arkadaşımın sevgilisini 1 sene boyunca siktim

dolmuşun ön koltuğuna oturmuş merkeze doğru gidiyordum.bir ara gözüm şoföre ilişti. ağzında sigarası ve fonda çalan damar müzikle tezat olarak mutlu gibiydi. bozuk paralar geldikçe daha da neşeleniyordu muallaktor. bozuk para üzerine kurduğu imparatorluğun verdiği gururla üstünde güneş batmayan magirüsünü daha bir zevk alarak sürüyordu. derdi, kederi,gelecek kaygısı yok gibiydi. akşamda arabayı bıraktıktan sonra beyaz bir şahinin içinde efes şişe birasını içerek keyif yapacaktı büyük ihtimal.ne yalan söyleyeyim o an için çok özendim dolmuşçuya da dolmuşa da.aklımdan bunlar geçerken dolmuşçunun sesiyle bir anda kendime gelmiştim. 'arkada vermeyen kaldı mı abiler ablalar.'

667 27

Cocuga arkadasim demeye utanmiyor musun pekekent

Reserve amk ben bunu nasi onceden görmedim sonra okurum

merkeze gelince karnımın acıktığını fark etmiştim. ucuz yollu olsun diye donas'ta yemeye karar verdim. siparişi verdim ve beklemeye koyuldum. sipariş geldikten sonra sinirlenmiştim. nedenine gelecek olursam donas artık bozmuştu bunu biliyordum ama dürümün içinden resmen yağ akıyordu. gelen yağlı dürümü aldım ve kasaya doğru yöneldim.'bu yaptığınız artık ayıptır hocam. eskiden ne kadar güzel yapıyordunuz bu mereti. eski günlerinizi özlüyorum' dedim. adam da bir iki mırın kırın etti 'istersen para verme abi bu seferlik benden olsun' dedi. istediğim bu değildi dıbına koyim. çamura yattığımı sandı para vermemek için ama niyetim bu değildi.

muratkent'e gittikten sonra bir de donas beni eskilere zütürmüştü. kıçı kırık bir tavuk dürüm yüzünden hüzünlenmiştim gece gece.

amın oglu unuttuk hep bi prewious week on arkadaşımın sevgilisini 1 sene boyunca gibtim yapsaydın

anlat lan bayilirim boyle seylere, zati ilk entri de bosalayazdiydim ohs

okumaya değer mi binler ?

ucuz olsun diye donas'ta yemek yiyecektim sözde ama dediğim gibi hüzünlenmiştim gece gece. yağlı tavuk dürümü mü paket yaparak çıktım dükkandan. paket yaptırmam boşa değildi...

eve yakın bir bakkala girerek ufak bir rakı aldım.tek başına rakı içmek dışarından bakınca melankolik dursa da ayrı bir keyfi vardır dostlarım.

yağlı tavuk dürümüm ve küçük rakımla beraber evin yolunu tutmuştum. cuma akşamı mesaiyi deviren devlet memuru gibiydim.

paket yaptırdığım tavuk dürümü rakının yanına meze yapmıştım. yanına da ek olarak ufak bir kaba yoğurt koydum.

ufakta olsa masamı hazırlamıştım.ilk yudumu aldıktan sonra rahatladığımı hissettim.ilk yudumdan sonra yaktığım sigara beni tam anlamıyla keyif pekekenti yapmıştı. sigarayla beraber pc'ye yöneldim. güzel bir liste hazırlayarak attım vinapa. şarkılar tıngır mıngır dönmeye başlamıştı.

nerden geldiğini bilmediğim tesbih bulmuştum odamda. normalde çekmeyi pek sevmem ama çok hoşuma gitmişti. hafif duman altı bir oda, yağlı tavuk dürüm, loş bir ışık ve elinde tesbih bir adet ben. anlatınca o atmosferi canım çekti yine beyler. rakı olsa da içsek dıbına koyim...

