/i/İnanç

İnanç
  1. 8.
    0
    Tanrıya inanmayan Einstein'a Göre Dünyanın Kendi Başına Oluşma ihtimali 46.000.000.000.000/1 ,yani 46 trilyonda 1 ihtimal vardır , ve einstein bu ihtimali gözeterek hala tanrıya inanmaktan vazgeçer . Daha sonra evreni inceler ve Bir sistem eksen halinde dönen bir devran var . Güneş sistemi evren içinde . Dünya içindeki bir kumtanesi gibi kalıyor . Einstein bunu fark ettiğinde Bunun Kesinlikle Hiçbir Tesadüf ile Gerçekleşmeyeceğini Söyliyerek Tanrıya inanır . Şimdi 46.000.000.000.000/1 ihtimalle ateist kalmış bir insan evreni incelediğinde Tanrı'ya inanıyorsa Sizinde Bir ibret Almanız Gerek .
    Evrenin Dayanaksız Yükselmesi , 1400 Yıl Önce'ki Ayet ;
    “Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve Güneş ile Ay’a boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.” (Rad Suresi, 2)

    Ay'ın Güneşin Işığını Yansıttığı ile ilgili Ayet ;
    “Güneş’e ve onun parıltısına andolsun, onu izlediği zaman Ay’a, onu (Güneş) parıldattığı zaman gündüze, onu sarıp-örttüğü zaman geceye." (Şems Suresi, 1-4)

    Güneş Sistemi , Gece ile Gündüz ile ilgili Ayet ;
    “Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneş’e ve Ay’a boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O’dur.” (Zümer Suresi, 5)
    “(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; Güneş’i ve Ay’ı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. işte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O’nundur. O’ndan başka taptıklarınız ise, ‘bir çekirdeğin incecik zarına’ bile malik olamazlar.” (Fatır Suresi, 13)

    Güneş'in Bir Yörüngede Hareket Ettiği Hadisi;
    “Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir. Ay’a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner). Ne Güneş’in Ay’a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.” (Yasin Suresi, 38-40)

    Dünyanın Güneş'den Aldığı Işık ile Gece-Gündüz Olması ;
    “Güneş’e ve onun parıltısına andolsun, onu izlediği zaman Ay’a, onu (Güneş) parıldattığı zaman gündüze, onu sarıp-örttüğü zaman geceye." (Şems Suresi, 1-4)

    Dünyanın Döndüğü ile ilgili Ayet;
    Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Bu her şeyi sağlam tutan Allah’ın işidir. Doğrusu O, yaptıklarınızdan haberdardır.
    (Neml - 88)

    Big-Bang Ve Sonrasındaki Toz Bulutu ile ilgili Ayetler:
    “inkâr edenler göklerle yer bitişik iken onları birbirinden kopardığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmediler mi?” (Enbiya: 30)
    “Sonra Allah semaya yöneldi, sema duman halinde idi.” (Fussilet: 11)

    Evrenin Genişlediğine Dair Ayet:
    “Biz semayı kudret elimizle bina ettik ve elbette onu genişleticiyiz.” (Zariyat: 47)

    Güneş Sisteminin Kusursuz işlediğine Dair Ayet:
    “Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir, bunlardan her biri belli bir yörüngede yüzmeye devam ederler.” (Yasin: 40)

    Dünyanın Yuvarlak Olduğu, Kutuplardan Baskın Ekvatorun ise Şişkin Olduğu Ayeti:
    “Görmüyorlar mı ki biz dünyaya geldik (kudretimizle yöneldik) ve onu uçlarından eksilttik.” (Enbiya: 44)

