/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +24 -2
    Astsubay Üstçavuş Fikret;
    Tayin yerimi merakla bekliyordum. Bir önce ki görev yaptığım Elazığ’da aşırı şekilde rahattım. Bunun sebebi malum kişilerle olan ateşkes anlaşması olabilirdi. Elazığ da alışılagelmişin dışında aksiyon dolu herhangi bir olay yaşamamıştım. Bünyem vatan, millet sevdasından kavrulurken bekarlığın verdiği rahatlık, para kazanmanın ve tam asker olmanın gururunu yaşıyordum. Tayin yerimi öğrenmeye saatler kalmıştı her an telefon çalabilirdi biraz heyecanlı biraz buruk şekilde öğreneceğim anı bekliyordum. Ben tayinden bir gün önce evime gelmiştim. iyi anlaştığım bir üsteğmen vardı onda her bilgim vardı o öğrenip bana geri dönüş yapacaktı. Tabi ben tahmin etmeye çalışacaktım. Öğle vakti 14 sularında üst üste yaktığım sigaraların birinde ev telefonu çalmaya başladı. Benden önce annem fırlayarak, bağırarak “Fikret çalıyor, Fikret” diye koşmaya başlamıştı bile.

    tek başlık altında okumak için: http://www.incisozluk.com...d%C3%BCrek-2005/sahibi/1/
    ···
  1. 2.
    +5
    “Alo” diyerek açtım.
    “Alo Fikret” dedi üsteğmen.
    Aramızda iyi bir dostluk vardı. Her ne kadar Elazığda nizamiyede resmi olsak da sivilde iki dosttuk.
    “Hadi ver şu haberi” dedim. “Hop öyle olmaz bi tahmin et bakayım” dedi.
    “Şırnak” dedim. Şırnak dediğim anda Annem “Allah” diye tepki verdi. Telefonu kulağımdan çekip “Yav anne bi dur Şırnak değil bizim Cevat üsteğmenle şakalaşıyoruz” dedim.
    Üsteğmen güldü. “Değil” dedi.
    “Hakkari” dedim.
    Üsteğmen “ Oğlum amma da terör bölgesi meraklısın tatil yeri düştü tatil yeri” diye sesini yükselterek şakalaştı.
    “Hasgibtir komutanım deme bana şimdi Antalya falan” dedim. Üsteğmen babacan bir insandı ve büyük dostumdu. Çok güzel anılar paylaştık onunla. Dosttuk, ciğerdik.
    “Fikret espiri bir yana olsun düştüğün yeri söyleyeceğimde yani bu ateşkes durumları bitti. Biraz riskli bölge değil bayağı riskli bir bölge Allah yardımcın olsun diyerek söylüyorum hazır mısın?” diye sordu.
    “Yav komutanım Allah aşkına heyecanlandım keşke sana söylettirmeseydim vallahi kalpten zütüreceksin bizi neresi geldi söyle hele.” Dedim.
    ···
    1. 1.
      0
      Sivas???
      ···
    2. 2.
      +1
      hayatın yalan amk...
      askerliği oynadığı oyunlarda görmüş ergenin maceraları
      ···
    3. 3.
      +1
      Okuma kardeşim. Yazana okuyana saygısızlık etme.
      ···
    4. 4.
      0
      Rezervatullahul kerim
      ···
    5. diğerleri 2
  2. 3.
    +5
    Üsteğmen “Hadi gözün aydın Ağrı Doğubayazıt” dedi.
    Duyduğum anda heyecanımın kesildiğini üstümden bir tutam su boşaldığını söyleyebilirim. Yeni bir şehir, yeni insanlar, yeni bir adapte süreci beni zorlayacaktı onlar başımı ağrıtıyordu fakat bu sefer terörün yoğun olduğu bir bölgede olacaktım. Telefon kulağımdayken gözümden film şeridi gibi dağlar, bayırlar, soğuk havada ağzımdan çıkan nefes, g3ün kabzesi, mermisi, toprak bir anda geçip gitti. Zor şeyler yaşayacağımız belliydi. Hızlıca toparlayarak tekrar üsteğmen bir şeyler söyledi “hadi ben kapatıyorum Fikret arayacağım seni duydun dimi beni Ağrı Ağrı” dedi. “He he duydum komutanım eyvallah tamamdır görüşürüz” deyip telefonu kapattım.
