/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 276.
    +11
    Deniz bırak. 

    Neden öyle bir şey yaptın? dedim sakin çıkarmaya çalıştığım sesimle. 

    Çünkü ölebilme ihtimalim var ve ben bilmeni istedim. 

    Ölmeyeceksin, dedim ikna eder gibi. Çenesini tuttuğum elimin baş parmağı bir yandan yanağını okşuyordu. Derin elimi yüzünden çekti. 

    Buna karar veren sen olmadığın için konuştum Deniz. Bu konuyu açacaksan git, dedikten sonra örtüyü üzerine örtüp arkasını döndü. Seni inatçı, düşüncesiz, bencil, ben merkezli geri-

    içinden de bana hakaret etmeyi kes. 

    Gözlerim şaşkınlıkla büyürken kalbim hopladı. Düşüncelerimi okuyabiliyor muydu?

    Düşünce okuyabiliyor musun? dedim hayretten nefesim kesilirken. içimi yakıp kavuran, tatlı kahkahasından attı Derin.

    Farkında değilsin belki ama bana hakaret ederken ya da ettikten sonra hızlı nefes alıp veriyorsun.
    ···
  2. 277.
    +12
    Beni bu kadar iyi tanıması bir yandan mutluluktan uçmama sebep olmuştu. Ama diğer yandan kendime sövmeye başlamıştım. Ben onun bana hakaret ederkenki hallerine bakmamıştım. Derin sadece, hakaret ederdi. Sadece gülerdi. Sadece... öyleydi işte. Sadece Derin'di. Bundan sonra aptal aptal ona bakmak yerine onu görmeye de karar verdim. Baktığım doğruydu. Ama görmeliydim de. içimden Sherlock'a sessizce teşekkür ettim.

    Öyle mi? diye sordum ensemi kaşıyarak. 

    Öyle. 

    Bütün gün yatacak olamazsın? dedim sitem ederek. Hızla arkasını dönüp sırıttıktan sonra yataktan kalkıp dolaba yöneldi. Mavi bir sırt çantasını çıkardıktan sonra çantayı biraz güç kullanarak üstüme fırlattı. Çantayı havada kapıp soru soran bakışlarımı Derin'e yönlendirdim. 

    Aç, dedikten sonra gelip yatağa sıçradı. Çantanın fermuarını açıp içini karıştırdıktan sonra elime iki tane kitap geldi. Çıkarıp baktım. Aynı Yıldızın Altında. ikisi de aynı kitaptı. 

    Kitap mı okuyacağız? diye sordum tek kaşımı kaldırıp. Derin kafasını salladı. Evet. 
    ···
  3. 278.
    +14
    Olur. dedikten sonra Derin'i umursamadan yatağına kuruldum ve kitabı elime aldım. 

    Benim yerimde yatıyorsun, dedi Derin beni aydınlatarak. 

    Ciddi olamazsın? deyip ilk sayfayı açtım. 

    Deniz kalksana yerimden, diye azarlayıp itmeye başladı. Kıpırdamadım. Sonunda oflayarak kendi kitabını alıp yanıma uzandı. 

    Ayı. Kay biraz. Düşeceğim şimdi. isteğini yerine getirdikten sonra ikimiz de kitabı okumaya başladık. ilk yüz sayfada sesimi çıkarmadım. Ama sonunda canıma tak etmişti. 
    Derin? 

    Hım? dedi kafasını kitaptan çevirmeden. 

    Alttan alttan mesaj mı veriyorsun kızım sen bana? Ne demek bu? Derin şaşkınca yüzüme baktı. 

    Hayır? dedi tek kaşını kaldırıp. 

    Yalan söyleme! 
    ···
  4. 279.
    +12
    Off. Paranoyak geri zekalı. Kitabı Burak tavsiye etti. Şimdi de okuyorum. Başka bir şey var mı? dedi sertçe. 

    inanayım mı? 

