1. 1.
    0
    Bu yazı, astral dünyayı ve projeksiyon sürecini açıklamaya çalışan bir seri makalenin birinci bölümüdür.

    Lütfen bu incelemenin versiyon 1.x'ini okurken bunun ilk ciddi yazın denemem olduğunu göz inünde bulundurun. Bunları yazarken yazmayı öğreniyordum.

    Hayatımın uzunca bir süresinde, astral bedenimle astral plan üzerinde çalıştım. Dikkatli gözlem ve eleştirel düşünceyle onu anlamaya ve en nihayetinde ona ışık tutmaya çalıştım.

    istisnasız herkes, uyuduğunda düşük güç düzeyinde bir projeksiyonla bedeninden ayrılır. Ben bunu uyku projeksiyonu olarak adlandırıyorum. Astral beden, birkaç santim yükseklikte fiziksel beden üzerinde uçan balon gibi asılı durarak onun uyku pozisyonunu taklit eder ve daha ileri gitmez. Bir kere astral beden fizik bedenden ayrıldı mı, rüyalar yaratmada özgür kalır. Bu bizim aşina olduğumuz doğal (uyku, rüya) sürecidir. Bu esnada dünyanın kollektif rüya bilincine gömülürsünüz. Bu Rüya havuzu seviyelere ayrılmıştır. Hangi türde bir insan olmanıza bağlı olarak, ruhsal, ahlaki ilerleme vs... ilgili olduğunuz seviyeye kendinizi ayarlarsınız. Bu seviyeler genelde Planlar” (“düzlemler”) veya alt planlar olarak bilinir. Bu analojide hiçbir sorun yoktur yalnız tüm konsepti anlamakta şeyleri birbirine karıştırabilir.

    Eğer uyku projeksiyonu esnasında farkındalık sağlayabilirseniz, bir lusid rüya gibi onu kontrol altına alır ve planlar arasında hareket edebilirsiniz. Eğer düşünceyi kontrol altına alabilirseniz gerçek dünyaya dönüp bir astral form olarak gerçek dünyada iş göremezsiniz. Rüya havuzlarının veya astral planların baş döndürücü dünyasındasınızdır ve burada herşey mümkündür ama hiçbirşey inandırıcı değildir.

    Tamamen bilinçli'' bir astral form projeksiyonu yaptığınızda astral dünyaya değil fiziksel dünyaya projeksiyon yapmış olursunuz. Bu uzun zamandan beri yanlış anlaşılmıştır. Genelde bir astral projeksiyon olarak düşünülen şey bugün Lusid rüya olarak adlandırılabilir ki bu tamamen farklı bişeydir.

    Birçok yazar, her gece AP'la evrenin tozunu attığımızı belirtir. Bu basitçe doğru değildir. Astral formunuzun içindeyken dünyayı çok ıssız bir yer olduğunu fark edecek ve nadiren birilerinin oraya projeksiyon yaptığını göreceksiniz. Eğer birilerini görürseniz genelde sadece ayakta durmuş, kafası karışık ve sersem bir şekilde projeksiyon yapma ve yaratma durumu arasında yakalanmış olduğunu fark edeceksiniz. Bilinçli bir OBE (Out of Body Experience - Beden Dışı Deneyim) esnasında kontrolü kaybettiğinizde başınıza gelen budur. Ben bunu Alis harikalar diyarında etkisi olarak tanımlıyorum. Bu etki eğitimsiz zihinlerin karşısında duran etkin bir bariyeridir.

    Astral formdayken inanılmaz derecede güçlü ve genelde rüya yaratmada kullanılan bir yaratıcı gücümüz vardır. Fiziksel dünyanın prangalarından bir kez kurtulduğumuzda tam bir dünya yaratabilirsiniz ve genelde yaratırsınız da. Bu yaratıcı yetenek bir problemdir ve A.P hakkındaki tüm yanlış anlaşılmaların nedenidir.

    Her türlü psişik yetenekte olduğu gibi A.P içinde doğal bir bariyer vardır. Alis etkisi, eğer enerji ve kontrol seviyenizi iyi ayarlayamazsanız gerçek dünyada projeksiyon yapmayı birkaç dakikaya kadar sınırlar. Eğer bir bariyer olmasaydı - Bunu bir düşünün- milyonlarca insan dünya üzerinde gece, gündüz, mahremiyet ve sır kalmaksızın uçuşurdu. Bu içinde yaşanacak çok mutsuz bir dünya olurdu.

    Tamamiyle bilinçli bir A.P'de zihninizi ve enerjinizi kontrol edemezseniz ne olur? A.P sırasında bir noktada deneyim üzerindeki kontrolünüzü kaybetmeye başlarsınız ve iyi bilinen eşyalar yanlış yerlerde bulunmaya başlar. Kapılar, pencereler, mobilyalar, ekstra odalar oluşur vs... Bilinçaltı zihniniz yaratmaya başlamıştır veya siz kendinizi bir rüya düzlemine ayarlıyorsunuzdur. Bu bir kere oluşmaya başladığında artık neyin gerçek olduğunu bilemezsiniz. Bazı rüya havuzu seviyeleri veya düzlemleri gerçek dünyanın karbon kopyası gibidir. Onlara kendinizi ayarlayabilir ve kendinizi gerçek dünyada projeksiyon yapıyor sanabilirsiniz, ta ki bir Cheshire kedisine rastlayana kadar.

    Son birşey, doğu kökenli seviye konsepti; fiziksel, astral, mental, budik, atmik vs.. gerçektirler. Batılı astral projeksiyon konseptinde hep karıştırılmışlardır. Bunlar değişik bilinç seviyeleridir, o türde planlar değil. A.P yaptığınızda bilinç seviyenizi yükseltmezsiniz, aynen uyanıkken olduğu gibi. Bu Yüksek seviyelere sadece bilinci arttırarak ulaşılabilir, basitçe onlara projeksiyon yapamazsınız. Bu değişik bir tür projeksiyondur. Ben yüksek seviyelerde bulundum ama onları açıklamak çok zordur. Kesinlikle deneyimlenmeleri lazımdır. Genelde derin meditasyon esnasında ulaşılır.

    Bu yüksek seviyelere ulaşabilmek için bir parça durugörü yeteneği gerekir. Bu geliştirilebilir veya doğal yetenek olabilir.
    ···
  1. 2.
    0
    Astral projeksiyon (AP) beden ve zihninize bağlı otomatik bir reflekstir. Onu tamamen bilinçli haldeyken tetiklemek için üç ana gereksinim bulunmaktadır.

    1. Beden %100 rahatlatabilmeli ve uyanık kalmalısınız.

    2. Bilinç noktanızı bedeninizin dışına aktarabilmelisiniz.

    3. Projeksiyon üzerinde kontrol sağlayabilmek ve rüya durumuna geçmemek için yeterli zihinsel ve psişik enerjiye sahip olmalısınız.

    Bunlar, hep birlikte tam güç yüklü bir AP için gereken otomatik projeksiyon refleksini tetikleyecektir. Bir kaç küçük koşul daha vardır ama bunlar sizin deneyim ve çevrenize göre değişir.


    Rahatlama

    Bir tüm vücut rahatlatma egzersizini öğrenmelisiniz. Eğer bir tane biliyorsanız, bu uyarlanabilir. Bir sandalyeye oturun ve rahatlayın. Ayaklardan başlayarak gerin ve gevşetin. Uyluklar, kalçalar, mide, göğüs, boyun ve yüzle devam edin. Tamamen rahatlamış olduğunuzu hissedene kadar bunu üzerinden birkaç defa geçin. Bu esnada Derin ve yavaşça nefes alın ve solumun yolu ile alıp verdiğiniz havanın farkında olun.


    Zihinsel eller

    Bir çift Zihinsel ellere sahip olduğunuzu hayal edin. Bu ellerle kendinizi ayaklarınızdan yukarı bacaklarınıza doğru tekrar tekrar sıvazlayın. Onların sizi sakinleştirdiğini ve rahatlattığını hissedin. Çakralara özel önem göstererek bunu gövdenizin merkezine kadar devam ettirin. Zihinsel eller metodu, aynı zamanda bilinç noktanızı değişik vücut parçalarına odaklaya alışmanızı sağlayacaktır. Bu, zihinsel eller tekniğine kendinizden verebildiğiniz kadar verin.


    Enerji arttırma

    Zihinsel ellerinizi bacaklarınızdan yukarı doğru çekerken oradaki enerjiyi yakaladığınızı ve üzerinizde yukarı doğru çektiğinizi hayal edin. Bu içinizden akan psişik/hayat enerjisinin doğal yoludur. Pratik yaparak bu enerjinin her tarafınızda titreştiğini ve dalgalandığını gerçekten hissedeceksiniz. Kelimenin tam anlamıyla sizi bir pil gibi şarj edecektir.


    Çakralar

    Şuralarda yer almaktadırlar.

    1. Omurga kökü (Anüs ve genital organların arası)

    2. Dalak (Göbek deliğinin biraz altı)

    3. Solar pleksus (Göbek deliğinin bir el genişliği üstünde)

    4. Kalp (Göğsün merkezi)

    5. Boğaz

    6. Alın

    7. Taç (Kafanın komple üstü)


    Çakra uyarımı

    Çakralar, enerjinin dönüştürülme merkezleridir. Her çakra, gezegenin ham yaşam enerjisini değişik türde bir enerjiye çevirir. Zihinsel ellerinizle bu enerjiyi bedeninizden yukarı doğru çekerken her bir çakrada durun ve zihinsel ellerinizi onu açtığını hissedin. Enerjiyi ondan bir diğerine ve bu şekilde aktarın. Bunu birkaç defa devam ettirin. ilk başta hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz ama devam eden pratiklerle derinizin altındaki nabız atışını ve çırpınmayı hissedeceksiniz.

