ne kadar tipsiz sayılmasam da, kızların bana açılması, kızların ilk adımı atması gerekiyordu bana. yoksa olmuyordu arkadaş. işte 4 ay boyunca bundan bir adım bekledim. ilk adımı o atacaktı. Köpek gibi istiyordum onu (şehvet duygusu değil yanlış anlamayın) ama iki kelam edemiyordum. her gün aynı şey. dışarı çıkıyoruz, ben gizlice onu seyrediyorum, arada bir o da baksa dahi hiçbir selamlaşma bile olmuyor, servisler geliyor ve o başka okula ben başka okula gidiyoruz işte.
    ···
  2. 2.
    +2
    Artık kafayı sıyırma düzeyine gelmiştim. Yapamıyordum bir türlü. Ne kadar çok seversem seveyim, kıza belli edemiyordum durumu. Ne yapmalıydım, nasıl belli etmeliydim acaba kıza olan duygularımı.

    Evet daha öncede dediğim gibi, 4 ay gibi bir süre geçmişti. Ankaranın karı meşhurdur Ankaralılar bilir. Ben çankayada oturuyordum. Oranın karı direk buz olur trafikten olsa gerek. Sabah yine okula gitmek için çıkmıştım evden. Kapıdan çıkar çıkmaz inanılmaz bir kar ile karşılaştım. Kar yağmıyordu ama etraf bembeyazdı. Yine gittim servisin beni alacağı yere, başladım beklemeye. Tabii bi yandanda o kıza bakmaya çalışıyorum. O günü hiç unutamam. Üstünde krem rengi bir palto ile çok sevimliydi. Bi an dengemi kaybettim ve pat diye yere yığıldım, ona bakayım derken. Allahım nasıl bir acı, nasıl bir his bu. Kolumu kırmıştım galiba ve yerden kalkamıyordum.
    ···
  3. 3.
    +3
    Nasıl bir ses geldiyse artık, kızda duydu galiba, beklide görmüştür bilmiyorum, hemen bana doğru gelmeye başladı kız. içimden gelme diyorum, rezil oldum , sıç*ım diyorum ama yapacak bişey yoktu. Adeta yere çakılmıştım ve kalkamıyordum bile. Kız geldi ve panik halinde direk beni yerden kaldırmaya çalıştı. Dur dur dedim, çünkü inanılmaz bi ağrı vardı, kolum kırıldu galiba, kalkamıyorum dedim. Bu ne yapacağını bilemez bi halde, ambulans çağıralım falan diyor panikle. Yok dedim, ambulans değilde, bizimkilere haber versek iyi olur aslında. O an aklıma geldi, cep telefonumu yanıma almamıştım. Okulda her gün sigara araması yapılıyordu a*k, o aramalarda cep telefonu görürlerse onu da alıyorlardı ve uzunca bi süre vermiyorlardı. O yüzden çok sık zütürmezdi kimse telefon. Neyse konuya dönelim.

    Zaten rezil olmuştum kıza, sı*tım sıvayım dedim ve cep telefonun varsa bizimkilere bi haber verebilirmisin dedim. Kız çıkardı telefonunu aradı dediğim numarayı ve bana tuttu telefonu. Dedim anneme böyle böyle çabuk aşağı inin falan. Neyse annem gelene kadar bekledi kız benim başımda, daha sonra bu ayrıldı. O ara servisini de kaçırmıştı kız. Sonradan öğrendim o gün okula gitmemiş daha sonra.
    ···
  4. 4.
    +1
    doktora gittim, bana 1 haftalık rapor verildi. Lise sondum ama pek ders falan takmıyordum açıkçası. Okula gitmeme fikri güzeldi ama, 1 hafta boyunca onu göremeyecektim. Hem görsem ne olacakki diyorum içimden, kıza iyice rezil oldum. Yanında iki ciksen uzandım yere, ağladım a*k, kolum ağrıo, dur kaldırma, telefonun varsa annemi arayalım falan. Hala düşündükçe tüylerim dikiliyor , bu nasıl bir rezilliktir.

