anlatsam mı anlatmasam mı 2014 edit

-nerde ne zaman istersin dedim.

• nerde ne zaman istersen dedi.

yer verdim. zaman verdim uyar mı dedim. onay mesajı geldi.

vay amk. bişeyler olcaktı ama ne?

mekana 1 saat önce gitmeme rağmen içeri girmedim

verdiğim saatten yarım saat önce mekana gittim.

bi kafeteryaydı.

o kafeterya hep hayalimdi

birgün bende oraya bir kız arkadaşımla gelip

çevreden geçenlere ve kafeye diğer gelen kişilere

kendimi göstersem mi gizli aşıklar gibi mi davransam

hiç bilemediğim ama hep hayalimde olan bişeydi

oturup beklemeye başladım.

derken kız da geldi.

önce biraz salak salak bakındı

sonra beni gördü benim olduğum masaya doğru yöneldi.

o an hissettim bir insan kalbi ne kadar hızlı atabilir diye.

yaklaştı karşıma dikildi

ayağa kalkarken

merhaba dercesine kafa selamı verdim.

bana baktı dişleri gözükmeden gülümsemeden yaptı

elimi uzattım

amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye

tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o kadar güzel olduğunu farketmemişim.

yine aynı mod kıpkırmızı oldum.

ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı

• kahve olabilir dedi.

garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.

bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor

benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.

çok tatlı seni dıbına bile takmaz diye geçiyordu

hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin

ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten

derken normal bi geyik başladı.

otobüste yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya

o sorar sen cevaplarsın

sonra aynısı sen sorarsın falan.

o nun gibi devam etti muhabbet.

bu vesileyle biraz tanımış oldum kızı.

ismi ebru

bakışı tuhaf anlamlar dolu

gülüşü inci

gözleri mutluluk resmi

saçı kaşı kirpiği

gözü burnu dudağı çenesi başlı başına şiir

sözleri kendine didaktik

elleri sözlerine kafiyeli

yerli

sınav hazırlığında

kızın samimi bir konuşması vardı.

bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.

40 dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet

onda sıkılganlık yoktu.bu sayede bende rahatladım biraz

benim utanarak söylediğim lafları

o kadar dikkatli dinliyordu ki

hata yaptığımda sırıtmıyor

noktayı mutlaka koymamı bekliyordu

gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.

bi kere gibsem düşüncesinden öte en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi geldi

bence zaten bu kız hayatta benimle çıkmaz çıksada

beni biraz tanıdıktan sonra vazgeçerdi



kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.

bu mod beni de rahatlattı tabi.

kızı tavlama gibi derdim olmadığı için bende artık düzgün cümleler kurup

yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı olmaktan kurtulmuştu

espri bile yapmaya başlamıştım lan

• hayırdır durgunlaştın sürekli etrafa bakıyorsun

başka birini mi bekliyordun dedi gülümseyerek

-şimdi dangalak arkadaşın birisi çıkar gelir

oooo kelebek manita yapmışsın derse

ilk sana o dangalağı mı

yoksa seni o dangalağa mı tanıtırım onu düşünüyordum

kıza bas baya gülüyordu

bu da benim çok hoşuma gidiyordu

2 saat kadar oturduk.

hesabı istedik ödemek için hamle yaptı

-sen öğrenci sayılırsın çalışmıyorsun da ben öderim dedim.

• 4 kahveden nolcak bunu ben ödeyeyim bir daha ki yemeği sen ödersin dedi.

yemeğe çıkma teklif ettiğini duyunca yine kıpkırmızı oldum.

kendi kendime olm yoksa hoşlandı mı kız lan benden diye havalara girdim.

