Ekmeğin 50 kuruşu vergi 50 kuruşu fırıncıya kalır. Fırıncıya kalan parayla fırıncı un almak zorundadır parayı çiftçiye verir. Çiftçi buğday eker biçmek için traktör, biçerdöver lazımdır. Bunların parası dışarıya gider. Traktör mazotla çalışır, mazot bu ülkeye dışardan gelir, almak için para ödenir. Mazotu, petrolü bu ülkeye getirmek için boru hattı yapılır para ödenir. Unu tarladan fırına getiren araba bu ülkeye dışardan gelir para ödenir. Arabanın benzini gene aynı hikaye. Devlet aldığı vergiyle yol yapar, hastane yapar. Bütün teknik ekipman dışardan gelir. Parası ödenir. Fırıncının yanında çalışan elemanın cebindeki telefon dışardan gelir. Parası ödenir. Fırıncı kendi kazancıyla araba alır. Arabanın parası dışarıya. Evine içecek kola zütürse parası dışarıya. Çoluğuna çocuğuna oyuncak alsa, bilgisayar alsa, tablet alsa, parası hep dışarıya. Bu sadece Türkiye de değil. Bütün dünyada böyle. Peki bu dışarı giden paralar kime gidiyor? En tepede kim var. En tepede siyonizm var. En tepede yahudiler var. Uyanın.