/i/Ben

Discord Sunucumuz Açıldı!
discord.gg/incisozluk
  1. 1.
    +118 -6
    Arkadaşlar düşündüm taşındım ve sözlükte biraz zaman geçirdikten sonra kendimi yazmaya karar verdim. Duygulanmak, gülmek,çay içip sigara tüttürmek isteyen buraya.

    Başlayalım.

    Bu hikayede aşk var, hüzün var, her şey var panpalar.

    Yıl 2000

    10 yaşındaydım o zamanlar daha turistler ve tatil yapmak isteyen alkolik gençler ve aileler tarafından basılmamış, barlar açılmamış, eğlence mekanlarının yerinde çay bahçeleri ve evler vardı.

    Güzel yıllarımı o güzel adada geçirdim. Fırlama bi çocuktum gençler. Mahallemde haylazlıkla tanınırdım. Şimdi ki feribot iskelesinin 600 metre sağındaki daha sakin olan sahil şeridinde harika bir iki katlı evimiz vardı.

    Eğitimim ise minik okulda oldu. Yinede okul birincisi olarak bitirdim ve lise dönemine geçişin yaz tatiline geldim.

    Yıl 2004

    Turistler gelmeye başlamıştı. O senelerde evler pansiyona çeviriliyordu. Büyüdüm ve yakışıklı bir çocuk oldum. Yaşıma göre boyum uzundu ve doğduğumdan beri yüzdüğüm için o yaşımda iyi bir vücuda sahip bir velettim.

    O aralar feribotla Türk aileleri gelmeye başladı. Mahalle dostlarımla çekirdek çitleyip gelen kızları keserdik.

    Şu dakikadan sonra 1. şahıs anlatıma geçiyorum.
    ···
  2. 2.
    +32 -1
    7 kişi oturuyorduk. Ben, Yusuf,Ali, Berke,Hasan, Musa,Cengiz

    Cengiz en çapkınımızdı. Tam bir binti. O yaşında bile kaç tane kız tavlamıştı biz pipimizle oynarken.

    Neyse.

    Beyler o bottan bir kız indi, şuanki Barbara Palvin. Bizim tayfa kızı görünce ıslık koydu. Esnaftan fırıncı Salih abi bile bakmıştır amk. Yusuf dirseğini bana geçirip;

    "Josef kıza bak lan!"
    "Susun olum bizi görrcek şimdik!"
    "Len nereye görcek bi' şey görmez. Ağşık mı oldun yoğsa?"

    Gavat kardeşimin sözü sayesinde bizimkiler bana ooo çekti.

    Beyler Avşa adasına gittiyseniz bilirsiniz iskeleye siz sıcakta pişerken 5-6 tane şopar fırlar "Abilerim ablalarım tur verelim pansiyon kiralayalım bavul taşıyalım."derler.

    Cengiz bana göre bunu başlatan ilk insan.

    Fırladı kızın önüne biz merakla izliyorduk o sırada. Ağzının oynadığını gördüm Cengizin ne dediğini anlayama çalıştım.

    Kız 25 yaşlarında vardı beyler. Kız Cengize gülümsedi bavulunu verdi.

    Musanın elindeki sarma çekirdek kağıdı düştü.
    ···
  3. 3.
    +16
    Okuyan var mı?
    ···
  4. 4.
    +14
    Neyse ben yinede yazıyorum
    ···
  5. 5.
    +39 -1
    Cengiz bu kızı zütürdü bizimkiler de "Güvenli bir mesafeden" takip etti. Ben ise yapıcak bir işim olmadığından eve döndüm. Annemden mayo ve güneş kremi ile havlu alıp sahile indim. Bizim ordaki sahil keşfedilmemişti çok. Hem de en temiz ve suyu güzel olan sahildi.

    Havlumu serip suya girdim. Yüzdüm de yüzdüm. Ne zamanki akşam oldu sahile çıktım. Bütün vücudum o kadar alışkanlığa rağmen yorulmuştu. Çünkü gelen feribotlar sürekli akıntı yapar.

    Beyler aklınızda bulunsun feribot geçerken derinde olmayın ayağınız kuma bassın. Alışık değilseniz takla attırır size.

    Her neyse havluya kurundum ve havluyu geri serdim yarın gelen olursa yerim hazır olsun diye. Güneş kremini sürdüğüm sırada annem eve çağırdı. Ama iki dakika işim olduğunu söyledim. Eve girmek istemiyordum.

