1. 26.
    0
    20@ auhahuaha pic
    ···
  2. 27.
    0
    @20 ananın dıbına sokarım it
    ···
  3. 28.
    0
    @1 ulan allah belanı versin lan senin dıbına koyim ananın dıbını ecdadını ruhunu gibiym senin halanı gözünden küçük çocuğunu özünden enişteni zütünden gibiym. ananın amıyla zütü arasındaki mesafeyi çizgi haline getirene kadar gibiym. ananın basur memeleriyle kulak memelerini kesip köpeklere gibtiriym. senin sülaleni yedi ceddini yetmiş akranını erkanını gibiym. senin hayatını giberim huur evladı! bacının pijamasından attırır zütünden giber giber hamile bırakırım yarılmış amın evladı. gibişmiş kedi büzüğü. ananın dıbını giber giber çoğaltırım huur çocuğu takun torunu itin sıçtığı. senin anana da kız kardeşine de ablana da teyzene de halana da sülalendeki bütün dişilere de yannanımı tattırırım, gibtikten sonra da amlarını bıçakla kesip köpeklere yediririm. huur çocuğu. ananı öyle giberim bacını öyle sektiririm ki gibik ananın huur anası ah keşke ayak fetişistleri bana da kaysaydı der. ananın dıbına çam dikerim huur çocuğu. anan spermimle abdest alır sülalesini ermenilere gibtirdiğimin çocuğu. senin karının amından giber blow job yaptırmadan karının ağzını spermimle doldururum. ciksten soğumuş anana lolita muamelesi yaparım. senin ananın zütünü öyle bi gibermi ki yılanlar baykuşlar yılanlar ananın amında yuva yaparlar. baban taşaklarımı yalar ve bana hayranlık duyar. böyle bir teşekkür ritüeli olan zütü gibik ailenin anası kaltak çocuğu. anan geneleve gitse genelevdekiler namuslu kalır ananın yanında. ciğerlerine sıçtığımın evladı ananın dıbına buldozerin topunu sokayım. sonuç olarak ananın cinsel hayatını renklendirdim, baban yıllardır bunu yapamadığı için, hatta seni de ananı başkasına gibtirerek bir bin olarak dünyaya getirttiği için daşşaklarımı yalayarak bana şükranlarını sundu. bu işin sırrını sordu. babanın suratına sıçarak sırrımı paylaştım.bu huur çocuğunun annesi en çok köpek stilini seviyormuş geçen gün kulağıma fısıldadı. hatta tersten gir dedi de anasının züt deliğindeki takları babanın gibik ağzına bıraktım. ananla bacınla grup yaptım sülalecek feriştahınızı gibtim. anan ne zaman yarrrağımı yese yüzüne bi tebessüm geliyor, yannanımdan bitürlü vazgeçemiyor. söyle anana rujunu değiştirip durmasın dıbına koyim gibim gökkuşağına döndü ulan amın evladı. o ayakları varya ananın zütüne sokar, gerekli besin ve sıcak ortamı sağlayıp ananın fırın gibi amında çoğaltır çoğaltır sana yedirirm halis mulis kerhane çocuğu seni. ana rahminde baba yannanına züt vermiş süzme bin. akıllı ol.