rakının dibine geldikçe oturduğum yere gömülmüştüm. yaktığım sigarayı içmediğimi fark ettim. yarısına kadar yanmıştı ve kendi kendine dumanlar çıkarıyordu. tesbihi çekme hızım da yavaşlamıştı. uyku moduna alınan bilgisayar gibiydim. gecenin sessizliğinde kendi sesimi dinliyordum.

bu sessizliği bozan kapının tıkırtısını duydum.ev arkadaşım gelmişti. kapı kapandıktan sonra yalnız gelmediğini fark ettim. birisi daha vardı yanında. gelen sesleri tam çözemiyordum ama büyük ihtimal ayakkabılarından tanıdığım hatunla beraber gelmişti.

fazla vakit kaybetmeden odaya çekildiler. olan biteni anlamak için duvara bakarak gelen sesleri dinliyordum. sonrasında duvarların ne kadar önemli olduğunu fark ettim. etrafı duvarla örülü diye bir odanın içinde sevişiyor, sıçıyor ya da duş alıyorduk. peki bu duvarlar olmasaydı ne olacaktı dıbına koyim ?

duvarların insan hayatında ki yeri ve önemimi düşünürken iyiden iyiye uykum gelmişti.her zaman değil ama bazı geceler duman olmuş oda da yatmayı severim.o gece de odayı havalandırmadım. nikotine boğulmuş yastığıma doğru uzandım. fonda hala aynı şarkılar dönüyordu ve yan odadan duvardan seken sesler gelmeye devam ediyordu...

sabah uyandığımda ağzımın içi küllük gibiydi.ama perdelere ve odaya sinen sigara kokusu için buna değerdi. işemek için tuvalete gittim. dönüşte ayakkabılara baktım ve yanılmadığımı gördüm. geçen sefer gördüğüm ayakkabılar tekrar gördüm. anlaşılan tek gecelik ilişki değildi yaşadıkları.

mutfaktan bir bardak su alarak tekrar odama yöneldim.

senin yalanlarının amk.. cık bir acıklama yap kamuoyunu sakinleştir yok efendim 170 i yanlış yazdım 160 diecektim bu ülkede 170 at lan att..
yoksa senin amk

ağzımı biraz ıslattıktan sonra güne merhaba sigaramı yaktım. odaya geceden sinen kokuyla daha bir güzel gidiyordu ilk sigara.

hava aydınlanmış normal insanlar için hayat çoktan başlamıştı.ama günün o saatleri benim için işemek ve sigara içmek için ayrılan 10 dakikalık zaman diliminden ibaretti. sigaramı içtikten sonra tekrar uzandım yatağa. hülyalı olmasa da benim için fena sayılmayacak bir uykuya daldım tekrardan.

öğleden sonra uyandım tekrar. uyandıktan sonra telefonu elime aldığımda 2 cevapsız arama vardı. arayan irem'di.kafam biraz açıldıktan sonra aradım. kısa bir konuşma geçti aramızda.ses tonundan ne diyeceğini az çok kestirdiğim için kısa kestim konuşmayı. yılbaşı yaklaşıyordu ve büyük ihtimal beraber bir şeyler yapmak isteyecekti.

yine yeniden resrved

upupupupuppu

irem'le beraber bir şeyler yapma konusunda artık kararsızdım. bunda ev arkadaşımın irem'i aldatmasının da etkisi vardı.iş iyice garip bir hal almıştı arada kalan keriz gibi ben olmuştum.

durumu da kimseye açıklayamıyordum.ne irem'e,ne ev arkadaşıma ne de bir arkadaşıma...

ilk zamanlar çok fazla sorun etmiyordum. hikayede ki kötü adam ben olabilirdim. altından kalkabileceğim bir durumdu.ama şimdi kendimi gereğinden fazla sorumlu hissettiğim birisi oluşmuştu. düşündükçe ne yapacağım konusunda hiç bir çıkar yol bulamıyordum. irem'de bende ki bu gerginliğin farkındaydı ama anlam veremiyordu...

rezerved