    Ne yaparsan yap Deniz ya, dedikten sonra kitabı bırakıp arkasını döndü. Ciddi ciddi paranoyaktım. Salaktım. Aptaldım. Korkaktım. Bunların tümünü birleştirirsek de, sonuç olarak aşıktım. Kendimi haklı buluyordum bu kez. Allah aşkına! Sizin aklınıza ne gelirdi? 

    Derin? Uzanıp omzunu tuttum. Geri çekildi. 

    Derin bana trip atma. Böyle düşünmem kadar normal bir şey olamazdı. 

    Aptal. 

    Öyleyim. Şimdi bana bak. Oflayarak bana döndü. Ne? dedi baygın gözlerle. Gülümseyerek hafifçe eğildim. 

    Özür dilerim. 

    Derin kızarırken geri çekilmeye başladı. Sorun değil, dedi yutkunarak. Sırıtarak doğruldum.
    ···
  5. 280.
    +13
    Saat kaç? diye sordu Derin. Telefonu cebimden çıkarıp baktım. 

    Öğlen olmuş. 

    Burak gelmedi, dedi durgunca. 

    Belki uyanamamıştır? 

    Belki, demesiyle odaya Burak daldı. Beni görünce önce afalladı, sonra da yüzü öfkeyle kızardı. 

    Ne işin var senin burada? 

    Senin ne işin varsa ondan. dedim ayağa kalkıp. Burak üstüme yürümeye başlayınca Derin yataktan sıçrayarak kalktı ve tam aramızda durdu. 

    Hasta alarmı. ikiniz de geri çekilin.

    Gitsin, dedi Burak yüzüme öfkeyle bakarken. 

    Gitmeyecek. 

    Derin! Gidecek! diye bağırdı Burak. 

    Gitmesini istemiyorum, dedi Derin sakince. Burak hayretle Derin'e baktı.

    Ciddi olamazsın! 

    Ciddiyim Burak. Lütfen, dedi Derin kırgın bakışlarla ona bakarak. Burak derin bir nefes alıp yüzünü iki eliyle birden sıvazladı ve arkasını döndü. Birkaç saniye öyle durduktan sonra dönüp Derin'e baktı. 
    ···
  6. 281.
    +13
    Hera o ishal inekleri senin peşine de takmalıydı. 

    Derin kahkahalarla gülmeye başladı. Konuya Fransız kaldığım için bön bön bakıyordum. Hera tanrıların kraliçesiydi ama ishal ineklerin konuyla ne alakası vardı, bilmiyordum.

    Derin bön bön baktığımı görünce Ne oldu? dedi gülmesini bastırarak. 

    ishal inekler ha? dedim yüzümü buruştururken. 

    iğrenç. Biliyorum, deyip tekrar gülmeye başladı Derin. Gülmesine katıldım. Burak kaşlarını çatıp bizi izlemeye başlayınca ikimiz birden susma çabalarına girdik.

    Neyse, deyip kendini koltuğa attı Burak. Derin yatağa otururken ben de Burak'ın yanına geçip oturdum. Üçümüz put gibi dikilirken odanın kapısı açıldı ve öğle yemeğini dağıtan görevli içeriye bir tepsi bıraktı. Tepsiyi tekerlekli masanın üzerine koyduktan sonra Derin'in yanına getirdim. 
    ···
  7. 282.
    +11
    Aç değilim, diye sızlandı. Kafamı yana yatırıp şirince gülümsedim. 

    Umurumda değil. 

    Derin ofladıktan sonra çatalı eline alıp yemeye başladı. 

    Aç mısınız? 

    Hayır, dedik Burak'la aynı anda. Burak bana ölümcül bakışlar attıktan sonra önüne döndü. 

    Gidip kola alacağım. Bir şey istiyor musun Derin? diye sordu. Derin Hayır, deyince odadan çıkıp gitti.

    Fırsatını bulduğu an beni öldürecek, deyip sırıttım. Derin bana karşılık verdi. 