-tamam onu da ben öderim ama bu kahveyi benim ödemem lazım

bakarsın senin hatırın lazım olur yıllar boyunca dedim

bunu da ben ödeyeyim derken attım parayı zaten hesabın üstüne.

dışarı çıktık

• ben burdan gideyim dedi.

bende malmışım beraber yürüyelim demedim amk.

tokalaştık tam sarılır gibi olduk

• alkollü değilsin yine öpmezsin dimi dedi

dıbına sokayım öyle espri mi yapılır

yerin dibine geçtim.

elinde iki fıçı bira ile geldi ama

inanın içmeye hiç takatim yoktu

içmemek için

-içinde ilaç olmasın bunların dedim

ilk defa gözlerime bakarak o an gülümsedi

• bekle deyip

açılmamış bir şişe bira ile geri geldi

benim çakmağı da bana uzattı

-ben bunu da içersem bırak seni kendimi bile hatırlayamam dedim

• sen bana içirdin ama

-benim amacım seni sarhoş edip ırzına geçmekti ama dedim

• belki benimde amacım odur dedi

dalga mı geçiyordu

ne dalgası taşşak geçiyordu amk

-yuh diye şaşırıp,ben senin bildiğin erkeklerden değilim diyerek ekledim

• sözde erkek olduğunu idda edenler dışında ben daha hiç erkekle tanışmadım

-ismini söylemezsen tanışamassın tabi dedim.

gülümsedi yine

geçiştirmek için konuyu

• ee nerde kalmıştık dedi

o zamanlar sıkça kullanılan bir isim sorma tekniği vardı

-senin bir adın var mı yoksa ailen hala kahramanlık yapmanı mı bekliyor?

(bazı kabilelerde aileler çocuklarına ismi yaptıkları kahramanlığa göre veriyordu)

• taktın sende isme dedi

-gel o zaman dans edelim derken koluna da girmiş bulundum

silkelenip

• sarhoşluğunla kal sapıklık yapma, abimi çağırırım görürsün bak dedi

eh amk kız şaka mı yapıyor

yoksa gerçekten abisi diskoda mı bilene aşk olsun

ama tehdit edilmeye alışkın ben

-bi karı kız için dayak yememiştim onu da yerim dedim

• çağırayım o zaman dedi çok ciddi bir şekilde

zütüm yemedi beyler

-şimdi sarhoşuz çok masraf çıkmasın abine yarın çağırırsın dedim

gülümsedi sadece

içten mi mecburiyetten mi bilinmez ama gülümsedi

sarhoşken en iyi hatırladığım şeyin onun gülüşü olması bu anıdan yadigar

• benim gitmem lazım artık dedi toparlanmış arkadaşlarına bakarak

o zamanlar polifonik telefonum var yeni çıkmış

çıkardım cebimden

-numaram aklımda değil kendini bi ara istersen dedim

halbuki yazıcak takatim bile yoktu

aldı aradı

sarıldı bana kız

sonra yanağımın birinden öpüp diğerine geçerken

gaza geldim dudağına yapıştım.

size yemin ediyorum kafamın güzelliğinden mi bilmiyorum ama

ben o kadar güzel dudak o yaşıma kadar hiç bir turist kızında görmemiştim.

o tat bambaşkaydı ve hiçbir avrupa ülkesinde yoktu

bir saniye ya sürdü ya sürmedi zaten

• sarhoşluğuna veriyorum bunu dedi.

yine kıpkırmızı oldum

ne tak yedim lan ben dedim kendi kendime.



derken beni de eve bırakmışlar.

bırakırken ayıltmaya çalışmışlar

kız bana iki tane mesaj atmış

1.sağ salim eve varabildin mi??

