aylarca üzerinde çalışıp tamaladığım

-birsu hanım ben de şu şarabınızdan bir kadeh alabilir miyim?
diye sorar. dedektifin yardımcısı da bir kadeh istemeye yeltenir ancak komiserinin imalı bakışlarından sonra vazgeçer. birsu mutfaktan bir kadeh alır ve elindeki ağzı hiç açılmamış şarapla odaya geri döner. dedektif;
-birsu hanım yenisini şimdi açmasaydınız ben bora beyin dün gece komşunuza ikram ettiği yarım kalan şişeden koyarsanız memnun olurum.
birsu afallamış bir ifadeyle;
-ama benim bundan başka şarabım yok evdeki tek şarabım bu… ve yaklaşık 2 haftadır aynı yerinde duruyor.

dedektif şok olmuş bir ifade ile öylece kalır. bora yalan söylemiştir. anlatılan hikayede uyuşmazlık olduğu anlaşılmıştır!!! dedektif ve yardımcısı koşar adım evden ayrılırlar tek kelime etmeden. dedektif kapıdan çıkarken birsu’ya döner ve;
-birsu hanım dün gece eve dönüş saatiniz kaçtı?
-23:00 sıralarıydı

der ve dedektif önden yardımcısı arkadan ilerler. komşunun kapısını çalarlar uzun uzun ancak evde kimse olmadığı anlaşılmıştır. departmana geri döndüklerinde dedektif yardımcısına kamera kayıtlarını dün gece 23:00 sularına geri almasını söyler ve izlediklerinde şok olmuşlardır. yan komşu birsu’nun evinin kapısına gelip şarap istemeyi bırakın tüm gece kapısından dışarı adım bile atmamıştır. herkesin yüzünde şok olmuş bir ifade oluşur…

ordamısınız binler? okuyomusunuz?

devam edeyim mi birazdan sonlandırıcam ve şok olacaksınız hikayemin sonunda...

rözorvid

rözorvid

reserved

res bakalım0

3 gün önce…

kahvaltı salonunda oturan bay q lakaplı gizemli adamın karşısındaki kişi bora’nın ta kendisidir. bay q etkileyici ses tonuyla konuşur;
-nasıl biri olduğunu biliyorum. o kadını sadece parası ve ciks için istiyorsun dimi? biliyor musun bende paraya bayılırım… neden o sürtüğün parasının bir miktarını yemek yerine tümüne sahip olmayasın ki? i̇şi ben yapacağım. her şey çok profesyonelce olacak. sen işin içinde olmayacaksın bile tek yapman gereken o sürtüğü oyalamak. çok parası var dostum anlıyor musun çok !! her şey yarı yarıya…

-kim olduğunu bilmiyorum anlıyor musun? bu konuda sana güvenemem !
masadan kalkan bora gitmek isterken bay q onu kolundan tutar;
-sadece düşün telefonunu bekliyorum…
der ve ceketinin cebine üzerinde bay q’nun telefon numarasıdır diye bir not yazılı olduğu bir kart sıkıştırır…

soygun günü…

bay q soygun anında telefonuna gelen o mesaja bakar. mesaj bora’dan dır. birsu geliyor! acele et… yazan bir mesaj. bay q ön pencereden bakar birsu’nun arabasını yanaştırdığını görür. fazla vakti yoktur. hemen mesaja karşılık verir. “arabanla hemen apartmanın yanındaki çıkmaz sokağa yanaş. pencerenin altındaki çöp konteynırının içindekini al ve dediğim yere zütür. sana kamuflaj olarak verdiğim uzun saç peruğu ve sakalı takmayı unutma ! fazla vakti yoktur artık bay q’nun. ön pencereden bir kez daha bakar ve birsu’yu apartmandan içeri girerken görür. rehine aldığı kişinin cebine elini sokarak kimlikte yazan adını soyadını öğrenir.

reserved

ve sarsıcı o an.hikayenin asıl hali... okumaya devam edin beyler sona yaklaştık artık...

gizem perdesi aralanıyor. devam...

rehinenin adı kerem’dir. kelepçesini açtığı rehineyi arka pencereye doğru sürükler ve kafasına tek el kurşunu sıkar. ölüsünü pencereden çöp konteynırın içine atar. ardından para dolu çantayı atar, paltosunu çıkarır atar, silahını atar, kafasındaki peruğu çıkarır, takma sakalını çıkarır ve gömleğinin ilk 1-2 düğmesini açıp saçı ve peruğu içine saklar.

anlat uyuycam hadi lan

artık saniyeler kalmıştır birsu her an evin kapısını açacaktır. son bir hamleyle ve serilikle saçı sakalı çıkardıktan sonra bambaşka bir tipe bürünen bay q kafasına kılıfı geçirir ve ellerini kelepçelediği anda kapı açılır…