    Mayomla iskeleye doğru gittim. Gençler aklınızda bulunsun ÇINARLIK ÇAY BAHÇESi mutlaka bir ayvalık yiyip çay için. Neyse gidip iskelenin orada ki bir büfeye oturdum. Açtım, sahibi tanıdıktı seslendim.

    "Ayça ablaaaa AYÇA ABLLAAAAA"
    "Heh buyur canım!"
    "Abla kaşarlı tostla çay verirmisin? Param yok ama haberin olsun"
    "Tamam bi' tanem benden bu"

    Gerinip suyu izlemeye koyuldum.
    ···
    1. 1.
      0
      adam doğru söylüyo aq avşada geçti cocuklugum çınarlık değil de çınardı adı sanırım ağaçların altında oturuyorsun böyle efsane bi yer. Panpa ben tanz var tanz disko onun orda mezarlık var onun orda oturuyorum ben gelirsen bi çay ısmarlıyım ...
      ···
  6. 6.
    +61 -1
    Beyler kimse yoksa burda bitiririm, başka platformda hesap açarım orda trend olurum. Millet ablamla yaşadığım kuzenimle yaşadığım diyince nefesiniz kesile kesile okuyorsunuz. Bir kişi bile mi yok?
    ···
  7. 7.
    +44 -2
    Aferim size gençler siz gidin ferre izleyin, millete yapmadığınız şeyleri söyleyin sivilceli zütünüzü kaşıyın
    ···
  8. 8.
    +24 -2
    Hasgibtir insanlar gelmiş
    ···
  9. 9.
    +43
    Ayça abla tostumu getirdikten sonra çocuksu oburluğumla silip süpürdüm ve höpürdete höpürdete içmeye başladım.

    Son kafile geliyordu, bot yanaştı ve iskeleye bağlandı. Beyler içerden sanırsınız huzur evi iniyor amk ful pinponlar inmeye başladı. Bende kafamı öne eğdim ve çayımı içtim. Tayfadan birinin inmeyen kalmasın dediğini duydum. Şehirler arası otobüs müdavimi sanki gavat.

    Bi' anda biri seslendi.

    "Pardon bir bakar mısınız?"

    Kafamı kaldırmamla tutulmam bir oldu beyler. Masmavi gözlü kumral bir kız.

    Biliyorum burda hikaye okumaktan böyle kızlara alışmışsınız fakat benim gibi bir çocuğa öyle bir kız çoktu. Kız beni büyük sanmış olmalı ki resmi sormuştu. Gençler 1.86 boyum vardı daha önce söyledim mi bilmiyorum.

    Öyle kekeleme falan olmadı, resmi bir biçimde konuştum.

    "Buyrun."
    "Şey ben *** pansiyonu arıyorum buralarda mı."
    "Benim evimin arka sokağı buyrun sizi zütüreyim."

    Eskiden böyle iğrenç tecavüz olayları çok duyulmamış olduğu için kız kabul etmişti.

    inanılmaz derecede utanıyordum çünkü oraya kız kesmeye gitmiştim ve bu yüzden kızlarda bana baksın diye mayoyla inmiştim. Şimdi yanımda alımlı şu hem güzel hem tatlı kızlardan biri vardı ve iki de bir kulağımı kaşıma bahanesiyle vücudumu kapatıyordum.

    Kız söze girdi

    "Eee buralısın herhalde."
    "Hı hı"

    Bir süre taş parkelere yavaş yavaş basarak yürüdük. Hem kız yavaş yürüyordu, hem de ben.

    Hava ılıktı...
    Hafif bir meltem...
    Kıyıya vuran dalga seslerine eşlik eden gün batımı...

    O sırada kıza hafif bir bakış attım. Kesinlikle harika bir kızdı. Kusursuz. Altın oran insanlar olurya, ondan işte.

    "insanları bıyık altından süzmek ayıp bir şey bence."

    Kız böyle diyince melül ve romantik ben gitti, yerine arkadaşlarıyla ıslık çalan veled geldi.
    ···
  10. 10.
    +21
    "Pardon ya dalmışım."

    Kıkırdayıp yeşil çam filmindeymiş gibi iki kere sekti.

    "Adın ne?"

    Gelde söyleme o surata

    "Josef"
    "Bende Eylül"

    ilk olarak Eylül elini uzattı. Sıkıp o yaştaki bana göre çapkın gülümsememi attım. O da kahkaha atıp elimi sıktı. Gülümsemeyi taklit zannettiğini anladığımda içim burkuldu.

    Ciğerime iyice nefes çekip konuştum;

    "Nerelisin?"
    "izmir."