    @1 ulan allah belanı versin lan senin dıbına koyim ananın dıbını ecdadını ruhunu gibiym senin halanı gözünden küçük çocuğunu özünden enişteni zütünden gibiym. ananın amıyla zütü arasındaki mesafeyi çizgi haline getirene kadar gibiym. ananın basur memeleriyle kulak memelerini kesip köpeklere gibtiriym. senin sülaleni yedi ceddini yetmiş akranını erkanını gibiym. senin hayatını giberim huur evladı! bacının pijamasından attırır zütünden giber giber hamile bırakırım yarılmış amın evladı. gibişmiş kedi büzüğü. ananın dıbını giber giber çoğaltırım huur çocuğu takun torunu itin sıçtığı. senin anana da kız kardeşine de ablana da teyzene de halana da sülalendeki bütün dişilere de yannanımı tattırırım, gibtikten sonra da amlarını bıçakla kesip köpeklere yediririm. huur çocuğu. ananı öyle giberim bacını öyle sektiririm ki gibik ananın huur anası ah keşke ayak fetişistleri bana da kaysaydı der. ananın dıbına çam dikerim huur çocuğu. anan spermimle abdest alır sülalesini ermenilere gibtirdiğimin çocuğu. senin karının amından giber blow job yaptırmadan karının ağzını spermimle doldururum. ciksten soğumuş anana lolita muamelesi yaparım. senin ananın zütünü öyle bi gibermi ki yılanlar baykuşlar yılanlar ananın amında yuva yaparlar. baban taşaklarımı yalar ve bana hayranlık duyar. böyle bir teşekkür ritüeli olan zütü gibik ailenin anası kaltak çocuğu. anan geneleve gitse genelevdekiler namuslu kalır ananın yanında. ciğerlerine sıçtığımın evladı ananın dıbına buldozerin topunu sokayım. sonuç olarak ananın cinsel hayatını renklendirdim, baban yıllardır bunu yapamadığı için, hatta seni de ananı başkasına gibtirerek bir bin olarak dünyaya getirttiği için daşşaklarımı yalayarak bana şükranlarını sundu. bu işin sırrını sordu. babanın suratına sıçarak sırrımı paylaştım.bu huur çocuğunun annesi en çok köpek stilini seviyormuş geçen gün kulağıma fısıldadı. hatta tersten gir dedi de anasının züt deliğindeki takları babanın gibik ağzına bıraktım. ananla bacınla grup yaptım sülalecek feriştahınızı gibtim. anan ne zaman yarrrağımı yese yüzüne bi tebessüm geliyor, yannanımdan bitürlü vazgeçemiyor. söyle anana rujunu değiştirip durmasın dıbına koyim gibim gökkuşağına döndü ulan amın evladı. o ayakları varya ananın zütüne sokar, gerekli besin ve sıcak ortamı sağlayıp ananın fırın gibi amında çoğaltır çoğaltır sana yedirirm halis mulis kerhane çocuğu seni. ana rahminde baba yannanına züt vermiş süzme bin. akıllı ol.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    0
    çok esmer olmasın çok da beyaz olmasın çukulata tenli olsun göze hitap etsin. kaşlı,gözlü, döşü kıllı, karrizzmatik.
    ···
  5. 30.
    0
    @8 olum abinize hemen güzel bir mal ayarlayın çok sinirlendi :

    http://www.incicaps.com/images/tumblrl56x.jpg
    ···
  6. 31.
    0
    @25 in doğum görüntüleri.
    ···
  7. 32.
    +1 -1
    @8 sakin ol bin
    ···
  8. 33.
    0
    ayak fetişistiyim ben açılıın
    ···
  9. 34.
    0
    ruhuna attırayım .. şuku
    ···
  10. 35.
    0
    ulan 25 senelik ayak fetisistiydim biraktim amk
    ···
  11. 36.
    0
    andan a, bizim kaptan diğerini önüne katıp kovaladı, ama biraz sonra da bayılıp yere düştü. Meğer, sara nö­beti geçiriyormuş. Babamı kontrole gelen doktor onu da muayene etti ve böyle içmeye devam ederse çok yakında öleceğini söyledi. Bu arada da babam öldü. Birkaç gün sonra, kör bir adam gelip, kaptanla görüştü. Git­tikten sonra, kaptan “bana altı saat süre tanıyorlar” dedi, ama birkaç dakika sonra da sarsıla sarsıla Öldü. Bu kısa süre içinde gördüğüm ikinci ölümdü. Annemle, ölünün başında bir müddet bekledikten sonra, yardım almak için köye gittik. Kaptan Flint ismini duyan, hiç kimse yanımıza yaklaşamıyordu. Mecburen, yine yalnız başımıza hana geldik. Kaptanın odasına çıkarak, sandığını açtık, gelenler olduğu için acele ile, bazı kağıtları ve paralan alıp handan çıktık. ilerde bir yere saklandık ve biraz sonra yedi sekiz kişinin ellerinde meşalelerle hanın kapısında olduklarını gördük. Sonra içeri girdi­ler. Bir müddet sonra aralarında tartışmaya, sonra da duydukları at sesleri nedeniyle kaçmaya başladılar. Sadece kör kaptan ortada kalmıştı. Hızla gelen atlılardan birisinin çarpmasıyla o da öldü. Koşa koşa annemin yanına gittim. Kadıncağız, korkusundan sin­miş kalmıştı. Beni görünce, sarılıp ağladı. Gümrükçüler, kaçanları kovaladılar. Ancak, çoktan gemile­rine atlayıp kaçmışlardı. Hana girdiğimizde, bu kadar kısa süre­de, nasıl böyle altını üstüne getirebildikleri hayret verici bir olay­dı. Gümrükçülerin başı Jack bunun sebebini öğrenmek istedikle­rinde koynumdaki muşambayı gösterdim. Hep birlikte doktorun yanına gittik. Doktor ve Jack bana iltifat ettiler ve kahraman bir çocuk olduğumu söylediler. Anlaşılan oydu ki, Kaptan Flint denen adam çok tehlikeli bir korsandı ve bir yerlere gizlemiş olduğu hazinesi vardı. O, para peşinde değil, hazinenin yerini gösteren haritanın peşinde idi. Ve bu harita, koynumdan çıkardığım muşambadaki kağıtların ara­sında idi.
    Şimdi hedef hazineyi bulmaktı. Ayarlanan bir gemi ile yola çıkacaktık. Hazine falan umurumda değildi. Böyle bir yolculuk yapacağım için çok heyecanlı ve sevinçliydim.