    Son Olarak ; Bakara 164- Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Şimdi bunları bilen allah neden volkanlardan, kardan, gezegenlerden, evernde yaşam olmasından yada olmamasından, başka milletleden, dünyanın güneş etrafında döndüğünden, mikroplardan, virüslerden, şimşekden, temizlik maddelerinden sabundan falan, soyu tükenmiş hayvamlardan, güllerde, laleden doğnı güzelleşdiren şeylerdem, limon, portakal, muz, karpuz gibi bir çok meyvelerden, fındık, fıstık, cevizden, mevsimlerden neden bahs edilmez? Hani kuranda her şey vardı? Birde sen yazdıkların kuranda yazılmışdısa mülümanlar hepsi geri zekalımı 1500 senedir okuduğu kitabdakıları görmemiş? Bunlara açıklık verirsen çok sevinirim. Cevab bulamassan üzülme zaten muhafazid onları görüb, duymamışdı nerden yazsın dimi?
      ···
      1. 1.
        0
        Yukardaki Yazımı Dikatli okusaydın kuran'ın gezegenlerden evrende yaşam olmasından olmamasından başka milletleden, dünyanın güneş etrafında döndüğünden, Bahsetdiğini görürdün . Ve kuran mealini okursan söylediğin herşeyi tek tek bulabilirsin bulamazsan gel bana sor güzel kardeşim.
        Ben Sorduğun Sorulara Cevap Vermeye Çalışacağım .

        1.Soru - Kuranda Neden Genel Meyve Sebze Mevsimlerden neden basedilmez.
        1.Cevap - "... Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen Allah'tır" (Furkan suresi, 2) "... Onun katında her şey bir ölçü (miktar ) iledir.(Rad suresi, ayet 8) Meyve Sebze ile ilgili illaki ayet vardır Şimdi 20 Tane Meyve saymışsın hepsi ile ilgili ayet sayamam . Ama mevsimler ile ilgili . "Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve bir eğlence olsun diye yaratmadık. Biz onları hak ve hikmetle yarattık." (Duhan suresi, 38-39. ayetler) Mevsimler Biliyorsun Heralde Dünyanın Ve Güneşin Yaklaşma Uzaklaşma Yörünge Halinden Meydana Geliyor Onun ile ilgili Ayet : “Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir müstakarra doğru akıp gitmektedir. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)ın takdiridir. Ay’a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner). Ne Güneş’in Ay’a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.” (Yasin Suresi, 38-40)

        Soru - 2 - Yazdıkların kuranda yazılmışsa müslümanların hepsi bunları 1500 yıldır bilmiyormuydu .
        Cevap - 2 - Kuran'ın Bir Kelimesi Yoktur Ki Bir Anlam ifade Etmesin . Bu Ayetler inmeye Başlamasından Bitene Kadar Sürekli Olarak Her Ayetin Anlamı Verilmişdir Ve Yukarıda Yazan Ayetlerin Hepsi 1400 Yıldır Sürekli Olarak Anlaşılmışdır . Galiba Senin Ateisler'de Sıkıntı Varda 1400 Senedir Hiç islamı Araştırmamışlar .
        Soru - 3 -muhafazid onları görüb duymamışdı nerden yazsın ?
        Cevap - 3 - Derken Sen Ozamanki ilimde Benim Anlattıklarımın Var Olduğunu . Celal Şengör Gibi Adamların tevrat incil kuran'ın Bilimle Alakası Yoktur Diye Sözlerini Dinleyip Onları Açıp Okumaya Hiç Tenezzül Etmemişsin . Kuran bulunduğu zamanın ilminden yazılar yazar gibi ateist dolduruşlarına gelip hiç araştırmamışsın . Peygamber Efendimiz (S.A.V) onları duyup gördüğünü düşünüyorsan . 16. yüzyıla kadar bilim çevrelerinde Dünya’nın, evrenin merkezinde olduğu düşünülüyordu. Hatta bu görüş, eski Yunan’da geo (Dünya) ve centron (merkez) kelimelerinin biraraya gelmesiyle oluşan, “geo-santrik model” ismiyle adlandırılıyordu. Bu inanış, ünlü astronom Nicolaus Copernicus (Kopernik)’in 1543 yılında yayımladığı De Revolutionibus Orbium Coelestium (Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine) adlı eserinde, Dünya’nın ve diğer gezegenlerin Güneş’in etrafında döndükleri fikrini ortaya atmasıyla sorgulandı.