    Stop konrolü

    Bu egzersizler süresince herhangi bir gerginleşmeye karşı kaslarınızı kontrol edin ve gerektiğinde yeniden rahatlatın. enerjiyi yukarı çekerken kasların otomatik olarak yeniden gerilmesi çok genel bir problemdir. Hatırlayın, tüm bunlar zihinseldir, vücut bu esnada hareketsiz ve relaks vaziyette olmalıdır.


    Noktanın yerini değiştirmek

    Bilinç noktasının yerini değiştirmek için kendinizi, kendi önünüzde bir iki ayak mesafe ötede düşünün. Karşınızdaki bir şekil olarak DEĞiL ama kendinizi kendi fiziksel bedeniniz önünde olarak. Bu çok ince bir noktadır ama çabucak alışırsınız. Bu esnada herhangi bir kasınızı germeyin veya zorlamayın. Fiziksel beden size fiziksel olarak yanıt vermek isteyecektir, buna izin vermeyin.


    Zihinsel durum

    Yüzey zihniniz bu egzersizler esnasında tamamen meşgul olacağı için bu noktada herhangi bir zihinsel egzersiz gerekmeyecektir. Vücudunuzu çok rahatlamış hissettiğinizde vücudunuz ağır hissi verecek ve hafif bir transa gireceksiniz. Diğer egzersizleri bırakın ve zihnin gezinmesini kesmek için nefes farkındalığını kullanın.


    Nefes farkındalığı

    Nefesinizin içeri girdiğini ve dışarı çıktığını hissedin Nefes alırken enerjiyi kök çakranızdan kalp çakrasına kadar zihinsel ellerinizle çekin. Not: Eğer bu noktada vücudunuzda titreşimler başlarsa ve henüz daha projeksiyon yapmak istemiyorsanız başınızı hafifçe oynatın ve vücudunuzu sallayarak normal tetikte durma haline getirin.

    Bu egzersizler hergün yapılmalıdır. Birkaç dakikanızı ayırarak bu egzersizlerden bazılarını her yerde ve her zaman yapabilirsiniz. zaman içinde bedeninizin kolayca ve hızla size yanıt verdiğini göreceksiniz. Pratik yaparak tam rahatlama durumuna birkaç dakika içinde gelebilirsiniz. Bu eğitim, tam bilinçli bir AP denemesinde bulunduğunuzda gerekli efor miktarını ve bitkinliği azaltacakttır.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 3.
    0
    Bu makale tamamen bedenden ayrılmayla ilgilidir. (AP) Eğer daha önceki iki bölümü okuduysanız - okumanızı şiddetle öneririm- AP süreci hakkında biraz anlayışa sahip olmuşsunuzdur. ilgili konularla ilişkin daha fazla detaya gireceğim. Örneğin: dualite (ikilem), çoklu bedenler, felç, psişik rüzgar, uzun mesafeli AP, korku, astral ciks, etik, diğer bedenlere girme, astral varlıklar, AP kısıtlamaları, düşünce formları, iyileştirme, problemler ve sonraki makalelerde bulunan konu başlıkları.

    Not: Burada kullandığım ve tanımladığım projeksiyon metodu bugün AP olarak bilinen şeyden biraz farklıdır. Bu, gerçek dünyaya tam bilinçli bir projeksiyon yapma metodudur, astral dünyaya değil. Bu, güvenli bir yakın ölüm deneyimidir (Near Death Experience)

    Koşullar:

    Burada AP için ideal koşullar belirtilmiştir. Bunlardan bazıları sizin koşullarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre değişebilir.

    Rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir odaya ihtiyacınız vardır. Eğer arka plan sesler problem teşkil ediyorsa onları örtmek için radyoyu veya televizyonu bir boş kanala ayarlayın. Böylece beyaz gürültü bu sesleri örtecektir. Müziği önermiyorum. Beden ısısının uygun olduğunu kontrol edin çünkü AP esnasında beden ısısı kaybetmeye eğilimli olacaksınız.

    Işık, yumuşak olmalı oldukça kısık ama karanlık olmamalıdır. Gerekli olmasa bile tütsü yakmak bedenin rahatlamasına yardımcı olur. Eğer tütsü kullanıyorsanız bir türü sadece AP için kullanın ve bu türü başka hiçbir amaçta kullanmayın.

    Kol ve boyun desteği olan rahat bir sandalyeye ihtiyacınız vardır. Bu bir salon sandalyesi veya rahatça yaslanacağınız türde birşey olabilir. AP, oturur vaziyette uygulanırken çok daha başarılı olur. Sandalye, başın öne düşmesini engellemek için arkaya eğimli olmalıdır. Ön bacakların altına konan bir telefon rehberi faydalı olacaktır. Ayaklar için bir yastık ve bazen boynun arkasına küçük bir yastık veya havlu gerekebilir. Uçaklarda kullanılan boyun yastığı uygundur. %100 rahatlık sağlayana kadar bunları deneyiniz. Not: Bol giysiler giyiniz.

    Eğer yatak kullanmak zorundaysanız, diyelim ki hastalık, yaralanma veya koşullar yüzünden oturamayacak durumdaysanız kendinizi sanki yatakta yemek yiyecekmiş gibi yastıklarla destekleyiniz. Dediğim gibi, bu koşullardan herhangi biri sizin ihtiyaç ve koşullarınıza göre düzenlenebilir. Size şu anda en uygun AP koşullarını veriyorum.

    Yorgunluk:

    AP için çok yorgun olmamalısınız. ihtiyacınız olan konum, egzersiz yaptıktan, duş aldıktan, akşam yemeğinizi yiyip bir saat kadar dinlendikten sonra bulunabilir. Bir iyi hissetme ve tazelik, tükenme ve fazla yorgunluk değil, en iyisidir. Eğer gündüz projeksiyon yapıyorsanız sıkı bir egzersiz, sıcak bir banyo ve rahatlama öneririm. Vücut fiziksel olarak yorgun - dolayısıyla kolayca rahatlayabilecek bir durumda - olacak ve zihinde uyanık ve tetikte olacaktır. eğer ışık sorun yaratıyorsa uçaklarda verilen karartma gözlüklerini kullanınız. Bunlar rahattır ve rahatsızlık yaratmayacaktır.

    Not: Eğer AP'den önce veya o esnada ağzınızda tükürük birikirse bunu yutabilirsiniz, dilinizi oynatabilirsiniz vs.. Sizi çok etkilemeyecektir. Eğer hafifçe bedeninizi hareket ettirmeniz gerekirse, işi kolaylaştırmak için bunu relaks vaziyetinizi bozmadan uykulu bir biçimde yapın. Eğer öksürmeniz gerekiyorsa hafifçe öksürün. Eğer öksürüyor ve hapşırıyorsanız - unutun gitsin- gidin biraz uyuyun. Hissedebileceğiniz bir diğer duyum ise yüzdeki gıdıklanma hissidir ve bu çok normaldir. ilk safhalarda isterseniz kaşıyabilirsiniz. Sonraki safhalarda, ağırlık çöktükten sonra bunları gözardı edin, kısa zamanda geçerler. Bu çakra enerjisinden ve seyyal bedenlerin serbest kalmasından dolayı olmaktadır.

    Çıkış:

    Uygun olduğunuz zaman geldiğinde AP yapmak için kuvvetli bir niyet oluşturun, gerinin ve rahatlayın. Hafif bir transa girerken hissedilen ağırlığı hissedene kadar rahatlama ve enerji yükseltme egzersizlerini yapın. Nefes egzersizine geçin ve bilincinizi önünüzde sabitleyin. Arkanızdaki fiziksel bedeninizin farkında olun ve gerilimi kontrol edin.

    Etrafınızda ve içinizde bir titreşim başlayacaktır. Çakra aktivitesinin gücüne göre çok daha derin bir titreşim seviyesine yükselecektir. Bu durum, eğer neler olduğu hakkında bir bilginiz yoksa yoğun çakra etkisiyle çok dehşetli ve korku verici bir his olabilir. Kalbinizi imkansız denebilecek bir hızda atıyor gibi hissedeceksiniz. Bu kalbiniz değil, kalp çakrasıdır. Önemsemeyin.

    Bu şuna benzer: Elinizi göğsünüzün üzerine yerleştirin. parmak uçlarınız göğsünüzün merkezinde, kalbin üstünde olsun. Kalbinizle eş zamanlı olarak parmaklarınızı göğsünüze vurun. Bu oranı parmaklarınızın gelebileceği en hızlı seviyeye kadar yavaş yavaş arttırın. Bir çakra tamamen aktif hale getirildiğinde hissedilen durum budur. Bu durum deri altında seyiren bir kasın nazikçe bir atışlarından deliye dönen bir kasın derin, güçlü çarpıntısına kadar değişebilir.

    Çarpıntılara ve titreşimlere kayıtsız kalın ve kıpırdamadan durun. Tüm bunlara karşı bir, hııı hııı, tavrı takının ve anında dışarı çıkacaksınız. Çarpıntı ve titreşimler dayanılmaz bir düzeye kadar artacakmış gibi hissedilir. Onları dikkate almamalısınız. Süregelen projeksiyonlarla atıl çakralar dengeye girdikçe bu daha az fark edilir olacaktır.