2.sızdın galiba *

sabah bi kalktım kafam

bir saniye çalışıp bir kaç saniye duran

müzik videosu gibi



ertesi gün o gecenin muhasebesini yaptığımda

ben ne yapmışım amk. diye düşünürken

gece attığı mesajları da okudum.

abartmıyorum en az 200 kere mesaj yazıp silmişimdir

ve en az 200 kere göndersemmi göndermesem mi diye ikilemde kaldım

kendi kendime öptüm lan ben bu kızı.

kimdir nedir amk.

hoşlandı mı lan yoksa benden.

aklıma bir milyon soru geldiği için ne yazacağımı bilemedim dolayısıyla yazmadım

onun tekrar bişey yazmasını beklemenin en iyi şey olacagını düşünüp işe gittim

ama beklerken içim içime sığmıyordu.

zaten telefon yeni

telefon sahibi olmak bi özgüven getiriyor o yıllarda

dayanamayıp bi mallık yaptım.

o zamanlar birini arayıp açmadan kapatabilmek bi yetenekti

çok meşhurdu şimdi hala yapan liseliler vardır ama

çaldırıp kapattım amk.



yarın saat sonra

• ayılabildin mi diye bi mesaj attı.

dün gece için çok özür dilerim. diye cevapladım

cevap yazmadı.

amk hani bi mesaj atarsınız cevap gelmez de

işi mi var acaba

yoksa yanlış bişey mi dedim

lan amk daha farklı bişey mi yazsaydım yoksa

hay amk sakin ol belki uzun bişey yazıyordur diye kendinizle çelişirsiniz

ne düşündüğünü bilemediğiniz için

bir mesaj daha yapıştırırsınız ya

daha açıklayıcı olsun diye

-kusura bakma

üsteliyordum özrümü

ayıldım ben dün gece için gerçekten kusura bakma diyordum aslında

5 dakika geçmeden cevap geldi

• dün geceyi tamamen unutalım en iyisi

yazıyordu aslında

ama ben onu

aha amk sen kimsin gibik

neyine ulan senin o güzellikteki bi kız

hadi şimdi dön dünyana olarak okudum

üzgün olduğum birden halsizleşmemden belli oluyordu

o halsizliğin ve hiç bir şey yapmama isteğimin üzerine

bi mallık da o yapıp

bu sefer o beni çaldırdı

amk ne tak yiyeceğimi bilemedim.

elim ayağım dolandı.

ne yazsam diye mal mal düşündüm.

arasam konuşabilir miyim diye kendi kendime sordum.

sonra heyecandan konuşamam mala bağlarım kelimeleri birleştiremem diye vazgeçtim

kelimeleri birleştirmeyi siz gibin

ne diyeceğimi ben

biraz daha durup mesajla savuşturdum atağını

-yolda karşılaşırsak görmezden gel beni o zaman lütfen

• beni hatırlayabilir misin ki

-en azından dudaklarını dedim.

yine mesaj atmadı

atmaz tabi amk

turist kızı mı sandın sen bunu

dudaklarını unutamamışmışım

sıçtığımı düşünerek sessiz kaldım.

gece oldu yatağa uzandım

şeytan dürtüyor amk.

illa ki bişey yaz bişey yaz diye

tamam amk şeytanı yazayım da ne yazayım



baktım olacak gibi değil

şeytan dakika 90 baskısı yapıyor.

ne olacaksa olsun dedim ve

-dudaklarını unutursam seni tekrar hatırlamak için görmeme izin verir misin diye mesaj attım

amk bilirsiniz beyler

yeni kız mesajlaşma durumlarını ağırdan alırlar.

giblemez gibi görünürler.

ama cevap yazmayınca yannan gibi kalırız

sonra mesaj yazmamız için zorlayan şeytana söveriz

belki bir mesaj gelir umuduyla uyuyana kadar

uyanır uyanmaz ilk telefona bakarız hatta

sabah kalktım yine mesaj yok.

işe gittim yine mesaj yok

öğlen oldu yine yok.

sonra

-olabilir diye mesaj geldi

mesajı okuduğum dakika umutlarımın 90+ larıydı beyler

nihat vurdu gol oldu

ne tak yiyecem lan şimdi ben.

ne giycem olm.

nerde buluşcaz.

ciddileştik mi lan şimdi diye beni heyecan sardı.

elim ayağıma dolandı.

dükkana gelen müşteriye

yüzde 80 indirim yaptım.

