balıkesirdeki yaz maceram

son bir-iki part atıyorum. yarın erken kalkmam lazım kuzenim geliyor

kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. tadımız yoktu. hatun muhabbeti bile dönmüyordu. zaten başımıza bu hatunlar yüzünden geliyordu bu olay. sonra anıl bir şey dedi. kendimize geldik.

-lan o turkuaz bikinili kız bana gülümsemişti amk

herkes kahkaha atmaya başladı .d tam yerinde gelen bir cümle idi. bajo da konuştu:

-o değil de bu olaylar olmasa idi. bugün pompadaydım ben ya

bir kahkaha dalgası daha yayıldı. sonra onay:

-amk siz iyisiniz lan. ben kıza bakarken kız bana eliyle 'fuck you' yaptı amk. gibicem adaleti

artık yarılmıştık .d sonra mesut abiyi yenge aradı.

-susun lan yengeniz arıyor

bur anda sus pus oldu herkes. yarım saat gülümseme halinde kaldık. sonra evlere dağıldık ve uyuduk..

iyi geceler beyler. yarın aynı saatte devam ediyorum inşallah. kendinize iyi bakın (:

hemen aradım onu merak ettim ne yapmıştı. telefon çaldı nefes nefese açtı

-lan seto nerdesin. neden nefes nefese kaldın .d
-abi edremit'teyim otelde kalıyorum. anla işte. d
-neden lan. hayırdır
-abi kız getirdi
-derdi neymiş amk. edremit'e gidecek kadar
-bilmiyorum delirdi hatun buraya getirdi beni
-ne zaman geliyorsun
-haftaya
-tamam koçum. hadi kolay gelsin
-sağol abi selam söyle herkese
-aleykum selam

içim rahatladı gerçekten. en azından seto'ya birşey olmayacaktı.

-beyler seto'nun selami var herkese
-aleyküm selam

seto işini de garantiye aldıktan sonra evlere dağıldık dinlendik birkaç saat. sonra yine dışarı çıktık. parkta buluştuk sitede kaldık..

@611 kardeşim. burada reklam falan yapmıyorum. aksine insanları bilgilendiriyorum. ve başımdan geçen olayları vakit geçsin diye anlatıyorum. okumak istemiyorsan sol frame de bir sürü başlık bulunmakta..

birazdan başlıyorum beyler

ama gözler hala üzerimizde idi. mesut abime seslendim

-abi bak izliyorlar bizi
-hani lan nerde
-abi bak pasajın orda bir kişi var. ayrıca sahanın orda bir telefon sürekli ışıldıyor. mesaj atıyor biri birine sanırım
-oyun çevrirelim amk

herkese konuştu bu sefer

-çocuklar sanırım izleniyoruz bir plan düşündüm. ama önce iki gönüllü gerek
-ben olurum abi
-tamam cenk başka kim olur
-ben olurum mesut abi
-bajo da gönüllü oldu çok iyi. şimdi plan şu

cenk sen kaçıyorsun pasaja doğru bajo seni kovaliyor. zaten bunlar tek kişilere direk dalacak bunu kolluyorlar belli ki. size iki üç kişi gelir. bajo 4 kişi gücünde alırsınız

-tamam mesut avı eyvallah .d
-lan ciddi ol hadi başlayın

olay başladı..

hızla koşmaya başladım bajo da kovalamaya pasaja doğru koştuk. sahanın ordaki lavuk da hızla geliyordu buraya. diğer lavuğun yanından geçerken bir bakış yakaladım. sanki bittim der gibi bakıyordu ve gözleri pırıldıyordu. ela gözleri vardı sarışındı çocuk. hatri sayılacak derecede yakışıklı da denilebilirdi. ama tipi kayacaktı biraz sonra. bajo role devam etti

-kaçma lan bin. ne vurup kaçıyon
-şaka yaptım amk ya .d
-bende sana yapacam işte gel lan buraya.

arkama bakarken lavuklar peşimizdeydi. sitenin kuzey girişinde bir su deposu vardı. oraya kaçtım bajo da geldi. sesli bir bicimde devam ettik role fakat sadece konuşma vardı. atılmak için bekliyorduk lavukları.

-bajo yapma lan
-sus lan amk senin. nasıl vurdun öyle
-aaahh bajo kolum. lan vurma lan
-hakettin amk

iki tane gölgeyi gördük hemen hazırlandık. bir kaç kere kendime vurdum iyice inansınlar salaklar. sonra ikisi de göründüğü anda atladık..

pekekentler hazırlıklıymış. fazla bir tutunma olmadı. hemen attılar bizi üzerlerinden. karşı karşıya durduk bakıyorduk birbirimize

-hayırdır bilader takip etmeler gözlemeceler falan?
-yanlış yaptınız olum bize
-siz kimsiniz
-ne bakımdan
-soru soruyorum amk kimsiniz siz
-biz el alemin namusunu koruyoruz. hem bize hem de bacılarımıza yamuk yaptınız
-lan size mı kaldı el alemin namusu
-ayrıca sizin dıbınıza ko...