    Annem “Neresi?” diye sordu. “Anne kesin bir şey yokmuş espiri yaptık biraz şimdi benim bazı evrakları almam gerek ben bir merkeze gideyim gelince kesinleşir tamam mı?” dedim. Annem benim sözümü pek üstelemez çokta sorgulamaz “tamam o zaman bende namazımı kılayım” diyerek odaya geçti. Bende hemen bazı evrakları almam gerektiği için evden çıkıp bir sigara yakarak arabama doğru gittim.
    Ulan Ağrı da ne yapacağız ya. Ağrı ismi bile mağara gibi ama sigarayı nasıl içiyorum nasıl dert sahibi olmuşsam. Sigaradan çok derin bir duman alıp iç çektim “Ah ah dertsiz başıma derdim” deyip arabaya doğru yürümeye başladım.
    Masum yürüyüşler bunlar;
    Nereden bilebilirdim ki bu ayaklar Tendürekte saatlerce yürüyecek
    Nereden bilebilirdim ki bu eller kaç aslanı kollarında taşıyacak
    Nereden bilebilirdim ki bu parmaklarım kaç leşe mermi atacak
    Nereden bilebilirdim ki bir parçamı Ağrıya gömeceğim
    Nereden bilebilirdim ki Ağrı hayatımın dönümü olacak.
    ···
    1. 1.
      0
      Niyazi bey siz küçükken çukura girip taciz edilip sonra taa 20 25 yaşına kadar çaycılık yapıp ve sonrada o adamın kızı size yar olmadı diye ayrılan panpamiz değilmisiniz neden yalan hikaye anlatırsın o vakit?
      ···
      1. 1.
        0
        Olay 2. ağızdan anlatılıyor.
        Olayı anlatan kişi Fikret T***
        Fikret Abi şuan da Ankara da yaşamakta.
        Ben yaşayan değil aktarıcıyım.
        Aydınlandın mı?
        ···
    2. 2.
      0
      Kalemin güçlü yaz pqnp
      ···
  3. 4.
    +6
    Evrak işlerimi hemen bir tanıdık vasıtasıyla hallettim. Dışarda güzel bir yemek yedim. Aldığım evrakta her şey yazılıydı yani şöyle söyleyeyim şu şu saatte şu gün şu dakika ordasın. Günlerden Çarşambaydı evrağa göre Pazartesi günü Ağrıda olacaktım. işlerimi hallettim karnımı doyurdum bir sigara yaktım benim babadan emektar 89 şahine atladım vardım eve
    Kapıyı çaldım açan yoktu tekrar çaldım gene açılmıyordu. Müstakil bir evimiz vardı bahçeli, bahçesi geniş sarı duvarlı güllerle donanmış bahçeli bir müstakil ev. “Allah Allah” dedim herhalde anam namazı bitirememiş o yüzden açmıyordu. Camlardan bakındım da perdeye güneş vurduğundan dolayı pek içerisi belli olmuyordu bahçede bir koltuk vardı geçtim yattım. Hafif uzantı halinde gökyüzünü seyrederken uyuyakalmışım böyle hafif içim geçmiş ama var-yok 10 dakika.
    Sarı duvarlar bir anda siyah oluyor bir silüet beliriyor yanıma gelip bana bir silah veriyor “al bunu çabuk al komutanım al” diyor. “Ulan ben daha gitmedim diyorum ne silahı ne savaşı al lan silahı geri diyorum” hafiften koluna bakıyorum rütbe yok “rütben ne senin asker diye bağırıyorum” silüet bir anda bana trip atar gibi dönüp gidiyor “dur asker emir veriyorum dur” diyorum. “Beni çağırma komutanım ben daha sana yardım edemem” diyor. Silüet gidiyor “dur lan” diye bağırırken bir anda uyandım. Ama uyandığımda ne bir ses ne bir gürültü rüyamda hayvan gibi bağırdığım halde bir çıt bile çıkarmamışım. Öyle hissettim. Uyandım besmele çektim “bismillah bismillah” diyerek doğruldum bir sigara yaktım.
    ···
  4. 5.