    AP refleksi geldiğinde çarpıntı ve titreşimler bir kreşendoya ulaşacaktır. midenizin dibinde hafif bir düşme hissiyle vücudunuzdan yukarı doğru fırlayacaksınız. Derin titreşimler göğsünüzün içinden gelen sessiz bir mırıltıya dönüşecektir. Şu anda birkaç metre uzaklıkta kendi önünüzde yüzüyor veya havada asılı vaziyettesiniz. tüm egzersizleri bırakın - konsantre olun- ve sabit kalın.

    Bu müthiş! diye düşüneceksiniz. EVET yaptım. Şu anda bilinçli olarak astral bedeninizle projeksiyon yapıyorsunuz ve heey bu mükemmel bir his!

    ilk çıkışınızda bunu birkaç dakika ile sınırlandırın. - lütfen bu konuda bana güvenin - Bu önemlidir. Odanın etrafında gezinin - yavaşça. Bacaklarınız hakikaten yok ve SAKIN onları aramayın. Yer çekimi kanunu artık işlemiyor dolayısıyla dikkatli olun. Sadece odada biraz gezinin, nasıl olduğunu sormayın sadece yapın!

    Hareket ettikçe göğsünüzün derinliğinden, kalp çakranızdan derin bir mırıltı geldiğini hissedebilirsiniz. Bu küçük bir motor gibidir, hareket ettiğinizde hızlanır, durduğunuzda sakin bir (put put putlama) hissedilene kadar yavaşlar. Bu sizin güç hazneniz, enerjinizdir. Onun gücü çakra katılımına ve bedeninize olan yakınlığınıza göre değişir.

    Zihninizi kontrol altında tutun - sabit kalın- ve AP esnasında fazla heyecanlanmayın. Bedeninizden ayrıldığınızda orada olmayan hiçbir şeyi beklemeyin ve hayalini kurmayın. Bu, ALiS etkisine düşmemek için gereklidir.

    Şimdi, geri girme maksadıyla bedeninize dönün. Astral formda yenisiniz ve eğer hızlı atılırsanız %99 ihtimalle kontrolü kaybedip alice etkisine düşer ve hiçbir şey hatırlamazsınız. Uçmadan önce sürünmeyi öğrenin. Sonraki AP'lerde çok ileri gidebilirsiniz ama ilkinde bu kadarla kısıtlamak çok önemlidir.

    Geri giriş kolaydır. Bedeninize ilerleyin, o kendi halledecektir. Geri giriş refleksi durumu devralacaktır ve şıp- geri geldiniz. Yapmış olduğunuz şeyleri hatırlayarak HEMEN kalkın ve YAZIN.

    Astral zihin bilgisayardaki RAM gibidir. fiziksel zihin hard disk gibi ve kağıtta floppy gibidir. Hard diske kaydetmeden gücü kesin ve high mem'deki tüm bilgi gidecektir - puff- aynen böyle. Yazdığınız zaman bu hard disk zihninizde bir kıvrım oluşturur. Tam bir makale değil sadece birkaç anahtar kelimeye ihtiyacınız vardır. Detayları sonradan da tamamlayabilirsiniz. Bir AP günlüğü tutmaya başlayın.

    Tipik bir projeksiyon

    Sandalyemde oturuyorum, rahat ve sıcak. AP yapacağım. isterse dünya yıkılsın yapacağım işte! Dikkatlice rahatlama egzersizlerini yapıyorum çünkü biliyorum ki bu AP'nin gerçek sırrıdır. Zihinsel ellerimle enerjimi yükseltip çakralarımı aktif hale getiriyorum. Rahatça titreşmeye başlıyorlar. Kalp çakrama daha fazla konsantre oluyorum, diğerleri üzerinden ona daha fazla güç çekiyorum, en sonunda derin ve güçlü bir ritmle atmaya başlıyor. Transa girerken ağırlık hissi üzerime geliyor. Bir ceset gibi, ölü bir ağırlık gibi hissediyorum. Yüzümde seyirmeler oluyor ama boşveriyorum. Dikkat odağımı önümdeki BANA aktarıyorum. BEN öndeyim. Ama aynı zamanda arkamdaki bedenimin de farkındayım. Bedenimin derinliklerinden titreşimler gelmeye başlıyor. Nefesime konsantre oluyorum ama aynı zamanda dikkatimi dışarıda önde topluyorum. Titreşimler jeneratör yoğunluğunda bir vızıltıya dönüşecek kadar artıyor ama ben boşveriyorum. Adrenalin içimde dolanırken omurgam gıcıklanıyor ama ben boşveriyorum. Nefesime ve gideceğim yere odaklanıyorum. Kalp çakram contası fırlayacakmış gibi hızlı atıyor ama ha ha, Onun kalbim olmadığını biliyorum böylece boşveriyorum. Vızıltı, derin bir vınlamaya dönüşüyor ve bir anda serbestçe havalanıyorum. Hafif bir düşme, vınlama hissediyorum. Dışarı çıkıyorum ve birkaç saniye sonra kendi önümde durur vaziyetteyim. Vay be bu çok iyi hissettiriyor! Arayarak- avlanarak odada geziniyorum. Hareketlerim hızlandıkça kalbimdeki küçük motor hareketime ayak uydurarak daha sesli hırıldıyor.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 4.
    0
    Bölünme

    Uyuduğunuz veya herhangi bir beden dışı deneyim yaşadığınız her zaman, bilinç iki ayrı ama birbirinin benzeri parçaya ayrılır. Bu ayrılma çok iyi bir nedenden dolayı vuku bulur:

    Eğer astral projeksiyon, lusid rüya, obe ( beden dışı deneyim) ve yakın ölüm deneyimleri hakkında olayları okursanız, bölünme etkisini tarif eden birçok tanıma rastlarsınız. Bir beden dışı deneyim esnasında ayrı, suptil bir beden içinde olduğunuzu hissederken aynı anda fiziksel bedenin farkında olmak çok yaygındır. Bunun nedeni iki vücudunuz arasındaki telepatik bağdır. Astral projeksiyon durumunda, bu bağ fiziksel bedeni herhangi bir zarar görmemesi amacıyla denetlemekte kullanılır.

    Projeksiyon yaptığınızda astral dubleniz fiziksel bedenden ayrılır ve zihin bölünür. Bir parçası astral vücut içinde diğeri ise fiziksel bedenle kalması gereken eterik vücutta merkezlenmiştir. Astral form oluşturulduğunda zihninizin bir ayna yansıması oluşur. O SiZ'dir, her haliyle, bir band kaydının band kaydı gibi, ikisi de aynı, ikisi de SiZ!

    Sık sık, uyku esnasında, yansımış zihinler bir tür telepatik rüya paylaşımı içinde karışır. Fiziksel, eterik zihinde ayrıca rüya görme yeteneğine sahiptir. Bu rüya karışımı, birden fazla bilinç noktasından kaynaklanan bir tür rüya hafıza şizofrenisi oluşturur. Şizofreniye aşina olmayanların bilgisine, şizofreniler aynı anda zihinlerinde birden fazla düşünce dizgisine sahip olabilir.



    Dualite



    Eğer astral ve eterik bedenlerin ikisi de tamamen uyanık olarak, bir projeksiyon esnasında birbirlerine yakın mesafeden konsantre olursa çift yönlü bir telepatik bağ oluşur. Bu çok rahatsız edicidir ve bunu çok sık denemenizi önermem. Fiziksel/eterik SiZ ve astral SiZ birbirini aynı anda açıkça görecektir. Birbirinizin gözlerinden aynı anda, simultane bir şekilde, her iki görüntü setinin farkında olarak bakıyor olacaksınız.

    Üstüne üstük, durumu daha da karmaşıklaştıracak bir biçimde, simultane olarak kendinizinkilerle birlikte diğerinin de düşüncelerinin farkında olacaksınız. Bu telepatik bir geri bildirimdir, sonsuzluğa bir bakış atmanızı sağlamak için birbirine bakan iki aynayı tutmak gibi, yansımanın yansımasının yansıması vs...

    Bu rahatsız ve kafa karıştırıcı durum, projeksiyon esnasında birbirinize çok yakından bakmayarak ve birbirinizi düşünmeyerek engellenebilir.

    Bu, bir yönüyle bazen rüyaların niye çok karmaşık ve kaotik olduğunu bize açıklar. Zihin çok iyi bir nedenden dolayı bölünmektedir ve her iki parçada bağımsız olarak fonksiyon gösterebilmektedir.

    Projeksiyon esnasında bu fenomeni birçok kez deneyimledim. Onun üzerinde çalıştım çünkü yakınına geldiğimde fiziksel bedenimi hissedişim konusunu merak ediyordum. Ayrıyetten, projeksiyon esnasında aynı anda iki farklı işi yapıyor olmanın kafa karıştırıcı anılarını almaya devam ediyordum. Örneğin: Projeksiyonu hatırlarken ev içindeki ve sokaktaki olayların ve seslerin farkında olmak. Bu dualite başka projeksiyon yapanlar tarafından da bildirilmiş ama hiçbir zaman hakkı vererek açıklanmamış veya anlaşılmamıştır.

    işte dualiteyi ve telepatik geri bildirimi ilk deneyimleyişimin hikayesi:

    Ateşin yanında, sandalyemde meditasyon yapıyordum ve yağmur çatıyı dövmeye başladığında normal farkındalık halime döndüm. Rüzgar hızlanıyor ve pencereleri sarsıyordu. Saate baktım, sabahın üçüydü. Bu olağandışı değil çünkü bazen gece meditasyon yaparım. Kendimi iyi dinlenmiş ve enerji dolu hissediyordum. Kendi kendime düşündüm. Daha önce hiç yağmurda projeksiyon yapmamıştım. nasıl birşey olduğunu merak ediyorum.