    Kesinlikle.

    Bir on dakika sonra Burak, iki saat kadar sonra da Derin'in annesi ve babası dönmüştü. Ortam iyice gerilmeye başlamıştı. Burak rahattı. Ne de olsa kadın teyzesiydi ama ben ölmek üzereydim. Dik dik bakıyorsunuz anlarım da, size bakılınca bakışları kaçırmamak nedir?

    Ben artık uyuyacağım, dedi Derin sonunda. 
    ···
  8. 283.
    +15
    Benim de gitmem gerekiyor zaten, dedikten sonra Burak ayağa kalktı. Görüşürüz Aslı Teyze. Derin'i yanağından öpüp çıktı. Burak'ı tekrar kıskandım. Ensemi dalgınca kaşımaya başladığımda Derin'in annesi bana döndü.

    Sen gitmeyecek misin? 

    Deniz kalacak, dedi Derin konuşmama fırsat vermeden. içimdeki geri zekalı Deniz Kapak! demeyi çok istiyordu ama onu susturdum. Derin'in annesi beni milyonuncu kez süzdü. 

    Ben yan odada kalacağım. Bir şey olursa ara, dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. Babası, adı neydi? Her neyse, insan azmanı kadının arkasından Bekle, diye seslendikten sonra kalkıp gitti. Anladığım bir şey varsa, o da adamın kadını sevdiğiydi. Tamam, belli etmemeye çalışıyor olabilirdi ama onun üzerinden ayırmadığı gözlerini incelemek için birkaç saatim olmuştu. iyi de, niye salak salak işler yapıyordu annesi Derin'e? Bu kadar cins bir aileyi aklım almıyordu.
    ···
  9. 284.
    +8
    Uykun gelmedi mi? diye sordu Derin. 

    Geldi, dedikten sonra yanına yürümeye başladım. 

    Ne yapıyorsun? dedi kaşlarını çatıp. 

    Sence? dedikten sonra yatağa uzandım. 

    Deniz kalk. 

    Uykum var Derin, deyip ağzımı yırtarcasına esnedim. 

    Koltukta uyu. 

    Ama çoktan kıçımı dönüp uyku moduna geçmiştim. Aslında uyumayacaktım. Allah aşkına. Böyle bir durumda nasıl uyuyabilirdim? 

    Deniz kalk ya. Deniz? Deniz kalk. Kalkmıyor musun? iyi sen bilirsin, deyip itmeye başladı. Birkaç dakika sonra başarısız bir şekilde çabaları son buldu. 
    ···
  10. 285.
    +11
    Nefes nefese Hayvan ya, dedikten sonra yattığını duydum. Sonra örtüyü hızla üzerimden çekti. Kolumu geriye atıp örtüyü çekmeye çalıştım. Anında tepki verdi ve örtüyü delicesine çekiştirmeye başladık. 

    Örtümü rahat bırak! 

    Ona işkence eden sensin Derin. Serbest bırak şunu. 

    Sen bırak! diye bağırdıktan sonra bütün gücüyle çekti. Örtünün tamamı birden elinde kalınca arkaya savruldu. Tam sert zemine yapışacaktı ki kolundan tutup kendime çektim. Derin'le mutluluğun seviyeleri vardı. O dakikada nirvanadaydım sanırım. Dip dibe duruyorduk. Aramızda çok romantik bir bakışma geçebilirdi belki. Ama Derin yine dişi öküzlüğünü konuşturdu. 
    Geri zekalı. 

    Bulaşıcı, dedikten sonra iyice kendime çekip sarıldım. Debelenmeye başladı. 
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa ben daha duz sarilamadim bunlar yatara sariliyo vay amk. Buna 1 tane yakilir.
      ···
  11. 286.
    +14 -1
    Of Derin. Her seferinde bunu yapıyorsun ama kazanan ben oluyorum. Ne diye inat ediyorsun ki? 