    +5
    “Ananı gibeyim Ağrı adınla ürküttün bizi öleceğiz mi lan acaba” derken bizim kapı açıldı içeriden annem çıktı. “Yavrum ne yaptın belli oldu mu?” diye sordu. “Oldu anam oldu Ağrı dedim.” Yüzü düştü “hayırlısı olsun Allah seni korusun yavrum Allah seni bizlere bağışlasın.” Dedi yanıma oturdu ve elinde ki yeşil tesbihi çekmeye başladı. Anneme baktım meraklıydı ama teşbihi bırakmadı “korkma korkma akşam babam gelsin de konuşacağız nasıl bir yer anlatacağım” dedim. Hafif tebessüm etti tesbihatına devam etti.

    Nihayet akşam oldu. Babam gelmişti eve annemde o sıra yemekleri hazırlamış bende hemen sigaramı söndürüp mutfağa doğru gittim. Babamı görüp “Baba hayırlısıyla Pazartesi yolcuyum çağırın ablamları halaları da bir ziyafet yapalım hafta sonu” dedim. Babam biraz tedirgin “senin tayin işi nereye çıktı?” diye sordu. “Ağrı baba rahat ya Allaha şükür Şırnak, Hakkari falan değil ya kebap işte takılırız zaten ateşkes var bir şey olmaz” dedim. Ateşkes bitmişti ama ben ailemi var diye teselli ediyordum işte.

    Çarşamba akşamı haberleşme tanıdıklara, dostlara haber verme.
    Perşembe ve Cuma akşamı normal gün.
    Cumartesi tüm akrabalar geldi yemek ziyafet çay makara falanca.

    PAZAR GECESi
    Her şeyin başladığı gün.
    Vedalar zordur.
    Gözünün yaşını tutamayan annem gözünü yaşını zor tutan babam ve sevdiğim insanlar.
    Yeni tıraşlanmış yüz dalyan gibi bir astsubay sert, mert, korkusuz bakışıyla karşılarında.

    Geleceğim merak etme anam.
    21.08.2005
    ···
  5. 6.
    +5
    AĞRI / DOĞUBAYAZITA
    Genelde astsubaylar subaylar otobüsle falan pek uğraşmazlar kendi arabalarına atlarlar giderler fakat yollarda çok sıkıntı oluyor yani bundan 10-12 önce katliam kabul edilmiş yol kesme olayları var. Keza bende korkardım öyle şeylerden belirli bir yere gittikten sonra askeri eşlikle gitmek en iyisi. Atladık otobüse salladık elleri bismillah dedik. içte hüzün var burukluk var stres var ama bu stres askeri stres nizamiyeye giriyorsun kamuflajı üstüne geçirdiğin zaman o stres bitiyor. Gece yolculuğunu da hiç sevmem yol da bitmiyor zaten o zamanlar telefonlar var da böyle detaylı değil zaman geçirecek bir şeyde yok. Gözüm birine ilişti böyle tam sağımda ön çaprazda oturuyor bir baktım çok güzel saçları var hafiften yandan yanaklarını görüyorum hani yandan baktım dedim ki “ulan bu kız kesin dünya güzeli” fırsat bekliyorum ki dönsün diye kafamı yaslamışım sadece gözüm orada “tak” o sıra kız dönmesin mi sola doğru o sol cama bakıyor ben ona bakıyorum. Kıvırcık saçlı o biçim siyah bir üstü var hafif kırmızı tonları var. Altta kapalı renk bir pantolon giymiş. Kıza baktıkça büyüleniyorum bayağı bir seyrettikten sonra düşündüm “otobüs Ağrı otobüsü otobüsün %70’i kro bu hanımefendinin bu arabada ne işi var?” kafamda kuruyorum falan derken otobüs sağa yavaş yavaş yanaştı bir bekleme alanına girdi. Muavin ortaya çıktı “Arkadaşlar 15 dakika ihtiyaç molanız var” dedi. zütüm