    Yeniden gözlerimi kapadım, biraz sonra bedenimden dışarı projeksiyon yapmıştım.

    Duvarın içinden geçerek dışarı, yağmurun içine çıktım. ne kadar muazzam ıslak bir histi. Yağmurun içimden geçtiğini hissediyordum. Yağmur kokusu ve ıslaklık heryerdeydi ve beni enerjiyle dolduruyor gibiydi. Çatıya doğru yükseldim, bacanın üstüne oturdum ve şehrin üzerinden baktım. Yağmurun çatı ve sokaklarda dans edişini, oluklardan girdaplar yaparak dönmesini ve mazgallara dökülmesini izledim. Kendine ait dost bir sesi ve ritmi varmış gibiydi iç beni, sıçrat beni, lıkırdat beni, taşır beni diyordu. O an çok hoştu.

    Bacada otururken aşağıda, sandalyede oturan bedenimi hissedebildiğimi farkettim. Fiziksel vücudumu yakınındayken hissedip uzaklaştığımda hissetmeyişim her zaman ilgimi çekmişti. Bacadan aşağı kayarak kendimi daha yakından etüt etmeyi kararlaştırdım.

    Bir anda, kendimi hem duvardan geçerken hem de sandalyede otururken gördüm. O bendim, sandalyede oturan, duvardan geçerek süzülen bana bakan, ama aynı zamanda sandalyede oturan beni seyreden, sandalyenin on feet önünde süzülen de bendim. Bu sadece kafa karıştırıcı değildi aynı zamanda çok hasta hissetmeme sebep oldu.

    Aynı anda ve birbirine bağlı olarak iki grup görüntüye ve iki grup düşünceye sahiptim, bu büyüleyiciydi. Aynı zamanda bir şey ifade ediyordu. Sadece astral bedenim fiziksel bedenimden ayrıldığı için niye fiziksel olan düşünmeyi kesindi?

    Astral ben, o sırada onu izlemekte olan sandalyedeki beni inceleyerek odada gezindi. Hala fiziksel benin arkasında olsam da astral beni görebiliyordum. Astral beden odada gezinirken takip etmeye çalışan kendimi sandalyede oturur hissediyordum. Bunu yapmak sanki hiç kımıldamaya enerjim yokmuş gibi çok zordu. Kendimi dev gibi ve muazzam bir basınca karşı ilerliyormuş gibi hissettim. Görüntü noktamı hareket ettiriyordum ama fiziksel olarak pek hareket etmiyordum.

    Farkındalığım aynı anda hem eterik hem de astral bedenimde bulunuyordu. Böylece fiziksel ben astral beni kolayca ve her bir açıdan görebiliyordu. Eterik bedenim, kelimenin tam anlamıyla derimin etrafında dönüyordu. Bu, kapalı göz kapaklarının ardından ve değişik perspektiflerden görebilme yeteneği sık sık projeksiyon ve meditasyon yapanlar tarafından anlatılır.

    Bu dualite, şizofrenlerin bir nöbet anında hissettiklerine dikkate değer bir biçimde benziyor: Baş dönmesi, enerji kaybı, çoklu düşünce grupları ve yönünü kaybetme duygusu. Bu berbat kargaşa, astral bedenin yerinden oynaması yüzünden oluyor olabilir mi? Bu durumda bunu bulmanın tek yolu, astral görüş açısından bir şizofreni nöbet anında incelemek.

    Astral formumla eterik/fiziksel bedenleri inceledikten sonra şu aşağıdaki sonuçlara ulaştım:

    Normal uyku esnasında, enerji beden veya yaşamsal örtü olarak tarif edilmesi daha uygun olan eterik beden, sanki bir enerji süngeri veya güneş akümülatörü gibi çalışıyor. Astral bedenin serbestçe süzülmesini sağlayarak şişiyor ve açılıyor, bu esnada evrenden bir tür enerji (kozmik enerji?) emiyor.

    Genişlediğinde, büyük ve küçük tüm çakralar bir bahçedeki çiçekler gibi yavaşça açılıyor ve enerjileri yakalayıp emiyorlar. Uyandığımızda eterik beden, astral bedeni küçültüyor ve yeniden emiyor böylece içinde saklı enerjiler ve seyyal bedenler barındıran yoğun bir eterik kalkan veya deri oluşturuyor.

    Bazı kaynaklara göre, küçükleri de sayarsanız, 300 çakramız var.

    Farkındalık üzerine odaklandığı zaman eterik bedenin kabarıklığı, aynı zamanda kendi içinde bir küçüklük duygusunun eşlik ettiği bedendeki şişlik hissinden sorumlu gibi görünüyor. Bu tuhaf his karışımları sık sık astral projeksiyon ve meditasyon yapan insanlar tarafından anlatılıyor. Bunlara, şişip evrenle ilişkiye geçen eterik beden neden oluyor gibi görünüyor.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 5.
    0
    verdim eksini panpa
    ···
  5. 6.
    0
    reserved askerde deniycem bu astrali zaman geçsin diye
    ···
  6. 7.
    0
    pfojeksiyon eğitimi

    Tamamen bilinçli olarak astral beden projeksiyonunu tetiklemek için dört ana gereksinim bulunmaktadır.

    1. Uyanık halde kalarak bedeni %100 rahatlatmak

    2. Yapıyor olduğunuz işe %100 konsantre olmak

    3. Yeterli miktarda enerjiye sahip olmak

    4. Astral bedene ayrılması için yeterli baskıyı uygulamak

    Bu dört şey hep birlikte BDD'yi tetikler.

    Aşağıda size vücudunuzu rahatlatmayı, konsantre olmayı, zihninizi dinginleştirmeyi, enerji arttırmayı, çakraları canlandırmayı ve trans haline geçmeyi öğreten egzersizler bulunmaktadır.



    ZiHNi RAHATLATMAK

    Rahatlama

    Tüm vücudu rahatlatan bir egzersiz öğrenmeli ve onda ustalaşmalısınız. Eğer bir tane biliyorsanız onu adapte edebilirsiniz. işte çok basit bir tanesi:

    Oturun veya yatın ve rahatlayın. Ayaklardan başlayın, onları gerin ve rahatlatın. Alt bacak kasları, butlar, kalçalar, mide, göğüs, kollar, boyun ve yüzünüzle devam ederek tüm vücudunuzu iyice rahatlatın. Bunu birkaç defa üste tekrarlayarak tüm kaslarınızın rahat kalmasını sağlayın.

    Not: Derin fiziksel rahatlama trans haline geçmenin anahtarıdır. Aslında derin rahatlama trans haline sebebiyet verir. Bir kere trans haline geçtiğinizde astral beden projeksiyonu oldukça kolay olacaktır.



    Kontemplasyon (Derin düşünme)

    Meditasyona başladığınızda, yüzeysel zihinden gelip geniş bir zihin örtüsü gibi çalışan düşüncelerin istilasına uğrarsınız. Bunlar mesajlar, hatırlatmalar, bastırılmış düşünceler, çözülmesi gereken problemler, çözüme varmamış durumlar vs.. taşır. Bunlar sürekli meşguldür, Hiçbir zaman dinlenmezler, düşünceler, düşünceler, düşünceler, ardarda, hepsi zihninizde yaygara yapar.

    Zihninizi temizlemeye girişmeden önce aşağıda verilen nefes farkındalığı egzersizini kullanarak yüzeydeki düşüncelerle onlar üzerinde derin düşünerek ilgilenmek akıllıcadır. Rahatça oturun, rahatlama egzersizini yapın ve düşünün, başka bir şey yok, sadece düşünün. Zihninizdeki en kuvvetli düşünceleri bulun ve onları inceleyin, onları çözümlemeye ve anlamaya çalışın.

    Şu kelimeye dikkat: Düşünmek. Kontemplasyonun zihnin temizlenmesi veya imgelemeyle alakası yoktur. Bir konu hakkında, o konunun doğası, sizinle ilgisi üzerine daha derin bir anlayış ve içgörü kazanmak için sizden derin ve etraflıca düşünmeniz talep edilir.



    Nefes Farkındalığı Meditasyonu

    Burada basit bir meditasyon şekli anlatılmaktadır. Bu, zihninizi temizleyecek ve dikkatinizi odaklayacaktır.

    Yatın veya oturun, gözlerinizi kapayın, rahatlama egzersizini yapın ve zihninizi temizleyin. Derin ve sakince nefes alın ve bedeninize giren ve çıkan havaya dikkatinizi verin. içeri girdiğini ve dışarı çıktığını hissedin. Tüm dikkatinizi ciğerlerinize ve nefes alma sürecine odaklayın. Bu basit eylem yüzeysel zihninizi kaplamak için yeterlidir. Zihni istila eden düşünceleri daha başlamadan ve güç kazanıp sizi meşgul etmeden önce kararlılıkla itin.

    Nefes farkındalığı yüzeysel zihni kaplar ve sizin daha derin bir seviyede düşünebilmenizi sağlar.



    Yüzeysel Düşünceler

    Sesler çok rahatsızlık vericidir ve yüzeydeki düşünceleri üretirler. Araba kornası ´´Kim o? Ne oluyor?´´ düşüncesini, kapı açılma sesi ´´Kim geldi? kim çıkıyor?´´ düşüncesini oluşturur. Yüzeysel zihin etrafınızda neler olup bittiğini sürekli merak eder. Her şeyi bilmek ister, etrafınızda olan en küçük şeyde sizi bilgilendirmek ister, size gözlerinizi açmanız, kalkıp etrafta neler olup bittiğine bakmanız için baskı uygular.

