ilk düşündüğünüz ya olur mu öyle şey. ay nasıl ikiye bölünsün der insan fakat gerçek kardeşim. allahın ilmi gücü sonsuz. ayı mı ikiye bölemiyecek? az önce sıkı bir araştırma yaptım ve şu yazıya denk geldim. buyrun okuyun üşenmeyin.

inşikak-ı kamer, peygamberliğine delil olmak için, o dâvâyı işiten ve inkâr eden hazır bir cemaate, gecede, insanların uyuduğu vakitte, âni olarak gösterildiğinden, hem ayın farklı yerde görülmesi ve sis ve bulut gibi görmeye mâni sebebplerin olması ile beraber, o zamanda medeniyet, teknoloji yaygın olmadığından ve hususî kaldığından ve gökyüzünü inceleme pek az olduğundan, bütün dünyanın her tarafında görülmek, umum diğer ülkelerin tarihlerine geçmek elbette lâzım değildir.

Kur’an da geçen bir hadise olduğu halde, bu hadiseyi inkar eden olmamıştır. eğer olmasaydı, “kur’an da yalan haber var” deyip islamiyet düşmanları hemen kur’an’ı inkar edebilirlerdi ama hiçbir kafir itiraz etmemiştir. Sadece “muhafazidin sihiri semayada tesir etti” demişler, inkar etmemişlar. Halbuki kamerin yarılması eğer olmasaydı, islamiyet aleyhinde herşeyi yaydıkları gibi bunuda bütün dünyaya yayarlardı. Olmadığına dair en ufak bir haber tarih kitaplarında yoktur.

Bu hadise ayrıca mütevatirdir. Yani, öyle tabakadan tabakaya çok insanlar nakletmiştir ki, bu insanların yalana ittifakları muhaldir, imkansızdır. Hâle gibi meşhur bir kuyruklu yıldızın bin sene evvel çıkması gibi mütevatirdir. Görmediğimiz Serendip Adasının vücudu gibi tevatürle vücudu kat’îdir” demişler. işte böyle gayet kat’î ve görülmüs meselelerde şüphe duymak akıl dışıdır. Yalnız inkar edilmemesi yeterlidir . Halbuki, ayın yarılması, bir volkanla inşikak eden bir dağ gibi mümkündür.

Hem ALLAH için ayı 2 parça yapmak kolay iştir. Peygamberizin duası ve işaretiyle melekler yere iniyorken, ayın iki parça olması için bismillah deyip duası elbette kabul olacaktır.

Ay Mucizesinin herkes tarafından görülmesi, Cenab-ı Hak tarafından dünyada murad edilen “imtihan sırrı”na ters düşecek ve ister istemez bütün insanların imana gelmesine yol açacaktı. Bu yüzden Ay’ın iki parçaya ayrılması, insanların uykuda veya evinde olduğu bir zamanda ani ve kısa süreli olarak gerçekleşti. Ay’ın hergün farklı saatlerde dogması ve farklı menzillerde bulunmasının yanısıra, o asırda gökyüzünü sürekli inceleyen âlimler de yok denecek kadar azdı. Aynı zamanda bazı ülkeler sis ve bulut gibi engellerden, bazıları da saat farkından dolayı Ay’ı göremiyordu. Meselâ bu mucizenin gerçekleştiği saatte ingiltere ve ispanya’da güneş yeni batıyor, Çin ve Japonya’da sabah oluyor, Amerika’da ise gündüz saatleri yaşanıyordu.