yapışmış hafif uyuşuklukla 3 saat kadar kıpırdamadığım yerden doğruldum hemen aşağı inerek bir sigara yaktım. Sigarayı titreyerek içerken otobüsün kapısından kestiğim hanım indi ilk defa bu kadar net görebilmiştim. Elini çantasına attı sanırım Bonddu hala unutmadım sigarasını çıkardı. Yaktı çekti bir duman benim durduğum kenara doğru geliyor. Beş on adım attı hemen 5 metre kenarıma geldi o orada sigara içiyor ben burada “Ulan laf atsam mı acaba numarasını falan alır mıyım” diye düşünüyorum içimden ama o zamanda herkeste telefon yok. Neyse zaten askersin orada neler yaşayacağının garantisi yok belki öleceksin at bir laf dedim içimden. “iyi yolculuklar Merhaba” deyiverdim. Kadın hafif şaşırdı beklemiyordu “merhaba sağ olun” dedi sanki bir şey isteyecekmişim gibi bakışı vardı. “Ben astsubayımda Ağrıya tayinim çıktı oraya gidiyorum siz neden Ağrıya gidiyorsunuz yani çokta gidilip gezilecek bir yere benzemiyordur herhalde” dedim. “Ne Ağrısı?” dedi. Şaşırdım. “Ağrı işte Ağrı il olan doğuda Kars Iğdır Ağrı” Yüzüme bakıyor bende ona bakıyorum ama ikimizde anlamsız bakıyoruz ters giden bir şeyler var ya o ayvayı yedi ya da ben. Kadın ciddi şekilde ama aşırı ciddi şekilde “Bu otobüs Ağrıya mı gidiyor” dedi. “inşallah gidiyordur hanımefendi otobüs gitmezse büyük sıkıntı olur” deyip kadını orada bıraktım ve muavinlere doğru hızlıca yürümeye başladım. Bakmayın böyle sempatik olduğuma taşı sıksam suyu çıkar askeriyede farklı sivilde farklı benim hayat bu. Muavini buldum “Muavin bir bakıver kardeşim” dedim. Muavin zayıf mavi gömlek giymiş kalın gözlük takmış hafif sakalları çıkmış 21-22 yaşlarında bir delikanlıydı. “Muavin bu araba Ağrı arabası değil mi kardeşim?” diye sordum.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    +5
    “Abi Ağrı otobüsü Ağrı merkez” Kendimi garantiye almıştım bir oh çektim. “Ee bir hanımefendi var Erzincana gidecekmiş o yanlış gelmiş o zaman” dedim. Muavin hafif tebessümle “He yok abi bu aracı Erzincanada sokuyoz ordan da yolcu alıyoz” dedi “Tamamdır eyvallah” deyip geri kadının olduğu yere geldim. Kadın beni bekliyordu meraklı gözlerle bana bakıyordu “yok ya sorun yok otobüs Erzincana da giriyormuş” dedim ve kadınla beraber sessizlikle sigaralarımızı içmeye devam ettik. Muavin tekrar geldi yolcuları topladı otobüse bindik yol boyunca kadını izlerken uyuyakalmışım. Uyandığımda kadın koltuğunda yoktu o sersemlikle geri yatmışım. Zaten daha da o kadını görmedim. Uyumasam da gözüm daima kapalıydı bazen dalıyorum bazen uyanıyorum ara sıra mola yerlerine gelip bir sigara yakıp evi arıyorum. En nihayetinde yol bitti. Çok uzun sürdü belki 1,5 gün yoldaydık öyle geldi.
    Evet burada sivil hayat artık bitti görev yapacağın bölgeye adımını ilk attığında artık sivilin yok. Laubalilik yok, espiri yok, makara yok artık sen bir sembolsün ve kendine yakışır olmalısın bayrağa, kamuflaja yakışır olmak zorundasın. Biz böyle gördük böyle bildik.
    ···
  7. 8.