çay söyledim su içtim.

yemek yedim.

karnımda kelebek var

ama bu yannan giben kelebek'ten değil basbaya sancı yapıyor içimde.

düğüne gidecek bekar kız telaşı sardı amk

hava atma derdinden midir

yoksa ben artık büyüdüm amk

bakmayın liseden yeni mezun olduğuma

bakın çok pis içerim düşüncesinden mi bilmiyorum ama

sarhoş olmaya başladığımda anladım ki

henüz gerçekten çok iyi bir içici değildim

içtikçe baktım ki

kafam trilyon

ve sorulan sorulara net cevaplar veremeyerek rezil oluyorum

balkona çıkıp biraz temiz hava almak istedim

uzunca süre kendimi toplarladıktan sonra

içeri girdiğimde

beraber geldiğim kişilerin aynı yerde olmadığını farkedip

esnaf arkadaşımın birini görür gibi oldum

sırf ona inatla

bak olm iki tane daha bira aldım amk

sarhoş olduğumu düşünme imajı vermek için

biraları alıp ona zütürmek isterken

anladım ki ben harbiden sarhoştum

onu bulamıyordum

daha sonra niçin yaptığıma hiçbir zaman anlam veremediğim bir hareketle

elime ağırlık yapan bardaklarından bir tanesini

gözüme takılan

1.65 boylarında

kumral ve saçlarına sırıtmayan renkte gözleri olan

onun önüne bırakıverdim

türk kızları ile konuşurken bile utanan ben

-bu seninmiş diyebildim

kimden dese

-benden diyemeyecek kadar saçma bir haldeyken hemde

yanlış yaptığımı farketmekten kaynaklı olsa gerek

hemen o masadan uzaklaşıp

kıpkırmızı bir surat ile başka bir bar masasına yöneldim

tek başıma gözlerim arkadaşlarımı ararken

diğer yandan beni bir kıza asıldığım için

dövmeye gelebilecek bir erkek arkadaş var mı diye gözlüyordum

tam kaçmam gerektiğini düşünürken

kız ona bıraktığım bira dolu bardakla gelip

• teşekkür ederim ama ben bunu içemem dedi sırtını dönüp gitmeye hazırlanırken

belkide bana bakan o gözleri ve güzelliği

daha uzun görebilmek adına

-neden dedim fütursuzca

• ya içine ilaç atıp bana tecavüz etmek amacındaysan dedi kız

açık açık dalga geçiyordu benimle

ben senin ısmarlayacağın biraya mı kaldım amk der gibiydi belki de

o sarhoşlukla 31 bile çekemezdim beyler

resmen makara yapıyordu kız

kız kendi masasına döndükten sonra

benim içime olan dert ise

yanlış anlaşılmış olmaktı

nasıl düzeltebilirdim ki?

biraz daha temiz havayla

tekrar dışarı çıktım

elimi yüzümü yıkayıp

aynada kendime baktım

çok alkol vardı

ve oldukça yakışıklıydım kendimce

neden artık bir türk kızı olmasındı ki?

