1. 1.
    0
    Tıp tarihçisi Richard Sugg’ın yazmakta olduğu kitapta Avrupa’da yamyamlığın ne kadar yaygın olduğu gözler önüne seriliyor.
    16, 17 ve 18. yüzyıllarda zamanın doktor ve eczacıları bazı hastalıkların tedavisinde insan eti, insan kanı, kadavra parçaları kullanıyorlar.
    Alman eczacı Johann Schröder insan etinin hangi yönteme tabi tutulduktan sonra yenmesi gerektiğini şöyle anlatıyor:
    “insan eti, önce küçük parçalara ayrılır, daha sonra şaraba yatırılır. Hastalık yüzünden ölmemiş olması gerekir. Öldükten sonra bir gece ay ışığı altında bekletilir…”
    insan kanı ve kadavranın tedavi için kullanımı o kadar yaygındır ki 16. ve 17. yüzyıl Avrupasında bunları her eczanede bulabilirsiniz.
    Kitapta insan yağının romatizmaya iyi geldiğine inanıldığı, bazı Protestanların dini törenlerde insan eti yediği ve bunu da isa’nın vücudunun tadına bakmak amacıyla yaptıkları belirtiliyor.
    1492′de Papa 8. Masum (Innocent) ölüm döşeğindeyken doktorlar 3 tane çocuğun kanını kendisine içiriyorlar. Hem papa hem de üç çocuk ölüyor.
    Kitap çıktığı zaman tamdıbını okumaya dayanabilir miyim bilemiyorum; çünkü bu kadarı bile midemi bulandırdı.
    Gönül olmadıktan sonra akıl ne işe yarar?
    Kaynak:
    http://www.spiegel.de/international/ ... 604548,00.html
    ···