    Neyse ilk 2 gün gitmedim okula, o meseleden sonra işte. 2 gün sonra bi telefon geldiğini söyledi annem. kız, o gün telefonundan arattığım numarayı, aranan numaralardan bulmuş ve beni merak etmiş. Ben aşağıda servis bekleyen kız falan gibi saçma bir şekilde kendini tanıttı ama ben hemen anladım zaten onun olduğunu. Aklımda olan tek kız o çünkü. nasıl oldun merak etimde, bu telefondan arayım dedim bi falan dedi işte. iyiyim dedim bende, çok teşekkür ederim sana çok iyisin falan tarzı bişeyler söyledim. Bu bana 2 gündür göremiyorum seni okula gitmiyor musun dedi. Bende yarın gidecem, 2 gün dinlendim dedim. Tekrar teşekkür ettim, o geçmiş olsun dedi ve kapattık telefonu.
    ···
  5. 5.
    +2
    Artık onun telefon numarasını da biliyordum. Daha önce annemin telefondan bulabilirdim ama aklıma gelmemişti bu nedense. Doktor 1 hafta rapor vermişti ama sırf o adını dahi bilmediğim kızı görebilmek için okula gidecektim.

    Sabah oldu, kırık kolla indim aşağı. Bizimkiler şaşkın tabi, oğlum bu ne okul aşkı. Dinlen biraz işte falan. Yok anne gitmem lazım diyorum ben. Neyse bunlar çokta ısrar etmediler zaten. indim aşağıya bekliyorum. Biraz erken inmiştim ben. Bi kaç dakika sonra kızda belirdi ufukta. Beni görünce bana doğru yaklaşmaya başladı. Evet bir adım atıyordu benim için. En dibe vurduğumu düşündüğüm o an, o düştüğüm an, benim için bi başlangıç olacaktı. Bu geldi ve nasılsın dedi daha iyimisin dedi. Ama nasıl bakıyor öyle. Masum, telaşlı ve saf bir bakış. Anlatamıyor, tarif edemiyorum inanınki. Daha iyiyim dedim, o gün için tekrar teşekkür ettim buna, o sırada bunun servisi belirdi yukarda. Bize doğru yaklaşıyordu. tüh dedim içimden, biraz daha geç gelsen nolurdu sanki. Kızda gördü servisi ve vedalaştık biz, o servisin onu her zaman aldığı yere doğru giderken, ben, bir dakika beklermisin dedim. Koşa koşa gittim kızın yanına, bu meraklandı tabi. Ya dedim, alçıma bi imza atarmısın. ilk senin atmanı isterim dedim. Bu güldü, tabiî ki dedi. O ara servis geldi bile. Kızı bekliyor. Bu hemen bi kalem çıkardı neyse, alçıma adını ve imzasını attı. Tekrardan iyi günler dedim o da sana da falan dedi işte ve servisine binip uzaklaştı.
    ···
  6. 6.
    +1
    Evet artık adını biliyordum. O alçıda onun ismi vardı. Kızın yüzüne soramamıştım ama en azından biraz zeka pırıltısıyla alçıya ismini yazdırarak öğrenebilmiştim. ismi eda’ydı. Eda. Hemen ilk iş olarak telefonumdaki adını eda olarak değiştirdim. Çok mutluydum. Kolumun kırılması adeta bir mucizenin başlangıcı olmuştu.