    +6
    AĞRI/ MERKEZ
    Merkeze gelmiştim. Yakınında okul tarzı bina olan bir yerdi biraz geri kalmışlık Ağının her halinden belliydi. Benim gideceğim yer Ağrının K*** köyüydü. Bir an önce buralarda işlerimi halledip karakola kaçmam lazımdı. Merkeze girdim kapıda nöbet tutan asker anlamsızca bana baktı “işine devam et” dedim ve yoluma devam ettim. iJK da Cevat üsteğmenin harbiyeden bir gönül dostu bana eşlik edecekti gözlerim onu arıyordu iki yıldız görsem direk yapışacağım. Yok, etrafa bakıyorum kimse yok o sırada karşıdan gelen çavuşu gördüm “bir bakıver Engin üsteğmene nasıl ulaşırım?” diye sordum. Beni sivil gören çavuş hafif bir tartarak beni süzüyordu “ne için?” diye sordu. “soru sorma bana Engin üsteğmeni bul” dedim çavuş rütbenin ağırlığını hissetti herhalde kafasını salladı sol kenarda bir odaya doğru gitti kapıyı tıklatarak içeri girdi. iki dakika geçtikten sonra “içeriden hafif bağrışma sesleri gelmeye başladı içeride Engin üsteğmen olduğunu tahmin ettiğim kişi sert ve bağırarak konuşuyordu. Kapı açıldı ve çavuş kepi üstü incin şekilde dışarı çıktı. Bana bakıyordu “Noldu lan?” dedim. “Komutanın yanında misafiri varmış yanında da sivil biri sizi bekliyor deyince yanda ki yarbay torpil morpil anlar diye herhalde bana bir iki yapıştırdı sorun yok” dedi. Benim yüzümden çavuşun böyle bir olay yaşamasına alınmıştım açıkçası “bekle” dedim ve odaya doğru yürümeye başladım. Kapıyı tıklatmadan içeri girdim sivil halde selam ardına tekmili verdim. Üsteğmen bana bakıyor Yarbay bana bakıyor açık söylemek gerekirse bir astsubay olarak ne yüzbaşıya ne de yarbaya konuşabilirsin adamın zütünden kan alırlar ama gelecekte ki deliliğim oradan gelmeymiş. Yarbaya dönerek “komutanım çavuşa hanginiz vurdu?” diye sordum.
    ···
  8. 9.
    +5
    Yarbay saçları hafif beyaza yaklaşık sert ve dik bir adamdı ona karşı konuşmak büyük güç isterdi asil bir Türk subayıydı. Yarbay üsteğmene baktı sadece bir bakışla anlaştılar üsteğmen masanın önüne geçip üstüme doğru yürümeye başladı kolumdan tutup beni dışarı çıkardı. Kapıya gelir gelmez biraz uzaklaştık ve “Ulan gerizekalı sen Cevatın arkadaşı mısın?” diye sordu. “Evet komutanım” dedim. “Oğlum manyak manyak hareketler yapma ikimizin de dıbına koyarlar bak yarbayın yanında hesap sorar gibi konuşmak senin ne haddine” dedi. “Tayinciyim ben komutanım burada işim yok Cevat abi seni görmemi istedi diye geldim” dedim. Üf püf yaparak “Nereye?” diye sordu. “K***” dedim. “Geçmiş olsun” dedi. “Sağlık olsun” dedim. Üsteğmen beni pek sevmemişti belliydi kan uyuşmayınca dostlukta kurulmaz “bekle burada yada bekleme git uzakta bir yerde bekle Yarbay seni görmesin” dedi. “Tamam” dedim ve bahçeye çıktım daha ilk günden uykusuzluk çökmüştü delikanlılığa tak sürdürmediğimiz günlerde ilk günde ayvayı yiyorduk Allahtan bir sıkıntı olmadı geçtim bahçeye bekliyorum. Yarım saat beklemenin sonunda bir askeri araç yaklaştı motoru açık şekilde bekliyordu üsteğmen binadan çıktı bana işaret ederek “hop astsubay atla atla” diye bağırdı. Elimde tamam işareti yaparak sırtımda ki çantayı arabanın sağında bekleyen askere verdim arka koltuğa geçtim. Arabaya geçtiğim anda iki er “hoş geldiniz komutanım” diye beni selamladı. “Sağ olasın eyvallah rahat olun kasmayın siz hangi karakoldansınız” diye sordum. “Komutanım biz ikimizde sizin karakolunuzdayız yani siz K***’a atandınız dimi?” diye sordu. Evet diye onayladım. 1 haftadır astsubaylarının olmadığını beni merakla beklediklerini bana ilettiler. Hafif bıyık altı gülüşü olur ya onu yaptım. “Merakla bekliyorsunuz ama nizamiyede bu kadar yumuşak olmam” dedim. ikisi de tebessüm etti yola devam ettik. Ulan çok kuytu yerlerden gidiyorduk Elazığa göre daha kötüydü buralar her taraf dağ yüksek yamaç hayal kuruyorum buralarda neler yaşayacağım acaba yepyeni bir sayfa. Erlerden şoförün yanında oturana seslendim “bölgede terör durumu nedir?” diye sordum. “Komutanım kaçakçılık olayları çok oluyor karşımızda ki köy berbat bir köy gündüz dostlar gece düşmanlar o köyle aramızda buzullar var çok fazla tuzak ve taciz yaşıyoruz karakol baskına çok müsait askeri disiplinin üst düzeyde tutulması gereken bir yer” diye ekledi. “Yakın zamanda bir şeyler oldu mu?” diye sordum. “Komutanım benim 9. Ayım son 2 aydır hareketlenmeler var ama biz er olduğumuz için çok konularla ilgili değiliz emir askeriyiz.” Diye ekledi. “Gidelim bakalım görelim neler olacak” dedim.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    +8
    Gerekli ilgi ve istek gelirse 17:00 itibariyle devam ederek gece saatleri 04:00'a doğru bitiririz. iyi okumalar. iyi eğlenceler arkadaşlar.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpam bu hikaye yarım kalmasın lütfen. Eline sağlık şimdiden nasıl sağlam olduğu ortada
      ···
    2. 2.
