annemle geçen ciddi ciddi oturduk konuştuk beylr

gel bakalım şöyle senle ana oğul bir laflayalım dedi çıktık tenha bir kafeye oturduk. siparişler aldın geldi filan. annem bana döndü
oğlum dedi senin adına endişeleniyorum. neden ki anne dedim ne oldu. oğlum hani amerikada yaşayan bir dayın var mustafa işte ondan dolayı dedi. ne alaka dedim. onun neden amerikaya gittiğini biliyor musun diye sordu. cevap vermemi beklemeden başladı anlatmaya. işte dayın sürekli içine kapanık bir çocuktu hep pek arkadaşı olmazdı bir başına dolaşır ya da çok iyi anlaştığı 2 kızla gezer tozardı hep.
üniversiteyi kazanıp gittiğinde iyice uzak kaldık naptı ne etti hiç anlatmazdı bize.
işte okulu bitirdi askere gitti geldi filan bunun hiç kız arkadaşı olduğunu duymadık görmedik o zamanlar utangaçlığına çekingenliğine veriyorduk dedi. işe gidip geliyordu sadece. dayına ne zaman evlenip yuva kuracaksın diye sorduğumuzda hep yarım ağızla cevap verir geçiştirdi. hatta annem ona uygun birilerini aramayı yoğunlaştırmıştı. o sıralar dayın bize amerikaya gitmek istediğini söyledi. eğitimine orada devam edip mümkün olursa orada yaşamak istediğini söyledi. tabi annem çok üzüldü yapma etme burada kal seni çok özleriz mürüvvetini göreyim filan diye tutturdu. torun istiyorum ben diyor başka bir şey demiyordu.

bir gün eve zil zurna sarhoş gelmişti. ilk defa onu böyle görmüştük. bizi yanına çağırdı konuşmak istediğini söyledi.
bana sürekli evlen evlen diye tutturdunuz.ben kadınlarla ilgilenmiyorum işte dedi. biz de nasıl ilgilenmiyorsun kaç yaşında erkeksin korkamana çekinmene gerek yok uygun bir kız bulur evlendiririz tarzında bir şeyler dedik.

susturdu bizi. o mana da değil ben eşcinselim dedi. annem birden ağlamaya dövünmeye başladı. zaten bayıldı da bir süre sonra. ben annemi düşünmekten şaşıramadım bile. dayın kalkıp annemi öptükten sonra çantasını alıp evden çıktı. bir daha görmedik hiç. ara sıra telefonda görüşürüz sadece dedi.

tamam da benle ne alakası var bu durumda benim için niye endişeleniyorsun diye sordu. oğlum yeğen dayıya çeker derler sende ona benzer haller gözlemliyorum yalnızsın sürekli askerden geldin sürekli yurt dışında yaşamak istediğini söylüyorsun kızlar görmüş değiliz daha seni filan dedi. eğer sen de dayın gibiyse bana rahatlıkla söyleyebilirsin ben senin annenim seni her halinle kabul ederim dedi.

birden ağlamaya başladım annecim merak etme gay may değil ben dedim. sarılıp ağladık öylece
gel bakalım şöyle senle ana oğul bir laflayalım dedi çıktık tenha bir kafeye oturduk. siparişler aldın geldi filan. annem bana döndü
oğlum dedi senin adına endişeleniyorum. neden ki anne dedim ne oldu. oğlum hani amerikada yaşayan bir dayın var mustafa işte ondan dolayı dedi. ne alaka dedim. onun neden amerikaya gittiğini biliyor musun diye sordu. cevap vermemi beklemeden başladı anlatmaya. işte dayın sürekli içine kapanık bir çocuktu hep pek arkadaşı olmazdı bir başına dolaşır ya da çok iyi anlaştığı 2 kızla gezer tozardı hep.
üniversiteyi kazanıp gittiğinde iyice uzak kaldık naptı ne etti hiç anlatmazdı bize.
işte okulu bitirdi askere gitti geldi filan bunun hiç kız arkadaşı olduğunu duymadık görmedik o zamanlar utangaçlığına çekingenliğine veriyorduk dedi. işe gidip geliyordu sadece. dayına ne zaman evlenip yuva kuracaksın diye sorduğumuzda hep yarım ağızla cevap verir geçiştirdi. hatta annem ona uygun birilerini aramayı yoğunlaştırmıştı. o sıralar dayın bize amerikaya gitmek istediğini söyledi. eğitimine orada devam edip mümkün olursa orada yaşamak istediğini söyledi. tabi annem çok üzüldü yapma etme burada kal seni çok özleriz mürüvvetini göreyim filan diye tutturdu. torun istiyorum ben diyor başka bir şey demiyordu.