    Cuma günü sabahıydı ve yine aşağıya iniyordum. Bir baktım eda benden önce inmiş bile aşağıya. Bu sefer ben ona doğru gidecektim. Artık biraz da olsa eşekliği bırakmam gerektiğinin farkındaydım. Günaydın dedim. Karşılık verdi ve kolumu sordu yine. iyiyim ya falan dedim. Biraz dinlenmem gerekiyormuş işte dedim. Buna ismiyle hitap edince bu şaşırdı. Biz tanışmışmıydık ya dedi. Ben gülerek alçıdaki ismi gösterdim ve kendi ismimi söyledim ona. En sonunda tanışma faslını geçmiştik. sendeki benim numaram değil dedim, benim kullandığım numarayı verdim buna.
    ···
  7. 7.
    +1
    Ertesi gün bi mesaj: işin yoksa bugun gezelim mi ya diyordu mesajda. Allahım bu nasıl bişey. Daha ne isteyebilirdimki. Dersane falan vardı ama pek s*** değildi zaten normalde de. Bu daha ben mesajına karşılık veremeden anında ikinci mesajı da yolladı. Onda da; ya pardon senin dinlenmen gerekiyordu, unutmuşum ben. iyileşince gezeriz demiş. Ben hemen aradım edayı, yok dedim benim de çok canım sıkılıyor evde benim içinde iyi olur dedim. Bu ben öyle deyince tamam o zaman dedi mutlu bir şekilde ve bir saat sonra, aşağıda buluşalım dedi ve kapattı. Hemen hazırlandım ben tabi 10-15 dk da. 45 dakkanın geçmesini bekliyordum artık. 45, 40, 30,15, en sonunda indim aşağıya.
    ···
  8. 8.
    +1
    Edayı ilk defa okul üniformasından farklı bir kıyafetle görüyordum. Bu ne güzellik. Kapşonu tüylü olanlardan bir mont giymiş. O kadar güzel duruyorki yüzü onun içerisinde. Saçlarının rengi ile karışmış adeta o tüyler ve uyum içerisinde. Siyah bir pantolon ve aynı renkte bir çizme. ikimizde birbirimize doğru yürüyoruz ve ortada buluştuk. Merhabalaştık ve ne yapalım dedim ben edaya. nereye gitmek istersin. bu bana sen fazla yorulma, doktor dinlen demiş zaten, çok uzak bi yerlere gitmesek daha iyi olur dedi. Hem çok vaktim de yok, annemin yanına gitmem lazım falan dedi. Atakuleye gidelimmi dedi. Ordan ankarayı seyretmesi çok güzel hem dedi. Peki dedim ve bir otobüse binip gittik. Şimdi fakir bin diyecekler ama otobüs vızır vızır geçiyor, ha taksiye binmişsin ha otobüse, 5 dk lık yol zati
    ···
  9. 9.
    +1
    Gittik atakuleye, bi atari salonuna uğradık önce alt kattaki. Hehe şaka lan. Çıktık yukarı, bu evini bulmaya falan çalışıyor, zıpır zıpır yerinde duramıyor adeta, çok tatlı yani. Biraz takıldık işte sonra bu beni kırmayıp geldiğin için çok sağol falan dedi. O ara annesi aradı. Buna kızdı besbelli, kız sessiz sessiz konuşuyor. Sonra bana, benim gitmem lazım dedi. daha 1 saat anca olmuştu. Ya biraz daha duramazmısın dedim. Bu düşündü biraz peki dedi. Gittik bi cafeye oturduk ama bunun morali bozuldu belli. Annenden habersizmi çıktın niye kızdı dedim. Bu başladı anlatmaya. Annesi ile babası ayrılmışlar. Annesi babasını aldatmış falan. Şimdi başka bi adamla evlenmiş. Bu babasında kalıyormuş ama hafta sonları annesinin yanına gidiyormuş işte. Baya kötü oldu anlatırken, bende daha fazla soru sormadım. Annesi balgatta oturuyormuş oraya gidecekmiş. Dur bende geliyim dedim. Yok falan dedi ama dinlemedim. Yol boyu yine konuştuk birbirimizi tanıdık işte. Annesinin evinin oraya gittik ve orda vedalaştık. Vedalaşırken, adeta ne o gitmek istiyordu ne de ben. Orada anladım işte, eda da benden hoşlanıyordu. Öptü beni yanağımdan ve ayrıldık. O an dünyanın en mutlu insanı bendim galiba
    ···
  10. 10.
    +1
    Eda özel bi lisede okuyordu ve dersaneye gitme ihtiyacı hissetmemişti. O yüzden hafta sonları boştu. Benim içinse öss stresi neredeyse yok gibiydi zaten. O hayatımda yokken de pek fazla takmıyordum okulu, dersaneyi, dersi falan. Kız annesini her şeye rağmen seviyordu fakat onun yanına gitmeyi pek istemiyodu çünkü annesinin kocasına çok büyük bir öfke ve nefret duyuyordu. Bu da annesinin yanına gitmek istememesine sebep oluyordu.
    Hafta sonları kimi zaman annesine ders çalışmam gerek bahanesi ile gitmiyor ve bütün gün birlikte geziyorduk. Yine bir gün birlikteyken, edaya olan hislerimi açıkça söyledim. Bu güldü ilk önce. Tamam dedim kusura bakma, hata ettim söylemekle dedim. Bu ben öyle deyince sustu, ama gülmemek için zor tutuyor kendini. Sinirlendim bi anda ve kalktım masadan tam çıkıyorum arkadan seslendi bana. Dur dedi, ne yapıyorsun, bende seni seviyorum salak dedi