      +1
      Canım dostum ben ilgi ve istek olan hiç bir hikayeyi yarım bırakmam. iyi dileklerin için teşekkür ederim.
      ···
      1. 1.
        +1
        Ben teşekkür ederim
        ···
  10. 11.
    +1
    reserved. klavyene sağlık
    ···
    1. 1.
      +1
      Teşekkür ederim kardeşim.
      ···
  11. 12.
    +1
    Rez alalım
    ···
  12. 13.
    +1
    Devam et üstad
    ···
    1. 1.
      0
      Devam edeceğim kardeşim.
      ···
  13. 14.
    +1
    Reserved. gece devam ederim
    ···
    1. 1.
      0
      Aşırı istek olursa akşam saatlerinde de hızlıca bitirebilirim kardeşim. Başlık rölantide seyrederse yarına sarkıtabilirim.
      ···
  14. 15.
    +6
    Merkezden yarım saat uzaklıktan yol giderek otoban tarzı yoldan dar bir patikaya girdik sol tarafımızda 10 metre kadar uzakta uçurumların olduğu bir patikaydı. Askere döndüm “ben ne kadar disiplinli ve delikanlıyım öğrenmek ister misin?” dedim. Sağ koltukta oturan er aynadan bana bakmaya çalışarak “uygunsa öğreneyim komutanım” dedi. “Siz benim askerimsiniz dimi” diye ekledim. “Evet komutanım” dedi.
    “Size yapılan yanlış rütbe ne olursa olsun size yapılan kabahat kıdem ne olursa olsun size sıkılan kurşun kim sıkarsa sıksın yanlış yapanı da suçlu bulanı da size kurşun sıkanı da bu uçurumlardan atarım” dedim. Askerler babacan bir astsubayın bu sözlerinden güç almış olacak ki “komutanım gerçekten çok baba bir insansınız Allah sizi başımıza resmen ihtiyacımız varmış diye vermiş” dedi. Yola doğru bakarken gözlerim dalmıştı gözümü kapatıp açtım “benim annem de babam da var onlar beni bu vatana yetiştirdi ben Türk askeriyim” ayakuçlarıma ters konmuş çantayı açarak içeriden bayrağı çıkardım “tüm olay bu, bu bayrak yere düşmeyecek aram sizinle daima iyi olacak anlaştık dimi?” diye sordum. “Anlaştık komutanım” dediler. Karakola yaklaşmıştık zaten patikadan gittikten 3-4 dakika sonra ileride hafif yokuşlu yoldan karakol kendini göstermişti. “Karakolda rütbeli var mı?” diye sordum. “Asteğmen var” dediler. Asteğmenler günahsız gençlerdir kimi ailesinin borçlarını ödemek için gelir kimi öğrenim döneminde ki borçları için kimi askerden sonra birikmiş parası olsun diye ben astekleri severdim. Astek deyip geçme aldıkları eğitim çok sert ama hep üzülmüşümdür onlara okuldan çıkıp dağın başına gelmek ilginç bir pgiboloji. Karakola yanaştık karakol içerisinde merakla bakan erler beni karşılamak için bekleyen çavuş onbaşılar derken karakolun kapısına geldik selam verdiler daha ilk günden hayt, huyt yapmak bize yakışmaz kafa selamı ile karşılık verdim çavuşun karşısına geldim. “Çantayı çavuşa uzattım her şeyimi hazırla yerimi yurdumu odamı elbisemi kıyafetimi 305 saniyen var çabuk hallet” deyip onu gönderdim. Erler bana bakıyordu kimi selam verip tokalaşmaya geldi onlara da babacan tavırla karşılık verdim. O sıra karakoldan sert bakışlı beden öğretmenliği okumuş sportif atletik bir asteğmen çıktı. Ondan yaş olarak büyüktüm pek bir fark yoktu. Beni gördü selam verdi “dur hocam ne yapıyorsun burada saygı var eyvallahta rütbene saygısızlık yapmayıver” dedim. Ayıp olmasın diye ben bir esas duruşa geçip selam verdim. Her ne olursa olsun onun rütbesiydi onu ben ezip geçersem askerlerde ezip geçerdi. Astek çok mahcup duruyordu “sağ olun estağfurullah” deyip beni odaya davet etti. Gür sesimle bağırdım “10 dakika sonra herkes burada hazır olsun!”
