askerlik anılarımı anlatıyorum beyler

reserved

az kaldı zaten giderken okurum

@78 sende anlatta dinleyek amk

asker kaçağı en iyisi

10 ocak 2011 usta birliğine geçtik. gerçi usta birliği dediğimiz de 2 yandaki bina. bölük astsubayının ismini daha gitmeden çok duymuştuk. astsubay cevdet. lakabı cehennem cevdetmiş. adamın zütünden kan alıyomuş çok afedersin öyle dediler. tırstık tabi acemilik bitti ama hala çaylağız. sabah 6 da yine içtima yapıldı. biçok yerde günde bir kere yapılıyomuş bu içtima. bizde firar çok olduğundan 3 öğün içtima yiyoduk.

içtimayı güç bela tamamladılar bu dalyarak uzmanlar. sonra cehennem cevdet geldi. adamın tipi tasvir ediyorum gözünüzde canlandırın.
1.90 boylarında kel, yusyuvarlak suratlı, iri bi abimiz. adam bakışlarıyla hoplatıyo resmen. arkadan "yarraa yedik" diye bi ses geldi hatta bizim poşetlerden. bizi etrafına topladı cehennem, hepimizin nerde yaşadığını, ne iş yaptığını not aldı. istanbullu olduğumu söyleyince gözleri parladı muallaktorun.

nerde çalıştığımı sordu cehennem. havalimanında çalıştığımı söyledim, anladı inceden cukka olduğunu. bölük astsubayları inceden sakalcıdır bilmeyenler için söyleyeyim. para değil de ufak hediyeler hoşlarına gider. genelleme yapıyorum tabi.
dedigim gibi bakım bölüğü olduğundan alaydaki bütün araçların bakımları bizim tarafımızdan yapılıyo. uzun dönemlerden zaten araba ustası olanları ayıklamışlar. bizi de yazıcı yaptılar sağolsunlar.

benim görevim günde yarım saat sürüyodu sadece. gelen araçların excel'de periyodik bakım değerlerini değiştiriyodum. aynı anda 3 araca bakılırdı. land rover jipler en kolayıydı, en zoruysa bu 69 model gibimsonik kamyonlar. kağıtlarını güncellediğim araçları kime istersem veriyodum, bakımını o yapıyodu. bu elemanlardan biri de öncelerden anlattığım yemekhanedeki bin recepti. öc alma zamanıydı.

2009 artvin cenderme ulatırma tabur k.

ccc 87/2 ccc

reserved

Reserved

reserved anlat bin iyi vakit geçer bunla

Rezerved iyiymis panpa

Recep konyalı, 1.40 boylarında, muhtemelen konyanin hobbit boylarindan gelen, sarışın, mavi gözlü, fazla 31 den suratı sivilce dolu safkan bir huur çocuguydu. Komutanlara yalakalik yapmak icin bütün haberleri uçurur, askerligi rahat geçerdi. Bildigin muhbirdi amın ızdırabı. Yemekhane olayından tutulmuştum zaten bu kansıza; bi sekilde gibmem şarttı. Kinci adamım aga ben, terso yapana ses çıkarmam ama uygun zamanı gelince acımam giberim. Askerlik de bunun yapilacagi en baba yerdi sonuçta.

Arac bakimlarinin basindaki kıdemli başçavuş turgay'in yanına yazıcı olarak vermişlerdi beni.
Turgay komutan fred çakmaktaş'in birebir kopyasıydı. Göbek şekli bile ayniydi hatta. Çok babacan adamdı. iki kelimeyi bir araya getiren yazıcısı olmamış hiç belli ki, baya muhabbet ediyoduk.
Fikirlerime önem veriyodu hatta çaktirmadan dediklerimi yapiyodu. Sonucta komutan egosu bu, tamam demezdi ama ertesi gun benim istedigim seyin yapilmasini emrederdi.
Turgay komutana, recep'in büyük aracları daha hizli yapabilecek tecrübeye sahip oldugunu, o yaparsa işlerin daha çabuk bitecegini bi kac gün boyunca işleyip durdum.
En son, bana niye sölüyosun oglum, kime hangi aracı istiyosan ver dedi.