bajo daldı bu lavuğa. sağlı sollu geçiriyor bine. diğer çocuk üstüme atladı. hazır degildim açıkçası. bir kaç tane seri yumruk yedim. dudağım patladı ve kaşım açıldı. bir durdu bu. bende kendi kanımı görünce buna bir tane patlattım. sendeledi. attım kenara bunu. kalktım

-sen kimin kanını akıtıyorsun lan ha. şe-ref-siz

her kufru vuruşlarımla heceliyordum. sağ sol sağ sol. adama işlemiyordu amk. boşa salladım bir tane kafasını çekti dengem bozuldu kaydım..

ben kayınca herif doğruldu bir kaç tane daha patlattı bana. elimi yüzüme koydum korumak amaçlı. bajo ya seslendim

-ne alemdesin lan
-ne diyos.. ahhh
-bajoo !!

kardeşim dediğim adama vurdular lan. gözüm döndü amk. hiç bir şey düşünemez oldum. herif bir tane daha vururken tuttum elini. vurdum bir tane gözüne. tuttu gözünü bu. attı kendini geriye. ayağa kalktım. yüzüne bir kaç tane yumruk attım. devrildi. yerde bir kaç tane tekme attım. kafasına yüzüne karnına sırtına nereye gelirse. bajo'ya baktım altta kalmış yiyor dayağını. atıldım üstüne bu binin. kafasına vurdum bir kere. hiç bir şey olmamış gibiydi. kulağını çektim sertçe irkildi. bana baktı. bir tane de tokat attım var gücümle. tuttu yüzünü diğer tarafa bakti. dönerken gözünü nefret bürümüştü. ayağa kalkarken iyice dellendim ben. çenesine yumruk vurdum. durdu biraz bir de diz vurdum. iyice bayılır oldu. bur tane daha yumruk attım. bu arada bajo da kendine geldi. kalktı 5-10 da o vurdu. ayak sesleri duyduk...

biz ayağa kalktık iki lavuk saf dışı du zaten. ayak seslerine bakılırsa kalabalık bur grup koşuyordu. bajo ya baktım. seninle dovusmek onurdur der gibi. o da baktı aynen kardeşim der gibi. seninle sırt sırta dayak yemek şereftir der gibi baktım bende. adamsın hadi ya allah bismillah der gibi baktı. hazırlandık iyice sona doğru. ilk kişi göründü. tanıdık birine benziyordu. iyice bakınca taylan olduğunu gördüm. rahatladım. sonra mesut abi göründü telaş hâkimdi yüzüne ve gözlerine

-cenk bajo kardeşim
-abi iyi...

ben adrenalinden bayılmışım en son sesler geliyordu..

-cenk kardeşim.
-bajo iyi m..

en son bunlar var beyler. sonra kendime geldim. başucumda mesut abi vardı.

-abi nerdeyim ben
-benim evdeyiz kardeşim
-bajo nasıl abi beni gibtir et
-bajo iyi kardeşim sayende
-nasıl iyi abi. herif onun üstüne çıkmış vuruyordu. ayrıca çat diye bir ses duydum ben o arada.
-herifin eli ters vurmuş onun sesiydi sanırım.
-ama ahh dedi bajo
-herifin sesiymis o
-abi çok şükür

dogrulmaya çalıştım ve anında her yerime bıçaklar saplandı.

-abi ne oldu bana
-kardeşim kaburganda çatlak var 3 tane. ayrıca beyin sarsıntısı geçirmişsin
-berna beni öldürecek. seto nasıl. onun keyfi yerinde pompada o .d
-çok şükür

devam ediyorum beyler

mesut abi sahile biraz uzak bir evde oturuyordu. ev dağa yakın ve tatil sitelerinin betonlaşmasından uzak, doğa ile iç içe müstakil, şık ve yeni bir evdi. ev deniz manzaralı idi, ayrıca biraz yüksekteydi. balkondan bakıldığında karşıdaki yunan adalarının ışıklarını dahi görebilirsiniz. bana iki günden beri burada bakıyormuş. ilk gün hastanede geçmiş. hep baygın kalmışım sarsıntı yüzünden. ikinci gün de öğleden sonra uyanmışım işte. mesut abi başımdan hiç kalkmamış. adam gibi adam işte mesut abi gibilerine denir. adam kelimesi mesut abimin vücudunda hayat bulur. buradan mesut abime sonsuz saygı ve sevgilerimi sunuyorum..

o gece bir çorba yapmıştı mesut abim. çorbayı kendi elleriyle yedirdikten sonra uyudum. sabah uyandığımda başımda bizim çocuklar vardı. bajo da oradaydı. içim rahatladı ama kolu sargıda idi. çatlamış onun da bileği. ayrıca diş kırıkları, kaş yarığı ve dudak patlaması vardı. herkes geçmiş olsun falan dedi. o gün öyle geçti. ertesi gün ayağa kalktım. yavaştan kolumda mesut abi ile yürüyüş yaptık biraz. sonra yorgun düştüm ve uyudum gün boyu. fakat gelişmeler durmamıştı..

bizim tayfa kavga etmiş ve ortalığın dıbına koymuştu.

sabah uyandığımda mesut abi karşımda idi. ve kaşı gözü sargı içinde idi. hemen doğruldum ve ne olduğunu sordum.