    Tümünü Göster
    ···
  15. 16.
    +6
    Asteğmen ile oturduk bana komutanım diye hitap ediyordu “yahu hocam ne sen bana komutanım de ne ben sana komutanım diyeyim şuan sen benden üstsün ama rütbe olarak e bende askeri olarak üstüm yani birbirimizi tamamlıyoruz böyle şeylere gerek yok dost olalım birbirimizi kırmayalım” yeter dedim. “Eyvallah abi” deyiverdi. “Heh bu da olur” diye karşılık verdim. “Ne zamandır buradasın” dedim. “Valla abi 6. Ayım bitiyor Allah büyüktür sayıyoruz günleri” dedi.
    ismi Murat hafiften saçları dökülmeye yüz tutmuş iyi bir insandı. Ispartadan gelmiş. “ismin nedir abi nereden geldin nasıl bir insansın bana bir bahsetsene kendinden” dedi.
    “Ben anlatamam işte buralarda bir olay olduğu zaman nasıl biri olduğumu zamanla görürsen ismim Fikret bir tutam deli bir tutam dolu ama mert bir adamımdır. Bayrağı yere düşürmeyen insanla işim yok bayrak yere düşerse ailemi bile tanımam” dedim. Normal sohbet ettik nerelisin ne iş yaparsın nerede yaşıyorsun evli misin gibi sorularla birbirimizi biraz tanıdıktan sonra 10 dakika geçmişti bahçede hazır olan erlerin kalabalığı hissediliyordu. “Müsaadenle” dedim odadan ayrıldım kafamı kapıdan çıkartıp “çavuş çavuş” diye bağırdım. Hızlıca yanıma gelip “Emredin komutanım” dedi. Kamuflajların ve odamın nerede olduğunu sordum hemen bana eşlik ederek bana ait olan odaya zütürdü beni. “Gidebilirsin” dedim. Hemen odaya geçip jilet gibi kamuflajları giydim kepi geçirdik çantamda duran küçük aynamdan bir kez kendime baktım bu en güzel halime son kez bakışımmış onu o zaman anlayamamıştım. Derhal dışarı çıktım kalabalık etmiş askerleri çavuş “ya oğlum komutan geldi düzgün durun” sesleri içinde “hop” diye bağırarak karşıma dizdim.
    “Merhaba asker” diye bağırdım. Orta düzeyli bir ses tonuyla “Sağ ol” cevabını aldım.
    Sert şekilde tekrar bağırdım “merhaba asker!” bu sefer daha sert bir sesle “sağ ol” cevabı geldi.
    Sağ ol sesi karşı dağlara ulaşıp dört kez bize geri gelmişti öyle bir büyük yankıydı.
    “Nasılsın asker” diye bir kez daha bağırdım. “Bu sefer daha hırslı bir sesle “sağ ol” cevabını aldım. Seslerin verdiği yankı bende ki askerlik ateşini resmen kabartıyordu.
    “Sizlerde sağ oldun” dedim. Ve “Beni rahatta dinle diyerek” komutumu verdim başladım anlatmaya…
    ···
  16. 17.