    Bunun olmasına izin vermeyin. bu rahatsızlık verici, dikkat çeken düşünceleri bir eğitim aracı gibi kullanın. Onları dizginlemek ve kaile almamakla konsantrasyon gücünüz artacaktır.

    Bu rahatsız edici küçük düşünceleri daha başlarken, köklenip daha kuvvetli birşeye dönüşmeden evvel durdurun.

    Örneğin:

    ´´Kim o? Ne oluyor?´´ Şu hale gelir: ´´Kim o? Ne ... ´´

    ´´Kim geldi? kim çıkıyor?´´ Şu hale gelir: ´´Kim geldi? ki... ´´

    Pratik yaparak bu düşüncelerin başlangıçlarını gittikçe daha da kısaltırsınız. En sonunda şu hale gelirler.

    ´´Ki... ?... ?... ´´ ve ´´N... ?... ´´

    Ve en sonunda:

    ´´... ?... ?... ?... ´´

    Pek çok kişi, normal günlük aktivite içinde etraflarındaki küçük gürültüler yüzünden rahatsız olduklarından dolayı zihinlerini temizleyemediklerini söylüyorlar. Bunların üstünü örtmek için müzik veya başka sesler kullanmayın, onları eğitim için kullanın. Bu, ağırlık kaldırmak gibidir, eğer bulaşık süngeriyle çalışırsanız gücünüz artmaz. Eğer zihninize gerçek kas gücü vermek istiyorsanız bu işi zor yoldan halletmelisiniz.

    Yavaşça ama kesinlikle zihninizi temizlemeyi öğreneceksiniz. Bir kere becerildiğinde, çok değerli bir zihinsel araca sahip olmuş olacaksınız. Diğer her şeyi tamamen dışarıda bırakarak dikkatinizin %100'üyle konsantre olabileceksiniz.

    Bazen gürültülü, kalabalık bir odada küçük çocuklar tepeme tırmanırlarken trans halinde meditasyon yaparım. Hiçbir şey konsantrasyonumu bozmaz.



    Konsantrasyon

    Yapıyor olduğunuz işe tamamen konsantre olabilmelisiniz. Konsantrasyon ekgibliği başarısız projeksiyonun en büyük ve tek nedenidir. Rahatlama egzersizinden trans haline ve tam projeksiyona kadar projeksiyonun her safhasını etkiler.

    Konsantrasyon yeteneğinizi test etmek için: Oturun ve rahatlayın. Gözlerinizi kapatın ve zihninizi tüm düşüncelerden ayırın. Yavaş ve derin nefes alın ve her nefes vermenin sonunda nefesinizi sayın. Saymanın dışında yapabildiğiniz kadar zihninizi boş tutun. Bunu ne kadar sürdürebildiğinizi görün. Kendinize karşı dürüst olun, ne zaman bir düşünce gelse saymaya baştan başlayın.

    Eğer on nefes boyunca bunu sürdürebiliyorsanız iyi gidiyorsunuzdur. Yine de on nefes yeterince uzun değildir. Endişeye etmeyin, bu yeti aşağıdaki egzersizlerle daha fazla geliştirilebilir.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    0
    Konsantrasyon egzersizi (1)

    Görüntüyü tutma: Rahatlayın, zihninizi sakinleştirin ve muma veya ampule bakın. Bu ışığı önünüze, yaklaşık 1 metre uzağa koyun ve birkaç dakika buna sabit bir şekilde gözünüzü dikin. Gözlerinizi kapatın ve zihninizde kalan görüntüye konsantre olun. Bu görüntü kapalı göz kapaklarınızın ardında oluşacaktır. Mümkün olduğu kadar bu görüntüyü tutmaya çalışın. Bunu yaparken zihni sakin tutmak için nefes farkındalığını kullanın. Görüntü kaybolacağı zaman daha fazla büyümesi için çabalayın.



    Konsantrasyon egzersizi (2)

    Bir noktaya bakmak: Duvarda bir nokta belirleyin ve ona bakın. Ona odaklanmayın sadece nazikçe bakışınızı üzerinde tutun. Zihninizi tüm düşüncelerden uzaklaştırın ve güç kullanarak zihninizi boş tutun. Bunu yaparken yoğun bir şekilde nefes farkındalığına konsantre olun. Bir düşüncenin başlayacağını hissettiğiniz zaman onu uzaklaştırın. bitmesine izin vermeyin! Bunu sürdürebildiğiniz kadar sürdürün. Bunu gün içinde birkaç defa veya eğer yapabiliyorsanız daha fazla yapın.



    Konsantrasyon egzersizi (3)

    Enerji teneffüsü: Oturun ve rahatlayın. Gözlerinizi kapayın ve zihninizi sakinleştirin. Nefes farkındalığı egzersizini yapın ve nefes alırken içinize çektiğiniz havanın en sevdiğiniz rengin parlak renkli bir hali olduğunu hayal edin. Nefes verirkenki havanın ise çamurlu, gri bir renkte zehirli atıkla dolu olduğunu düşünün. Bu bir temizlenme egzersizidir. Nefes alırken enerji alıp nefes verirken negatif enerjiyi dışarı atarak çakraları canlandırır.

    Not: Bu konsantrasyon egzersizlerini yaparken gerilmemek için elinizden geleni yapın. Bunların hepsi zihinseldir. Başlangıçta, zihninizi durdurmak için onu sert bir topa çevirene kadar sıkmak gerektiğini düşüneceksiniz. Ama zaman içinde bunun tam tersinin doğru olduğunu göreceksiniz. buna alıştığınız zaman zihni sakinleştirmek çok rahatlatıcı olacaktır.



    Trans hali

    Derin bir rahatlama seviyesi ve zihinsel sakinlik elde ettiğiniz zaman bedeninizin gittikçe ağırlaştığını hissedeceksiniz. Bu ağırlık, siz trans haline girerken beyin dalgalarınızın beta seviyesinden alfa seviyesine dönüştüğünün başlıca belirtisidir. Trans hali derin fiziksel ve zihinsel rahatlama tarafından oluşturulur ve bunda tuhaf veya doğaüstü bir şey yoktur. Bu basitçe şu anlama gelir: Bilinçli zihniniz uyanıkken vücudunuz uyku durumuna geçmiştir.



    Nasıl transa geçilir?

    Rahatlama egzersizlerini yapın ve nefes farkındalığıyla zihninizi dinginleştirin. Karanlıkta bir merdivenden indiğinizi hayal edin. Merdiveni gözünüzde canlandırmayın, sadece kendinizi bunu yaparken hissedin. Nefes alırken hayali ellerinizle (aşağıda açıklanacaktır) bir yada iki basamak indiğinizi, nefes alırken ise basamakta durduğunuzu hayal edin. istenilen şey zihinsel bir düşme hissidir. Bunu yapmak, beyin dalgası seviyesini uyanık halden (beta), uyku haline (alfa) ve sonra derin uyku haline (teta) dönüştürecektir. Beyin dalgaları alfa seviyesine ulaştığında trans haline girersiniz. Bunu sürdüğü kadar yapın. Trans haline geçme süresi sizin derin rahatlama ve zihinsel sakinlik deneyiminize göre değişecektir.

    Not: Ağırlaşma hissine ulaştığınızda zihinsel düşme egzersizini durdurunuz.

    Eğer merdiven hoşunuza gitmediyse, bir asansörde olduğunuzu ve nefes verirken inip nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Veya bir tüy olduğunuzu ve nefes verirken düşüp nefes alırken durduğunuzu hayal edin. Yukarıda belirttiğim gibi, beyin dalgası seviyesini indirmek istiyorsanız zihinsel bir düşme etkisine ihtiyacınız vardır. Derin rahatlama ve zihinsel sakinlikle birleştirilmiş zihinsel düşme etkisi trans haline girmenize neden olacaktır. Bu derine gömülme hissini oluşturmak için yakın hissettiğiniz herhangi bir senaryoyu kullanabilirsiniz.

    Trans şöyle bir şeydir: Her şey sessizleşir ve daha büyük bir yerde olduğunuz hissini alırsınız. Bedeninizde hafif bir titreşim hissedersiniz. Her şey farklı hissedilir. Sanki karton bir kutuyu karanlıkta başınıza geçirmişsiniz gibi, atmosferin değiştiğini hissedersiniz. Sanki her şey biraz belirsiz ve hafifçe bulanık gibidir. Trans halinde keskin sesler güneş sinirağına fiziksel darbe gibi gelir.



    Derin Trans

    Ulaştığınız trans seviyesi ağırlıklı olarak rahatlığınıza, konsantrasyon yeteneğinize ve irade gücünüze bağlıdır. Daha derin bir trans seviyesine girmek isterseniz, örneğin teta seviyesi ve ötesi.. Nefes farkındalığı destekli zihinsel düşme hissine daha yoğun ve daha uzun süreli konsantre olmalısınız. Transın ilk seviyesi yani iyice ağırlaştığınız durum projeksiyon için yeterince derindir. Trans hali üzerinde yeterli deneyim olmaksızın kendinizi hafif bir transtan daha derin bir transa sokmaya zorlamanızı kesinlikle tavsiye etmiyorum.

    Derin transa giriyor olduğunuzu nasıl anlarsınız? Dört önemli belirti vardır.