    Deniz babam yan odada, farkında mısın? Seni bana sarılırken görse ona ne dersin biliyor musun? 

    Ne derim? dedim kafamı geri çekip yüzüne bakarken. 

    ''N'olur beni öldürme! Deniz aptallaşma. Babam kas yığını. Sana vurduğu an bayılabilirsin. 

    Sonra?dedim sırıtarak. Derin gözlerini devirip birkaç saniye düşünüyormuş gibi yaptı. 

    Sonra... Ben ameliyattayken sen yerde iki ciksen yatıyor olursun geri zekalı! Çekil şimdi. 

    Bir şey olmaz,'' dedikten sonra çenemi başının üstüne yerleştirerek gözlerimi kapadım. Derin ailesinin birbirini sevmediğini düşünüyor olabilirdi. Annesi açısından bakarsak haklıydı zaten. Ama babası annesini seviyordu. O koca azman, o suratsız kadını seviyordu. Muhtemelen gece onun yanından ayrılmayacaktı. Buraya gelmezdi. 

    Sırıtarak uyumaya çalıştım.
    ···
  12. 287.
    +11
    Doktor Hilal Aktuğ, acilden bekleniyorsunuz. 

    Şu kadın gitsin artık acile ya, diye sızlandı Derin. Yedi sekiz kez çağrı yapılmıştı. Burukça gülümsedim. Derin'in endişesi uzuvlarının her köşesinde belli oluyordu. Gözlerinin altı hafifçe kızarmıştı ve elleriyle oynayıp duruyordu. Asık yüzlü bir hemşire ameliyat giysilerini getirmişti ve Derin'in üzerinde açık mavi, elbiseye benzer bir giysi vardı. Kalbim göğüs kafesimin içinde sıkışıp kalmıştı ve nefes almakta zorluk çekiyordum. Hissettiğim korku dayanılmazdı. Ayaklarımın bağı her an çözülebilecek gibi hissediyordum.

    Derin'in annesi her zamanki gibi duvara yaslanmış duruyordu. Babası ise koltuğunda endişeli gözlerle Derin'e bakıyordu. Anlayamıyordum. Derin'e bariz belli şekilde değer veriyordu. Peki neden onu bu şekilde yalnız bırakıyordu? 
    ···
  13. 288.
    +12
    Annem ve babam da gelmişti. Bay ve bayan negatifle kısa bir geçmiş olsun konuşması yaptıktan sonra da susmuşlardı. Kapı açıldı ve içeriye iki hemşire ve bir hasta bakıcı adam girdi. Derin endişeyle bana baktı. Yanına yaklaşıp elini tuttum ve cesaret vermek için hafifçe sıktım. 

    Bir şey olmayacak, deyip gülümsedim. içimden bütün tiyatro hocalarıma teşekkürler sıralıyordum. Aksi takdirde korkudan ve gerginlikten titriyor olurdum ve Derin korkuyu dobra dobra yaşıyor olurdu.

    Derin'i sedyeye yatırırlarken Derin kaçmak ister gibi görünüyordu. Sedyenin yanına geçip elini tutmaya devam ettim. Ama asıl ihtiyacı olan ben değildim. Bu çocuğun anne ve babasına ihtiyacı vardı. Derin'i koridora çıkardıktan sonra Ceketimi alıp geliyorum. Hemen döneceğim, dedim ve cevap vermesine fırsat bırakmadan arkamı döndüm. Odanın kapısının önüne geldiğimde bay ve bayan negatif de çıkmak üzereydi. Çıkmalarına fırsat vermeden odaya girdim ve kapıyı kapattım. Böyle bir konuşma yapacak olacağımı söyleseler onlara bir doktora görünmelerini söylerdim. Ama görmezden gelmek de bir yere kadardı.
    ···
  14. 289.
    +11
    ''Hayatınızda neden bir ilki gerçekleştirip Derin'in yanında olmuyorsunuz?dedim sertçe. Babam elini omzuma koyupDeniz. Yapma.dedi otoriter bir sesle. Onu dinlemedim.