çalışıyordum para kazanıyordum

onu bir yere zütürebilirdim artık

bara döndüm

iki tane şişe bira ver ordan dedim

açılmadan alıp kızın masasına zütürdüm

yanına çakmağımı bırakıp

-al sana açılmamış bira deyip

yine kendi masama yöneldim

kız kegib kegib beni gözlemeye

hareketlerimi izlemeye

bıraktığım birayı açıp içmeye başlayıp

onun bakışlarına bende karşı koyamayınca

kız benim yürüyecek halde olmadığımı anlayıp

bulunduğum masaya geldi

bu geliş direkt benimle merhaba merhaba muhabettinden çok

benim konuşmamı bekler yöndeydi

müzik vardı

herkes dans ediyordu

o elinde bira ile sallanıyordu

doğruya diskodaydık bende dansetmeliydim

çok dansetmiştim ya barda çalışırken

iyi bilmeliydim dansı

ama sarhoş değilken

kız dans figürlerimi komik bulmuş olsa gerek

yandan yandan gülümsemeye başladığı sırada

ben oha lan kız bana iş atıyor mantığına çoktan girmiştim

ama kız benimle tek kelime bile konuşmuyor

konuşmayı bırak bakmaları bile çok nadirdi

daha sonra beni bulmuş arkadaşlarımdan birisi

-lan kelebek bu kim amk dedi kulağıma yaklaşarak

bilmiyordum ki kim olduğunu

-lan olm konuşsana kızla yanına kadar gelmiş

atıp tutuyordun amk bize

yok şöyle karı ayarlıyorum

yok böyle yapıyorum diye hadi göster marifetini dedi ve yanımdan uzaklaştı

hem arkadaşlarıma rezil olmamak

hemde onların gözünde elime gelmiş bir fırsatı değerlendirmek adına

alacağım kötü tepkilere karşı çoktaaan

sapı varmış yalanını düşünerek

en azından konuşuyor gözüküp

daha sonra olmadı amk ne yapayım mantığındaydım

ama konuşmam lazımdı

çünkü diğer arkadaşlarım bizi başka bir noktadan

ne yapacağımızı görmek adına izliyordu

girdim lafa

-ismin ne

• boşver yarın hatırlamazsın bile dedi

tanışma kilit oldu

bizim binler bana bakıp dalga geçiyor

el hareketleri ile hadi hadi deyip dururken

gaza gelip

-dans edelim mi dedim

bu kadar masum bir teklif yaptığım için

aklımı gibeyim diyeceğim hiç aklıma gelmezdi beyler

• masaya tutunmadan ayakta durabiliyor musun dedi

aklımı gibeyim

-evet bak deyip

oturduğum bar sandalyesinden kendime dans etmek için yer açarken

masayı salladım ve biranın birini tutamayıp

ayakkabı ve paçalarımın bir kısmının ıslanmış olması

onun için yeterince komik olduğu için gülümsüyordu

şapşal dercesine

tek rezil olduğum kız değildi ki

iş kariyerimde de bir ezik olacaktım artık

kızın yanından kaçarcasına uzaklaşıp

tekrar lavaboya gittim

yüzümü yıkadım

üstümü başımı sildim

hem başımın hem ortalığın sakinleşmesini bekledikten sonra

geri geldiğimde kız kendi masasına çoktan geçmişti bile

biraz daha beni süzdükten sonra

okul yıllarımda hiç bir türk kızı ile çıkmadım

bu çıkmayışın asıl sebebi

kızların beni beğenmemeleri değil

benim çevremdeki çıkanlardan gözlediğim kadarı ile

para gerektiren bir durum olmasıydı

ayrıca türk kızları aşk yaşanacak kategori ve yaştaydı