    1. Ürpermenize neden olmayan rahatsız bir soğukluk hissi, beraberinde düzenli vücut ısısı kaybı.

    2. Zihinsel olarak her şey çok tuhaf ve çoooook yavaş hissedilecektir. Düşünce süreciniz sanki güçlü bir ağrı kesici iğne vurulmuşsunuz gibi yavaşlayacaktır.

    3. Tamamıyla bedeninizden ayrılmış hissedeceksiniz. Güçlü bir süzülme hissedeceksiniz ve herşey sanki çok uzakmış gibi görünecektir.

    4. Komple fiziksel felç

    Not: Bu dört belirti, hep birlikte, derin transa girdiğinizin belirtisidir.

    Astral beden gevşediğinde, hafif trans halindeki yumuşak süzülme hissini veya uzun süre sabit oturmaktan kaynaklanan vücut ısısı kaybı ve ağırlaşmaya benzeyen hafif felç hissini derin transla karıştırmayın. Derin trans hissi çok rahatsız edicidir ve başka şeyle karıştırılamaz.

    Derin trans haline geçmek çok zordur çünkü çok yüksek derecede gelişmiş rahatlama, konsantrasyon ve trans hali seviyesine ve bunu yanısıra oldukça fazla irade gücü ve zihinsel enerjiye ihtiyacınız vardır. Kaza eseri derin transa geçimez.

    Eğer çok derine gitmekten endişe ediyorsanız şunu hatırlayın:

    Kendinizi bundan istediğiniz an çıkarabilirsiniz. Tüm iradenizle parmaklarınızı hareket ettirmeye yoğunlaştırın. Herhangi bir parmağınızı kımıldatabildikten sonra ellerinizi gerin, başınızı sallayın, yani vücudunuzu yeniden canlandırın, kalkın birkaç dakika yürüyün. Bu egzersizlerle derin transa girmek bir problem teşkil etmeyecektir.

    Meditasyon gruplarında hafif transa girmiş ve kendini bundan çekip çıkaramayan pek çok insan gördüm. Perilerle uçuşup duruyorlardı :-)) Genelde nazik birileri onlarla konuşarak bu halden çıkarır veya gerçekliğe dönmeleri için bileklerine masaj yapar. Bu gereksizdir ve konsantrasyon ve irade gücü ekgibliği gibi ekgib eğitimin sonucudur. Kişi genelde geri dönemeyeceğini düşünür, bu yüzden fazla çabalamaz. Bu, aynı zamanda grubun dikkatini çekmek için iyi bir yoldur.

    Not: Zihniniz olağanüstü ölçüde güçlüdür ve çok geniş açığa çıkarılmamış kaynaklara sahiptir. Eğer eğitilir, koşullanır ve doğru bir şekilde motive edilirse sınırlar olmaksızın her şeyi yapabilir.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    Enerji bedenin genişlemesi

    Trans haline girdikten bir süre sonra hafif bir felcin üzerinize geldiğini hissedeceksiniz. Biraz sonra buna tüm vücutta derinlemesine bir titreşim ve vızıltı hissi eşlik edecektir. Aynı zamanda kendinizi kocaman ve şişmiş hissedebilirsiniz. Felç, titreşimler ve genişlik hissi enerji bedenin genişlediğinin ve astral bedenin gevşediğinin belirtileridir. Bu durum normal uyku sürecinin bir parçasıdır. Enerji beden, enerji çekmek ve saklamak için genişler. Bu esnada astral beden serbest kalır, hafifçe fiziksel bedenden dışarı kayar.



    Transa Aşinalık

    Pek çok insan projeksiyonu berbat eder çünkü basitçe trans haline alışkın değillerdir. Onun astral boyuta açılan dar bir pencere olduğunu düşünürler. Bu kesinlikle doğru değildir. Eğer trans haline girdiğinizde fiziksel ve zihinsel olarak sakin kalabiliyorsanız bunu saatlerce sürdürebilirsiniz. Ben düzenli olarak, her seferinde meditasyon esnasında birkaç saatimi trans halinde geçiririm.

    Eğer transa girdiğinizde söyle düşünüyorsanız ´´Evet! işte yaptım!... Transa girdim! acele etmeli ve bitmeden önce dışarı fırlamalıyım.´´ Kesinlikle çuvallayacaksınız demektir! Trans, rahatlamayı ve zihinsel sakinliği bozma gibi aşırı heyecanlanma durumlarında sona erecektir.

    Projeksiyon denemesi yapmadan önce sırf alışmak için bir süre trans halinde zaman geçirmek iyi bir fikirdir. Sadece rahatlayın, sakin kalın, nefes farkındalığına odaklanın ve transı sürdürün. Siz istemediğiniz müddetçe bitmeyecektir. Bunun nasıl hissettirdiğine alışın.

    Bunu rahatça yapabildiğiniz zaman, trans halindeyken aşağıdaki enerji arttırma ve çakra canlandırma egzersizlerini yapın.

    Not:

    1. Enerji ve çakra çalışmasını öğrenmek için trans halinde olmanız gerekli değildir. Sadece trans halinde daha iyi iş görmektedir.

    2. Trans pratiği yatarak yapılabilir, ama en uygunu rahat bir koltuktur.

    Astral bedeniniz trans halinde serbest kalacaktır, her seferinde biri olmak üzere astral kol ve bacaklarınızı kaldırmaya çalışın. Bir sonraki bölümde gösterildiği üzere ellerinizi kullanın. Yoğunlaşın ve kolunuzda farkındalığınızı hissedin ve yavaşça bedeninizden dışarı kaldırın. Bun yaparken hafif bir gıdıklanma veya kolunuzda veya bacağınızda bölgesel bir tuhaflık hissedebilirsiniz. Astral kolunuzu kaldırın ve gözleriniz kapalıyken ona bakın, ama bir kasınızı bile oynatmayın. Bu haldeyken kaplı göz kapaklarınızın ardından görebilmelisiniz eğer göremiyorsanız endişe etmeyin, bu daha sonra gelecektir.

    Astral kolları kaldırmak prokeksiyon için çok iyi bir egzersizdir. Daha sonra astral kollarınızı astral bedeni fiziksel bedenden çekmek için kullanacaksınız.



    Dokunsal Görüntü

    Dokunsal görüntü bölgesel vücut farkındalığının hissedilmesi veya algılanmasıdır.

    Elleriniz vücut farkındalığıyla çok yakın bir bağa sahiptir. Özel olarak her vücut parçasının farkındadırlar. Hayali eller, aşağıda belirtileceği üzere, bu farkındalığın (elden vücuda) bir uzantısıdır. Farkındalığınızı herhangi bir vücut bölümünde hissetmeniz istendiğinde ellerinizle, gerçek ellerinizle, vücudunuzdaki o bölüme dokunacakmış gibi yapın. Sonra farkındalığı kullanın. Bunu yapmak, bu bölgede hayali ellerinizin olduğu hissini verir.

    Gözlerinizi kapalı tutun ve ellerinizi yüzünüzün 10 cm kadar önünde tutun. Konsantre olun ve onların bulunduğu yeri hissedin ve kapalı göz kapaklarınızın ardındaki karanlıkta onları görmeye çalışın. Bileklerinizi çaprazlayın, yavaşça hareket ettirin, ellerinizi çevirin, parmaklarınızı açıp kapayın. Karanlıkta görmeye çalışıyormuş gibi zorlayarak bakın ve konsantre olun. Zihin gözünüzde, ellerinizin ve kollarınız bulunduğu yerde silik, kımıldayan gölgeler göreceksiniz.

    Gözlerinizi kapayın ve sağ elinizin işaret parmağıyla burnunuza dokunun. Gözleriniz kapalıyken parmağınızı vücudunuzun istediğiniz yerine tam olarak koyabildiğinizi göreceksiniz. Deneyin; elinizi, gerçek elinizi, vücudunuz değişik yerlerine koyun. Her zaman ellerinizin nerede olduğunu bilirsiniz, nerede olduklarını hissedebilirsiniz. Eğer bunu yaparken zihninizde neler olduğunu gözlemlerseniz dokunacağınız vücut bölümüne dokunma kararını verdiğiniz anda o bölgenin farkına vardığınızı farkedeceksiniz.

    Bu şekilde tüm vücudunuzun üzerinden geçerek vücudunuzun farklı bölgelerinde oluşan farkındalık hissine alışın.

    Olmakta olan şudur: Zihninizin bir kısmı uygun noktaya elinizi yönlendirmek amacıyla dokunacağınız bölgenin altını çizmektedir. Zihniniz farkındalığının bir kısmını bu bölgeye aktarmakta ve eliniz için güdümlü bir işaret noktası gibi iş görmektedir.

    Farkındalığınızı vücudun değişik bölgelerine aktarmak, enerji çalışması ve ve bu projeksiyon metodu için hayati önem taşır.

    Not: Elleri, anki onları görüyor veya gördüğünüzü hayale edemiyormuşçasına zihninizde canlandırmak zorunda değilsiniz. bütün bunların hepsi dokunsaldır, görsel değil. Sanki zihninizde basit bir hareketin provasını yapıyormuş gibi, ellerinizin bir şeyler yapıyor olduğunu hissetmelisiniz.