bir gün eve zil zurna sarhoş gelmişti. ilk defa onu böyle görmüştük. bizi yanına çağırdı konuşmak istediğini söyledi.
bana sürekli evlen evlen diye tutturdunuz.ben kadınlarla ilgilenmiyorum işte dedi. biz de nasıl ilgilenmiyorsun kaç yaşında erkeksin korkamana çekinmene gerek yok uygun bir kız bulur evlendiririz tarzında bir şeyler dedik.

susturdu bizi. o mana da değil ben eşcinselim dedi. annem birden ağlamaya dövünmeye başladı. zaten bayıldı da bir süre sonra. ben annemi düşünmekten şaşıramadım bile. dayın kalkıp annemi öptükten sonra çantasını alıp evden çıktı. bir daha görmedik hiç. ara sıra telefonda görüşürüz sadece dedi.

tamam da benle ne alakası var bu durumda benim için niye endişeleniyorsun diye sordu. oğlum yeğen dayıya çeker derler sende ona benzer haller gözlemliyorum yalnızsın sürekli askerden geldin sürekli yurt dışında yaşamak istediğini söylüyorsun kızlar görmüş değiliz daha seni filan dedi. eğer sen de dayın gibiyse bana rahatlıkla söyleyebilirsin ben senin annenim seni her halinle kabul ederim dedi.

birden ağlamaya başladım annecim merak etme gay may değil ben dedim. sarılıp ağladık öylece
gel bakalım şöyle senle ana oğul bir laflayalım dedi çıktık tenha bir kafeye oturduk. siparişler aldın geldi filan. annem bana döndü
oğlum dedi senin adına endişeleniyorum. neden ki anne dedim ne oldu. oğlum hani amerikada yaşayan bir dayın var mustafa işte ondan dolayı dedi. ne alaka dedim. onun neden amerikaya gittiğini biliyor musun diye sordu. cevap vermemi beklemeden başladı anlatmaya. işte dayın sürekli içine kapanık bir çocuktu hep pek arkadaşı olmazdı bir başına dolaşır ya da çok iyi anlaştığı 2 kızla gezer tozardı hep.
üniversiteyi kazanıp gittiğinde iyice uzak kaldık naptı ne etti hiç anlatmazdı bize.
işte okulu bitirdi askere gitti geldi filan bunun hiç kız arkadaşı olduğunu duymadık görmedik o zamanlar utangaçlığına çekingenliğine veriyorduk dedi. işe gidip geliyordu sadece. dayına ne zaman evlenip yuva kuracaksın diye sorduğumuzda hep yarım ağızla cevap verir geçiştirdi. hatta annem ona uygun birilerini aramayı yoğunlaştırmıştı. o sıralar dayın bize amerikaya gitmek istediğini söyledi. eğitimine orada devam edip mümkün olursa orada yaşamak istediğini söyledi. tabi annem çok üzüldü yapma etme burada kal seni çok özleriz mürüvvetini göreyim filan diye tutturdu. torun istiyorum ben diyor başka bir şey demiyordu.

bir gün eve zil zurna sarhoş gelmişti. ilk defa onu böyle görmüştük. bizi yanına çağırdı konuşmak istediğini söyledi.
bana sürekli evlen evlen diye tutturdunuz.ben kadınlarla ilgilenmiyorum işte dedi. biz de nasıl ilgilenmiyorsun kaç yaşında erkeksin korkamana çekinmene gerek yok uygun bir kız bulur evlendiririz tarzında bir şeyler dedik.

susturdu bizi. o mana da değil ben eşcinselim dedi. annem birden ağlamaya dövünmeye başladı. zaten bayıldı da bir süre sonra. ben annemi düşünmekten şaşıramadım bile. dayın kalkıp annemi öptükten sonra çantasını alıp evden çıktı. bir daha görmedik hiç. ara sıra telefonda görüşürüz sadece dedi.

tamam da benle ne alakası var bu durumda benim için niye endişeleniyorsun diye sordu. oğlum yeğen dayıya çeker derler sende ona benzer haller gözlemliyorum yalnızsın sürekli askerden geldin sürekli yurt dışında yaşamak istediğini söylüyorsun kızlar görmüş değiliz daha seni filan dedi. eğer sen de dayın gibiyse bana rahatlıkla söyleyebilirsin ben senin annenim seni her halinle kabul ederim dedi.

birden ağlamaya başladım annecim merak etme gay may değil ben dedim. sarılıp ağladık öylece