        Fakat ancak 1610 yılında Galileo Galilei’nin teleskobuyla yaptığı gözlemler sonucunda, Dünya’nın aslında Güneş’in etrafında döndüğü bilimsel geçerlilik kazandı. Bu döneme kadar Güneş’in Dünya çevresinde döndüğüne inanıldığı için, dönemin bilginlerinin çoğu Copernicus’un kurdıbını kabul etmemişlerdi. Ünlü astronom Johannes Kepler’in gezegenlerin hareketlerini açıklayan görüşleriyle, 16. ve 17. yüzyıllarda helio-sentrik evren modeli geçerlilik kazandı. Helios (Güneş) ve kentron (merkez) kelimelerinin biraraya gelmesinden oluşan bu modelde, evrenin merkezinde Dünya değil Güneş mevcuttur. Diğer gök cisimleri Güneş etrafında hareket ederler. Oysa Kuran’da bu gerçek bundan 14 asır önce bildirilmiştir. “Güneş’e ve onun parıltısına andolsun, onu izlediği zaman Ay’a, onu (Güneş) parıldattığı zaman gündüze, onu sarıp-örttüğü zaman geceye." (Şems Suresi, 1-4) Yukarıdaki ayetlerde belirtildiği gibi gündüz, -Güneş’in parlaklığı- Dünya’nın hareketi ile meydana gelmektedir. Gece ile gündüzü oluşturan hareket Güneş’in hareketi değildir. Bir başka deyişle, geceye ve gündüze göreli olarak Güneş sabittir. Kuran’da bildirilenler, Dünya’nın sabit olup, Güneş’in onun etrafında döndüğü tezini savunanların iddialarını geçersiz kılmıştır. Kuran’ın zaman ve mekandan münezzeh olan, tüm ilimlerin sahibi Rabbimiz’in Katından olduğu apaçık bir gerçektir.

        Bilim ve teknoloji geliştikçe Kuran ve bilim arasındaki uyumun örnekleri de, her geçen gün daha açık şekilde gözler önüne serilmektedir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:

        “Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ‘çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.” (Yusuf Suresi, 111)

        Hadi Diyelim Arada 200-300 Yıl Var Bunları Tahmin Edebilmişdir Çok Zekidir Diyebilirsin. Biliyorsun Big-Bang Teorisi ve Toz Bulutu Daha Yeni 21. Yüzyılda Kanıtlandı . Peki
        “inkâr edenler göklerle yer bitişik iken onları birbirinden kopardığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmediler mi?” (Enbiya: 30)
        “Sonra Allah semaya yöneldi, sema duman halinde idi.” (Fussilet: 11)

        21. Yüzyılda Kanıtlanan Evren Yapısı Göklerle Yerin Birleşik Olduğnu Sonra Big Bang ile Ayrıldığını Ve Bir Toz Bulutu Haline Geldiğni Bize Kanıtlar . Yukarıdaki Ayettede Yazdığı Gibi.

        Ve Son Teknoloji ile Yıldızlarla Aramızdaki Uzaklık Ölçülmüş Ve Bu Uzaklığın Sürekli Artdığı Her Yönden Genişlediği Yani Evrenin Genişlediği Kanısına Varılmış . Ayete Bakalım :
        “Biz semayı kudret elimizle bina ettik ve elbette onu genişleticiyiz.” (Zariyat: 47)
        Eğer Yıldızların Arasındaki Mesafeyi Peygamber Efendimizin Cetvelle Ölçebildiği Fikri Mantıkda Varsa Ateist Kalmaya Devam Edebilirsin .
        “... Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?” (Enam Suresi, 80)
        Tümünü Göster
        ···
  2. 7.
    0
    Kardes hayatin baslangicini bilgisayar oyunu gibi dusun. Oyun basladiginda bilgisayrla sinirli dunyada hayat basladi. Ancak bu baslangictan oncesini nasil inkar edebilirsin. Burada farkli bir boyut devreye giriyor. Bu boyut senin gercek yasantin. Bu yasantiyi oyunun icinde bir yere sigdiramazsin ama vardir. Inkar edemezsin. Allahin varligini da boyle aciklayabiliriz
    ···
  3. 6.
    0
    Bu evrenj yaratan hiçbir gücün olmadığına, her şeyin bir tesadüften meydana geldiğini düşünür, ölümden sonraki hayatın olmadığına inanır.
    ···
  4. 5.
    0
    canertaslaman.com
    kitap bolumu.
    ···
  5. 4.
    +2
    mantık hatası yapmışsın kardeşim, yaratıcı kusursuz olmak zorundadır çünkü kusur denilen olguyu da o yaratmış olmalıdır.
    ···
  6. 3.
    -1
    ya tamam diyelim dediklerin doğru, peki ya allah varsa?
    ···
    1. 1.
      0
      https://www.youtube.com/watch?v=BN5EX5rR1Ck