turistler ise gibmelik

fazla aksiyona gerek yoktu

nasıl olsa mektupla yazıştığım turist kızları vardı

ve onların bir sonraki sene yine gelmelerini sağlamak için

yoğun mesai harcıyordum

onlara karşı bu kadar vicdansız olup

herbirini marifetle ve kendimden övünerek anlattığıma göre

hiçbir turist kızını sevmemiştim

sevsem haklarında bu kadar kötü konuşmazdım

onlarda ki bir kaç saat içinde ayarlayabilme kolaylığını

ben okuldayken dönem boyunca yapamıyordum

yapsam bile maddi durumdan dolayı yapamazdım

oysa tüm turist kızlarında tüm giderler onlara aitti

bu yüzden türk kızları bana hep uzak kalmakla beraber

içimde ukteydi





büyüdükçe kavgaları büyüyen

çok farklı dünyalardan birbirine geçiş yapan bir insan olduğumu anladım

hala eve soba için odun taşınan

çok daha ucuz olduğu için fırından bir günlük ekmek alıp

onu sobanın üzerinde kızarttıktan sonra

köyden gönderilmiş çökelek ile yağlayıp yiyen bir evden çıkıp

okula özel araba ile getirilen çocukların olduğu

hiçbir zaman onlar gibi olamadığım bir okula

yazları ise daha internasyonel olup

marketlerde elimizi değdirerek serinlediğimiz

kola dolaplarından barın içinde onlarcası vardı

hem de hayatımda bira ile rakı harici bilmediğim

içkilerin kaçak kaçak tadına bakarken yapılmış kafalarla

barda bana o gece vereceği kesin turist hatunlarla dolu bir hayattı

o kadar anlamsızdı ki yaşadıklarım

yaz ayları başladığında yeni keşfedilmiş bir türkücü

kış aylarında ise unutulmuş bir fantazi sanatçısı gibiydim



sınıfta hiç kalmadan

derslere bilardo atari kavga dövüş

itlik kopukluk yüzünden çalışmamış olduğum halde

oldukça iyi sayılabilecek bir üniversite sınav sonucu almama rağmen

yanlış tercih sonucu ilk sene bir üniversiteye kaydolamadım

daha sonra okul bittiği için 12 ay çalışabilme

çalışırken para kazanma

kazandığım paranın bir kısmı ile dershaneye gitmeye başladım

çalışıyor olduğum otelde çok mutlu olmama rağmen

bir kaç tane daha dükkanı olan

ama bununla yetinmeyip yeni yerlere yeni yatırımlar yapmak isteyen

bunun için bir hediyelikçi dükkanı düşünen

benim bildiğim ingilizcenin ve öğrendiğim hollandacının yanısıra

turizmin içinde oluşumu farketmiş bir abi

-kelebek gel şu dükkanın başında dur

malları ben alayım tüm mafraflar çıktıktan sonra

yarı yarıya ortak olalım teklifi ile

kışın da az çok harçlık kazanacağımı düşünerek

kabul ettim

para resmen yağmaya başladı

ticari şans dedikleri bu olsa gerek

oteldeyken öğrendiğim tüm fırlamalıkları

turistlerde uygulayıp

şakrabanlık yaparken

düzgün ingilizcemle onlara güven verince

satışlar ve keyfimin yükselmesi kaçınılmaz oldu

patronun tahmin ettiğinden daha başarılı para kazanmam

günlüğümün normal standartların çok üstünde olması

beni elde tutma çabası neticesi olarak

patron onun arkadaşı ve diğer esnaf arkadaşla beraber