Yaptigim bütün manipülasyonlar tutmuştu, kurdugum senaryo sahnelenmeye hazırdı artık. Recep'in zütünden kan alacaktım. Bu arada araçlara bakım yapan diğer iki eleman zeki ve ahmet benle iyi geçinmeleri gerektiğini anlamış, bir dedigimi iki etmiyolardı. 4 ay boyunca hep hafif işi olan araçlari onlara verdim. Filtre değiştirip yarim saatte bitiriyolardi işlerini. Sonrasında üstte asma katta bulunan çay ocağinda takiliyolardi. Recep'e gelirsek ilk 5-6 gün gibildiginin farkinda olmadan 40 yaşindaki kamyonlarin altina yatip yağlarini değiştiriyodu. Araclar o kadar uğraştiriyodu ki aksam 5'e yetiştiremiyodu araçları. Sabah bembeyaz bir tenle bakimina başladigi kamyonlarin altindan daniel amokachi gibi çikiyodu.

Pislik icinde oldugundan öğlenleri yemekhaneye almiyolardi recep'i. Herkes yemegini bitirdikten sonra gelip tek başina yiyiodu yemegini. Gün icinde kimseyle konuşamadigindan yavaş yavaş kafayi siyiriyodu huur cocugu. 10 dk da yemegi bitirip tekrar işin başina dönüp yardirmaya devam ediyodu umarsizca. Geçen 5-6 günün sonunda yanima gelip konuşmaya başladiginda özür dileyecek sanmiştim. Affedecektim muallakyi gerekli dersi aldi diye. gib kadar boyuyla, kendinden 6 yaş büyük "abi"sini tehdit etmeye başladi. " sana izdirap olucam, sen bittin" falan diye zirvalamaya başladi. Hic istifimi bozmadim ama sinirden kuduruyodum. Askerde olmasak kafasini zütüne sokup sektirmeye başlamam 3 saniyemi alirdi. Yapili bi adamim inceden, biraz zorlasam 1 saniyede bile topaça çevirebilirdim recep'i

Askerdeydik ama, haksız duruma düşmemek lazimdi. Sinirimi belli etmeden çik disari dedim recep'e. Tekrarladim soyledigimi sesimi biraz daha yukselterek bu sefer. Sessizlik oldu, kapiya yoneldi son kez donup sen goreceksin dedi ve cikti. Bi yandan muallakyi uyuz etmenin orgazmini yasarken diger yandan kültür mantari boyuyla beni tehdit etmesini yediremiyodum kendime. Tekrar gibmek farzdi zütvereni. Acele etmemek lazimdi ama zaman boldu, şartlar benim lehimeydi.

dayı bu sigara işi nasıl oluyo askerde mesela nd zaman içiyosunuz

Bu olayin ustunden bi iki gün sonra oglen yemegi sonrasi, bölük komutani yüzbaşi mustafa beni çağirtti. Direk uyandim recep'in komutanin yanina gidilp beni şikayet ettigine. Ağlamiştir hatta kucagina oturup. Bu devirde zütü yere yakindan korkacaksin derler, bu muallak de iyi manipüle ediyodu komutanlari. Ağliyodu, sizliyodu spora falan cikmiyodu kaytariyodu gavat.
Tekmilimi verip girdim iceri. Lafi hic dolandirmadan direk konuya girdi yüzbaşı. Recep'le ne alip veremedigimi sordu. Gayet efendi bir üslupla kimseyle bir derdimin olmadigini, verdigim isleri de gayet güzel yaptigini soyledim. Fazla yüklenme recep'i severiz dedi parmagini bana dogru sallayarak. Recep muhbiri oldugundan korumak istiyordu en nihayetinde.

Kibar bir üslupla seni giberün dedi kisacasi. Emredersiniz komutanip diip ciktim odasindan. Boşaydi ama bu çabalar daha hoplatmam bitmemisti recep'i. Mustafa yüzbaşi telefon gelmesinden dolayi ve poşet oldugumdan kildi bana. Firsatini buldugu an o da benden kan alicakti. Günler geçtikçe degisen bisey olmadigindan mustafa yüzbasi, turgay bascavusa benim yerimi degistirmek istedigini söyledi ( turgay komutan anlatti.) tirtilli arac bakimdaki ( tank, obüs vs.) yaziciyla degistirmek istedi yerimi. Recep'i kurtaracakti aklinca. Turgay komutan hem işimi iyi yaptigimdan, hem muhabbetimden, hem de komutanlar arasinda klagib olan askerini koruma içgüdüsüyle vermedi beni. Hatta seslerini yükseltmisler birbirlerine öyle anlatti.