-abi ne oldu benden habersiz yapılır mı bu
-oğlum sakin ol. en kuvvetli adamlarını zaten haşat ettiniz. sorun olmadı. sadece kalabalıklardı. biraz hırpalandık ama gibtik analarını.
-abı ne oldu tam anlatsana
-siz o gün çocukları dovunce vız onları bodrumda sakladık ve konuşturduk..

-işin içinde nuray ve berna'nın eski sevgilisi varmış.
-abi nasıl konuşturdunuz siz o lavukları
-benim bodruma getirdik bunları. kırık çıkık falan yoktu. bir pansuman yaptık ve ayılmalarını bekledik. sonra sorduk. nesiniz kimsiniz falan. pekekent anlattı. bu berna'nın eski sevgilisi faruk ile konuşmuş. nuray da faruk'un aklına girmiş bize düşman olmuşlar. bu lavukların telefonundan faruk'a mesaj attık abi şuraya gelsin herkes diye. oraya gidip bir tuzak hazırladık. herkes gelince bir güzel sopaladık bunları. yara bere aldık ama olsun. bu bela başımızdan kurtuldu.
-abi ne diyeyim ki helal olsun
-asıl senle bajo'ya helal olsun. adamları haşat etmeseydiniz şimdi hala sinek avlıyorduk.
-estağfurullah abi. bu arada berna'ya kaç gündür mesaj atamıyorum. merak etmiştir abi
-o işi de hallettim abim. senin adından bir şeyler yazdım anlayışla karşıladı
-ne yazdın abi
-bu mesele işte telefon ile bir süre uğraşmamam gerekiyor yazdım. tamam dedi..

al konuşmaya başla artık
-abı tek kelimeyle adamsın sen varya ne diyim sana
-iyileş yeter kardeşim

iki gün sonra eve gidebilirdim. eve geldim bir duş aldım hemen rahatladım. berna'ma gelebileceğini söyledim. iki gün sonra geleceğini öğrendim. iyice iyileşmeye başladım. iki günüm lol ile geçti. ne basketbol, ne sahil hiç bir yere gitmiyordum. ayrıca 5 gündür sigara da içmiyordum. sadece kitap okuyordum saatlerce ve de lol oynuyordum.

birazdan devam ediyorum beyler duş alayım

devam beyler

büyük gün geldi çattı. berna'm kelimenin tam manası ile ağzıma sıçacaktı. sabah mesut abi ile kahvaltı yaptık. benim kendime hayrım olmadığında her şeyi o yapmıştı sağolsun. diş falan fırçaladım ve berna'mı beklemeye koyuldum.

vakit geçmiyordu. yelkovan aşığı olduğu akrebi kovalamaz olmuştu. güneş yaymakta olduğu ışığını yaymaz olmuştu. deniz artık parlamıyordu. tüm renkler pastel olmuştu. çiçekler solmuştu. kuşlar susmuştu. rüzgar bile uğuldamaz olmuştu.

tüm doğa harikaları o'nu bekler olmuştu. kuşlar tekrar ötebilmek için o'nun sesini istiyorlardı. deniz parlamak için o'nun parlamasını bekliyordu. güneş ışıldamak için o'nu bekliyordu. rüzgar uğuldamak için o'nun saçlarının dalgalanma sesini bekliyordu. renkler tekrar canlanmak için o'nun hayat dolu varlığını bekliyordu. vakit tekrar aksın diye, yelkovan akrebi tekrar kovalasın aşkları sürsün diye kavuşmamızı bekliyorlardı...

ve otobüsü göründü. her şey birden normale dönmeye başladı. her varlık eski düzenine döndü ve hayat akıp gitmeye başladı. otobüs yolun kenarında durdu. bir kaç kişi indi. en arkada berna'm duruyordu. o'nu gördüğüm andan nutkum tutuldu yine. yine gözlüğü eğip bakmak zorunda kaldım. valizlerini aldı. tekerlekli idi çok şükür yoksa katiyen taşıyamazdık. zaten nasıl olduysa iki valizle gidip 3 ile dönmüştü. vay amk ne aldın kızım bu kadar .d

beni gördüğü anda sarılmaya çalıştı.

-aşkım seni çok özle..
-aaahh dur hayatım dur
-ne oldu cenk bu kaşın gözün hali ne
-eve geçelim de bir yürü hadi
-aşkım ne olmuş sana böyle ya :'(