    Nihayet, Bristol limanından, denize açıldık. Yolculuğumuz genellikle sakin geçiyordu. Adaya varmamıza bir iki gün yolu­muz kalmıştı. Akşam vakti elma almak için girdiğim fıçının içinde iken, ayru zamanda aşçılık da yapan tek bacaklı gemici Silver geldi ve fıçının üstüne oturdu. Tam sevinçle kendisine seslenecek­tim ki başka bir gemici ile konuşmalarını duyunca vaz geçtim. Anladığım kadarıyla, bunların hepsi korsandı. Silver de bizim kaptanın korkuyla kaçtığı tek bacaklı meşhur korsandan başkası değildi. O andan sonra, gemideki birçok namuslu insanın hayatı bana bağlıydı. Fıçıdan çıkınca, hemen kaptan, kont ve doktorla bir araya geldim ve tüm duyduklarımı anlattım.

    Adaya varınca, ben de karaya çıkanlar arasmdaydım. Ko­nuşmamıza göre Kont, doktor ve kaptan gemide kalmışlardı. Bir ara Silver ile arkadaşı Tom’un konuşmalarını duydum. Hemen saklanıp, dinledim. Tom, Silver’e karşı çıkıyordu. Bunun üzerine Silver, Tom’u bıçağıyla öldürdü. Çok korkmuştum. Hemen gö­rünmeden kaçmaya başladım. Epeyce koştuktan sonra, burada yamyam gibi bir adamla karşılaştım. Yanımda tabancam olduğu için, karşısına dikildim. Sonra, adamda benim zararsız olduğumu anlayınca konuşmaya başladık. ismi Benjamin Gunn olan gemici, üç yıl önce burada tek başına yaşamaya mahkum edilmişti. Ona karşı bîr yakınlık duyuyordum.

    Birden bir patlama sesi duyduk. Anlaşılan savaş başlamıştı. Hemen, Gunn’Ia beraber, limana doğru koştuk. Yolda, Gunn’la birbirimizi kaybettik. Koşa koşa limana yaklaştığımda, doktor ve kaptanın diğer gemicilerle bir arada olduklarını gördüm. Gemiyi terk etmişlerdi. Onlara gördüğüm her şeyi anlattım. Onlarda, gemiyi ele geçirecek iken, ben olmadığım için bu plandan vazge­çip, karaya çıkmışlar. Tom’un Ölüm çığlığını benim zannederek, geri dönmüş ve gemide lazım olacak ne varsa bir kayığa yükleyip, yeniden adaya çıkmışlar. Tabii, gemidekiler bunları görünce, top ateşine tutmuşlar ancak, isabet ettirememişler. Karaya çıkınca, bu sefer de karadakilerle silahlı çatışmaya girmişler. Neticede, bu kütükten eve sığınmışlardı.

    Bir müddet sonra, Silver ve adamları yakınımıza kadar gelip, anlaşmak istediklerini söylediler. Kaptan onlara, “Şayet teslim olursanız, hayatınızı bağışlar, sizi en yakın cezaevine bırakırım. Yoksa teker teker Öleceksiniz” dedi. Kızgınlıkla gerisin geriye gittiler. Sonra, kaptan hepimizi mevzilere yerleştirdi ve nasıl savaşacağımızı anlattı.