    Sizden ilgi görmediği için dışarıdaki herkese güveniyor ve siz endişe duymuyor musunuz? Başına bir şey gelebilirdi! Ona bir iyilik yapın! 

    Deniz!diye uyardı babam.Haddini aşma. 

    Aşmıyorum,dedim başımı iki yana sallayarak.Sadece doğruları söylüyorum.dedikten sonra tekrar çifte negatife döndüm. 

    Ona bir iyilik yapıp yanında olun. Olur mu? Size ihtiyacı var. Bana değil.'' 
    ···
  15. 290.
    +14
    Bayan negatifin yüzü şaşkınlık doluydu. Adamda ise pişmanlığın kırıntıları vardı. 

    Çocuk haklı, dedi beni şaşırtarak. Kadının kolunu tuttu. Yürü. Bir kez olsun dediğimi yap. Odadan çıkarken ve arkasında Derin'in annesini de sürüklerken babama döndüm.

    Çok büyük terbiyesizlik yaptın Deniz! Seni böyle mi yetiştirdim ben?! dedi sertçe. Kafamı iki yana salladım. 

    Terbiyesizlik değildi. Olan biteni bilmiyorsun. 

    Deniz! 

    Sakin ol Devrim, diye araya girdi annem. Böyle davranıyorsa haklı sebepleri vardır. Terbiyesiz bir çocuk değil o. 
    ···
  16. 291.
    +18
    Babam gözlerini kapatıp birkaç derin nefes aldı. Arkadaşının yanına git. dedi sessizce. Emrine itaat edip sessizce odadan çıktım. Koridorun sonunda Derin'in yattığı sedye ve ailesi görünüyordu. Yavaş adımlarla yanlarına gitmeye başladım. Babası Derin'in başını okşuyor, bir yandan da bir şeyler söylüyordu. Annesi ise bazı cümlelerin sonunda hafifçe gülümseyip başını sallıyordu. Derin'in yüzündeki koca gülümsemeyi gördüğümde büyük bir rahatlama duydum. 

    Yanlarına vardığımda sedyenin arkasındaki asansörün kapısı açıldı ve içeriden Burak ve ailesi olduğunu tahmin ettiğim bir çift çıktı. 

    Kusura bakmayın Aslı. Trafiğe takıldık. dedi kadın. Sonra gördüğü görüntüyle donakaldı. Kimse böyle bir aile tablosu beklemiyordu anlaşılan. Şaşkınlık, bulaşıcı bir hastalık gibi asansörden çıkan üç kişinin yüzüne yavaşça yayıldı. Kendini ilk toparlayan Burak oldu. 

    Çabuk iyileş kuzen. dedi sırıtarak. 
    ···
  17. 292.
    +14
    Denerim, dedikten sonra gülümsedi Derin. Hemşire gittiği danışmadan geri dönmüştü. Derin'in olduğu sedyeyi hasta bakıcıyla birlikte iterek koca asansöre soktuktan sonra bir alt katın düğmesine bastılar. Asansörün metal kapısı yavaşça kapanırken herkes merdivenlere yönelmişti. Hızlıca alt kata indikten sonra ameliyathanenin önüne geldik. Derin'in yanına gidip bir elimi sedyenin baş kısmına yaslayıp hafifçe eğildim ve gülümsedim. 

    Sakın korkma. Hepimiz buradayız. Sen çıkana kadar şu duvarla arkadaşlık kuracağım. deyip çenemle sağ taraftaki duvarı işaret ettim. Derin gülümsedi. 

    Korkmuyorum. 
    ···
  18. 293.
    +13
    Gülümsemesine karşılık verip hafifçe eğildikten sonra alnını öptüm. Anında kızarırken ben çoktan geri çekilmiş, bu yöne gelen ailesine yol vermiştim.