      bence bu yeterli olur
      ···
    2. 2.
      0
      insan kendi iradesi ile seçebilir. Zaten elinizde internet var ve bu dinler de biliniyor. Allah zaten kolaylık olsun diye dini en bilinenler arasına koydu ve bu sınavınızı kolaylaştırdı. Avusturalyalı bir genç ateistmiş o da araştırarak müslüman olmuş yani bunları da inkar edemezsiniz.
      https://www.youtube.com/watch?v=-0t5GDf4BKc
      ···
  7. 2.
    0
    bunu okuyan tosun gelsin bana kosun
    ···
    1. 1.
      0
      Nerdesin adres ver geliyom koymağa.
      ···
  8. 1.
    -1
    edit:imla*

    yaratıcı var olma ihtimalı var ama bilmiyoruz.biz sadece bigbang den öncesine açıklık getiremiyoruz.çünkü evrenimiz oradan ışık alacak kadar yaşlı değil.yani cidden yoktan varoluş çok zor.ama bi meçhulun ehehe bakam nolcak diye bigbangi patlatıp pc nin başına dota oynamaya gidip bir daha hiç dönmemiş olması ihtimalı yüksek(mecazi anlamlar pls)yani yaratıcı olabilir.ama kusursuz mutlak tanrı yoktur

    size tek tek bilimsel bir şekilde yaşamın nasıl oluşabileceğini anlatıcam.bigbang patlamasında sadece bir atom vardı.oda hidrojen.bu zaten sıkışmanın ve ısının ortaya çıkardığı bir bileşik asit ti zaten.bigbang patlamasıyla heryer hidrojen le doldu(araştırırsanız evrenın heryeri hidrojen doludur şimdi bile) patlama etrafa x gama ve ultraviyole ışınlar yaydı.bunlar radyasyonu yarattı.radyasyon hidrojenin bağlarını atom sırasını elektronlarını değiştirecek kadar güçlüydü.evet azıcık kimya biliyorsanız elektronlar bağları ve adetleri değişirse madde değişebilir.maddeler oluştu.hepimizde o büyük patlamadan bir parça var.şuan yazarken kullandığım klavyede de of ne karı be dediğiniz adriana lima da da.büyük patlamada yıldızlar gezegenler oluştu vesaire vesaire.hepimiz yıldız kökenli canlılarız.daha yakın bir ataya bakmak istersek.

    şimdi asıl konumuza dönelim.yaşam nedir.yaşama gidipte insan gözüyle bakarsan insan nerden geldi diye sorarsan veya ne biliyim insanlar maymundan geldiyse maymunlar nereden geldi diye sorarsan daha okuma bence.yaşamın en küçük haline inecez.DNA.bir yaşam için mutlak gerekli bir parça.dahada küçüğü.nukleatitler.hani şu A-T G-S varya altay galatasaray falan ne gülerdim küçükken onlara neyse.ilk zamanlar dünyanın atmosferi hidrojen hidrosiyanik asit metan ve amonyak gibi gazlardan oluşuyordu.labarotuvarlarda dünyanın ilk zamanlarına yakın koşullarda hidrosiyanik asit ve amonyak sulu bir çözeltide kaynamaya bırakıldı.solüsyon halinda bekletildikten sonra A yani adenin oluşumu gözlemlendi.nukleotitin 3te1 i tamam.yaşama ilk adım atıldı.bir nukleotit oluşturmak için riboz isimli bir şekere ve fosfata da ihtiyaç vardır.riboz ve fosfat dünyada bolca bulunan maddeler.fosfat tamamda ribozun tam olarak nasıl bağlandığı konusunda hala şüpheler var.hehe işte kendin çürüttün zaa amk malı diyecekseniz lütfen daha aşşağısını okumayın.evet bu şekilde artık bir nükleotite sahibiz.kusura bakmayın bu kadar yazabilecem işim çıktı.emin olum bir kimyacı ile biyolojici alın yanınıza elimizde nükleotitler varsa onlardan bir yaşam üretebilirmiyiz diye sorun.büyük ihtimal evet olucaktır ve ayrıntılı bir yanıt alacaksınızdır.çok çok çok merak edenler için altta bi tane video var

    https://www.youtube.com/watch?v=6EnnfXSuUZU
    Tümünü Göster
    ···