    Nitekim, çok geçmeden dört bir yandan ateş etmeye başladı­lar. Hızla, bulunduğumuz yere doğru ilerliyorlardı. Artık kavga, kılıç ve tabanca ile oluyordu. Sonuçta, bizden üç, onlardan altı kişi ölmüştü.
    Kaptanın yarası pek ağır değildi. Doktor, onun yarasını sar­dıktan sonra, dışarı çıktı. Anladığım kadarıyla, Benjamin Gunn’u bulmaya gitmişti. Ben de, yanıma iki tabanca, mermi ve peksimet alarak, kafamdaki planı gerçekleştirmek için kimseye söylemeden dışarı çıktım. Söyleseydim, bırakmazlardı. Niyetim kıyıya kadar gitmek ve bağlı olan geminin halatlarını kesmekti. Kayığa bindim ve sessizce gemiye yaklaşıp, halatı kestim. Gemidekiler farkına varmamışlardı. Aniden, aklıma gemiye çıkıp ve onların sarhoş-hıklarından faydalanarak gemiyi ele geçirmek geldi. Bir yolunu bulup gemiye çıktığımda, ortalıklarda kimseyi göremedim. Sonra, kilere doğru ilerlerken yerde yaralı yatan Hands’ı gördüm. Belli ki, diğer korsanlar tarafından yaralanmıştı. Onunla konuşup, anlaştım. Hands’m yaralarını sardım ve onun yönlendirmesiyle gemiyi Define Adası’na doğru yönlendirerek gitmesini sağladım. Yalnız, Hands’un yüzündeki ifadeyi hiç beğenmiyordum. Nite-kim bir müddet sonra, gemimiz karaya oturduğunda, sinsice arkamdan saldırdı. Hatta beni bıçakladı da. Ben de iki tabancamı birden ateşleyerek onu öldürdüm.
    Yaramdan dolayı acılar içerisinde kıvranmama rağmen, ge­mide tehlike kalmadığı için rahattım. Kayalara çarptığı için yan yatmış bulunan gemiden çıktım ve yürüyerek kıyıya vardım. Amacım, kaîedekilerîn yanma varmaktı. Bizimkilere sürpriz yapmak için sessizce içeri girmiştim ki kendimi birden bire kor­sanların ortasında buldum. Korsanlar, kütükten evi ele geçirmiş­lerdi. Silver, alaycı bir şekilde “Demek döndün ha, Jack” diyordu. Bir şey vardı ki, benim diğerlerinden ayrılmış olduğumu zanne­diyorlardı. Sevindirici başka bir şey daha vardı ki, doktor, kaptan ve diğerleri ölmemiş, korsanların dediğine göre, onlarla anlaşarak her şeyi bırakıp, ayrılmışlardı.

    Ben de, bütün gelişmeleri, geminin durumunu ve ölen adam­ları anlatarak, onlara meydan okur bir şekilde, dediklerimi yapmalarını söyledim. Bazı korsanlar üzerime saldıracaklardı ki Silver bırakmadı.
    Sonra olaylar şöyle gelişti: Hep birlikte defineyi kazmak için gittik. Kazdığımız yerde, define falan yoktu. Birisi, daha Önce, bulmuş ve zütürmüştü. Silver bana bir tabanca verdi ve hazır olmamı söyledi. Nitekim biraz sonra, ağaçların arasından korsan­ların üzerine kurşun yağmaya başladı. Biraz sonra, korsanların üçü Öldürülmüş, ikisi ise kaçmıştı.

    Meğer, Silver ve doktor anlaşarak planları yapmışlar. Benjamin Gunn’da bu plandaki rolünü çok güzel oynamış. Hazi­neyi oradan çıkarıp, kaldığı yere zütüren de Benjamin’den başkası değilmiş.
    Ertesi sabah erkenden toplanma hazırlıklarına başladık. Her millitenin parası ve altını mevcuttu. Tam üç gün, paralan çuvalla­ra yerleştirrhekle geçti. Kaçan korsanların adada bırakılması, yan-lanna yiyecek ve erzak verilmesi kararlaştırıldı. Sonra da demir alarak yola koyulduk. Birkaç gün sonra güzel bir körfeze girerek, demir attık. O günün, gecesi, Silveç yanına bir miktar para da alarak gemiden kaçtı. Bir bakıma iyi de oldu.

    Bu limanda bir hafta kaldıktan sonra, rahat bir yolculuk ya­parak Bristol’a vardık. Paralan, ve altınları aramızda paşlaştık. Ben, annemin yanma gelerek, tekrar hanı işletmeye başladık. Tabii ki artık işleri hizmetçilerimiz görüyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    0
    kustum lann binçç
    ···
  13. 38.
    0
    @3 fırat terk
    ···
  14. 39.
    0
    @8 sakin ol şampiyon
    (bkz: ayakçılar bu başlığa toplanın bakayım)
    ···
  15. 40.
    0
    @8 h.g. harun abi
    ···
  16. 41.
    0
    @8 hayal kırılığı
    ···
  17. 42.
    0
    deli gibmiş..
    ···
  18. 43.
    0
    @1 verdim şukunu bin. boşaldım bile.
    ···
  19. 44.
    0
    @8 maşallahı var amk haritaya cevirdi burayı *
    ···
  20. 45.
    0
    http://www.incicaps.com/r/gel-bi-dk-konuscaz.jpg/
    ···