    Aslında ben bu tekniği körler için geliştirmiştim. Eğer doğuştan körseler, kör insanlar kesinlikle imgeleme yapamazlar. Ama körlerde çok keskin vücut farkındalığı hissi vardır. Ayrıca gören insanların büyük çoğunluğu da her türlü imgelemede büyük sorunlar yaşamaktadır ve tüm projeksiyon teknikleri ağırlıklı olarak imgelemeye dayanmaktadır. Durum böyle olduğundan dolayı, astral bedene ayrılması için güç uygulayan ve imgelemeye dayanmayan bir projeksiyon tekniği geliştirdim. Diğer imgelemeye dayalı tekniklere oranla o kadar başarılı ve kolay oldu ki, bu basit metot adına diğer imgelemeye dayalı metotları bir kenara bıraktım.

    not: Körler astral bedendeyken kör değildirler. Astral beden organlara sahip değildir, o sadece bir bilinç noktasıdır. Projeksiyon yaparken farkında olduğunuz astral beden bilinçaltının yaratıcı yeteneğini tarafından oluşturulmaktadır.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 10.
    0
    gibseler okumam
    ···
  10. 11.
    0
    http://www.hermetics.org/...l/astral_seyahat-i-1.html
    ···
  11. 12.
    0
    Ana çakralar bedenin şu bölgelerinde konuşlanmıştır:

    1. Asıl çakra: Kök çakrası (Omurganın kökünde, anüs ve cinsel organlar arasında)

    2. Dalak çakrası (göbek deliğinin biraz altında)

    3. Güneş sinirağı çakrası (Göbek deliğinin bir el genişliği üstünde)

    4. Asıl çakra:Kalp çakrası (göğüsün merkezinde)

    5. Boğaz çakrası (Gırtlak kökünde, gögüsle birleştiği noktada)

    6. Alın çakrası (alnın tam merkezinde)

    7. Asıl çakra: Taç çakrası Başın üstünde, saç çizgisinin üzerinde)

    Çakralar kabaca elin ayası büyüklüğündedir, istisna olarak taç çakrası çok daha büyüktür.

    Çakralar nedir?

    Çakralar, saf kundalini enerjisini daha seyyal ve farklı türlerde kullanılabilir enerji formlarına dönüştüren, fiziksel olmayan organlardır. Çakralar kendi başlarına enerjiye sahip değillerdir. Ham enerji el ve ayaklardaki küçük çakralar tarafından gezegenden emilir ve ana çakra sistemine aktarılır.

    Kundalini enerjisi, özünde, evrene nüfuz etmiş olan ve onu bir arada tutan düşünce enerjisidir. Bu yaşayan enerji alanı, yaratıcı ve odaklanmış irade kullanılarak daha derin bir biçimde kullanıma açılabilir. Çakra sistemi tarafından insan vücuduna çekilebilir ve daha seyyal ve kullanılabilir enerji türlerine dönüştürülebilir.

    Çakralar, belli bezler ve sinir hücreleri yoluyla omuriliğe ve sinir sistemine bağlıdır. Tüm çakra sistemi oldukça karmaşıktır. insan bedeninde 3 asıl çakra, 4 büyük çakra ve 300'ün üzerinde küçük çakra bulunmaktadır. Aynı zamanda fiziksel olmayan, beden dışında konuşlanmış çakralar bulunmaktadır. Çakra sistemlerinin ve onların birleşen meridyenlerinin ve yollarının detaylı haritaları doğu mistisizminde ve tıbbında bin yıllardan beri kullanılmaktadır, akupunkturda olduğu gibi. Çakra sistemi istisnasız her psişik yetenekte kullanılmaktadır. Hangi psişik yetenek, gelişim metodu veya onu tarif eden terminoloji kullanılırsa kullanılsın, bunların hepsi aynı şekilde, çakra canlandırması yoluyla yapılır. Çakraları canlandırmadan bir psişik yeteneği tezahür ettirmek imkansızdır.

    Pek çok insan bu yukarıda söyleneni inkar edecek ve hiç çakra, enerji çalışması yapmadıkları halde psişik yeteneklerinin olduğunu iddia edeceklerdir. Kişinin kendini geliştirmesi için pek çok yol bulunmaktadır, bu kabul ama bunların tümü doğrudan veya dolaylı olarak çakra sisteminin canlandırılmasına bağlıdır. Üstelik doğal yeteneği unutmayalım. Pek çok insan doğal olarak aktif çakralarla doğar ve dolayısıyla psişik yetenekleri vardır.

    Medyumlar, fiziksel olmayan bir ruh varlığından destek aldıklarında psişik yetenekler sergileyen insanlardır. Bu varlık doğrudan medyumun çakralarını canlandırır, medyumla birleşir ve medyum vasıtasıyla durugörü, kanallık, iyileştirme, ektoplazma üretimi gibi psişik yeteneklere sebep olur. Bu yüzden onlara medyum veya kanal adı verilmiştir. Çünkü bir ruh varlığının fiziksel dünyayla iletişim kurması veya etkide bulunması amacıyla o varlık için pasif bir araç olabilme yetisine sahiptirler.

    Psişik yeteneklerinizi geliştirmek için bir ruh varlığına ihtiyacınız yoktur. Eğer kendi çakralarınızı ve enerjinizi kontrol etmeyi öğrenirseniz, bir ruh varlığını işin içine katmaksızın dolayısıyla bu metotta bulunan doğal riske maruz kalmaksızın kendi başınıza bu şeyleri yapabilirsiniz.
    Enerji arttırma

    Oturun veya yatın, rahatlama egzersizleri yapın ve nefes farkındalığıyla zihninizi sakinleştirin. Dikkatinizi ayaklarınıza verin. Ellerinizi (Önceki bölümlerde açıklanan zihinsel elleri - Ç.N) enerjiyi ayaklarınızdan yukarı doğru, bacaklarınızdan geçirerek kök çakraya çekin. Enerjiyi kavradığınızı ve içinizden geçirerek çektiğinizi hayal edin. Aynen ellerinizle nefes farkındalığı, renk teneffüsü ve ciğerlerinize hava ve enerji çekerken yaptığınız gibi.

    Not: Bunu yaparken ellerinizin bacaklarınızın içinde ve gövdenizin ön kısmının içinde olduğunu hayal etmeye çalışın.

    Enerji arttırmada destek olması için nefes farkındalığını kullanın. Nefes alışta enerjiyi içinizden geçirerek çekin ve nefes verirken enerjiyi tutun. Bunu tekrar tekrar yapın, en az birkaç dakika kök çakraya enerji çekin. Bunu yaparken bir şeyler hissedebilir veya hissedemeyebilirsiniz. Eğer hissetmeseniz dahi bu egzersizle bir miktar enerji çekmişsinizdir. Çakralar zamanla ve kullanıldıkça geliştikçe içinizden geçen enerji miktarı artacaktır.

    Ayaklardan yukarı bacaklardan geçip kök merkezine gelen yol, içinizden geçen enerji için doğal bir yoldur. Bu enerji çakralarınızı uyandıracak ve bu temel enerjiyi farklı türde bir enerjiye çevirecektir. Bu dönüşüme uğramış enerji seyyal bedenlere akacak ve onlara enerji yükleyecektir. Pratik yaparak bu enerjinin tam anlamıyla vücudunuzda titreştiğini ve içinizde dalgalandığını hissedebilirsiniz.


    Çakra Canlandırması

    Bir çakrayı açmak: Hayali elleriniz bu işte kullanılacaktır. Sizden bunu yapmanız istendiğinde çakra bölgesinde bir somun ekmeği kırıyor olduğunuzu hayal edin. Gözünüzde canlandırmanıza gerek yok, sadece bunu yaptığınızı hissedin sanki gerçek hayatta ne yaptığınıza bakmadan yapıyormuşsunuz gibi.

    Çakralar fiziksel olmayan merkezlerdir, bu yüzden onları canlandırmak için fiziksel olmayan bir metoda ihtiyacınız vardır. Bu, farkındalığınızı çakra bölgesine odaklamak ve zihninizi çakrayı etkilemekle sağlanır. Çakrayı canlandırmak için bölgesel bir zihinsel açılma etkisine ihtiyacınız vardır. Hayali ellerinizle yaptığınız koparıp açma hareketi bunu sağlar. Farkındalık odağınızı çakra bölgesine yoğunlaştırmak ve ellerinizle zihinsel bir açma etkisi yaratmakla çakrayı doğrudan canlandırırsınız.

    Not: Çakraları canlandırmadan önce yukarıdaki gibi enerji arttırma egzersizleri yapın. Her bir çakraya enerji çekerken ellerinize yardımcı olmak amacıyla nefes farkındalığını kullanın. Aşağıdaki tüm çakra canlandırma egzersizlerinde nefes alırken enerji çekin ve nefes verirken tutun.

    1. Kök çakrası: Kök çakra enerjisini arttırın. Çakrayı açmak için ellerinizi kullanın. Kök çakranıza enerji çekin. Bu ilk adımı yedi kere tekrarlayın.

    2. Dalak çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök çakra üzerinden yukarı dalak çakrasına çekin. Dalak çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin.

    3. Güneş sinirağı çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök ve dalak çakrası üzerinden güneş sinirağı çakrasına çekin. Güneş sinirağı çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin.

    4. Kalp çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak ve güneş sinirağı çakrası üzerinden kalp çakrasına çekin. Kalp çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin.

    5. Boğaz çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak, güneş sinirağı ve kalp çakrası üzerinden boğaz çakrasına çekin. Boğaz çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin.

    6. Alın çakrası: Enerjiyi ayaklardan, kök, dalak, güneş sinirağı, kalp ve boğaz çakrası üzerinden alın çakrasına çekin. Alın çakrasını açın. Bunu ayaklardan başlayarak üç kere tekrar edin.