    Bir, yüzüme vurmayın. iki o zamanlar herkes izmire tak atmıyordu.

    "Hmm iyimiş. Ailen yok mu?"
    "Yok."
    "Başın sağ-"
    "Hahah salak burda değiller yani."
    ···
  11. 11.
    +19 -1
    "Hee pardon ya."
    "Sen buralıyım demiştin de... doğma büyüme mi yoks-"
    "Doğma büyüme buralıyım."

    Kalacağı pansiyona gelmiştik. Kalacağı yer harbi iyi bir pansiyondu ve Berke'nin amcasınındı. Fakat kızı bırakasım gelmedi.

    "Şey Eylül... "
    "Efendim?"
    "Burası kalacağın yer ama burası pis biraz, ayrıca sahibi falan çok kötü. istersen bizim eve gelebilirsin. Annem çok güzel kahvaltı hazırlar bak."
    "Hahahah tamam tamam da ya babanla annen beni istemezse?"
    "Bizim ada halkı iyi kalplidir. Ben doğduğumdan beri daha kavga bile olduğunu görmedim. Sokak sokak bilirim ben adamı. Neyse konu dışına çıktım, kısacası anne babam da iyi kalplidir. Sen gel yani, hem muhabbetimiz oldu yabancılık çekmezsin."
    "iyi bari."

    Arka sokaktan çıkıp bizim sahile bakan evimize geldik. Kapıyı tıklattım. Kısa bir bekleyişten sonra annem eli unlu bir biçimde kapıyı açtı. Al yanakları ile gülümsedi.
    ···
  12. 12.
    +23
    Ufak bir ara vereyim uçağa bineceğim. Malum laptopu kapatıcam. Telefona not olarak kaydedicem patır patır atarım inince. Hepinizi seviyorum ordaki 2-3 kişi (:
    ···
  13. 13.
    +27
    Geldim arkadaşlar sayımız artmış(: Uçaktan indim ama uyuklamışım az oldu ama idare edin.
    ···
  14. 14.
    +24 -3
    "Hoşgeldiniz hoşgeldiniz... hoşgeldin şekerparem."
    "Hoşbulduk anne... "
    "Kusura bakma kızım çıkaramadım ben seni de, kimlerin kızısın sen. Pek de buralı gibi durmuyorsun da... Selvaların kızı mısın yoksa?"
    "Yok hanımefendi turistik amaçla geldim. Josef bana *** pansiyonun bana çok pis olduğunu ve sizde kalabileceğimi söyledi. Sizin içinde sorun olmazsa burda kalacaktım da... "

    Annem bana soran gözlerle baktı. Ele vericek diye üç buçuk attım beyler. Sonra gülümseyip Eylül'ü içeri buyur etti.

    "Kızım Josef sana evi göstersin istersen bir banyo yaparsın yol yorgunsun. Akşam yemeği 7 de ona göre."

    Eylül'e evi gezdirdikten sonra müsade isteyip banyoya girdi. Bende anneme yardıma mutfağa gittim. Annem iki de bir bana bakıp gülüyor kafasını sağa sola oynatıyordu.

    En sonunda ağzındaki baklayı çıkardı.

    "Oğlum ne terbiyeli güzel bir kız bu. Turnayı gözünden vurmuşsun."
    "Ya anne... "
    "Biraz büyük sanki ama olsun aşkta engel olmaz!"
    "Anneee... "
    "Tamam ayol tamam hihihi."

    Annemi mutfakta yalnız bırakıp salona geçtim ve babamı beklemeye başladım. Biraz dinleneyim derken evin soğuğunda uyumuştum ki yukardan ses geldi;

    "Josef! Hanımefendi!"

    Annem mutfaktan çıkmıştı ki beni de bakınırken gördü. Kafasıyla yukarı katı işaret edip bana şu -seni seni- kafa sallamasını yapıp mutfağa kaçtı.

    Yalan yok beyler elim ayağım titreye titreye çıktım yukarı. Zaten ergenliğe yeni girmiştim bu duygular hafiften uyanıyordu. Merdivenin yolunu zor bulup yukarı çıktım ve seslendim.

    "Buyur Eylül."
    "Josef su bir tazyikli geliyor bir durgun. Napıcam?"
    "Altındaki vanayı sıkıp geri çevir."

    Sonsuzluk gibi gelen bir sürenin ardından tekrar seslendi.

    "Olmuyor ya!"
    "Bir daha dene."
    "Of olmuyor işte!"
    "... "
    "içeri girer misin... kusura bakma."