    Çok kısa sürecek, dedi babası o gür sesiyle. Annesi konuşmayıp gülümsedi. Derin de onlara koca bir gülümseme verdikten sonra Derin! diye bir seslenişle hepimiz merdivenlere baktık. Bora ve Eda nefes nefese korkuluklara tutunmuş, sürüne sürüne çıkmaya çalışıyorlardı. Derin kıkırdadı. Derin'in olduğu kadar cesaretli olmayı diledim. 

    Sana asansörü kullanalım demiştim, dedi Eda sessizce. Sonra Derin'in yanına gidip bir yığın motive edici şeyler söylediler. Onlar da ayrıldıktan sonra hemşire tam Derin'i içeriye sokacakken Bekleyin, dedi biri. Bütün gözler bana döndü. Konuşanın ben olduğumu o sırada fark ettim. Bana bakan gözlere zorla gülümsedikten sonra Derin'in yanına sessiz adımlarla yaklaşıp bir elimi saçlarına yerleştirdim. Eşek gözleriyle dikkatli bir şekilde beni izliyordu.
    ···
  19. 294.
    +14
    Eğer dönmezsen -hoş, döneceksin ama- olur da eğer dönmezsen, kitaplarını ateşe veririm. Anladın mı? 

    Gözleri kocaman açıldı.

    Öyle bir şey yapmazsın? 

    Yaparım, dedim kararlılıkla. Kitaplığın da dahil buna. inatçılığın sınırlarını zorla olur mu? Ailene döneceksin. Bana da öyle. Elimi saçlarından yanağına indirdim. Bir süre baş parmağımla yanağını okşadıktan sonra geri çekildim ve hemşireler beklemeden Derin'i koca kapılardan içeriye soktular. Kapılar kapanıncaya kadar arkasından gülümseyerek baktım. Kapıdaki aralık küçük bir çizik halini aldı, yüzüm de gerçek halini. Gerginliğimi gizlemek için ellerimi yüzüme kapattım ve cam kenarındaki portatif sandalyelere yürüyüp en yakındakine oturdum. Korkuyordum. Ellerim titriyor, boğazımdaki yumru her saniye büyüyordu. Parmaklarımın arasından etraftaki kişilere baktım. Derin'in ailesi, Burak'ın ailesi, benim ailem ve iki arkadaşım. Bu kadar mıydı? Derin dönmezse sadece bu kadar kişinin mi haberi olacaktı? Peki gittiğini ve bir daha asla dönmeyeceğini öğrendikten sonra diğer arkadaşları ne yapacaktı? Kaçı üzülecekti? Kaçı üzülmüş gibi yapacaktı? Titreyen ellerimi yumruk yaptım.
    ···
  20. 295.
    +14
    içimden bildiğim bütün duaları okumaya başlamıştım. Derin dönmek zorundaydı. Yaşayacağı yığınla şey, çıldırtması gereken yüzlerce kişi vardı daha. Allah aşkına, beni tam delirtememişti bir kere. Dönmeliydi. Yine aynı huysuz, inatçı, laftan anlamayan kişi olmalıydı.

    Koridor üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. Kegib kegib nefesler almaya başladım. Omzuma bir el dokundu. Kafamı kaldırıp elin sahibine baktım. 

    iyi misin? diye sordu babam. 

    Nefes alamıyorum, dedim hızlıca. Bir elimi göğsüme koyup nefes almaya çalıştım. 

    Sakin ol, diye emir verdi babam. Kulaklarım uğulduyordu. Deniz! 

    Baba nefes alamıyorum, dedim bir kez daha. Babam omuzlarımdan tutup kaldırdı ve merdivenlere yönlendirdi. 

    Gidemem, dedim kısık bir sesle. Çok fazla terliyordum. Korkum beni yok edecekti. Babam beni dinlemedi ve merdivenlerden indirmeye devam etti. Sonunda kendimi hastane bahçesinde buldum.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pampa
      ···