    Acaba diyorum hala benimle dalgamı geçiyor. Bu tuttu elimi ama hiç konuşmuyor. Bende konuşmadım. Yaklaşık yarım saat tek kelime etmeden, ellerimiz birbirine, gözlerimiz birbirine kenetlendi.
    ···
  11. 11.
    0
    Sessizliği yine ben bozdum, dayanamadım. Hadi sinemaya gidelim dedim ne alakaysa. Gittik bi sinemaya, tam 5 dk sonra başlayacak bi film vardı. Maksat zaten film izlemek değilya, sırf laf olsun diye söylemiştim. Film van helsing mi neydi, vampir filmi. Bu bi korkuyor ama filmde. Kolumu kıracak sanki tekrar nasıl sıkıyor. Film ara verdi, bu bana sende anca böyle film seçersin dedi. Benim şarteller attı. Hadi gidiyoz dedim. Ya şaka yaptım dedi. Dinlemedim ben çıktık. Yolda başladı ağlamaya. dayanamadım sildim göz yaşlarını. Bu nasıl ağlıyor ama. Seni seviyorum ben diyor. Sadece şaka yapmak istemiştim, cafede gülmemin sebebi ise mutluluktandı dedi. Nasıl utandım kendimden. Ama nerden anlayabilirdimki yani bende.

    ilk defa el ele tutuşarak yürüyorduk. o anki hissettiklerim tarif edilemez. En son evinin önüne geldiğimizde, çok mutlu olduğunu söyledi, beni öptü ve bana bakarak geri geri girdi apartmanlarına.
    Her liseli gibi mesajlaşma ve arama trafiği son sürat başlamıştı artık. Ben sevmem öyle şeyleri, hani yanımda olsun, saatlerce birbirimize bakalım konuşmadan eyvallah. Ama yok ne yedin, yok ders çalıştın mı, yok bugün kendime şunu aldım bunlar içimi daraltan şeylerdi.
    ···
  12. 12.
    0
    Sürekli bana ders çalışmam gerektiği hakkında telkinlerde bulunuyordu. Hayaller kuruyorduk, aynı üniversitede okuyacaktık. Farklı bi şehir yazacak ve birlikte yaşayacaktık. Çok güzel yemek yaparım ben, sen sadece derslerine çalışırsın, benim gibi ev arkadaşı bulamazsın der dururdu. Hep hayal ettim bende, hiç çalışmadım ders mers.

    Günler monoton bi şekilde geçiyordu artık. Hafta içi okul, haftasonu eda. Dersaneyi bırakmıştım ama bizimkilerin haberi yoktu. Parayı peşin verdiğimiz içinde dersane pek s*** takmıyordu beni zaten. Rahattım o konuda yani.

    Neyse girdik öss denen illete. Benim kötü geçti ama çaktırmıyorum tabi. Bunun iyi geçmiş mutlu. Edanın babası tekstil işi ile uğraşıyor ve en az 2 haftada bir bursaya mal almaya, mal anlaşması yapmaya yani bişeyler için muhakkak giderdi. O gittiği zaman eda da annesinde kalırdı istemese de. Yaz tatilindeydik ve annesi ile yeni kocası tatile gitmişler bi yerlere. Babasının yine bursaya gitmesi gerekmiş ve 2 gün sürecek bir işmiş.
    ···
  13. 13.
    0
    Bu arada şunu da söyleyim kız aslen denizlili ve burada bir tane akrabaları yok. Ankaraya eda 13 yaşındayken göçmüşler zaten. Burada çok fazla kimsesi yok kızın en azından aile yakını olarak yani.

    Babası edaya seni de zütüreyim demiş bu da kabul etmiş. Ben üzülmüştüm tabi haliyle, ama yapacak bir şey yok. iyi dedim ama moralim bozuldu ister istemez. Bu yapma nolursun böyle falan dedi. Korkuyorum işte napıyım dedi. Haklısın dedim, git. Benim bu kadar üzülmeme dayanamamış olacakki. Babamla bi konuşuyum da, izin verirse kalırım dedi. Korkacaksan kalma dedim. Ben sadece seni özleyeceğim için gitmeni istemiyorum ama senin korkmanı da istemem dedim.