    Aklımdan bin türlü fantezi geçti beyler. Eylül üstüme atlar falan.
    ···
  15. 15.
    +15
    Kafamdan bunları uzaklaştırdım.

    "Musluktan uzak tarafa git hazır olunca söyle."
    "Tamam... "
    "... "
    "Gel"

    Derin bir nefes alıp gözlerim kapalı biçimde içeri girdim. Ellerim önümde gidiyorum ama Eylül'e değecem diye inanılmaz derecede korkuyordum. En sonunda musluğu buldum ve gözlerimi açtım. Vanayı düzeltip tekrar gözlerim kapalı olarak dışarı çıktım. Aşağı indiğimde babam koltuğa yayılmıştı.

    "Oooo hoşgeldin baba."
    "Hoşbulduk aslan parçası. Sana sahilde bakındım ama bulamadım neden burdasın bak'im?"
    ···
  16. 16.
    +19
    "Baba şey onu boşverde... bizde bir misafir varda o-"

    Babam kaşlarını çatıp ne misafiri dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü o anda. Tam inleye inleye ağlayacaktım ki annem mutfaktan fırladı;

    "Bey, oğul bir kız getirdi bize derler ye kiraz dudaklııı elma yanaklıııı harikulade bir kızçe."
    "Öyle mi aslan heheheh."

    O an yerlere bakındım metroya kaçış falan var mı diye.
    ···
  17. 17.
    +24 -2
    "Nerden buldun bu kızı?"
    "Baba... iskelenin orada buldum da,kızın kalacak yeri yoktu bende bizde kalabileceğini söyledim."
    "Hmm peki başımızın üstünde yeri var... hmm ismi ne kızın?"
    "Eylül... "
    "Kafanda o aya gitti sanırsam."
    "Baba yapma ya!"
    "Tamam tamam hahahah... ailesi yok mu?"
    "Tek başına gelmiş buraya."
    "Kaç yaşında?"
    "Eeeeh yeter Murat. Çocuğu sorguya çektin resmen."
    "Tamam hanım kızma sen!"

    Annem babama keskin bir bakış atıp mutfağa geri kaçtı.

    O sırada merdivenlerden cennetin ayak sesleri geldi. Diz boyunda siyah tül bir etek giymişti. Üstünde de beyaz bir tişört.

    Hala unutmamışım be.

    Babama diz kırıp selam verip bacaklarını kapatarak babamdan izin isteyip tekli koltuğa kuruldu.Bir süre herkes sessizce oturduktan sonra mutfağa gitti.

    Kısa geçiyorum, yemek yedik, konuştuk, güldük. Daha sonrasında bütün aile koltuğa kurulduk. Televizyon adada vardı fakat her evde yoktu.

    Bizim evde vardı.

    Ama babam pek sevmezdi bende dahil olmak üzere. Eylül de sevmiyor olacaktı ki halinden memnun bir biçimde oturuyordu. Derken annem çığlık attı.

    "Aaaaaay yeter siz nasıl gençsiniz be! Ben kocamla (babama göz kırpmıştı galiba) her gün gezerdik gençken. Ruhunuz yaşlanmış sizin."
    "iyi çıkalım bari."

    Hafiften ayaklandık ve ıktan ıktan dışarı çıktık. Birden babam seslendi. Cebime 20 lira sıkıştırıp sırtımı sıvazladı. Gözlerim dolmuştu beyler.

    Eylül'ün yanına hızlıca döndüm.
    ···
  18. 18.
    +34 -2
    Tamam mı devam mı? Ayrıca şu başlığı biraz yukarı taşısak beyler ne dersiniz?
    Çok müteşekkir olurum
    ···
  19. 19.
    +24
    Beyler özelden mesaj atan oldu kafamdan atmıyorum çocukluğumu ve planlarına göre 2014 e kadar olan kısmı yazıcam
    ···
  20. 20.
    +30
    Tekrar taş parkelerde yürüyorduk aheste aheste. Elimi uzatsam mı, yanına sokulsam mı derken yaklaştı yanıma.

    "Banyoda yardım ettiğin için teşekkür ederim."
    "Önemli değil."
    "Madem sen yerlisisin ne yapalım sence."
    "Bilmem."

    Suratına bir bakış attım ki dudağını büzmüş elini önünde birleştirmişti.

    Şu hayatta beni çeken bir şey varsa o da trip ve küsmüş kızdır beyler.

    "Lunapark'a ne dersin?"
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz komutan
      ···