    +5
    Ben Fikret T*** buraya 48 saatlik uykusuzlukla geldim. 48 saattir uyumuyorum siz kaç saattir uyumuyorsunuz yedi mi sekiz mi artık küsün uykuya sizi ölüme hazır etmeye geldim. Bu saatten sonra herkes ölüme kendini hazırlasın. Korkacak gücenecek kızacak hiçbir şey yok. Kendinizi ölüme hazırlayın ama ölmeyin öldürün bütün kural bu. Ben sizden devlet için öldürmenizi Allah davası için öldürmenizi isteyen bir komutanım. ilerde bir takım olaylar yaşarız yaşamayız sonuna kadar birbirinize güvenin. Gideriz gitmeyiz gidecek gibi hazırlanın. Döneriz dönmeyiz dönmeyecek gibi hazırlanın. Bayrağa, vatana, toprağa laf getiren kendini asker bilmesin. Benden korkmayın bana korktuğunuz için saygı göstermeyin. Ben size siz bana hepimiz Allaha emanetiz. Sizi seviyorum ve seveceğim. Size laf etmem ve ettirmem. Sizden rica sizde bana laf söz getirmeyin. Herkes görevini yapsın. Söyleyeceklerim bu kadar deyip çavuşa döndüm. “Çavuş gerisi sende rölantide tut buraları nöbetleri kaytaranları yanıma gönder gerisi mühim değil” deyip odama doğru gittim.
    Nereden bilebilirdim bu söylediğim moral konuşmasını 3 gün sonra dağın başında söyleyeceğimi?
    Nereden bilebilirdim Murat asteğmenim?
    Üzgünüm asteğmenim hayallerinin yarım kalmasını hiç istemezdim.
    ···
  17. 18.
    +1
    Rez alayım başlık uplanmis olsun
    ···
    1. 1.
      +1
      ilgin için teşekkür ederim canım dostum. Çok kibarsın.
      ···
      1. 1.
        0
        Ben teşekkür ederim
        ···
  18. 19.
    +8
    ilk günün akşamında o kadar yorgundum ki ailemi aramıştım konuştuğumu vardığımı giyindiğimi belirttim. Ortamın iyi olduğunu benim tek sorumlu olduğumdan bahsettim. Babamla konuşurken babam biraz dalgın gibi konuşuyordu. “Yahu baba neden bu kadar sesin donuk geliyor” diye sorduğumda “yavrum bizim hacı amca seni rüyasında görmüş biri gelip sana silah veriyormuş sen kabul etmiyormuşsun sonra seni alıp zütürüyorlarmış bu rüyayı duyunca çok etkilendim” dedi. Bir anda tayin haberimi öğrendiğim ilk günkü rüya aklıma geldi. “Aman baba takılma böyle şeylere hayır olsun diyelim devam edelim bu tarz şeyler için kendini üzme bak ben iyiyim şimdi uyuyacağım anneme selam söyle kendinize iyi bakın” deyip telefonu kapattım. Hacı amcam da çok mübarek bir insandı hacca gitmişti rüyaları falan çıkıyordu. Bende pek babamın anlattıklarını düşünmemeye çalışıyordum ve o sıra yattığım yerde uyuyakalmışım. Yahu daha geleli 2. Gün olacak rüyalarda askerleri falan görüyorum Murat asteki görüyorum bayağı karamsar başlamıştım. O gün rüyamda Murat asteğmen bana gül veriyordu. Asteğmenim bu gül niye diye sorduğumda mezarlık çiçekleri bunlar deyip kendi etrafında bir tur atıyor ve elinde ki g3ü yere atıp silahımı ver silahımı ver diye bağırıyordu. O rüyamda bağırırken ben aniden uyandım çıkardığım kol saatinde saate baktım saat 04:20 civarıydı. Hemen doğrularak terliklerimi giydim odadan dışarı çıktım biraz yürüdükten sonra karakolun bahçesine çıktım nöbet bölgesine doğru denetleme amacıyla gidiyordum hafif hışırtı sesleri duyuyordum. Ürktüm. Hem etrafa baktım hem de nöbet yerine doğru yürüyordum. Nöbet yerine geldiğimde şok oldum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Saaarrrıyo komutanım devam
      ···
    2. 2.
      +1
      Parkedelim şöyle
      ···
  19. 20.
    +1
    Rez. Emeğine sağlık.
    ···
    1. 1.
      0
      Teşekkür ederim kardeşim var ol.
      ···