akşamın belirli bir saatine kadar restoran olan

daha sonra gece kulübüne dönüşen

bir mekana gittik

hediyelikçide çalışmadan önce

barmen olduğumu bilen kişilere

tehlikeli olduğum için kendi safına sokulmaya çalışılan

sokmayı riskli bulup huzurunun bozulmaması için en azından yakın kalmak adına

rüşvetleri de topladım

bunu direkt olarak haraç para düşünmek yerine

alınan sigara paketi veya ısmarlanan tost ve meşrubat olarak da düşünebilirsiniz

belirli bir zaman sonra anladım ki

haraç toplayan birisi değil

zengin bebelerine uşaklık eden zavallı bir köpektim aslında

arkamdan benim gibiler için

bunlara iş yaptırdıktan sonra

mükafatını vermezsen seni ısırır

ama beslemeye devam edersen sadıktırlar benzetmesini

tam da benim için yapanlarda oluyordu

adam için bana ısmarlanacak bir tost harçlığının sadece onda biriydi çünkü

ben ise ona yaranmak için

leş kokan wc lerde yakalandığımızda

suçu üstüne alan tek başıma içtiğimi iddia edendim

ne salakmışım

atari salonları ve bilardo salonları

beni bekleyen bir servis olmadığı için

gitmemde sakınca olmayan mekanlardı

nasıl olsa hergün okula 6 km yürüyerek gidiyordum

okulda çarşı içindeydi

o mekanlar daha yakın ve

evde boş boş oturmaktan daha zevkli gözüktüğü için

oynayanları izler

yarım kalmış veya annesi yakalamış çocukların kalan oyunlarına devam ederek

bi atış ta ben yapayım mı deyip

insanlara nasıl oynaması gerektiğini öğretecek düzeye kadar geldi

öyle ki lise yıllarımda alanya liseliler arası şampiyonluğum bile var bilardoda

ama kötü olan şu ki

bu şampiyonluğu hem ailemle hemde

okuldakilerle çok fazla paylaşamadım

çünkü o zamanlarda bilardo oynamaya giden çocuklar

kötü çocuklardı

ve aileler çocuklarının öyle mekanlara gitmesinden hoşlanmazdı

yaz ayları boyunca sürekli çalışmaya devam ettim

kazandığım ufak harçlıklar

maaşa dönüşmeye başladı

bu maaşlar aileme

ailem de üyesi olduğumuz yeni başlamış kooparatifin

yüklü aidatlarına gidiyordu

markette butikte çalışırken çok fazla hissetmemiştim ama

bir akrabanın da çalıştığı bir apart otelde

barboy olarak işe başladığım zaman

turistlerin güncel yaşamlarını görüp

onlarla how much şu kadar para muhattablığından çıkıp

kendi yaşamlarını da dinlemeye başlayıp

kendi yaşamımı anlatmaya başladım

onları dinleyip kendimi anlattıkça

toplumlar arasındaki farkları da gözlemlemiş oldum

ve gördüm ki onlarda aslında namus diye bişey yoktu

benim kırkyıl çekinerek söylemeyeceğim kelimeleri

14-15 yaşındaki turist kızları

can ı kiss you ile bir çırpıda

cevabı bile beklemeden

filmlerde gördüğüm dudaklardan öpme ile gerçekleştirebiliyordu

ve bu aileleri için hiç sorun değildi

kızımı denize zütürür müsün diyen baba nerde??

seni kızımın yanında bir daha görürsem ile başlayan lugat dışı küfürbaz tehditkar baba nerde??

