/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5 -1
    Mahkeme salonundaydık 80 yaşındaki babannem dedemden boşanmak üzereydi. Üzgün dedem babaannemin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hakim tok sesiyle, yaşlı babanneme :

    - Anlat teyze, neden neden boşanmak istiyosun dedi.

    Beyler bi kaç kişi bile okursa devam edicem uzun ve seri yazıcam. Sadece bi okuduğunuzu belli edin uğraşmıyım
    ···
  1. 2.
    +1
    Yaşlı var tutar
    ···
  2. 3.
    -1
    Hmmmmmmmm çükü kalkmıyo kesin ondan
    ···
  3. 4.
    0
    Babannem, derin bir nefes çektikten sonrakısılmış sesiyle konuşmaya başladı:

    - Bu herif yetti artık 50 yıldır bezdirdi hayattan...

    Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...

    Babannemin gözleri doldu ve devam etti:

    - Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. onları 2. yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye. iyi gelirmiş derlerdi.
    50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.

    Hakim dedeme dönerek:

    - Diyeceğin bir şey var mı, baba? dedi.
    ···
  4. 5.
    0
    Şurdan bir rez alalım
    ···
  5. 6.
    0
    Anlat panpa
    ···
  6. 7.
    +1
    Dedem zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane tane konuştu:

    - Ben askerliğimi cumhurbaşkanlığı köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Ayşemi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. Yeni evlendiğimizde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime zütürdüm.
    Hekim "Çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir" dedi. "Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin" dedi.

    1-2 part kaldı hızlıca bitiricem
    ···
  7. 8.
    0
    devam et
    ···
  8. 9.
    0
    Biliyorum bu hikayeyi
    ···
  9. 10.
    +1
    Hekimi pek dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde; tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: "Çiçeği geceleri sularsan geçer" dedim. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, diğer yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki... dedi dedem.
    ···
  10. 11.
    +1 -1
    O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle...

    - Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım... Sesimi çıkartamadım... Demesiyle bütün makeme sessizliğe büründü sessizliği bozan şey babannemin ağlayarak dedeme sarılması oldu. Davadan vazgeçtiler ama 1 hafta sonra dedemi kalp krizinden kaybettik
    ···