    Akşama doğru aradı beni. Ben gitmiyorum aşkım dedi. Babasına gitmek istemediğini söylemiş. Yalnız kalmaya da alışmam lazım falan filan demiş. Babasının da canına minnet zaten, adam bir sürü işle mi uğraşacak, kızıylamı. Babasıda sen bilirsin demiş.
    ···
  14. 14.
    +1
    Gitti babası edanın. Bu beni aradı, akşam bize gelsene. Sana yemek yapayım dedi. Tabi kabul ettim hemen. ilk defa evine gidecektim. Çok merak ediyordum evini, odasını. Resimlerin görmüştüm tabi ama yine de çok heyecanlanmıştım. Önce gittim bi avm’ye bi hediye aldım ev eşyası. Sanki yeni eve taşınmışlar gibi a*k * bir de çiçek yaptırdım. Evlerine doğru gidiyorum. Yolda bi tanıdık görecek diye baya tırsmıştım. Bizimkilere arkadaşa gidiyorum dedim ama yine de elimde çiçek ve hediye, sanki kız istemeye gidiyormuş gibi bi halde görünmek istemiyordum kimseye.

    Gören olmadı allahtan ve çaldım zili. açtı kapıyı eda tüm güler yüzüyle girdim içeri. ilk defa evindeydim. Önce oturduk, öpüştük falan işte biraz. Sonra hadi yemeğe geçelim dedi. Bana yaptığı ilk yemekti. Bi çorba getirdi önce. gındıra mı ne deniyormuş daha önce hiç duymadım adını. allahım bu nasıl bir çorba. Öyle böyle ekşi değil. iğrenç resmen. Bu soruyor tabi nasıl aşkım beğendinmi. Kızın evine gitmişiz, özenmiş bezenmiş yemek yapmış. B*k gibi de olsa yiyecez mecbur. Çok güzel olmuş eline sağlık deyip bi an önce bitirdim çorbayı. Sonra tavuk pilav falan koydu işte. Onların tadı yerindeydi ama. Sonuçta kız babasına bakıyor. illa ki güzel yemek yapıyordur yani. Yemeklerimizi yedik, bunun odasına geçtik. Bilgisayarını açtı, müzik falan dinliyoruz. Ben bunun odasını karıştırıyom işte, şu ne bu ne falan. Kız bi ara odadan çıktı ve elinde votka geldi bu. Ben fazla içen birisi değildim. Öyle ortam olunca bira içerdim bi tek işte. içmeyelim falan dedim. Sarhoş olup yanlış şeyler yapmayalım dedim. Bu nasıl alındı ama. Suratı düştü bi anda. iyi getir dedim. Bu redbull falan döktü işte, karıştırdı koydu önüme, içiyoruz. B*k gibi bi kokusu vardı ama eda için tak yemeye razıydım . Bu bilgisayardan müzik açıyo falan, biraz içiyoruz sonra dans ediyoruz.
    ···
  15. 15.
    0
    Ben daha fazla dayanamadım. içki de cesaret verdi zaten, yapıştım bunun dudaklarına dans ederken. 1 dakka nefes almadık sanki aralıksız öptüm. Bıraktığımda ikimizinde nefes alma ritmimiz bozulmuştu adeta. Ne yapıyorsun dedi gülerek. Çok seviyorum kızım seni dedim. Çoook. Bu oturdu yatağına sonra ben tabi. Bunu iterek yatağa uzandırdım ve başladık öpşmeye. ilk başlarda temkinli olduğu her halinden belliydi ama sonra o da rahatladı.
    Ertesi gün tekrar evine çağırdı beni. Gittim yine. Bu başladı konuşmaya. Beni gerçekten seviyorsun de mi falan. Kız bana güvenmek istiyordu belli. Ona onu ne kadar çok sevdiğimden bahsettim. Dün yaptığım hayvanlıktan dolayı çok pişman olduğumu söyledim. Bu yine güldü, ben öyle deyince. iyice yaklaştı bana. Ben sana güveniyorum dedi, seninle bir ömür paylaşmak istiyorum ben. Seninle hiçbir şeyden pişmanlık duymam ben dedi. Yine başladık öpüşmeye. Bu sefer o benden daha istekliydi. Senin olmak istiyorum dedi bana. Ne yapacağımı şaşırdım. Korkuyordum bi kere. Ama çokta seviyordum. Kafaya koymuştum bi kere, ondan başka biri olamazdı artık hayatımda. Eminmisin eda dedim. Pişman olma sonra dedim. Sürekli ben sana güveniyorum diyordu. Bende çok istiyordum zaten. Önce evden çıktım bi eczaneye gidip geldim. O gün ilk defa birlikte olduk edayla. Daha önce bi kaç kez cinsel ilişkiye girmiştim ama bu farklıydı. ilk defa sevdiğim bir kızla, ve beni seven birisi ile birlikte olmuştum. Bana kocacım demişti. Çok hoşuma gitmişti ama ilk defa işin ciddiyetini algılamıştım bu sözden sonra.
    ···
  16. 16.
    0
    Artık ilişkimiz yeni bir boyut kazanmıştı. işin içine ilişki girince ister istemez daha bir bağlanıyor insan birbirine. neyse efendim, öss sonuçları açıklandı, bu kazandı ben kazanamadım haliyle. O da çok üzülmüştü ama ben ilk defa bu kadar pişmandım çalışmadığıma. seneye hazırlanacaktım tekrar kafaya koymuştum ama artık benden bir yıl üstteydi eda.o üniversiteliydi artık ve böyle düşünmek beni huzursuz ediyordu. ankarada bi üniversite kazanmıştı. Hem ben istememiştim zaten başka şehri yazmasını hem de babası istememişti ki bu daha önemliydi tabi onun için. Babası zaten kızından başka kimsesi olmayan biriydi.