    7. Taç çakrası: Önceki aşamada olduğu gibi taç çakrasına enerji çekin. Taç çakrasını açın. Bu çakra diğerlerine göre çok daha büyüktür (Başın üst kısmının tamamı, saç çizgisinin üstü). Başınızın içinde geniş ve düz bir ekmek somunu olduğunu ve onu ellerinizle ortadan iki böldüğünüzü hayal edin. Veya kafa derinizin yırtılıp açıldığını düşünebilirsiniz. Bu süreci ayaklardan başlayarak iki kere tekrar edin.

    Not: Egzersiz sırasınce kaslarınızı germemek için elinizden gelenin en iyisini yapın. Yine de çakralarınızı canlandırırken kaslarla ilgili olmayan hafif bir içsel kasılma hissedebilirsiniz. Bu, canlandırmaya tepki veren çakralara bağlı bezler ve sinir hücreleridir. Bu içsel kasılma normaldir.

    Kök çakrası bir asıl çakradır, aynı zamanda aktif hale getirilmesi en önemli olan çakradır. Bu çakra kundalini enerjisinin giriş kapısıdır. Bu çakra yeterli açılmadığı sürece enerji diğer çakralara akamaz. En azından çakra çalışmasının ilk aşamalarında zamanınızın ve enerjinizin çoğunu kök çakranızı canlandırmaya çalışın.

    Not: Yıllan önce ilk defa enerji yükseltme ve çakra geliştirme çalışmalarına başladığımda birkaç ay boyunca hiçbirşey hissetmemiştim. Yine de birçok insan bana bunu ilk uyguladıklarında kuvvetli enerji ve çakra hisleri aldıklarını söylediler. Bazı insanlar diğerlerine nazaran daha fazla çakra faaliyetine sahiptir. Yine de hissetme ekgibliği, benim hikayemde olduğu gibi ilk başta hiçbir şey hissetmeseniz de sizi çakralarınızı canlandırmaktan ve geliştirmekten alıkoymayacaktır. ilk enerji çalışmalarına hiçbir doğal çakra faaliyetine veya doğal psişik yeteneğe sahip değildim.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    0
    Durun ve Kontrol Edin

    Enerji yükseltme ve çakra canlandırması sırasınca kaslarınızı gerginliğe karşı kontrol edin ve gerektiğinde yeniden gevşeyin. Kaslarınız otomatikman kendinize enerji çekme hareketine uyum sağlamaya çalışacaktır. Hatırlayın, bunların hepsi zihinseldir. bedeniniz bütün süreç boyunca sakin ve rahat vaziyette kalmalıdır.

    Çakra Hisleri

    Çakralarınızda hissedecekleriniz, onlarda bulunan aktivite derecesine göre değişir. Fiziksel yapınız, doğal yeteneğiniz, konsantrasyon ve rahatlama yetenekleriniz bunu etkiler. Hissettikleriniz hafif bir sıcaklık, lokal bir baskı, fokurdama ( mide gazı gibi), bölgesel bir baş dönmesi, titreme veya hafif atımlardan daha ağır zonklama veya yukarıdakilerden birkaçı veya hepsinin bir karışımına kadar çeşitlilik gösterebilir. Titreme ne kadar fazlaysa çakra o kadar aktif demektir. Eğer çakra aktif haldeyken elinizi üstüne koyarsanız etinizin tam anlamıyla atımlarda bulunduğunu hissedersiniz.

    Bazı çakralar aktif haldeyken tuhaf ve bölgesel hislere yol açabilir.

    Kök Çakrası: Sanki çok fazla bigiblete binmişsiniz gibi hafif yanma veya titreme veya kramp hissedebilirsiniz. Bir kere düzenli çalışmaya başladığında bacaklarınızın arasında, çakra bölgesinde hafif bir atım veya zonklama hissedebilirsiniz.

    Güneş Sinirağı çakrası: Bazen aşırı nefes almanıza yok açan nefes darlığına eden olabilir. Çakra düzene girererken, zaman ve kullanımla bu geçecektir.

    Kalp Çakrası: Kalp çakrası, neden olabileceği kuvvetli ve bazen korkutucu hisler nedeniyle hakkında daha fazla konuşulmayı hak eder. Güçlü bir biçimde çalıştığında kalbiniz yerinden fırlayacakmış şekilde atıyormuş gibi hissedilir. Bu çok kuvvetli bir histir. Bu olduğunda ciddiye almayın, size zarar vermeyecektir. Olmakta olan kalbinizin çok atması değil kalp çakrasının çalışmasıdır. Söylemesinin yapmaktan daha kolay olduğunu biliyorum, ama pratik ve aşinalıkla bunu yapabilirsiniz. Bu aşırı kalp atışı gelişimin ilk safhalarında çok belirgindir. Bunun sebebinin alt merkezlerde akan enerji azlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Bir şekilde bu, pompalayacak yeterli sıvı yokken çalışan pompaya benzer.

    Kalp çakrası tamamen kullanılabilir haldeyken şu şekilde hissedilir: Parmak uçlarınız kalbinizin üzerine gelecek şekilde elinizi göğsünüzün üzerine koyun. Kalbinizle eşzamanlı olarak parmaklarınızı göğsünüze vurun. Bu vuruş hızını parmaklarınızla yapabileceğiniz en hızlı ve en sert şekilde vurana kadar arttırın.

    Not: Asıl kalp atış hızı bu kalp atışı hissiyle birlikte artmaz. Eğer kendinizi bir kalp monitörüne bağlarsanız kalp atış hızınızın değişmediğini görürsünüz

    Boğaz Çakrası: Buradaki zonklama içinde bulunduğu hassas alan nedeniyle hafif bir öksürme hissine sebep olabilir. Bu boğazınızın kökünde duygu yüklü bir birikim gibi hissedilir.

    Taç Çakrası: Tamamen aktif olduğunda bu çakra, saç çizgisinin üzerinde, başınızın üst kısmının içine bin tane yumuşak, sıcak parmağın masaj yapması gibi hissedilir. Bu his alın çakrasını kapsayacak şekilde alnın merkezine doğru uzanır. Budistlerin onu Bin yapraklı lotus olarak adlandırmalarının nedeni bu histir.

    Not: Bazı çakralarda kuvvetli hisler diğerlerinde hafif hisler hissedebilirsiniz. Bazılarında ise hiçbir şey hissetmezsiniz. En az his aldığınız çakraya yoğunlaşın. Bu, çakra sistemindeki enerji akışının dengelenmesinde yardımcı olacaktır.

    Eğer dengesizseniz projeksiyon sırasında aktif olmayan çakralar yetersizlik gösterebilir. Örneğin bedeninizi kısmen gevşetebilir ama atıl çakranın olduğu noktada bedeninize takılı kaldığınızı hissedebilirsiniz. Eğer bu olursa projeksiyon öncesi atıl çakrayı canlandırmaya çalışın.


    Çakraları kapatmak

    Herhangi bir enerji çalışması sonrası eğer çakralarınızı kullanmayacaksanız, projeksiyonda olduğu gibi, onları kapamanız çok önemlidir.

    Bu kapatma özellikle çakralardan kuvvetli hisler alıyorsanız önemlidir. Eğer çakralarınızı normal günlük faaliyetlerinizde açık bırakırsanız enerji akıtırsınız. Bu, halsizliğe ve hatta sağlık problemlerine neden olabilir. Aynı zamanda hoş olmayan astral varlıkların istemeyen dikkatlerini cezbedebilir. Onları kapamak için herhangi bir aktivite hissedilmeyene kadar süreci tersine döndürmektir. Zihinsel ellerinizin çakraları kapadığını ve enerjiyi geri ittirdiğini hissedin. Ne kadar çok aktivite hissederseniz onları kapamayı öğrenmek için o kadar çok zaman harcamalısınız. Eğer bunu yaptıktan sonra hala aktivite hissediyorsanız, yemek yeme ve fiziksel egzersiz kapanmalarına yardımcı olur.

    Psişik Yetenekler

    Çakra çalışmasına başladıktan sonra psişik özelliklerinizin geliştiğini hissedebilirsiniz. Bu, çakraları canlandırmanın doğal bir sonucudur. Daha ileri enerji çalışmaları üzerine olan bir sonraki serilerde size bu özelliklerden bazılarının nasıl geliştirilip kullanıldığını ve kundalininin nasıl uyandırıldığını anlatacağım.

    Pratik:

    Rahatlama, nefes farkındalığı, konsantrasyon ve zihinsel eller egzersizleri , ideal olarak, günlük yapılmalıdır. Ayırabildiğiniz birkaç dakikalık zamanda, her yerde ve her zaman yapılabilir.

    Bunların hepsi ne kadar sürer?

    Pek çok kişi bana şunu sordu Projeksiyon yapmayı öğrenmek için ne kadar zaman alır? Yanıtım şudur: Herkes farklı seviyede doğal yeteneğe ve beceriye sahip olduğundan dolayı, gerektiği kadar zaman alır. Birkaç senedir çeşitli diğer metotlarla denemeler yapan ve sonuç alamayan insanlardan mektuplar alıyorum. Bu tekniği ilk denemelerinde çıktıklarını söylüyorlar. Herhangi bir rahatlama ve konsantrasyon yeteneğine sahip olmayan diğerleri için ise çıkış öncesi birkaç aylık bir eğitim süreci gerekir.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 14.
    0
    http://www.hermetics.org/...l/astral_seyahat-i-1.html
    ···
  14. 15.
    0
    yani sonuç olarak?
    ···