onlar için sorun değilse benim için hiç sorun olmadı

15 yaşında turist amıyla tanıştım

bu tanışma bir nevi beni üst klasmana çıkardı

artık diğer 31ci liseli arkadaşlarıma anlatabilecek anılara sahiptim

zengin olmalarına rağmen bunu onlar yapamıyorlardı

onlar ayarladıkları liseli kızları öpebilmek için

beni sınıf kapısına dikiyorlar ve mükafatını veriyorlardı ama

ben onlardan çok daha ilerdeydim

gibiyordum

çünkü turist kızın aileleri

kızlarının otelin dışına tek başına çıkmasına izin vermiyordu

e çocuklar da otele alınmıyordu

ama beni otelin kuytularına çekebiliyor

ailesi uyuduktan sonra aşşağı kaçabiliyorlardı

o kadar çok kızla

o kadar çok haftalık günlük iki haftalık

veya birbirini takip eden yılların belirli dönemlerinde beraber oldum ki

şimdi sayayım diyorum

saymam bittikten sonra bile hatırlayacağım bir çok isim aklıma geliyor

benden sonra kabul edilen ikinci dua ise erkek kardeşim olmuş

bir anne ve baba için

büyük umutlarla

tüm ailesini karşılarına alıp

kaçarken kurdukları hayallerin

tamamen kabusa dönüşmesine sebep olmuş

3 tane evlattan sonra

gelen iki sağlıklı evlat

en büyük zenginlik der annem

çok şey der aslında annem

hiç birşey demese bile

şu anki halimi gördükçe

hayallerini kırdığını düşünmem

en büyük utancım

utanılacak o kadar şey yaptım ki

bana nasılsın oğlum demesinden sürekli korkuyorum

açım diyebilirsin anneye

ya da şu lazım da diyebilirsin

ama hiç iyi değilim anne diyerek

çözemeyeceğini düşündüğün sorunlardan uzun uzun bahsetmek

bir maçla yıldızlaşmış genç bir oyuncuyu

gereğinden oldukç fazla şişirip

baskıyla forma giydirdikten sonra

o yaşta geleceğine sıçışını izlemek kadar riskli



gittiğim ilkokulda benden o kadar çok vardı ki

okuldan eve yürürken

hiç gibimizde bile değildi dünya

en son kaç gün önce gofret yediğimizin havasını atacak kadar saf

aynı kıza aşık olacak kadar da salaktık

ama utangaçtıkta

dayak yerdik hakederdik çoğunu

döverlerdi ama biz çocuktuk

dayak şikayet edilcek bişey değildi o yıllarda

televizyondakilerde çocuktu

kahramanımız olmalıydı

bir de tuttuğumuz takım



ilkokulda arka arkaya aldığım takdirler

tamamı 5 olan karnelerin meyvesi olarak

ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım

o dönemlerin sisteminde

ilkokuldan sonra

ilk yılı sadece ingilizce dili ağırlıklı

daha sonra 3 sene ortaokul 3 sene lise olmak üzere

7 senelik okuluma başladım

o okula başlamam ile birlikte

ilkokulda kaçak olarak gittiğim

denizde gördüğüm turistlere

hello dan çok daha fazlasını öğretmeye başladılar

hem de 12 yaşındaki bir çocuğa

hem de alanya gibi bir ilçede

her öğrendiğim yeni kelime ile dünyam daha da genişlerken

benim dikkatimi çeken konu

tamamen yalnız olduğumdu

bu yalnızlık okula başlamam ile birlikte başlamış

sebebini de çevremi gözlemleyerek çoktan anlamıştım

bu okuldaki nerdeyse herkes bana oranla daha maddiyatlı

ve nerdeye tüm kızlar

ilkokulda her sınıfta genelde bir tane bulunan

aşık olduğumuz kızlardan daha güzeldi

güzel değildi ama iyi giyimlilerdi

ben mi biraz dar görüşlüydüm acaba

yoksa en büyük güzellik giyelen kıyafetle mi geliyordu

onlara bakarken utanmam

her birine aşık olduğum anldıbına geleceği için

çok karmaşıklığın içinde

zengin bebe diye tabir ettiğim

huur çocukları ile bir türlü arkadaş olamıyordum

onlar bırakın erkek erkeğe kaynaşmayı

kızlı erkekli bile çoktan karışmışlardı

bu yalnızlık ve ötelenme

hoca bana soru sorduğu zaman kıpkırmızı olmama

buna mütakip bazı öğrenciler arasında

yazıkkk muamelesi görmeme sebep oluyordu

ilkokuldan kalma arkadaşlarımla geçirilen

ilk yılın sonunda

öğretilmiş olan ingilizcenin

daha da dile yatkın hale gelmesi için

zaten turizmde çalışan akrabaların birinin marketinde işe başladım

turistlerin içeri girip salt(tuz) demesine aval aval bakan

marketçi akrabamın gözü önünde

koşarak tuzu getirip

fiyatını da hesap makinesinde göstermek yerine

ağzı ile söyleyebilen 13 yaşlarında bir velet

hem turist için hemde akrabam için beni bir kral yapıyordu

iyi bişeydi ingilizce bilmek

sokakta yürürken

turizmle henüz tanışmış amcalara

ver iz dı harbır diye soran bir turiste koşup

left tu handırıt metır

rayt van handırıt deyince

hem turist hemde amca

bu fakir giyimli bin nerden biliyor bunları diye şaşırıyorlardı

gururlanarak yürürken

parası tak gibi olan yaşlı ve acımış turistler

ceplerime hep para dolduruyordu

bu iyi bişey değildi

sahip olmamam gereken kadar para beni

arap yağı fazla bulunca zütüne başına sürer deyiminin içine attı

devam eden yıllarda

fakirlikten gelmiş ezikliği

kendi gündemimi değiştirerek silmeye çalıştım

kavgalarda ben

sigara içen kim var sorusuna ilk akla gelen ben

okul tuvaletinde zengin bebelerine

sigara tedarik etme ben

tehdit etmelerde ben

bunların da mükafatı olarak