    Benim kafa dank etmişti artık. Ne yapıp edip kazanacaktım üniversiteyi. Okullar açıldı. Ben dershaneye eda okula. Hiçbir zaman değişmedi eda. Ne bana karşı değişti ne de kendisinde en ufak bir kendini beğenmişlik vardı. Benim ailem onu, onun babası ve annesi de beni biliyordu artık. Sık sık bize gelir, bana ders çalıştırırdı. Bizimkilerde çok seviyordu onu çünkü beni adam etmişti resmen. Sürekli ders çalışıyordum. Derslerim daima kötüydü ve hiçbir temel olmadığı için baya zorlanıyordum. Artık edayla olan muhabbetlerimiz tamamiyle derslerle alakalı olmuştu. O da anlıyordu tabi, onun üniversiteli olup benim olamamamı hazmedemediğimi ama yine de benden daha çok istiyordu üniversite okuyabilmemi. kız vize-final haftalarında bile bana ders çalıştırmaya gelirdi sık sık.
    ···
  17. 17.
    +1
    Bunun üniversiteden arkadaşları ile de tanışmıştım tabi. erkeklerle arkadaşlık yapmasına kızıyordum ama yine de iyi arkadaşları vardı gerçekten ve ilk başlardaki huzursuzluğum yoktu. Ne zaman boş vaktim olsa, edanın okuluna giderdim. güvenlikle bile ahbap olmuştum artık ve okula girmem de rahat oluyordu baya. Herkes biliyordu edanın sevgilisi olduğumu ve işin aslı da, zaten bunun için boş bırakmıyordum okulunda edayı açıkçası

    günler geldi geçti, birbirimize olan sevgimiz hiç değişmeden, onun desteği ve morali ile girdim bir kez daha sınava. Puanlar açıklandı ve orta halli bi puan almıştım. Ankarada devlet üniversitesi tutmuyordu ve ben özel yazmak istemiyordum. durumumuz iyi sayılır ama şimdi anlatsam baya uzun sürecek bir takım sebeplerden dolayı paralı bir okulda okumak istemiyordum. eda baya üzülmüştü bu duruma ama biliyor beni. kafaya koymuşum bi defa. Düşündük nere yazalım nere yazalım. Eskişehir ve Kırıkkale yakın diye onlarda karar kıldık. Son gün tercihlerde ne olduysa, dershanedeki hocam, bursalıdır kendisi, bursayı övdü övdü, bak belki gelir, yaz diye diye yazdırdı bursayı. Edanın haberi bile yok. diyemedimde zaten. Sonradan bi pişmanlık aldı beni ama iş işten geçti. Artık bursa gelmesin diye dua etmekten başka yapacak bi şey yoktu.
    ···
  18. 18.
    0
    sonuçlar bi açıklandı, ahanda bursa a**. eda arıyor açmıyorum. Bahane düşünüyorum. demeyecekmi a** bursa nerden çıktı diye. git gel 12 saat yol. bu ben açmayınca telefonumu, bi yer kazanamadım sanmış, başlamış ağlamaya. neyse ilk şoku atlattıktan sonra aradım bunu. sesi kötü geliyor anladım. noldu dedim. kazanamadın değil mi dedi. yok ya kazandım dedim. nereyi kazandın dedi. bursa dedim. şokk…

    nasıl yani dedi. ilk başta algılayamadı çok uzak olduğunu herhalde. Biz yazdımıydık ya bursayı falan dedi. bende son gün dersane hocam yazdırdı dedim. Güzel falan dedi. iyi dedi, sevindi yinede. Sonradan bi arama, kaç saat canım bu bursa ankaraya. yakındır ya falan dedim. bu biliyor tabi. babası sürekli gidip geliyor. altı saat altıııı diye bağırıyor. Sen niye yazıyorsunda, başına buyruk hareketler yapıyorsunda bir sürü azar işittim. haklıydı sonuna kadar.
    ···
  19. 19.
    +1
    Ertesi gün buluştuk bu hiç pas vermiyor bana. Surat bi karış. Ne şebeklikler yapıyorum anlatamam. Ama yok. o an aklıma nerden geldiyse, dedim ;eda senin baban sürekli geliyor buraya, e sende onla gelirsin işte sürekli, nolur yapma dedim. burayı kazanabildim işte. Bende isterdim ankarada okumak ama olmadı işte. Elimden bu geldi, bu kadar bastı kafam falan. iyice acındırdım kendimi. Bu da biraz olsun yumuşadı ben böyle konuşunca, iyi tamam beee, dedi ve affetti beni.

    artık bursa seferi başlıyordu benim için. ailem ve edayı geride bırakıyordum sonuçta. yeni bir şehiri yeni bir çevre, yeni bir yaşam. bizimkilerle gitmiştim ilk önce bursaya ve bana ev tutmuştuk. bursalıllar bilir, görükle diye bi yer var ama o zamanlar nerden bilelim a*k, biz şehir içinden tuttuk evi. neyse dayadık döşedik evi ve bizimkiler gittiiii…
    ···
  20. 20.
    +1
    ilk günler paso dışarıdan yiyorum. çevre desen yok. öğrencilerin hepsi görüklede a*k. ben s*k gibi kaldım yalnız başıma. eda arıyor, iyiyim diyorum sürekli. üzülmesini istemiyorum sonuçta. evdekilere dert yanıyorum ama başka yolu yok okuycaz işte. ilk haftalar her hafta sonu ankaradayım a*k. önce aile sonra eda ile görüşüyorum. sonra ağlaya ağlaya vedalaşıyoruz edayla ve bursaya dönüyoruz yine a*k.

    bir gün evde televizyon seyrederken, karşı komşum kapıyı çaldı. ismi hülya olan bu teyze bana yemek yapmış. Nasıl mutlu oldum nasıl. yemekten dolayı değil bu mutluluk. Bu şehirde ilk defa biri benim için bişey yapıyordu. bu başladı kapıda ayak üstü konuşmaya, evladım işte nerelisin, kimsin, adın ne cart curt. Kadını eve çağıracam nerdeyse hemen, muhabbet edelim diye, o derece yalnızım yani. ne zaman bi sıkıntın olursa, derdin olursa haber ver yavrum dedi. bende senin bi annen sayılırım dedi. kadın aslen göçmenmiş, bursanın yarısı göçmen zaten a*k. bu göçmenler çok sıcakkanlı insanlar oluyor gerçekten. muhabbetleri de zevkli. kocası öğretmenlikten emekli olmuş. bi evleri var işte, ele muhtaç olmadan yaşıyorlar. Kadının bir tane de kızı var o aralar 22 yaşlarında olsa gerek. bir de oğulları var ama o da asker olmuş ankarada oturuyormuş. sonradan antepe gidiyordu gerçi
    ···